31 Ocak 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

31 Ocak 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

GE ei e GİRESUNDA: Dükkânların Kapanma Saati Tesbit Edildi Giresun, (TAN) — Fırın, kasap, balıkçı, pastacı ve şekercilerle yalnız sebze ve meyva satan dükânlar ve İş kanunu mucibince çalışmaları saate bağlanmış olan müesseseler hariç ol- mak üzere bütün ticâfethane ve ya- hanelerin sabahları saat 7,5 ta açi- bp, akşamları 19 da kapanmalarına perakende bakaliye satanlarla ber- berlerin saat 21 e kadar açık kalma- sına karar verilmiştir. Bu karar mart sonuna kadar tatbik edilecek, sonra yaz mesai saatleri konulacak» tır. İş başlangıç ve bitim saatleri be- lediyece kuvvetli bir düdük vasıtasi- | İe ilân olunmaktadır. l Yeni Bir Müsamere Salonu Giresun, (TAN) — İcabında 600 kişi alabilecek şekilde yaptırılmış o- lan konferans ve müsamere salonu çok işe yarıyor. Burası, sinema gös- terilmiye müsait tertibatı da havidir. Gerek mektepliler ve gerek halkevi tarafından verilen temsiller için ar- tık bu salondan istifade olunmaktar | dır. Emniyet Âmiri Değişti Giresun, (TAN) — Şehrimiz emni- yet âmiri Osman Turkan ve Kırşehir emniyet âmiri Atıf Afsan becayiş e- dilmişlerdir. Haritaları Tamamlandı Gemlik (TAN) — Kasabamızın bu günkü haritası yapılmış bulunuyor. Yakında imar plânının da yapılma- sina başlanacaktır, Son teşicilâta gö- re merkez olacak köylerimizin de ha lihazır haritalarının yapılmasına baş lanılmıştır. Gemliğin en büyük kö-| yü olan Umurbeyin haritası ikmal e-' dilmiştir. | Gemlik Yollarmda İşaretler Gemlik (TAN) — Nafia idaresi Gemlik - Bursa, Gemlik - Orhangazi pe arsıulusal yol işaretleri koymuştur. Böylece virajlar, yokuş- lar, şehir ve köy istikametleri göste- , kilometre taşları da .tamam- lanıp tanzim edilmiştir. Kasabamız- dan sun'i ipek fabrikasına kadar w- Zanan şose tamir edilmektedir. Gemlik Halkevi Açıliyor Gemlik (TAN) — Halkevimiz bu ayın 20 sinde açılacaktır. Yapılacak merasim esnasında, gösteri koluna ay rılmış olan gençler tarafından bir mü rine samere verilecektir. ÇUKUROVADA: MEMLEKETTE Petrol Arama Faaliyeti Hızla Devam Ediyor Alihoca Köyünde Birçok Havzalar Açıldı, Etütlere Başlandı Adana, (Tan muhabirinden) tısat Vekâleti, Maden Tetkik ve rama Enstitüsü petrol grupu tara- İfindan uzun zamandanberi Çukuro- vanın muhtelif sahalarında yapılan sondaj ameliyeleri hararetle devam ediyor. Petrol grupunun çalışmalarından büyük ümitler bekleniyor. Alihoca köyünde devam eden araştırmalar, simdilik sondaj ve etütten ibarettir. Bu işler için Amerikadan yeni geti rilen sondaj makineleri çok büyük| ve kuvvetlidir. Bu makineler saye- sinde 700 - 800 metre derinliklere kadar inmek kabildir. Bu makineler- le şiradilik sabit bir menfez açıl - makta ve burada etütler yapılmakta dır. Grupun, hergünkü faaliyeti fotoğ- raflarla tesbit edilerek merkeze $ık sık malümat verilmektedir. Bu araştırmaları mütehassıs Baro- la, idare etmektedir. Sondajlarda ça- lıştırılan ameleler için Alihoca kö- yünde pavyonlar yapılmıştır. Sondaj boruları bittiği için birkaç gün evvel merkeze müracaat edile- rek boru istenmiştir. Yumuktepe hafriyatı Bitmek Üzere Adana, (Tan muhabirinden) — A- dananın cenubundaki Yumuktepe mevkiinde devam etmekte olan arke oloji hafriyatı şu günlerde bitecek- tir. Bu höyük üzerinde yapılmakta itan çok İyi neticeler el- r. Bu sahanın kazılışın- İk-1G | Bizans, İslim, Romen ve I — Giresunda müsamöre ve konlerans Salonu, #men bu toplantıya ablala- rım da geldiler. Babam, çocuklarını pek kafes altın- da Yaşatmak istiyen adam değildi; ge şünceleri vardı. Lâkin o gece ablaları köşede kaldılar, biraz sonra çekilip , serbest dü- n silik silik bir gittiler. Onlarda rek eserleri ile karşılaşılmıştır. Haf £ iki metreyi aşınca Eti medeni- yeti devirlerine tesadüf edilmiştir. Milâttan on, on bir asır evvelki Eti yapıları yıkık bir halde meyda- na çıkarılmaktadır. Burada, ayni za- manda tunç ve demir devirlerine de rastlanmıştır. Hafriyatı idare eden Profesör Gars tank ve heyeti, şubat ayı içinde, bu- radan elde edilen etütler üzerinde atelye tetkikleri yapacaklar ve mart içinde Liverpool'a hareket edecek - lerdir. Bu mıntakada ikinci hafriyat faaliyeti önümüzdeki birinciteşrin a- yında başlıyacaktır. İZMİRDE: Ecrimisiller Hakkında Bir Karar Veriliyor İzmir, (TAN) — Muhtelif seneler- de, hazineye ait milli emlâkte otur. dukları için haklarında ecri misil ta- hakkuk ettirilen 15 bin kişiyi alâk dar eden bir mesele, halledilmiş Şürayi Devlet, bu ecrimisiller için müruru zamanı bir sene olarak ka bul etmşitir. Şimdiye kadar tahakkuk ettirilen ecri misillerin yekünu üç milyon li- raya yaklaşıyordu. Daha tahakkuk ettirileceklerle beraber bu yekünun on milyon lirayı bulacağı hesaplanı- yordu. Şürayi devletin müruru za- man olarak bir seneyi kabul etmesi, bütün bu vaziyetleri değiştirecektir. Maamafih karar henüz resmen bildi- rilmiş değildir. 2 — imar plâni için hazırlıklara başlanan Gemliğin uzaktan görünüşü, küçük kız kardeşi çekemiyen bir hal vardı. İkisi baş başa verir, her fırsatla beni iğneler, üzerlerdi. O ge- ce de galbin böyle oldu. Misafirler, ayrı ayrı benimle meşgul olurken onlar oturdukları köşeden çekilip gittiler, Ne güzel, coşkun bir geceydi... Her zaman baba- min mühitinde olduğu gibi gayet kibar, temiz bir bal de içiliyor; eğleniliyordu. Hiç unutmam, babam be- ni yanına çağırdı; dudaklarıma, içi yarı dolu bir ka- deh uzattı; etraftakiler haykırdılar: — Ne yapıyorsun, İhsan Bey? Babam aldırmadı: — AL Yıldız, dedi. Dünyada tatmadığın, merak et- tiğin bir şey kalmasın; içtiğimiz şey, işte bu acı su- dur. Yüzümü buruşturmadan babamın dudaklarıma u- zattığı yarım kadehi sonuna kadar içtim. Babam mi- safirlerine döndü: — Yıldız, dedi, dünyada yapacağı şeylerin hudu- 'dunu bilecek bir kızdır.Ona mümkün ve zararsız olan herşeyi tanıtacağım, o, bunların arasından en iyisini, en doğrusunu seçmeyi bilecektir Yirmi elden bir alkış koptu; bütün kadehler be- nim için yükseldi; kalbimde, sevilmekten, inanıl- maktan, beğenilmekten doğan birşey kabardı. Mağ- rur ve mesuttum... Yüzbaşı Refik keman çalıyordu... İstanbuldan gelen müfettişlerin arasında kızıl yüz- #ö, parlak gözlü, dev gibi boylu bir paşa vardı; (Rah- mi Paşa) diyorlardı. Yüzbaşı Refik ne güzel çalıyor- du. Gökteki yıldızların titrediğini, bahçedeki çiçekle rin, yaprakların bile ürperdiğini görüyordum Herkes kadehini bırakmıs, vecd icinde bir rüyaya dalmıstı. Babam musikiyi çök severdi: baktım, bir köşede siyah gözleri buğulanmış, yüzüne bir derinlik çök- müş! Yüzbaşı Refik bir aralık kemanı bırakmıştı; kızıl yüzlü, dev gibi Rahmi Paşa yerinden kalktı; genç za- bitin yanına geldi; o-kocaman gövdenin neresinden çıktığını anlamadığım duygulu, ağlıyan bir sesle: — Çal, Refik, oğlum, çal... Demin çaldığın şarkıyı çal, dedi, Yüzbaşı Refik kemanı aldı; paşanın istediği şarki- yı tekrar etti: “Bir sahife açsam ağlarsın... Sonunda birşeyler daha vardı, amma, anlıyamıyo- dum. Yıllardan sonra, o gece, sekiz yaş ruhuma o ka- dar tesir eden bu şarkıya alaturka çalan bir arkadaşı mun nota defterinde rastlıyarak svazım çıktığı kadar haykırmıştım: “Bir sahife açsam ağlarsın kitabı sineden!...,, Çocuklukta bize işliyen hatıralar, bize tesir e den görüşler, duyuşlar ne yaman şey! Rahmi Paşa bir tunçtan heykel gibi yüzbaşı Refi- ğin başucunda dimdik dururken, dolu gözlerinden gür, siyah bıyıklarının tellerine doğru kocaman dam lalar iniyordu... Babam elime mendilini verdi: — Sil, Yıldız, paşanın gözlerini.: Ben. paşanın elini dayadığı bir sandalyenin üstü- SÜRMENEDE: Uydurma Bir Silâhla | Yaralandı e Sürmene, (TAN) — Bura köy. lerinden birinde 12 yaşmda Mehmet Bahar, bizzat yaptığı tüfekle oynar. ken sağ bacağından ağırca yaralar. mıştır. Burada çocukların kendi yi tıkları uydurma silâhlarla yaralan. len vakalardandır. Sürmene, (TAN) — Büyük Gerger köyünde Çakaloğullarından Musta- İfa karısı yetmiş yaşlarında Fatma, gö kardeşi Yakubun evine giderken uçu ruma yuvarlanmış, ölmüştür. Arazi Yazımı ve Vergiler Sürmene, (TAN) — Kazamızda 17 ayda 63 cüzütam içinde 2088295 lira kiymetinde 40114 parça arazi yazıl-| mıştır. Bu neticeye göre eskisine nis- betle 490887 lira kıymetinde 30564 parça fazla arazi vardır. Tahsilâta gelince, yüzde hesabile yol 33, arazi 34, bina vergisi de 29 nisbetindedir. Vizera Köyünde Kız Kaçırma Sürmene, (TAN) — Büyük Vizera köyünde Yusuf, Kadir ve Mustafa, Güzeloğullarından Muhittin kızı 14 yaşında Gülizarı geceleyin cebren ka çırmışlardır. Sürmene, (TAN) — Büyük Zimlâ köyünden Süleyman oğlu Hüseyin, piştov tabanca ile öldürülmüştür. Ka til zaeçhuldür, | Feci Bir Yangın Bafra, (TAN) — Alaçamın Kalın Karaçukur köyünde Tongal oğlu Rahmi, evile beraber yanmıştır. | “Doğru Söz,, Gazetesi | Bafrada şimdilik, haftada bir “Doğ ru Söz,, adında bir gazete çıkarılmı- | ya başlanılmıştır. Muvaffakıyet dile- İriz. | NEOKALMINA Grip, Baş ve Diş Ağrıları, Nevralji, Ariritizm, 31.1.9398 Baş, diş, nezle, grip, romatizma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İca bında günde üç kaşe almabilir, Romatizma Saçlarınızı Dökülmekten Koruyunuz. Saç Eksiri KOMOJEN Saçların köklerini kuvvetlendi rir. Dökülmesini keser. Kepek leri tamamen giderir ve bü yüme kabiliyetini artırarak saç lara yeniden hayat verir. Koku su lâtif, kullanışı kolay bir saç eksiridir, İNGİLİZ KANZUK ECZANESİ 4 BEYOĞLU - İSTANBUL Muktedir Bir Mütercim Aranıyor İstanbulda çalışan mühim bir şirket, Türkçeden Fransız- caya ve Fransızcadan Türkçeye pek iyi tercüme yapmağa muktedir bir memur arıyor. Yüksek maaş verilecektir. Kendilerinde iktidar görenlerin, istidalarmı ve ehliyet ve- sikaları suretlerini “Umum Yazı İşleri Müdürü - Posta kutusu Beyoğlu 2248,, adresine yollamaları temenni olunur. Talipler kırk yaşını tecavüz etmemiş ve hiç olmazsa Lise tahsilini ikmal etmiş olmalıdırlar. . İcabeden vasıfları haiz olmayafaların İüzumsuz yere müra- caat etmemeleri bilhassa rıca edilmektedir. Istenbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu | KOMEDİ saat 20.30 da Aynaroz Kadısı Komedi 6 tablo. Yazan: Celâi Musahip oğlu SON HAFTA ERTUĞRUL SADI TEK TIYATROSU Bu gece (Kadıköy . Süreyya) © Sinemasmda OTELLO KISMI( ne çiktim; boyumun üç uzunluğundaki dev gibi, tunçtan adamın omuzlarına dayanarak gözyaşlari- mı sildim. Yüzbaşı Refik çalıyor ve herkes ağlıyordur... O geceki ziyafete çoğu asker, zabit olan misafir lerimiz ne ince, ne duygulu insanlardı. Babam, bütün kara peçeli kadın gözlerini ardın- dan sürükliyecek kadar güzeldi; o zaman galiba kırk yaşlarında kadardı. Dalgalı bir ibrişime benziyen si- yah saçları, derin, keskin gözleri vardı. O gözler in- sana, istediğini yaptırmak kudretine sahipti... Az söy- ler, güzel söyler; gürültüden, şarlatanlıktan hoşlan- mazdı., Babam, benim dünyada ilk tesirinde kaldığım bü- yük adam!... Bakışı, görüşü, sesi, sözüyle bana hâ- kimdi... Galiba ben de biraz onun için öyle idim. En küçük bir isteğimi sezer sezmez haberim olmadan yerine getirirdi. Bir gün, ablalarımın okuduğu bir roman elime geçmişti, orada büyük musikişinaslardan birinin bir eserinden bahsolunduğunu görmüştüm; ben hiçbir şey çalmıyordum; lâkin nedense o esere, o eserin DO- tasına sahip olmak hevesine düştüm. Bulunduğumuz şehirde böyle şeyler yoktu; ben aklıma eseni söyle- dim, sonfâ da unuttum. Lâkin, bir ay sonra bir gün o notayı yazıhanemin üstünde bulunca gözlerim $6- vinçten büyüdü; babamın inceliğinden dopdolu oldu. Öğrendim ki babam notayı İstanbulda aratmış, o- rada bulunmayınca Avrupaya ismarlıyarak getirt- mişt.. Babam bana ince hatıralar bıraktı; onların yerine birkaç apartıman bıraksaydı, bügün içimde belki bir taş yığını ağırlığından başka birşey duymıyacaktım. Babamdan, babamın toplantılarına gelenlerden, orada okunan, söylenen şeylerden aldiğim ilhamlar, bana bütün hayatımda yoldaş oldu. Babamın gezdiği, yürüdüğü yerde kendi kendisine mırıldanır gibi oku- duğu şiirler, şarkılar, ne bubamın ne de benim habe- rimiz olmadan ruhuma yerleşti, Babamın sesi de gü- zeldi; bütün ömrümde İşittiğim erkek seslerine du- dak büktürecek kadar güzeldi: “Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini; Yokimiş kurtaracak bahtı kara maderini..., “Hamiyet mesleğinde terki evlâdü iyal ettim; Hayatımdan muazzezken vatandan infisal etti Firaku azme hall bir deni dünya mı kalmıştır?,, Küfrü zülfün salalı rahneler imanımıza, Kâfir ağlar bizim ahvali perişanımıza. Gönlümüz minba'd zülfünçün perişan olmasın, Bağrımız lâ'lin havasile dahi kan olmasın, Bivelasın çeşmimiz yadınla giryan olmasın, Kani ey zalim bizimle ahdüpeyman ettiğin?! “Bibaht olanın bağına bir katresi düşme, Baran yerine dürrügüher yağsa semadan!” Ey çillei aşk dolmadın mı, Divane gönül uslanmadın mı? (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: