23 Ağustos 1938 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2

23 Ağustos 1938 tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hergün Şark milletleri birbirlerini Tanımıya mecburdurlar Yazan: Muhittin Birgea ki gün evvel, Balkanlarda turizm bahsi üzerinde durmuştum; dün de İranm, dev adımlarile yaptığı ilerleme hareketi münasebetile, Türkiyenin İran ve Arab âlemi ile bütün eski bağlarını kırmakta ve yenilerini de bağlamamakta olduğu noklasına temas ettim. Hattâ şu- ” nu &a ilüve ettim: «Yarının büyük mü- cadelelerinin başlıca sahnesi, artık Asya- dir> dedim, Hiç şübhe yok, yarının mücadelesi As- yadır, Asyada uyuyan milletler, ezilen kütleler var; Asyada müstemlekeler var; Asyada Asya impatatorlukları, Avrupa emperyalizmi var; bunların yamı başın- da da uyanan ve uyanmak üzere olan kütleler, milli ve içtimat hareketler var. Türkiye, bu hareketlere yabancı değil- dir, yabıatıcı kalamaz. Asyada zuhur ede- cek her hâdisenin dönüp dolaşıp Türki- jyeyi az veya çok, uzaktan veya yakından , alâkadar edeceği şübhesizdir. 'Türkiye, ayni zamanda Avrupa ile As- ya arasında coğrafya bakımından da, si- yaset bakımından da, iktısad bakımın- dan da bir köprüdür. Türkiye Avrupa- dan alıp Asyaya, Asyadan alıp Avrupa- ya türlü türlü şeyler yeren ve verebile- cek olan bir memlekettir: Siyaset, nü- fuz, kuvvet, medeniyet, iküsad, kültür, hülâsa her şey! Bunun için, Türkiye Asyanın bizimle en yakın alâkası bulunan iki büyük un- Bürile Arabla ve İranla, mevcud olan mü- nasebetlerini azami derece sıklaştır- maya mecburdur. Bu vazifesini ihmal edemez. * Bu münasebetleri — kuvvetlendirmek Resimli Makale: Harekette, defa dir. kelimda ve Düngyanın en Şişman kızları Amerikadadır için mekteblerimize tekrar arabi ve farisi dillerini koymayı tavsiye edecek deği- lim. Bu, eski bir medeniyetin tekrar ya- Şatılmasına çalışmak gibi manasız bir iş olur. Fakat, üniversitemizde şark dille- rine, şark kültürüne ve umumiyetle şark işlerine ciddiyetle alükadar eden bir şu- be açmak çok güzel bir fikirdir. Meselâ, İlâhiyat Fakültesi yerine daha geniş, da- ha asri ve daha canlı bir programla ve muhtelif enstitülerile bir şark fakültesi tesis etmek bizim üniversitemiz için ya- pılacak en güzel bir şeydir. Şark işlerine bizim kadar ve fakat başka bir ruh için- de alâkadar olan Rusyanın bu ülemle manevi teması temin eden fakülteleri vardır. Birçok üniversitelerin yanı ba- Şanda tesis edilmiş olan bu nevi fakülte- lerden biri Baküdedir ve ben bu fakül- tede Privat Doçent ünvanile çalıştığım bir sene zarfında gördüm ki Rus sistemi- ne göre kurulmuş bir üniversite içinde, böyle bir fakülte, hattâ fena çalıştığı za- man dahi bol ve güzel mahsul verebilen bir müessese oluyor. ci derecede, Türkiye, İran ve Arab memleketleri arasında, içinde yaşadığı- mız müşterek hayat meselelerini günlük alâka ile takib edecek ve memleketleri birbirlerine tanıtacak olan Türk - Arab - İran cemiyetleri teşkil etmek için zaman çok mddk Böyle bir cemiyet bu memleketleri birbirlerine iyi tanıtmak için çalışmayı program olarak kabul e- derse pek çok faydalı işler görebilir. Üçüncü derecede bu memleketler ara- sında turizm hareketi uyandırmak ta lâ- zım ve mümkündür. Kış mevsiminde ce- nub memleketleri şimaldekiler için, yaz mevsimlerinde şimal memleketi cenub- dakiler için güzel turizm imkânları ve- rir. Lübnan, yaz için de, kış için de Türk turistlerine fevkalâde güzel gezme, iİsti- rahat ve zevk fırsatları arzeden bir mem- Jekettir, Senenin yedi ayında karlar için- de uyuyan Lübnan çamlıkları, rengârenk ufuklarile İsviçrenin dağlıklarını geride bırakan Sofer, Akdeniz üzerine en baş- metli gözlerle bakan Âliye, Mmemleket haricinde güzel tablat, temiz hava ve hol konfor arıyan Türk, turistleri için daima Ziyarete değer yerlerdir. Kahire ve Bağdad, Nil ve Dicle, Loti- nin renklerini yaza yaza bitiremediği çöl, Musanın içinde kırk yıl kaybolduğu Sina, kış mevsiminde her turistin kolay- ca uğrağı olabilecek meçhul ve güzçl â- Jemlerdir. Kahire ve Bağdad bir tarih, 'Tahran başlı başına bir âlem, Tebriz her 'Türkün görmesi lâzım gelen bir Azerit metrepolüdür. Onlar için de her tarafı enteresan ve her tarafı güzeldir. Bütün bu memleketler arasında turizmi inkişaf Dünyanın en şişman kızları, Kalifor- niyada film artistliği yapan çikolata ren- ginde üç genç kızdır. En büyükleri 25? yaşında ve 140 kilodur. En gençleri ve en zayıfları 17 yaşındadır. Tam 125 kilo gelmektedir. Şişkolar, canları istediği yemeği ye- mekte, açık renk elbiseler giymekte, A- merikan sakızı ile edebiyata bayılmak- tadırlar. İçinden 2,500 liralık inci çıkan istridye İngilterede boğazını seven - İngilizler- den biri 28 kuruşluk istridye almış, eve gelmiş, Bunları iştiha ile mideye indirir- ken, bir tanesini yutamamış, merak et- miş, açmış, içinden 26 tane inci çıkmış. 25 kuruş fle 2500 liralık inci kazanan İn- giliz, bunlardan karısına bir yüzük, ken- disine de bir kravat iğnesi yaptırmış. —: — ettirmek, bilhassa üniversiteliler, liseli- ler ve izcileri karşilıklı olarak, yer yer dolaştırmak hesabsız faydalar verir. * Daha ziyade ısrar etmiyelim ve sözü uzatmıyalım. Türkiye İrana, İran Iraka, Irak Türkiyeye ve - Şamdaki akılları ka- falarından dört metre yukarıda duran müfritleri ne derlerse desinler - Suriye de bunlara, bunlar Suriyeye muhtaçtır- lar. Bu memleketlerin manevfi bir elbir- |liği yapmalarını temin için ne kadar ça- lışılsa azdır. Bu gayeyi temin için tlk te- şebbüsü almak Türkiyeye yaraşır. Tür- kiye bu teşebbüsü almalıdır ve yakın za-| manda üÜç taraftan elbirliği ile halledil- mesi zaruret kesbedecek olan bu davayı ortaya mutlaka atmalıdır. Muhittin Birgen İSTER Hapishane binasının yıkılmamasını, yani müstakbel dev- let mahallesinin Sultanahmed meydanında yapılmamasım ilk gündenberi iKizam eden bir meslel mevzya avdet etmiş hâdiseyi hülâsa eden yazısında gı sa- tırları gördük: «— Şimdi de garib bir hâdise fle karşı karşıyayız. Hapis- hanenin yıkılmasını tercih eden adamlar ekseriyettedirler. İSTER tavırlarda aylâklığın — veyahud — kayıdsızlığın SON POSTA yapmacık — çok bir neticesi- — mz ciddi ve lâtife tinab ediniz. SAA Hergün bir fıkra İkinci defa Meşhur — bir muharrir, kendi eser- lerinden birini eski kitablar satan bir kitabeırda görmüştü. Üzerinde kendi yazısı vardı. Yazıyı okudu: «Dostum S. e hürmetlerimle.» Kitabcıya istediği parayı verdi. Ki- | tabı aldı. Evvelki yazdığı yazının al- tına şu cümleyi ilâve etti: «Dostum S. e, Bunu eski kitablar satan bir kitab- | cıda bulmaklığım ikinci bir defa hür- | metlerimin takdimine vesile olduğu ! için kendimi buhtiyar addetmekte- ; yim.> İ Kitabı, dostu S, nin adresina posta- ya verdi. Amerikada meçhul Bir doktor 14 kişi Öldürdü Amerikanın Klevland şehrinde 1934 yılının eylöül ayındanberi hüviyeti moç- bul bir katil yaşamaktadır. Bu katil iş- lediği cinayetlerin yapılma şekline ba- kılacak olursa meslek itibarile bir dok- tor, hattâ mükemmel bir cerrahtır, fakat Klevlandda yaşıyan, hattâ yolcu sıfatile bu memleketten gelip geçen bütün dok- torların hüviyetleri araştırıldığı, — izleri takib edildiği balde henüz kim olduğu anlaşılama a Amerika gazeteleri: — Elbette günün birinde bulunacak- tır, diyorlar. Burası muhakkak, fakat &- €aba kurbanlarının adedi kaçı bulduktan sonra? Şimdiki halde bulunan cesedle- rin sayısı 14 dür. Bütün bu cesedlerin ga- yet muktedir bir cerrah, elinden çıkmış olarak parça parça kesilmiş bir halde gazlı bezlere sarılmış olarak bulunmuş- lardır. Amerika gazetleri: — Halk yarım akşam sıranın kime ge- |lar. İki kalbli bir köylü Avustralyanm Pert şehri hastane - jsinde munlazam surette işleyen iki kal bi bulunan bir köylü müşahede altına alınmıştır. Rontgen ile yapılan muayenelerde göğsünün sağ tarafında — büyükçe bir |kalb ve sol tarafında da daha küçük r kalb bulunduğu tahakkuk et İSTER İNAN, Mizım gelen kdaş dün tekrar bu bir kıymet bile bu leceğini ıztırabla düşünmektedir, diyor- | a Tabit olunuz — Aylâklıkla ve kayxdsızlıkla itham edilmemek İstiyorsa- bütün hareketlerinizde mübalâğadan te- Dünganın En seri Yolcu gemisi (Kraliçe Mari) transatlantiği Atlas Okyanusunu saatte vasati olarak 31,69 mil ile katederek mavi şampiyonluk kor- delâsını almıştır. Resim transatlantiği son sür'atle giderken gösteriyor. Banger İnsülün vasiyetnamesi açıldı Bir müddet evvel vefat eden maruf Amerikalı banger Samuel İnsul'ün va siyetnamesi geçen hafta Şikagoda mah keme, huzurunda açılmıştır. İtist Wollis'e iki yüz lira vasiyet etmek- te ve 2,800,000 lira da borç bırakmak- |tadır. İnsul evvelce kendisinin idare ettiği bir çok büyük şirketlerin başın- da bulunan oğlunu bıraktığı borcları ödemeğe davet etmektedir. Her sene ikiz doğuran İ çocuklu kadın İtalyanın Bolonya sahilinde Zoni is- minde bir köylü kadın daima ikiz ço- cuk doğurmaktadır. Bugün yirmi beş yaşında olduğu halde on bir çocuk a - nası bulunan köylü kadın 17 yaşında evlenmiştir. Çocuklarından son beş ta- İnesi iki defa ikiz, bir defa da tek ol - |mak üzere 28 ay zarfında doğurmuş - tur. Zoni'nin kocası karısından ancâk beş yaş büyükdür. Ve zengin bir emlâk sa hibidir. Sidney üniversitesi öldükten sonra kalblerinin üniversiteye aid olması şar tile köylüye 30 bin dolar teklif etmişse de köylü bu parayı ve bu teklifi red - detmiştir. İNANMA! Fakat bunların ilimle alâkaları yok. Asıl söz sahibi olmak m adamları ekalliyette bulunuyorlar.» Bizim bildiğimize göre iki mağara harabesinde en küçük ilunmadığını söyliyenler mimarlardır, binaenaleyh biz bunların kendilerine taallük eden bir sa- hada flim sahibi ol İNAN, İSTER imadıkları iddiasına biz inanmıyoruz, fa- kat ey okuyucu sen: İNANMAI! Eski milyoner banger eski karısı ar- | Sözün Kısası Uzun ömür iksiri ve Çinli eczacı inde, bir taraftan kan gövdeyi götüre dursun, öbür taraftan da, bü ucu bucağı olmıyan koskocaman ülkenin, top, tüfek sesleri erişmiyen kı- sımlarında hayat normal bir halde de- vam edip duruyor. Bu cümleden, Li-Şang-Yun adındaki bir Çinli eczacınıy 156 yıllık uzun bir ömrü, İnsanlara sermedi hayatı sağlıya- cak bir iksir keşfetmeğe hasreyledi ve nihayet geçenlerde öldüğünü yahancı Matbuat sayfalarında okudum. Lâ-Şang-Yun herhalde Bu iksirin kıs- men olsun sırrını keşfetmeğe muvaffak olmuş ki, bizzat kendisi 156 yaşına ka- dar yaşıyabilmiş, ve sermedi hayalın pes şinden koşmanın bile insanlar ıçin fay- dalı olabileceğini isbat eylemiştir. Bit adamın 156 yıl muammer olduğunu duyanlar, onun, herhalde çoluk çocuk gatlesinden azade yaşamış olduğuna hük- medeceklerdir. Halbuki, ayni gazetelerin haber verdiklerine göre, Li-Şang-Yun dünya evine bir kere değil tam 23 defa girmiştir. Başından 23 nikâh geçtiği halde, bu kadar uzun yaşıyabilmek herhalde fev« kalbeşer bir hayatiyete malik olmağa bakar ki, esasen böylelerinin iksire, mik- sire ihtiyaçları yoktur. Bir de var ki, ispirtoya ve uyuşturucu maddelere düşkün olan bazı kimsolerde ifrat, nasıl ki zehirin tesirini ibtal edi. yorsa, evlenmenin yirmi üç defa tekere rürü de, artık bizim Çinli eczacının üze. rinde, aile gailesinin tesirini hiç mesabes sine indirmiş olsa gerektir. Herhalde, uzun ömür iksirini aramakla vakit geçirip, âmür tüketen Li-Şang- Yunun dul kalan yirmi üçüncü karısı ha« fıratını yazacak olsa, zannederim ki epey, [ enteresan olurdu. E. Talu AAA Türkofis dış teşkilâtında değişiklikler yapıldı İktisad Vekâleti ihracatımızı arttır- mak ve aramızda iktisadi münasebet bulunan memleketlerle ticari vaziyeti- mizi inkişaf ettirmek gayesile Türko « fis dış teşkilâtında bazı değişiklikleri &.îh'ı eden yeni bir kadro hazırlamış- E Talu Ayrıca şimdiye kadar Konseyye adı verilen ticaret mümessillerine de ata - şe ünvanı verilmiş, yeniden 300 liralık 'dört raportörlük ve 400 liralık üç âta« |şelik ihdas etmişti Bir Eylülden itibaren tatbikine ge çilecek olan yeni kadroya — göre Paris eski konseyyesi Nocdet, İsviçre Bern |ataşeliğine, İktisad Vekâleti Başmü « |şaviri Sami Paris ataşeliğfine, Cenev « re Konseyyesi Kâmran Paris ataşeliği raportörlüğüne, İktısad Vekâleti Al « man masası şefi Hamburg ataşeliğine, Samsun Türkofis müdürü Midhat Ati« na ataşeliğine, Bambay konseyyesi Tur han Celâl İskenderiye ataşeliğine, es- ki Lahi konseyyesi Said Berlin ataşe « Hğine tayin edilmişlerdi! Teşekkür Oğlum eHalidunsun geçirdiği ağır hastalığın tedavisinde yüksek bilgi vo ihtisası dalresinde candan alâka gösteren dahiliye mütehassısı doktor Hasan Ferid Cansevere alenen teşekkür etmeyi vazife bildim. Doktor Bari Koşay | TAKViM.

Bu sayıdan diğer sayfalar: