23 Haziran 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

23 Haziran 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— 8 (EKONOMİ Tütünlerimiz İstanbulda tütün alışı devam ediyor İstanbul mmtakasmda tütün mü. bayaatma devam olunmaktadır. Elde kalan malların ekserisi aşağı kalitede mallar (ğörmez) dir. Bun dan dolayı fiatlerde vüzde 85 nisbe- tinde bir azalış vardır. Havaların güyet müsait gitmesi tütün ekimine çok faydalı tesirler yapmıştır. Bu mımtakada şimdiye kadar 8098 ton tütün satılmış ve geriye 741 ton stok kalmıştır. Samsun mmtakasmda tütün sa- tışları devam etmekte ve en kararet- li merkezini Samsun havalisi teşkil etmektedir. Mal azaldıkça talep art- makta ise de Üiatler o nisbette iler- lememektedir.Diğer merkezlerde köy Müden mübayöât hararetini nisbeten kaybetmiştir. Yeni tütün ekiminin çok ümit verici mahiyette olduğu bildirilmektedir Mesir piyasası biraz daha gevşedi stanbul misir piyasası gevşemek- tedir, Romanyadan yeniden mısir getirtileceği şayiasmın bu durumi sebebiyet verdiği bildirilmektedir. Fiyatlar: Son hafta Geçen hafta ee yı Misir 575-6 420 kuruştur. Samsun mıntakası mısır piyasa » #nda önemli bir değişiklik olmadığı bildirilmektedir. Fiyatlar Samsun - da çuvallı 6 5; çuvalsız 5,675 - 65,875 kuruştur. İskenderiye misir piyasasında u- mumiyetle ehemmiyetli bir değişik- lik görülmemiştir. Yalnız Fayumi cins mısırlar piyasaya az geldi» - den fiyatlarında bir miktar yüksek- İk kaydedilmiş ve «oh fiyat dl..u Misır kuruşu ve ardebi hesabile aşa- ğidaki gibi gösterilmiştir: 55 Nab olgemel 78-80 Fayumi Refia 85-87 Sudani sarı 75 Canli hayvanlar Istanbul mmtakesı son hafta için- de Edirmeden 580, Uzurköprüden 2523, kuzu Yunanistana ihraç olun- muştur. İhracat, fiatı çift hesabile Itağırlığa göre) 450 — 600 kuruştur. Piyasaya'fazla kuzu geldiğinden iç piyasa fiatları biraz düşmüştür. Ege mmtakası: İzmirden Pireye olan ihracat hararetle devam etmek- tedir. Son hafta içinde bu memleke- te 1141 sığır, 1599 kuzu 520 koyun, 754 oğink ve keçi gönderilmiştir. Kars mmtakası canlı hayvan piya- 8ası eski hararetini muhafaza etmek- tedir. Talebin istekli olması inek ve tosun fiyatlarının yükselmesine a - mil olmuştur. Diğer hayvanlar fi - yatlarda ise farla arz yüzünden nisbeten alçalış hissedilmektedir. No, 61 Âdemle Havva Bürhan CAMIN hyamıyan bu et yığını oradaki ah- barlardan birinin üstüne yuvarlandı. Bu yıkılış onu büsbütün çıldırtrarş- tı. Sahralarda aslanları yere seren mirasyedi prensin kendi kendine düşmenin verdiği hırsla ayağa kal - karken elini pantalonunun arka ce- bine attığını gördüm. Silâha sarılı- yordu. Kadmlar ve erkekler ne yapacak- armi şaşırmış gibi çığlık kopardı - lar.. O anda yapılacak bir şey var- dı, Onu yaptım. Hâlâ kaybetmedi- ğim eski atletlik hızı ile Üzerine » - taldım. Ekselâns çıkardığı #ik taban- Bileğine kelep- kurup aslan avlıyan bu mirasyedi duruyordu. Bileğini şediğini hissettim, Öteki elimle ve sür'atle gilâhı aldım ve İğrenir, tik- sinir türürlür sibi vüzüne bakarak Son günlerde eh çok satılan kitap İş Kaunundur. “Patronlar, ameleler, esnaf, hâsıl işle alâkadar olan her- kes, bu kitaptan bol bol almaktadır. Iş Kanununun metnini patça parça gizetemizde neşrettik. Kanun hangi müesseselerde tatbik edilecektir? O. | kuyucularımızm tereddütlerine mey- İ dan vermemek için kanunun etrafm- da öğrendiklerimizi aşağıya yazıyo- ruz: İş Kanununun bırıncı maddesinde “Işçi” mefhumu en yeni mânada ta- rif edilmektedir. “Bir iş akdi dolayı. sile başka bir şahsın !ş yerinde bede- nen veyahut fikren çalışan kimseye işci denilir... Bu tarife göre, yalnız işçi kelimesinin hudutları içine, fab- rikalarda çaltşan memurlar, daktilo- lar gibi ücretli çalışanlar da girmek tedir, Bundan evvel, yapılan iş kanunu lâyihalarında, otuz işçi çalıştıran mü eseselerde, İş kanununun tathikı dü şünülmüştü, Yeni kanunda, bu bu - dut daha ziyade genişletilmiş, “en az on işçi çalıştırmağı icap ettiren yer- lerde — iş kanumünun hükümleri dehiline girmiştir. İş kanununun beşinci maddesine göre, kanun devlet sanayiinde, tat - bik edilmiyecektir, Buna ait hüküm pek sarihtir. Bu maddeyi burada ay- nen tekrar ediyoruz. “Umumi, mülhak ve hususi bütçe- lerle belediye bütçelerinden maaş ve ya Ücret alan memurlar ve müstah- demler bu kanunun hükümlerine tâ bi değildir... Bu maddeye göre, İş Ka İş kanununun tatbikalı Kanundaki bazı mühim maddelerin izahları nunu, devlet fabrikalarında devlet sermayesinin iştirak etti, rika ve müesseselerde tatbik edilmi- yecektir. Esasen devlet fabrikaların. de iş verenle, İş alun arasındaki â - henk tanzim edilmiştir. Bun: misaller bulabiliriz. Meselâ: Banka ait Kayseri dokuma fabrika- smâa 4500 amele çalışmaktadır. Fab rika 24 saat çalışmaktadır. Amele mevcudu 1500 kişilik Üç ekibe ayrıl- mıştır. Her ekip fabrikada 8 saat çalışmak suretile, iş saati tanzim e- dilmiştir. Devlet fabrikalarmda İş saati bu suretle kurulduğu halde, hususi mü- esseselende İş santi tahdit edilmemiş ti. Netekim ameleyle patron aresm- daki iş ihtilâfları da bususi müesse- selerden çıkıyordu. İş kanununun €- saslarmı hazırlayan İktısat Vekâleti Iş bürosu serelerden beri yaptığı tet kikat neticesinde, devlet müessese letile, hususi müesseselerdeki iş mü nasebetlerini tetkik etmiş, ve bu ne ticeye vâstl olmustur. İş Kanununun üçüncü maddesinde, kanunun hangi müesseselerde tatbik edileceğ açik bir surette yazılmıştır. Bu müessese ler yalnız fabrikalardan ibaret de - gildir. Insaat işleri, karadaki nakli yat İşlerile entrepalar, tahmil ve tah | liye işlerini gören müesseselerde de, kanım tatbik edilecektir. İş kanununiyle slâkadar miesse- seler, şimdiden iş kanununun tatbi. Kı için hazırlıklara başlamışlardır. Kanunun bir yıl sonra tatbik edilme- ti, milessese sâhiplerini çok memnun etmiştir. BORS —— ip © HAZİRAN PAZARTESİ anasi Paralar Alış. Satış Sterlin S2 BİZ 1 Dolar İzlem 126.50 20 Fransız fr. 163, 20 Belçika irangı 80,— 20 Denkel 21— 20 İsviçre ir. 810.— 19 Çek kuron o 84— 20 Ley 1i— 70 Dinar 48 — Liret vesikalı © 190— Florin 82— “ Avusturya gilin Zee ğa ii 35— 35.— 0— 2— 72— 24— 22— 25— Slm Bi 31— 33. iy 9 245— 26 12 61150 em 8.100 sne 24425 6302.15 1174? 19,12,50 418,50 197.10 10625 5083 şesindeki maroken koltuğa fırlattım: — Ekselâns şehir içinde de insan avlamak istiyorlar galiba. Bu hakaretim onu deli etti, — Terbiyesiz herif! Diye bağırdı. O saman nasıl oldu bilmem. O dakikaya kadar zaptettiğim sinirle rime hâkim olamadım. Lop sura- tında şaklıyan tokatımla prensin ye- re yuvarlandığını gördüm. iy Bundan #onrasmı pek İrademe hâkim olmadan bir hayal gibi hatır- yorum, Karmakarışık olan salonda Mery'nin ve daha birkaç dostun be- ni alıp götürdüklerini, klüp dokto- runun arandığını, prensin bayıldığı - ni hep sonradan hatırlıyorum. Ömrümde ilk defa hiddetlenmiş - Esham İş Bankası Mi 85 ee im Mi TA ne K Aandolu 95 69 2445 » Kld9 diye Şirkethayriye 18,50 ramvay 1910 Bomonti Nektar 90 Terkor 1250 Aslan Çizlinte Kıpon kesik | 935 Metker Bankası ö— 1 Bankası — Şark Merkez Ecranesi 445 İstikrazlar Türk Borcu Ge geni İstikrazı dahili Ergani A.B. C. Bm Sivas Errarum 91— e eyl 01— Mısır tahvilleri 1836 1 —— 97.s0 TAN Fotoğraf Tahlilleri Fotoğraflarınızı bize gönderiniz, karakte- rinizi size söyliyelim! Muzlarip bir ruh. Geçirmiş olduğu mühim bir sarsne tanın henüz tesiri altımda ve bu, ha- yakında daima ken Gini hissettirecek. Hassasiyeti mantı. kına faiktir, Çalış- kandır ve işten yıl maz. Tereddütleri- ni, unutmak süro- tile izale eder, * razat bir karak! rl vardır, İyi M. B. Koyuncu atlidir, Dürüsttür. Nümune bir aile reisi olur. * Hassas, almgan fakat göstermi - yen bir karakter. İnsiyaklarının da- ima tesiri altında kalır, mezuliyetle - rini tevekkülle ka- bul eder. Fakat dal ma o mesüliystsiz roller arar ve bu rollerde çok muvaf fak ölür. Başkaları nın görüşleri on- da kuvvetli akis - ler uyandırır, İste miyerek onları ka- bul eder. Mevcut olan o iştibalarım bu vasıta ile tatmin eder. Kendin sikt bir kontrola tâbi tutması lâzım. dır, * “Uysal, iyi huylu, hoş sohbet bir tip. Negeli meclisleri sever, Arkadaş canlısıdır. İşi bir mecburiyet olarak yapar Takat ihmal el değildir. Başka- Jarmı meninut gt * meği sever, Uysal» hıği da bundan dola yıdır. Yoksa kendi ne göre verilmiş hükümleri vardir, Muhitinin tesirin « den kurlulduğu an da varstıcr kabil! - »yetlerini “ inkişaf “A « ıyhan ettiredilecektir. Kebiliyelleri derecesinde dikkatli değildir. Neşeli, hayali kuvvetli, iddi aler: olan bir şah. siyettir. Kendin- den: memnundur. Iktidarma İnanır. Bunları isbat et - mek lüzumunu duymaz.Girgindir, cerbezesi : vardır. / Çok iyidir ve iyilik yapmasını sever, Fakat birçok kere. ler yapmak İste « diği iyilikleri yan- liş anlıyanlar var- H. Bayraktar dır. Bundan muztarip olur. İstikbali açıktır, * L. NY.e Göndermiş olduğunuz Fotoğrafı, Profesör Carteret iâde etti. Bu re- #imde, yanınızda iki kişi daha var ve yüzünüzün hatları sarahatle gö- rülmemektedir. Yalnız sizin yüzü. nüzü gösteren bir fotoğrafınızı gön- dermenizi rica ederiz. 103 1 9a,s0 ia 1 90,50 91,0 Tahvilât Rörüm Kuponsuz 1920 Anadolu ve 43,15 » m 44,50 Anadolu Mürüeseil 5145 kendine slmdı. Evet, Mery iyi görmüştü. Onun aslanın ölümündeki asaletten bahse- dişi bana biraz evvel anlattığı leşten tuzak 'asmı hatırlattığı için İn- sanlaris aslanım kahramanlık nok- tasından ayrıldıklarmı söylemiştim. — Ya silâh çekmesine ne dersin? Xüzlinü k — Bunlar iyi şeyler değil Kâmı- rân, Sonra yavaş yavaş lâve elti; — Bir şey değil artık klüplere de gidemiyeceğiz? — Niçin gitmiyoruz? Cevap vermedi. Tekrar ettim. — Niçin gitmiyecekmişiz? — Gittiğimiz yerde münasebetsiz- tim. Heyecan içindeydim. Bugüne |lkler... kadar kimse ile hattâ şiddetli bira gız münakaşası bile insan Devam ettirmedim: — Aymi veziyet sizin Londra değilim. Bu adam nasıl oldu da be-| klüplerinizde olsa böyle neticelenmi- ni çıldırttı bilmiyorum. ğ Eve geldiğimiz zaman siniri lerimi yatıştıracak İlâçlar verdi. Sü- künet bulduğum zaman sordüm: — Hata bende mi? Başımı salladı: — Hayır, Bir anlaşamamazlık ol. dü Sen onu Küztedereir abvlemafin yecek miydi? Omuzlarmı silkti: — Bilmem. Ben tesadüf etmedim. Ve boynundaki zincirle oynuyarak ilâve etti: — Böyle vak'aları seyrelmek için boks salonlarma giderler. Guldüm İntikam alma Şisliden Ayhan imzesile; Bundan iki senz evvel genç ve gü- zel bir dul kadınla tanıştım. Bidayet- #p sempati ile başlıyan bu münasebet haftalar ve aylardan sonra wüthiş bir sergiye kadar çıktı. - Bu sevgi benim ük eevgim ve lk aşkımdı - Öyle anlar oldu ki birbirimizi (ki gün görmeden duramıyorduk. Bilhas sa önün bana karşı olan sevgisi daha fazla ve daha müthişti, Aylarca bu müthiş aşk ve sevgi ipinde yaşadık. Genç yaşta ve henüz bir Üniversile talebesi olduğum için cl altından yapılan evlenme ve nişan lanma tekliflerine karşı müsbet bir osuap veremedim: Buna rağmen sev gisi hiç bir zaman zail olmadı. Belki daha fazlalaştı. Takkikatım netice sinde onun biraz havayi meşrep oldu- ğunu ve benden daha evvel de birkaç gençle seviştiğini anladım. Mkâr et- medi. Boni sevdiği kadar hayatında kimseyi sevmediğini ve sevdmiyece- İ ceğini söyledi ve her an da söylerdi. Lüks hayata ve eğlenceye düşkündü. Maddi vaziyeti fazla müsait olmadı- ği için buna maddeten de ve imkânı (olduğu kadar yardım ettim ve ediyo dum, Fakat eon zamanlarda biras yardımda bulunamaz olmuştum. Nis hayet benden soğumağa, randevüle- rimi ihmal etmeğe başladı. Neficede anlardım ki eskiden tanıştığı yençler den birislie tekrar münasebete baş- iamış. Diğer bir gün buna rastladı. ğımda başkusile alâkadar olduğun. dan mektuplarımızı ve resimlerimizi iade ederek ayrılmamız söyledim. Onunla bir alikus olduğunu inkâr etti ve yülğleroc yöminlerle beni ikna ederek ayrilniağa taraftar olmadı. Buna rağmen münasebetinin kali ol duğunu atladım, Bir gün yanında do yeni sevgilisi olduğu haldö uramızda müthiş bir kavga çıktı. Tabii ben haklı olarak bir kaç söz serfettim. Fakat bu sözlerime mulabil ondan zerre kadar ümit etmediğim öyle a öyle şüldetli söslerine maruz kaldım, ki bürlarr hayatımda vtamıyaca- jim: Beni tahktir”etti;” çok ağır #iz- lerle izzeti nefsimi Kırdı, Reni #cume diğini benden soğuluğunu yeni sev gilisinin yanımda yüzüme kurşe hay- kırda. Bu sözlerine ve nihayet bana yay dağı bu halaretlere taharmüil edemi- yeceğim. Için için kendimi yiyorum ve ondan intikam almak isteyorum. Bize soruyorum: Ben ona 6 kadar iyilik yaptığım ve son zamanlara kadar çılğınce seviştiğimiz holde ne- den beni bu kadar tahkir etti? İzzeti nefsimi kırdı? Büna bir yol yösteri- niz bundan nasil intikam alayım? Kendime kaltrsa işi öinayete kadar götüreceğim. Fakat istikbalim, her geyim mahvolüöak. Bana her halde makul bir haç öifikam yolu göster. menisi sonsuz sayğılarımla sizden rica ediyorum, Size, kısaca, iki darbımesel söyl: yeceğiz. Yüksek tahsil talebesi oldu- ğunuzu söylüyorsunuz. Anlarsinız: 1 — İşkembe kazanından gülbe- geker çıkmaz, 2 — Çivi, civiyi söker İkisinden biri Tepebaşindan M. N, O, imzasile: 1 — Boğş sönedenberi evliyim. Ka- k istiyorum.. run kanserden hastadır, Bakdırdığım doktorların müştereken söyledikle rine nazaran ancak bir iki senelik bir ömrü vardır. 2 — Karımın senelerdenberi de- vam eden hazlalığı esnasında zeki, güzel, zengin ve okumuş bir genç kızla seviştim... Birbirimizi gayet gizldetli bir aşkla seviyaruz. Bu genç kıs biraz sinirlerinden rahatmadır ve hastalığının tedavisi için sür'atle ev- lenmesine tıbbi ve kat'i bir sariret vardır. Aksi takdirde rahalsızlığının bir kat daha şiddetlenmesi ve tedü- visi müşkül ve belki de imkânsız bir hal almas ihtimali vardır Bu vaziyet karşısında yapabile. ceğim gu 2 şey var: 1 —, Karından ayrılmak... Fakat bana pek diişkün olan karım Kendi- sinden ayrıldığımı haber aldığı tak- dirde zaten bir iki seneden ibaret ka- lan hayatı kederinden bir iki hafta nın içinde sönüp gilecek, Kanunun buna boşanmak için hak vermesine rağmen vicdanen bu hakkı Kullan. İmamağa mecburum, £ — Karımdan ayrılmasım çok şiddetle sevdiğim bu yenç kıst ailesi mevcut taliplerden birisile evlendire cek., Hasta ve nevrastenik olan bu genç kız bana fevkalâde düşkündür. İwileşeceği yerde muhakkak Ki. bir kat daha harap olacak... Bu vaziyeli kendisine anlattığım bir arkadaşım, ya karımdan gizlice ayrılmamı veyahut da gislice sevdi- ğim kızla birleşmemi tavsiye etti,. Fakat bu tavsiyelerin her #kisl de gayri kabili tatbik... Karım ailesi sofu bir sürü ihtiyarlardan miirek- keptir ve ben karımdan boşanırsam, boşandığıma belli etmemek için ken disile tekrar görüşmeme veya buluş- mama kal'iyyen müsaade etmiyecek lerdir, Diğer taraftan genç kz da a desinin mütemadi bir nezareti altın- da bulunuyor. Onunla gizlice birloşe bilmek de gâyri kabil... Acaba aki mıza bir çare geliyor müf Sizin talfiniz Mep hastalardan mı açilir. Karmız kanser olmuş. Öteki sevdiğiniz kadın nevrestenik. Şunu anlamak isteriz: Hasta sevgilinizin sizinle evlenince hastalığmın geçece Gini nereden biliyorsunuz ve başka- sile evlenince artacağına nasıl hük- mettiniz? Bumu size hangi doktor söyledi ve söyliyebilir. Sevda, sizin akir seli d biraz ihlâl etmiş, So- Zuk kanlı ve metin olunuz. Karmız basta, Onu son gilğlerinde büsbütün muztarip etmek doğru olur mu? O- nunla geçirdiğiniz dakikaları hatır- layınız ve sizin için ağır bile olsa, ona mukabele ediniz, fedakâr olu- nuz. Aksi takdirde, hayatınızın 80- nuna kadar vicdan azabı duyacak- sınız. Kanundan bahsediyorsunuz. Bizzat itiraf ettiğiniz gibi vicdanı- nız dahs makul düşünüyor. Düşünü- 'nüz bir kere, siz bir işte çalışsanız, ve çalışamıyacak bir hale gelince si- Zi tutup kolunuzdan atsalar, ne olur- sunuz? Ne hissedersiniz? Ne yapaca» ğınızı bilmiyoruz amma, yapmama» Pız icsp eden bir gey olduğunu bili- yoruz: Zavallı bir kadını, karmızı, ihmal etmeyiniz. Onu seviniz. Ölene ka- dar... ve öldükten sonra! İnsânların ya siniri yoktur, ya gü- ruru, Hâdisede sen beni kabahatli mi görüyorsun? Bagını salladı; . — Hayır. Sen kendini müdafan ettin. Fakat ben vak'anın olüşunu doğru bulmadım. Nihayet Iki klüp arkadaşı arasmda bir münakâşanın böyle silâha, tokata kadar varmasını bir türlü anlıyamadım. Mery'nin beni haklı bulması kâfi idi, Ona izah ettim: — Bu prensler hoppa, şımarık ye- tşmişler. Etraflarındaki insanları daima kendilerinden birkaç basa- mak geride görürler, Yaşamak için bir damla ter dökmiyen bu adamla” fin ve bütün hususiyetleri zengin bir adamın çocuğu olmaktan ibaret- tir. Fellâh uşaklar ve Avruaplı mü- rebiyeler elinde pohpohla büyümüş lerdir. Eeki bir tarihleri, milli he- yecanları olmadığı için ihtirasları daha ziyade böyle ferdi hareketler ve teşebbüsler iizerine yürür, Para- ları vardır, Hayat kaygusundan u- zaktırlar. Bu vaziyette İnsanlar mdcera peşinde koşarlar. Amerika- lı bir milyoner kendine daha başka sileneeler hilur Daha mazhut ve. bakmer olgun bir insan gibi görün- dükleri halde terbiye, tahsil nokta - sından çok yavandırlar. Onun için en nazik bir noktada üzerlerindeki şatafat sıyrılır altından işte böyle kiri, bayağılığı sırıtıverir, Centilmen lik servetle ve süsle olaz ki! Bu- raya geldim geleli Prens Hasan &- yarındaki İnsanların öyle vak'aları- nır işittim ki iğrendim. Zaten bunla- rın taşıdıkları asalet firmasının et- noğrafik ve hattâ polifik kıymeti yök. Vaktile burası bizim bir vilâ - ği Buraya Mehmet Ali adın- da cahli fakat çok zeki bir vali ta- yin edilmiş. O yavaş yavaş nüfuzu- hu arttırmış, Avrupadan mühen- disler şmuallimler getirtmiş. Avru « palılarm da gözline girmiş, Böyle böyle ana Yurdu olan Türkiye İle alâkasını kesmeğe başlamış. Daha sonra kendini buraya vali yapan hü- kümete silâh çekmiş. Muharebe et- miş. Aşağı yukarı orta asi dere- beyleri gibi bir macera geçirmiş Avrupa devletlerinin de burada göz- leri olduğu için Mısır valisi İle âne yurdu arasındâki bü geğimsizlikten İstifade etmişler, Nihayet Türkiye Mara İmtivaz vermis (O saman. » Bu şürk prensleri uzaktan | adı taşırlar. Aşağı yukarı yüz yılı bile doldurmıyan bir macera, Işte bugün klüplerde tesadüf et- tiğimiz prenslerin asalet tarihleri budur. Mery verdiğim bu tafsilâtı dikkat- le dinliyordu. : Orün buraa! hakkmdaki fikri btls- bütün başka idi. O bir Ingilizdi. Ve burada kendini yabancı bir memle- kette tanımıyordu. Onün tarihi ma- lümatı yoktu. Yalnız burada onu kargılıyan her şey kendi ana vata- geylerdi. Onun için bayraktan sokakta dolaşan zabıta memurunâ kadar her goy ona gu his- &i veriyordu ki © memleketinden uzak bir yerde değildir. Teneffüs ettiği bu #icak havs ile Londra'nm sisli ve rutubetli havası arasındaki fark sadece bir kimya farkıdır. Gittikçe yumuştyan Mery'ye de- dir ki: — Prens Hasan'm bu aslan avı hikâyesi bana gibi geldi. Ayni macerayı bundan beş altı yel

Bu sayıdan diğer sayfalar: