18 Eylül 1936 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

18 Eylül 1936 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

2 18-9-936 TAN Gündelik gazete Başmuharriri Ahmet Emin Yalman Tan'ın hedefi: Haberde, fikirde herşeyde temiz, dürüst, samim olmak, kariin gazetesi olmay: çalışmaktır. (Günün meseleleri İspanyada vaziyet — Yahu İspanyada ne oluyor? Asiler kazanacak gibi görünüyor - lar. Her sorana ayrı ayrı izah etmeğe mecbur oluyorum — Telgraf haberlerine aldanma - Nitekim son günlerin haberlerine bakılırsa âsiler artık vaziyete hâ - kim görünliyorlar, Nerde ise Madri- di işgal edecekler. Hatti Madrid hükümeti şimdiden Valansiyaya ta » #ınmak üzere. Halbuki bundan yir- mi gün evvel de âsi propaganda merkezleri ortaya böyle bir rivayet atmışlardı. Fakat aslı çıkmadı. Bu- ün de Madrid hükümetinin vaziyeti sağlamdır. Hattâ merkezde ve ce - Nupta hükümet (kuvvetleri galip mevkidedir . na hayli messfe var. Memleketin İ merkezi ve bellibaşlı şehirleri iş gal edilmedikçe asilerin İspanyada hükümet kurmalarma imkân yok - tur, Hele Barselon hükümet kuv - Yetlerinin elinde bulundukça asiler muzafferiyet iddia edemezler. . Çün- kü Barselon İspanyanm servet ve kuvvet kaynağıdır. Bundan başka bü- tün silâh fabrikaları, bütün banka - lar hükümetin elindedir.: Asilerin şi- mamkl MkAA yel nda Mtilâlinin bitmek zere olduğuna delâlet etmez . | CEM ÇABUK EVE GEL BABAM “Z DONDURMA GE TİRDİ örnek ve hayran olduk. rın şehri... eğmiyor. Netice: İki şehir asırlarca biribirine karşı müzmin bir harp ha- linde bulunmuş. İki gehir arasmdan geçen bir dereye kanlı dere diyor « lar. Buraya asırlarca iki tarafm ka- ve akmış. Fakat bu nefret mahiti içinde ba zan aşk hakkını aramış. Halktan bir kızı delice seven genç sristokratlar in afazi” ola ma” kalan gelir? İşte şurada bir heykel: İnsan nefretinin kurduğu duvarları aşa” madıkları için ölümde birlik arı - yan iki gencin romanmı, yüzlerce sene sonra gelen yeni duygulu in- sanlarm kalbinde yaşatıyor. ağrepte Aristokratlarm şeh- rinde daha esaslı binalar bu- Tunduğu için burası olduğu gibi kalmış. Hiçbir tarafa yıkıcı bir el sokulmuş, fakat eski şekil mukad. des addedilmiş ve hâkim kalmış.. Buralarda yeni binalar yapıla - cak olursa ancak eskiye uygun — Bimer ki bu gocuk neden dur- madan hastalanıyor, diyor. Ve kucağında yatan sarışm, sıska bebeği göğsünün üstünde muhabbet- le sikiyor: — Hep hastalıklı, hep cılız büyü- yor... İkisine yaklaştı hâlâ kendini toplıyamadı... Tren sallanarak ilerliyor. İkinel | mevki kompartimanı pek dolu.. Yer. de heybeler, yataklar, sandıklar, se- petler var... Ve yolcuların bir kısmı ayakta se- yahat ediyorlar. Hava müthiş sıcak.. Trenin içinde hararet derecesi herhalde kırka yak nm Bu sene bizim için bir teeriibe yılı olmuştur. Gelen seya- hat ve istirnhatlerini temin edecek vasıtaların da evvelden etrafı bir sekilde tanzim ve İhzarma (htiyaç olduğunu anlamış bulunuyoruz. Ge - lecek sene bu zaruret ve İhtiyaçlara göre tedbir almırsa, İzmir Fuarı Türk wfuklarmm en kuvvetli bir de aldı, yiyor. olacak YAZAN: AHMET EMİN YALMAN Esi nasıl muhafaza edilir. Bunu Zagtepte gördük Eski zamanlarda burası üç şehirden teşekkül edi- yormuş: Aristokratların şehri, halkın şehri ve tücca- tarzda ve yilkseklikte yapılıyor. Bir kübik binanın bu muhitte yaşamak hakkı yok. Sokakların elektrik fenerleri bile binaların mimari tarzına uydurulmüş. Açık kapılardan gördüğünüz iç bah - çeler asırlarca evvel olduğu gibi muhafaza edilmiş. urada tamamile eski asırla- rm havasını teneffüs edi - yorsunuz Yirminci astrdan çok u- Zax guyıgumr © bontginem * kaplr yor, hem istirahat duyuyorsu - nuz, hemde haz ile karışık tam bir ruh! ahenk... Istanbul, eski günlerin minası - nı ve havasmı yaşatabilirdi. Fa - kat biz kendimiz bu ihtiyacı kav- rıyarak, içimizde yeniliği eski ese- ri yıkmak ve istihkar etmek diye- telâkki edenler oldu. Muhafa 3s (ihtiyacını ileri (o siren- ler, zübbelik etmek, Piyorloti- mukallitliği yapmakla itham edil- di. Netice olarak elimizde Galata” laşmış bir Istanbul var. Bizim Zağrep köşelerinde bulduğumuz «s ki gün ahengini ve güzelliğini hiç- bir ecnebi İstanbulda bulamıyor. Gelenlerin çoğu, biribirinden tama mile ayrı tarihi eserleri çirkin bir yenilk içerçevesi İçinde görüyor GÖRDÜGÜM ŞEYLER Bu çocuk neden durmadan hastalanıyor ?1!... Taştı: — Çocuğum ne ağlıyorsun yine? Genç anne yavrusuna bakıp, gü- lümsiüyor. — Muğlalıyız biz... Muğladanberi yüzü gülmüyor, ne otobüste, ne bu trende yine mi hasta bilmem ki?.. Muğlalı genç anne eğiliyor. Önün- deki bilyük sepetten bir simit çıkarı- yor. Çocuk birden #usuyor, simide bakıyor, iştahsız iştahsız ağzma gö- türüyor ve yemeye başlıyor. » 4 » — Yine ne oldun?.. Çocuk simidi yere atmış. — Su istiyor geliba.... Büyük bir testiden bir bardağa su boşaltıyor. Çocuk sıska parmakları nı bardağa uzatıyor ve su İçiyor. Su biter bitmez yine ağlamaya başlıyor. — Sus bebeğim, iki gözümün eli H sus. Bu anne çocuğunu ne kadar sevi- yor... Onun gözlerini bir an yaşlı gör meye tahammllü yok. Yine sepeti açı. Bir incir çıkardı. TAN i Bizim yaramazlar ei Çocuk örümcek ayakları gibi ince parmaklarını incire uzattı. O inciri ONDURMA| ERİYOR. | Yukarda: Zagrepte eski şehirden bir manzara, Ortada: Zagrep Jİniversite kütüphanesi, Aşağıda; Zagrep civa - rında köylü kıyafetlerinden nimuneler Ve bunları ruhunda ahenkli bir kül haline koymıyarak, boşluk hisleri içinde uzaklaşıyor. üyük bir kapı açıldı: Eski günleri yaşatan, sükün dolu — Su ister misin?.. Al bakayım. Çocuk bir bardak su içiyor ve ağ- Byor. — Al şu gefteliyi hayatım benim, ömrümln genliği. Genç Muğlah kadının ömrünün şenliği şeftaliyi de yiyor ve yeniden su içiyor: — Çok, mızmız Yarabbi. Mu. hakkak yine hastalanıyor. Artık kendimi tutamıyorum ve a- nası çocuğa suyun Üstüne bir armut verirken: — Aman kardeş, diyorum. Çocu- ğun neresi mızmız?.. Maşallah turp gibi gey... Sen onun hastalandığma şaşma, şimdiye kadar nasıl öldür. memişsin, ona çağ... .»... Türk analarma çocuk bakımını öğ- retmek içindahs ne kadar şaman bekliyeceğiz. Çocuklarımızı, cahil annelerin e- linde ve fena hayat şartları . içinde katletmeye daha ne kadar zaman gö- nüllerimiz kail olacak?.. Sunt DERVİŞ #whabbete mukabele etmek icin Başmuharririmiz Ahmet Emin YALMAN on beş gündenberi Yugoslavyada tetkik seyahati yapmaktadır. Başmuharririmiz, Yugos- lavyada bizim için örnek olacak yeni bir âlem bulmuştur. Bu tetkiklere ait röportaj'arını muntazaman bu sayfada bulacaksınız -“Zağrep şehrinin istanbula veni usulleri iç avlu ve bahçe... Geniş merdiven» lerden, eski günlere ait eşya iledo lü salonlardan geçiyoruz. Bu salonlardan birinde karşımı- za çok nazik, güler yüzlü, henüz genç biri çıkıyor; Hırvatistanm y- mumi valisi Doktor Viktor Rujlç... Bu geniş görünüşlü, ruhça kibar, dünya bilir adamı bulmuş ve iş ba» şma getirmiş olmak, Stoyadinoviç kabinesinin vazife anlama ve gör- me kabiliyetine iyi bir ölçüdür. Hırvatistan velisi, Hırvatistanm çok sevilen ve sayılan bir ailesine mensuptur. Çok zengindir. Şimdi - ye kadar bir vapur şirketinin ba - şmda bulunuyordu. Hükümet hiçbir idari vazifede bulunmamış olan bir teşebbiis sahi- bini birdenbire Hırvatistanm ba - şına getirmiştir. Bu tedbirde isa» bet olduğunu'neticeler göstermiş « tir. Doktor Rujiç Belgrat hüküme tinin hüsrlt niyetine kanaat geti - rine kend! vatandaşları ile mer - kez arasında iyi bir köprü olmuş» tur, Doktor Rujiçin eldden cazip bir şahsiyeti vardır. Kendisile umu - m! velilik sarayında, biraz sonra da akşam yemeğinde geçirdiğimiz szatler hepimiz üzerinde derin bir tesir bırakmıştır. 7 ali konağından sonra eski, yeni, binalar, parklar, 8 - kaklar dolaştık. Bilhassa halleri çok beğendik. Türlü türlü koku - larda et, balık ve saire satışma mahsus olan bü Yerin hava yenile- me tertibatı o kadar mlikemmeldi ki, akşam ortalık yıkânmca her tarafta güzel bir temizlik kolu- sundan başka koku yoktu. Binanm bütün Mizumlu tertibatı haiz olma. #ma ve uzun seneler dayanacak surette yapılmış olmasına rağmen çok ucuz mal edilmiştir. Bunun hikmeti, bu hallerin hal yapmakta ve buna sit her meseleyi takdir eb mekte mütehassıs bir mimara yap tırılmasından ve sraya umum mantık ölçüsile akıl karıştırılma - masından İbarettir. Belediyeleri - miz bu usulde iş görmenin bir iz - zetinefis meselesi olmadığını tak » dir etmeye alışacak olurlarsa üm. ran sahasında mühim bir merhale atlatmış olacağız. Zi çok Ertesi sa bah istemiyerek ayrıldık. Bu kısa ziyareti bu kadar cazip ve de- vamlı bir hatıra haline koyanlar arasında vali, belediye reisi ve Zağrepli meslektaşlarla beraber Türk fahri konsolesu Doktor Mi, lân Miraçm ismini zikretmeden sö tümü bitirmek istemem. Fahri çok ciddiyet ve alâka ile telâkki etmektedir. Bu seciyede fahri kon soloslar, memleket için bir kazanç tır. Fahri konsoloslarımızı vakit vakit birer vesile ile misafir sıfa - tile memleketimize çağırmak ve memlekete gösterdikleri alâka ve |Jri Louis $ — Toledove Alkazar Ispanyadan > gelen haberler, bfal Aergiin yeni bir faclanm karşısında bi rakıyor, Paris-Solr'ın hususi muhabi- gönderdiği bir mektupta Toledo katliâmmı pek acı anlatiyor: “Alkazara sığınmış olan bin ihtilâlei, yüz elli kadın ve iki yüz elli çocukla beraber, bu meşhur âbide- yi hedef yapmış, on buçukluk bir o- büs balaryasınm korkunç ateşi al- tanda can verdi!,, diyor . Toledo, harabelerinin azameti ve mazisinin büyüklüğü Ile yaşıyan şe - hirlerdendir. Onu ilk defa Fenfkeli yılmda Toledo Got Krallarınm payi - tahtı oldu. 711 de İspanyaya İslâmlar ayak basmıştı. 714 te Toledoyu zap - tettiler. Tavnifi mülük devrinde, 1801 den 1085 yılma kadar bu tarihi belde küçük bir sultanlığın makri oldu. 1085 te Kastilya kralı tarafından zap tedildi ve Kastilyanm payitahtı oldu. Kastilya ve Aragon krallıkları İspan- ri ve Rönesans tslübunun bir nefise- si olan methal kısmından başka bir düşen bu Alkazar 1710 da bir yanım neticesinde yanmış, 1744 te yeniden yapılmış ve biraz sonra tekrar yan - muşta. Şimal cephesi mimar Alfons Covar rubla'nın, cenup cephesi mimar Juan Herrera'nım eseri olan bu muazzam yapının dört köşesinde şehre hâkim dört kule bulunuyordu, Geçen asırda İspanyanm en büyük mimarlarından Ventura Rodriguez tarafından ayni plân H#zerine yeniden yapılan Toledo Alkazarı, son iiflâlde ih tilâleilere bir mele olmuş milis kuvvetleri o tarafmdan el li gün süren bir muhasaradan ve aç - Uk ile susuzluğa rağmen İnatçı bir mildafaadan sonra, harp komitesi re. is! kumandan Berslonun: — Hedef Alkazar, atoş!.. Emrile mahvolmuştur. Beşat Ekrem KOÇU —— m ir e —> bina yapılacak Belediye fen heyeti, “eski Maarif Nezareli binasına taşınmıştır. Buna rağmen mevcut binalar kâfi gelme- mekte ve belediye şübelerinden mü- him bir kısmi Beyaztta ve diğer ba- zı yerlerde dağınık bir halde bulun. muktadır . Bu vaziyeti gösönünde bulundu - miştir. Bu bina şimdiki bina İle birleşti - rilecek ve belediye riyaseti, daimi encümen, şehir meclisi, vei# muavin. likleri için bu binada yerler ayrıla- caktır . bir usul konulsa pek iyi bir sey ir

Bu sayıdan diğer sayfalar: