15 Mart 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

15 Mart 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SON POSTA DE Müşterek sevgili. $8 Avrupa yeni bir Nizama muhlaçtır! Yazan: Muhiltin Birgen F ransartpı, İngilterenin, Amerle kanın tuzları kuru demokrat- darı bir daha feryada buşladılar ve devam edecekler: Cebir ve zor yılanı tekrar ba- gşırı kaldırdı, ezelim onu! Eğer bu #öz, Almanyanın ve İtalyanın istedikleri şeyi cebirle, zorla, yani silâh-. la veya emri vakile elde etmeleri demek. $e, Goğrudur, haklıdırlar; fakat, bu doğ- ru söz, onların ağızlarından çıktığı za- man, kendisi küfeye girip le, sokakta Sallanarak yürüyen adamı güsterip! — Sarhoşa bak! Diyen bedmestin narasından başka bir şey değildir! Bu tuzn kurs demokratlara göre demokrasi, sulh, adı #rsanlık vesaire gibi büyük sözlerin manası şu- dür: «Dünya kâfi derecede taksim edil- Miştir. Bir kısmma İngiltere, bir kismi- na Fransa, bir kısmına Amer'ka ve bir kısırına da Rusya hâkimdir, Bunlar dün- yanın karitasını istedikleri gibi ölçer, bi- Çer ve keser, eklerler, Kümsenin ses çı- karmaya hakkı yoktur. Kim şikâyet eder- ge kafasını ezmek lüzimdir. Küçük mil. letlerin hiçbir hakları yoktur; biz onları Bayrak demek kuvvet demektir, bayrağı kuvvet temsil et miyen millet, bayrakları kuvvet temsil eden milletlerin esiri olur. Uzak ve yakın tarih bu hakikatin misalleri ile dolu« dur. Türkiye bugün son asrın herhangi bir devrinden daha kuvvetlidir, beş senelik müdafaa plânımız bu kuvveti bir kat daha artıracaktır. Milli müdafaanın her şeyin fevkinde olduğunu unutmıyalım. istediğimiz gbi kullanmız. Harbet| Arnavudluk kralının |W aronnaa op rivor || Pünyanın detzek etmeğe metburdutlari vüh cire| Wız kârdeşleri HERGON BİR. FIKBA | n gazer kelleftirler, Alyonu yasak edersek” ye-| Amerikada Bacaklı kızı Ben de büyük edibim dememiş amma Meşhur Amerikan gizahçısı Mark | Twain, edebiyct hakkanda bir kon- ferans verilmek üzere bir toplantıya çağırılmış, Mark Tüuain, kürsüye çıkmış: — Edebiyat hakkında bir konfa - rans vermek için butaya geldim. Fa- kat çok bir şey söylemiyecağım.. Siz de bilirsiniz ki edebiyatta büyük nam birakmış insanların hepsi ölmüşler- dir. Homer ölmüştür, Dante ölmüş- tür, Şekspir ölmüştür. Bunu söyledikten sonra: Mecalsiz bir halde kendisini sündalyeye bırak- saktır; «dç!» dedik te içmediler mi dün- 'yayı onlara zindan ederiz. Bizim bu niza- Mmımıza kargı Almanya baş mi — kaldırı. yor? Ah, küstah, zorba, sulh düşmanı Almanya!> Fakat, şu toprak üstündeki beşeri ha- yat öyle istemiştir ki kim böyle düşü- nürse, onun karşısına gene böyle düşü- hon biri çıkıyor, Almanya ile İtalya bun- lardir. * Fakat, bizler, küçük memleketlerin de- mokratları, biz demokrasiyi böyle anla- Mıyorüz; bizim sulh dostluğunu, adaleti, hakkı ve insanlığı anlayış tarzımız büs- bütün başkadır; biz istiyoruz ki dürya- da bakiki bir sulh ve bakiki bir demok- Tasi tesis edilebilmek için hak ve adalet mefhumları, cemiyetlerin — içlerinde de,| Mült camlaların arasında da azami bir misbet derecesinde temin edilsin. Silâh- Janmış bir milletin silâhlanmamış bir millete tahakküm ve tagallübü imkânla- Tını bertaraf edecek bir usul konulsur. Bu üsüllerin bir kısmını vaktile dalgın filozot Wilson ilân etmişti. Ökmeydanın- dâa buhur yakar gibi, onun sözleri dağıl- Arnavudluk krâlı Zogonun kız kar - deşleri Prenses Macide, Ruhiye ve Mü - zeyyen, ÂAmerikada Madam Roosevelt ile konuştuktan, görülecek yerleri gez - dikten sonra, ağabeyleririn di şünde bulunmak üzere Arnavudluğa ni ö tedirler. Yukarıda kralın kız kardeşlerin- | », den ikisini g'ırüyonunîn: Bir insan ha yatını Bir kartpostal üstüne Ne gibi işlerle geçirir? 32714 kelime Bir Avusturya âlimi bir Istatistik yap- — Ren de, demiş, şimdi kendimi tyl hissetmiyorum. Zannedersem ben de leceğim! *İbeşinci yıldönümü münası Mart 15 - —at | Söz'ün Kısası Yazı Çok Olduğu için Bugün Konamadı Hükümet sporu himaye için yeni tedbirler alıyor (Bastarafı 1 önci sayfuda) Toplantı Ankara Gençlerbirliğinin on klübün yeni lokalinde yapılmış ve klübün fahri reisi Adliye Vekili Şükrü Saracoğlu tör rene Spor Kurumu ve diğer klüpler er- kânile gazetecileri davet etmiştir. Bayar, lokale Saracoğlu ile birlikte geldi ve sporcularla başbaşa — geçirilen dakikalar spar işlerinin etrafında çok |değerli hasbıhallere vesi!e oldu. Celâl Bayar klübün kazandığı kupâ, şild ve madalyalarla dolu müzesini ted- kik etti. Saracoğlu sporcuları ayrı ayra '(kauuyeı ve vasıflarını da tebarüz çtti- ge rerek Başvekile tanıttı. Bu sırada Celâl Bayar: e— Klübünüz bana da yabancı gelmi- yor. Biz gençler de bu birliö'n tabil azı sıyız» diyerek iltilatta bulundu. örü, Bırasında mevzu — Ankara futbolüne intikal etti.Celâl Bayar dedi kit «—, Şampiyonluk işi liyakat ve ehliyet moselesidir. Buna lâyık olanı hangi klüp olursa olsun milli bir zevkle tebrik ede- rim. Fakat ötedenberi görüyoruz ki bis rincilik üç dört klüp arasında kalıyor. Gönül diğer taraflara da intikalini isti- yor. Bu vaziyet spordaki milli kabiliyeti vatanşümul olarak ifade eder.» Başvekil bu suretle hülüsa ettiğimiz mütalcalarınm — sonunda sporculardan derdlerini #ordu, Buta verilen cevablar arasında bazı klüplerin tahsil masrafını ,|vermek, iş bulmak, hatiğ mükâfatlar te- min etmek gibi çarelerle yetişkin veya- hud müstaid oyuncuları takımlarına al- dıklarından da bahsedildi. Başvekil: «— Biz filân klüp, mümtlaz vaziyete gelmiş, onun peşind. doğilir. Dava gö nüllü olarak yetişmek meselesi ”' » de Saracoğlu da oyuncu nakletmk bahsi dolayısile düşüncelerini anlatarı <: «— Eğer iş sade buna kalsaydı, elbette ki Ankara " — yerden en mümtaz öyun- cuları daha kolaylıkla celbedecek vazi. yettedir» dedi. Hakikaten iş bu değildi. Milli küme haricindeki klüpler turnuvasında ayni ı gitti; evvelâ, bu söylendiği gün unu- tülmüş olan prensipleri tekrar meydana çıkarmalı; fakat bunlar da kâfi değildir. Bir kısmını da bugünkü medeniyet icad! etmeğe mecburdur. Bunu yapamadığı dçindir ki işte, Avrupa, bugün yeni bir Harb tehlikesi karşısında tiril tiril tit. Tiyor. «Avusturya» namı altında elsiz, ayak- taz, bacaksız bir memleket icad edip bu- Bun İçine altı buçuk milyon Alman koy- Mak, ayni Almanların bir kısmımnı bir ta- Yafa, ötekini başka tarafa bol keseden dağıtmak cürüm değildi de bugünkü Al. Şmanyanın milli ittihad hamleleri mi cü- yüm olacaktı? Mahud Sevres - Sevr - mü- ahedesini unutmuş değiliz: Bizi ana va- Avustürya — köylülerinden Franz | Mıştır. 60 yaşma varaış bir adamım ha- Wiclach 'bir Kkastpostalın sırf yazıya | Yatı ne süretle geçirimiş olduğunu hesab takımlar Ankaradan da geçliği halde iyi oyuncular İstanbuldan alınmıştı. mahsus kısmına 32714 kelime yazma - ğa muvaffak olmuştur. Bu kartpostala etmiş ve şu netici varmıştır: F KÜ D ç Dünyanın en güzel ve uzun bacaklı kı- ÂT senesi uyku ile, 15 senesi çalışmak | », Yondradadır. İsmi Gloria Day'dır, Glö- Amnerikalı bir milyoner talib çıkmış -| ile, 8 senesi hastalık, davs, üzüntü, seya- yfa'nın bn hazinelerile, en mevzun ba -| tır. 1000 İngiliz lirası vermiştir. Fakat | hat ile, 4 senesi yemek yemek ile, 3 sene- Franz bunun şimdilik satılık olmadı -|si projeler yapmak ile, 2 senesi traş ve ğını bildirmiştir. sraree AAA AAA AAA AAA AAA AAA AAA AA AAA KA LALAAAAA genişlemek için kendisine az mukave. met edebilecek hududlar — arıyacaktır. Bu hududlar da şarktadır. Eski Avustur. yya imparatorluğunun Drang nach Östen » şarka doğru nüfuz - siyaseti muvaffak olamadı; çünkü, o imparatorluğun milli vwasfı ve millf! kuvveti yoktu. Fakat, ayni politika, ayni şiar bu doksan mulyonluk tanımızda vatansız yapmak istiyen, A- Hadoluyu parçalı bohça gibi türlü türlü genklere boyayan muâhede haktı da 'Türk milletinin o mükaddes istiklâl mü- €adelesi zorbalık mıydı? O zamanlar bi- Alman kütlesi elinde elbet kuvvetli bir anahtar olur ve bunun önüne geçmek kü- Ççük milletlerin kolay başarabilecekleri bir iş değildir. caklı kadın diye tanılan Marlene Diet - rich'e en büyük rakib olarak meydana çıktığı söylenmektedir. tuvalet ile, yalmız 1 senesi eğlence ilet... Komünizm bir hayaldir. Garbda hâ-| Eşine rastlanmamış garib ktm olan bugünkü ruhile demokrasi de . bir riyakârlıktan başka bir şey değildir. bir hırsız Faşizme ve nasyonalizme gelince de, es| Novyörk zabıtası çok garib bir hırsızı vet, bunlar, cebir ve zor ifade ederler./ele geçirmeğe uğraşmaktadır. Bu garib Fakat, hiç olmazsa mürailik etmiyorlar, hırstz, hırşızlık yaptığı evlere bıraktığı bugünkü dünyada hâkim olan ruhu - ö-| paslalarla — kendisinin birsiz olmayıp tekilerin olduğu kadar kendi, ruhlarını| (servet müvazenesini» temin etmeğe çalış a *Ç*CL”Y“*W' ve bunun eserlerini | çığını söylemektedir. Garib olduğu kadar Bösteriyorlar. P b Eğer insanlık hayal peşinde — koşmak | g4 Sörarengiz Kran ö 'mrdei ":îfnk Ve aöi vitabekimlar dd bteml | S CY0 O Ca Cet doen ehemmiyetsiz bazı eşyalar çalıp yer- 'orsa, eğer maskeli demokrasinin eli ğ îmüf":lmk,m İnEkENİ vi mıî';':'. lerine zenginlerin evlerinden çaldığı kıy- cebrin ve kuvvetin hak prensipi olması- | Metli eçyaları burakmaktadır. Bir kaç gün na karşı içinde bir isyan duyuyorsa tek|©VYel bir bangerin evinden çaldığı 122 bir çıkar yol vardır: Dünyaya ve Millet-| senelik kıymetli bir saati posta ile Nev - ler Cemiyoetine, hakikt bir hak ve âda-|york sanayi müzesine göndermiştir. Saat ile beraber gönderdiği bir puslaya da let ruhuna yakın yeni bir nizam vermek, Avrupa bunu yapabilirse selâmet, yapa. | «sahibi için lüözumsuz, fakat müzeye pek elzemdir» ibaresini yazmıştır. İSTER İNAN, İSTER İNANMA! zişlerle hüviyetini öğrenmeye çalışmış, fakat bir netice elde Bursada çıkan «Açık Sest» gazetesi yazıyor: ı Birkaç gün evvel burada bir «çocuk unutma vak'ası» Ole | edememiştir. Arayan olması ihtimaline karşı çocuğu nihâyet pohise teslim etmeye mecbur kalmıştır. Akşam üzeri çocuğun muştur. Hâdisenin cereyan şekli şöyledir: Abdülhakimin idaresindeki olobüs Çekirgeden - Butsaya |» » li N e Ceki bekçilerden Bay Nuri polise müracant etmiş, çocuk babasını görür görmez hemen boy- gelmiş, yolcularını boşalttıktan sonra taksi yerine gitmek üzere iken otobüste bir tek çocuğun kaldığı görülmüştür. An- nuna atılmış, baba ile oğul, birbirine sarılarak karakoldan ayrılmışlardır. Çocuğu otobüste unutan büyük annesi oldu. Ze de zorba dediler, Bugün işler değişin- €e, bizim adımız da, sıfatlarımız da de- Gişt. Bugünkü dünyanın taptığı tek bir mabud var: Kuvvet! * Almanya cebir ve zora, emri vakilere Mmüracaat ediyor; bu fena bir şeydir. Fa- kat, buna fena demek, ancak bizler gibi milli hududları içinde milli hayatlarile Meşgul olanların hakkıdır. Ötekiler, Al. manya gibi sokakta sallana sallana yü- YTüyeh içki amatörü değil; möyhaneden | evine küfe içinde nakledilen bedmest. | Terdir. Onlar evvelâ susmaya, sonra da, günahlarını ve kabahatlarını affettirmek fçin, yeni bir dünya nizamı tesisine çalış- maya mecburdurlar. | Evet, yeni bir dünya nizamı tesisine bugün dünden ziyade ihliyaç vardır. “Yoksa, Avrupa belâdan belâya uğrıyas Cak, faciaların en fecilerine sahne — ola- Her şey, Fransa ile İngilterenin elle- rinde bulunuyor; eğer bu memleketler dünyada hak ve adalet mefhumları üze- rine kurulmuş yeni bir enternasyonal nizam hareketi uyandırabilirlerse Avru- pa kurtulabilir. Akti takdirde harb, ya- kındır, muhakkaktır ve bütün facialarile #Snümüzde duruyor. cak iki yaşlarında kadar görülen bu yavru istenilen malü- mattan hiç birini verememiştir. Kontrol memurlarından Bay €aktır. Almanya, dar bir çember içinde Fuad vak'adan haberdar olunca çocuğu yanına alarak nüva- | ğu anlaşılmaştır. gikişmiş kalmış oldi Kİ İRARE Sakha ünlyemir ö ç| İSTER İNAN, İSTER İNANMA! | den bu doksan milyonluk milif varlık,| Bu müşahede İstanbuldaki — idarecile« Tin işi Ankaradakilerden daha iyi kav- radıklarını gösterebilirdi. Bu mevzüu üs zerinde görüşmeler devam ederken Ane kara takımlarının İstanbuldaki arkadaş- larına Hazaran daha az temaslar yaptıke ları da ileri sürüldü, Tecrübe ve teknik farkı, saha ve lokal meseleler; klüplerin mal! vaziyetleri de mevzuu bahsoldu. Saracoğlu Ankaranın kendinı hissetti- recek vaziyete geldiğini söyledi. Muha» fizgücü reisi İsmail Hakkı, hükümet merkezinde yeni açılmış veya buraya nakledilmiş olan yüksek mektebler dola. yısile de Ankarada kuvvetli bir gençlik kütlesinin yerleştiğini anlatlı ve Başve- keilin bir sualine cevaben de Ankarada mevcud 7 klübün hattâ az bile olduğunu tebarüz ettirdi. Celâl Bayar: «— Bir şey daha düçünmez misiniz? diye sordu. Ben klüplerin müşterek bir lokali olmasını zaruri addediyorum. Hane Bi teşekküle mensub olursa olsun onları bir çalı altında topluyacak bir sporcular klübünü nasıl bulursunuz” Sporcu an- trenmanını, ekzersizini veya temasını yapar. Baş geçirecek zamanında spor klüe büne gider. Buraya girmek içın de here hangi bir spor klübünde bulunmak kâfi gelir ve gençler için de burası çok mazbut bir toplantı yeri olur.s Sporcular başvekilin bu yukm alâka- sından derin bir sevinç duydular. Klüp azaları davetlilerini hazırladıkları büfe- de ağırladılar. Büfe başında Celâi Bayar - Ankaraya her yıl dört cenebi tekımmı - getirtmeği temin etmek vâdinde bulun- düu ve cirid oyununa verilmesi lâzım gelen ehemmiyet üzerinde do durarak alâkadarlardan bu millf sporun inkişafı yolundaki düşüncelerini bir rapor halin- de kendisine bildirmelerini istedi. Baş- vekil gençlerin şiddetli alkışları arasıne da klüp mensublarına , muyaffakiyetler —

Bu sayıdan diğer sayfalar: