Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
—— nın memleketine gitmek - bir ilim heyeti, a- Hâdiseler Karşısında KORKARIM © ki arkadaşmışlar, biri meraklı, ö- l teki mübalâgacı imiş. Mübalâga- cı ikide bir: — Benim memlekette var, görsen şaşarsın! - Dermiş., Meraklı merak edermiş: — Hele anlat şu sarayı. Mübalâgacı anlatırmış: — Tam iki yüz oda.. hepsi de döşeli dayalıdır. Hele bahçesini hiç sorma, o- rada bulunan çiçekler dünyanın başka hiç bir yerinde yoktur. Meraklının merakı artar: — Bir gün seninle gidelim! Diye yalvarırmış. Nihayet meraklı, mübalâgacıyı kandırmış. Mübalâgacı - üzere yola çıkmışlar. Mübalâgacı vapurda: — Benim köşk kimbilir şimdi ne hal- dedir, demiş, kırk oda bu.. temizlen - mesi bakılması kolay değil! Meraklı sormuş: — Hani iki yüz oda idi?.. — BSen yanlış anlamış olacaksın, iki yüz oda değil, tam kırk odadır. Vapur mübalâgacının memleketine yaklaşmış; mübalâgacı bu sefer de: — Şu benim evi dünya — gözile bir kere daha görebileceğime ne — sevin - dim. On odası vardı, bahçesi vardı. Demiş, meraklı gene sormuş: — Hani kırk oda idi? — Sen yanlış anlamışsın, ben on oda demiştim. Vapur yanaşmış, meraklı ile müba- lâgacı vapurdan çıkmışlar. Bir müd - det de araba ile gitmişler. Mübalâgacı arabayı durdurmuş: bir sarayım — Burası. : Meraklı bakmış, etrafta ne saray, ne köşk, ne de ev görmüş. Mübalâgacı, bir ağaç altında oturan bir köylüye sor - muş: — Arkadaş, burada benim bir kulü- bem vardı, ne oldu? — Anladım. Beş sene evvel tarlanın ortasında bir çardak vardı, onu soru - yorsun değil mi? Çoktan yıkıldı, gitti. a Bu fıkraya çok benzer bir hâdiseye şahid oluyoruz. Bir zaman şöyle demişlerdi: «Belediye otobüs getirtecek, şimdi işleyen kamyon bozması otobüsler or- tadan kaldırılacak, şehirde münakalât belediyenin otobüslerile yapılacak.» Bekledik, kararlar verildi. Teşebbüs- ler başladı. Fakat bütün bunlar olur - ken bir gazetede şöyle — bir havadis çıktı: «Belediye şimdilik ancak otuz oto- büs getirtebilecek.» Hâdisenin sonu, acaba hikâyenin so nuna mı benziyecek? Daha yarı yolda iken büyük rakam- lar küçülmeğe başladı. Bir.müddet son ra gene bir gazetede: «Belediyenin şehirde işletmek üze - re getirtmiş olduğu üç otobüs gümrük- ten çıkarılmışlardır. Fakat bunların bazi ufak tefek noksanları bulundu - ğundan şimdilik işletilmeleri mümkün görülememektedir.» Tarzında bir havadis korkarım, İsmet Hulüsi okumaktan — Bunları biliyor mu idiniz? Cenübit — Ameri- kanın insan ayağı basmamış olan mıntakalarında na dir böcek toplıyan a.. |— vez ,. hiren misli görül- Zef a y memiş bir kelebek bulmuştur. Bu kele- beğin bütün dünyada bir eşi yoktur. Bu hayvancık, bu heyete (4000) liraya malol- muştur. * İzdivaaçta milliyet değiştirme merakı İngiliz ledilerinden Jan Margaret El- lenboöref dokuz defa evlenen, fakat her '(defasında bir başka milliyetli erkeğe va- ran garib tabiatli kadındır. Bu kadının dokuz düğününün dokuzu da ayrı bir memleketin hükümet merkezinde yapıl- mıştır. İlk defa bir İngilizle, sonra bir “Bavyeralı Almanla, daha sonra bir Yu- nanlı, bir Arnavud, bir İtalyan bir Su-| riyeli, bir Arab, bir Türk ve bir çöl be- devisi ile evlenmiştir. : İlk posta kutularının menşei İlk posta kutula- rı bundan dört asır evvel Floransada ihdas — edilmiştir. Fakat bu kutular nektub atılmak i- çin değil, halk ara- sında — engizisyon mahkemesine ih- bar yapılması için (hdas olunmuştur. Bu yüzden birçok haksız ihbarlar yapıl- mıs ve tek çok kimsenin canı yanmıştır. * İrlandada erkekler kadından fazla yaşarlar İrlandada erke- |ğin hayat vasatisi ; kadın üstündür.ı/ T İrlanda, umumi- 24 yetle erkekleri ka- 74 dınlarından fazla yaşıyan dünyanın :) yegâne memleketidir. ıııııııııııı OLLLLLLLLDLDLILLLILLI " ', Okuyucularıma Cevablarım.. Ankarada bay «N, G.» yet: Kız eğer karşımda olsaydı, kendi- bile bir saat konuşmak imkânını bul- taydım size müsbet veya menfi bir tevab verebilirdim. Fakat anlattığı- — nız vaziyete bakarak kat'i bir hük - me yarmak mümkün — değildir. — Bununla beraber hatırıma gelehleri — Bayayım.: | — Kız fena bir örnek almıştır. Bu örneğin tesiri altında kalmış ol- ması mümkündür, fakat zeki, müuha- kemeli, düşünceli bir kız olduğu tak- dirde bu fena örneğin bilâkis lehte bir tesir vermiş olması da hatıra ge- lebilecek şeylerdendir. 2 — Kızı büyüten kadının ona an- nelik etmiş olduğundan şüphe etme- mek lâzım, Öyle anneler vardır ki kendi geçim vasıtaları <ahlâkt» ol - madığı halde kızlarını vaziyetleri ile maküsen mütenasip olarak azami temiz büyütmüşlerdir. Maziye bakarak derhal aleyhte bir karar vermeyi doğru bulmam. Ted- kik ediniz ve ettiriniz. © Ankarada bay M. A, ya: İlk tesadüfte, ilk gülümsemede yanına yaklaşır, sebebini sorarsınız, Konuşma vesilesini size kendisi ver- miş demektir. Vaziyetinizi küçük görmeyiniz, merdivenin ilk basama- ğına basmadan üstüne çıkılmıyaca - ğımı bilmeniz lâzim. Yalnız acele et- meyiniz, henüz gençsiniz, çok genç- siniz, her şeyden evvel bilginizi art- tırmaya bakmanız icap eder. Gönül kitabı çok uzün değildir. Başlayıp bitirmek için önünüzde daha uzun seneler var. ğ TEYZE İ Kadın Köşesi Yeni bir elbise yaptırmak istiyor musunuz? Şu sırada elbise yaptıracaksanız en yüksek Paris terzilerinin teşhir ettiği şu son moüdellerden ilham alabilirsiniz: a. Mevsimlik mantolar. Hâkim olan renk beyazdır. Ketenden başlıyarak yün- lüye kadar muhtelif kumaşlardan yapı- labilirler. Belleri ne sıkı, ne bol, ancaek bel yerini belli ediyor, yakaları ufak, gö- güsleri, belden aşağısı alttan giyilen ro- bu meydanda bırakıyor. Bu tarz yaz ba- şındanberi devam ediyordu. Fakat baş - langıçta beller daha sıkı idi. Yaka da pek yoktüu. Bu iki kısımda şimdi, söyle- diğimiz şekilde, bir fark var. Beyaz, em- prime kumaşların üstünden pek şık gü - ründüğü için mantolar da diğer renklere tercih ediliyor. Mevsimi geçiren ve eş- kimiye yüz tutan emprime tuvaletiniz böyle bir manto altından hem yepyeni ve | şık görünür, hem de beyaz mantonun gü- zelliğini arttırır. Beller, tek düğme ve - sine bir kaç düğme ile ilikleniyor. Bu da yaz sonu mantolarında görülen hoş bir yeniliktir. Bu türlü mantolar hem genç- ler hem yaşlılara yaraşır. Dolgun vü - cuüdleri inceltir. Beyaz renk tayyör de boyu kıstığı halde mantoda hiç zarar ver- mez. Boylarını kisa göstermemek kav - gusile tayyörlerini renkli kumaştan ya - panlar için beyaz manto kaçırılmaz hir fırsattır. b. Mevsimlik mantoların yanında spnr, bol tayyörler geliyor. Bunlar da ekseri - yetle beyazdan. Arkaları düz ve bolca. Belleri kemersiz. Boyları uzun. Bütün süsleri ceplerinin biçimlerinde. Etekleri dar, kısa. Bu biçim, bilhassa beyazdan yatla seçilmelidir. Fakat bir kere de ya - 'kışırsa pek şik görünüyor. Çünkü altın- dan giyilen bluzlar tayyörün beyazlığına , |hoş bir renk ahengi katıyor. Üstleri altın rengi desenli mavi, kırmızı bluzları bu bembeyaz tayyör altında gözünüzün ö - nüne getiriniz. Ne şık bir yenilik değil mi? Tayyörün bu spor biçimine tabil en fazla şömizie bluzlar yaşıyor. Zaten bluz kumaşının fazla göz alıcı olmazı da biçiminin sadeliğini icab ettirmekte - dir. d. Rop mantolar. Bu sırada bilhassa genç kızlar, genç kadınlar arasında rağ- |bet görmekte. Bunları her incelikte ku- maştan yapmak mümkün... İhtiyacınıza yapılınca giyeni kısa gösterdiği için ihti- İ göre muvafık bulduğunuzu seçersiniz. cürmümeşhudu suçlularının Ğ / muhakemesine dün de devam edildi Mahkeme suçlu vekillerinin tahliye talebini rea ve yeniden şahidler dinlenmesine karar verdi Rüşvet cürmü meşhudunun muha - kemesine dün de devam edilmiştir. Geçen celsede, cürmü meşhudu ter- tib eden gümrük muhafaza — teşkilâtı memuru Süleyman hakkında, muhafa- za teşkilâtından ve Neftsendikat şir - ketinden bazı hususatın — sorulmasına karar verilmişti. Gelen cevablar, dün mahkemede okunmuştur. Neftsendikat tan verilen cevabda, Süleymanın vak- tile bu müessesede çalıştığı sırada, bir zimmet hâdisesinden dolayı ayrıldığı ve mahkemede mahküm olduğu beyan edilmiştir. Gümrük muhafaza teşkilâ: tından gelen cevabda da, Süleymanın tahkikat bürosu şef vekili bulunduğu ve gene Süleyman tarafından mahke - mede söylenilen: «— Ankaradan bu işi tahkik etmek üzere İstanbula gönderildim.» Sözünün, bir yanlışlık eseri olabi - leceği, bildirilmiştir. Dün, mahkemede suçlulardan Sai - din vekili söz alarak, Süleymanın ev - velce Uzunköprüde inhisarlar idaresi müuhasebetisiyken, zimmet ve ihtilâs - tan hakkında tahkikat yapıldığını ve 3 ay müddetle hapse, © ay memuriyetten mahrumiyete mahküm edildiğini iddia ile, bu hususun da İnhisarlar idaresin - den sorulmasını taleb etmiştir. Mahkemede, tevsii tahkikat talebin- de bulunan suçluların geçen — celsede celblerini istedikleri şahidlerden bazı- ları da dinlenilmiştir. Bunlardan, muhafaza teşkilâtı me - muru Edib Pala: — 12 gün belki daha eski, tarihini şimdi iyice hatırlıyamıyacağım, Lüs - yen Jüber yazıhanesine — gittik, Ben, Muhiddin, Tüğrüul ve bir de emniyet memuru Necmi ile birlikte. Bize, evra- kı vermek istemediler. Bir çuval içine doldurduk. Mühürledik, bir de zabıt va rakası tanzim ettik. Fakat, onlar zabıt varakasını imzalamadılar. Demiştir. Bilâhare söz alan suçluların vekille- ri tahliye talebinde bulunmuşlardır. Se buh ve Janın vekili de: — Kaçakçılık işiyle de alâkalı bulu- nan bu davanın, umumi hükümler da- hilinde devamı lâzımdır. Sonra, mü - vekkillerim .yazıhanede birer — müs - tahdem olmaları dolayısile, aslf fail sa- | yılamazlar. Hâdisenin fer'i failidirler. Halbuki, asli fail vaziyetinde bulunan Lüşyen Jüberin muhakemesi gayrimev kuf devam ettiği halde, müvekkillerim mevkuf bulunmaktadır. : Demiştir. - Mahkeme, kısa bir müzakereden son ra Süleyman hakkında inhisarlar ida- resinden yeniden bazı hususatın sorul- masına mahal olmadığına, tahliye ta - leblerinin şimdilik reddine ve iki şa - hidin celbleri için, duruşmanın 25 A - ğustosa bırakılmasına, sözbirliğile, ka- Tar vermiştir. Tepebaşındaki yangın tahkikatı başladı Evvelki akşam, Tepebaşında Ünyon Fransez klübünde çıkan yangın hak - kında, adliyece tahkikata geçilmiştir. Hâdisenin tahkikatına, müddeilumu- mi muavinlerinden Kemal Tan el koy- muştur. Dün vak'a mahallinde bir de keşif yapılmıştır. Yangının sebebi zühuru henüz an - laşılamamıştır. Tahkikat derinleştiril « mektedir. Zabıta memuruna hakarete kalkışan bir satıcı mahküm oldu Sebze halinde bir bekçi ile zabıta memurunu tokatlamağa cür'et eden İs- mail ismindeki satıcı adliyeye veril! - Hâdise, İsmailin çürük kavun satm - sından, bekçinin de buna tabit müda - halesinden doğmuştur. Suçlu, Asliye 4 üncü ceza mahke - mesinde yapılan muhakemesi şonunda, 1 ay 28 gün hapse mahküm edilerek, tevkif olunmuştur. Poliste : Bir sahte inhisar müfettişi yakalandı Fatihte Zeyrek caddesinde oturan İsma - il oğlu Mustafa evvelki gece Beyoğlunda Ha- malbaşı caddesindeki Ambasadüör birahane - sine giderek kendisinin inhisarlar müfettişi olduğunu söylemiş ve mevcud müskiratı mu- ayene etmeğe başlamıştır. Bu sırada içeri gi- ren &ivil bir zabıta memuüru Mustafanın va- ziyetinden şüphelenmiş ve yakalıyarak mer- keze götürmüştür. Sahte müfettiş hakkında tahkikat yapılmaktadır. Bir fundalıkta yangın çıktı Evvelki gün Ayazağa köyünde fundalık « lardan bir yangın çıkmış, 75 dönüm mikda- rında fundalık tamamen yandıktan — sonra köylülerin gayretile söndürülmüştür. Yapılan tahkikata göre yangına sebebi - yet verdikleri zannolunan Ayazağa köyün - den Süleyman oğlu Ömer, Adil oğlu Neş'et ve kardeşi Talât hakkında tahkikata baş - lanmıştır, Bir adam denize atlarken yaralandı Beşiktaşda Kaptanağa mahallesinde otu- ran Selim oğlu Mehmed Üsküdarda Ayazma denilen mevkide denize atlarken başı taşla- ra çarparak ağırca yaralanmıştır. — Yaralı, Nümune hastanesinde tedavi altına alınmış- tır. Bir çocuk kuyuya düşüp boğuldu Silivriye bağlı Kadıköy halkından Sabi - tin oğlu bir yaşında Aydın evlerinin önünde oynarken kapağı açık bulunan derin bir ku- yuya düşerek boğulmuştur. Bir şoför diğer bir şoförü yaraladı Galatada Yeni Beyzade sokağında oturan şoför Mehmed ile, Pangaltıda oturan şoför Cevdet arasında müşteri almak yüzünden ci kan bir kavgada Mehmed Cevdeti çakı ile kalçasından yaralamıştır. Carih yakalanmış- tır. Dalak yiyen bir kadın zehirlendi Küçükpiyalede Mümeyiz çıkmazında o « turan 18 yaşında Mustafa kızı Ayşe, yediği dalaktan zehirlenme alâimi göstermiş, im - dadı sıhhi ile Beyoğlu hastanesine kaldırıl- mıiştir. Bir otomobil kazası* Şoför İsmailin idaresindeki 1828 numara- l1 otomobil, Aksarayda Kemalpaşa caddesin- den geçerken Karaköyde Mustafapaşa sokü- ğında oturan Kâzıma çarparak başından ya- ralamıştır. Yaralı Cerrahpaşa — hastanesine kaldırılmış, şoför yakalanmıştır. İki kişi bisikletten düşüp yaralandı 'Yeniköyde oturan Rizeli Mevlüd, bindiği bisikletle Ayyıldız isminde bir de çocuk ala- rak Tepell köyüne gitmekte iken yaya kal - dırimına çarparak her ikisi de düşmüş ve ellerindeki rakı şişesi kırılarak muhtelif yer- lerinden yaralanmışlardır. —Yaralılar çocuk hastanesinde tedavi altına alınmışlardır. —Bacaksızın maskaralıkları : Yelken li