15 Şubat 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

15 Şubat 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

.İ —— 15-2-1998 TI AN Gündelik Gazete yi TAN'ın hedefi: Haberde, fikirde, her- #eyde temiz, dürüet, samimi olmak, karlin © gazetesi olmıya çalışmaktır. pa ABONE BEDELİ “Türkiye Ecnebi 1400 Er. 1 Sene 2800 &r, vü» 6Ay 0» 400 > 3» 150 > 1> Miretlernram porta Htihadma di Miyan merleketler için 30. 16, radır. Abone bedeli peşindir. Adres de- Biştirmek 23 kuruştur. Cevap için met- tuplara 10 kurusluk pul ilüvesi lzundır. | sonun MESELELERİ | İçtimai Sigorta (Yazan: M. Zekeriya) Bizde ötedenberi gençliğin en zi- yade rağbet ettiği meslek memüri- yettir. Bugünün gençleri için artık memuriyet bir ideal olmaktan çık- mıştır, Fakat son zamana kadar her kes çocuğuna en parlak meslek ola- rak memuriyeti gösterirdi. Bunun muhtelif sebepleri arasın- da memuriyetin istikbali sigorta et- mesi de mühim bir mevki tutar. Me- mur 25 — 30 sene hizmet ettikten sonra tekaüde sevkedileceğini ve ih- tiyarlığını rahat ve kaygusuz geçire- ceğini bilir. Tekaüdiye, az du olsa, ih- tiyarlığı karşı bir nevi içtimal sigor. tadır. Mütekait az veya çok eline ge- çen bu para ile kendine basit ve mü- tevari bir hayat temin eder. Sefalete ve mahrumiyete düşmez. Bugün Türkiyede 75,884 mütekalt vardır. Bunların aldıkları maaş yekünu bir buçuk milyona ya kındır. Bunlar memleketin ucuz min- takalarıma dağılmışlardır. Orada ken dilerine rahat bir hayat temin eder. ler. Devlet, memuriyet için kabul etti ği içtimai sizortayı iş hayatına da teş mil etmeyi düşünmüş, ve iş kananu- na bu gayeyi temin edecek maddeler koymuştur. İçtimai siyorta bütün medeni mem leketlerin her türlü iş sahalarında kabul ettiği, faydasını gördüğü bir prensiptir, Çalışan herkes hastalan- geceği selaleti düşünür. Çalışamadığı zamanlar da yaşamak onun hakkıdır. Ona bu hakkını temin eden biricik vasıta içtimai sigortadır. Tasarruf c- dilerek bankaya konulan birkaç pa- ra bu vazifeyi görmiye kâfi değildir. Onun için her müessese, her iş, ça- Uıştırdığı kimselerin hastalık, ihtiyar lık ve ölüm karşısırlda istikbalini te- min etmekle mükellef olmalı ve iç- timai sigorta her sahaya teşmil edil- #melidir. Otoriter Memleketlerde Çatlaklar Başladı Diktatörlükle idare edilen otoriter devletlerin dış cephesi gayet muhte- Yem ve kuvvetli görtinür. Kuvvet on- lardadır, enerji onlardadır, teşebbüs onlardadır, muvaffakıyet onlardadır. Bu zâhiri cephedir, ve propaganda |- İe herkesi buna inandırmaya kısmen muvaffak olmuşlardır. Fakat hayat ve hâdisöler insanlar- dan kuvvetlidir. Çürük bir temele dayanan muhteşem hir binanın ni- bir gün çökmesi mukadderdir. dış görünüşe bakarak bir Müddet için aldanabilirler. Fakat ha- kikat ergeç kendisini tanıtmakta ku- Sur etmez. Dünyaya hükmeder gibi görünen »r devletlerin bir de iç yüzleri- ir kaç gündür, İspanyanın harp sahasından gelen tel- graflar, yine Teruel dolaylarında çetin kavgalar olduğunu bildiri- yor: Asi kuvvetler, Teruel'in şimal ve batısı yakinindeki hâlim tepe- lerde bulunan Cümhuriyet Kıtala- rının mürafaa mevzilerine yeni- den tasrruz ediyorlar. Toruel'in bir ay kadar evvel, Cümhuriyet ordusunun iyi tertip edilmiş büyük bir taarruzu net cesinde zaptedildiği ve burasının birkaç ay evvel Cümhuriyetçilere merkeşlik eden Valansiyaya yal nız 150 kilometrelik bir yol mesa- fesinde bulunduğu düşünülürse, Franco'nun bu şehre vermekte ol- duğu ehemmiyetin sebepleri anla- şılır. Ispanyada, harp cephesi hattı- nın, Teruel'de Akdenize doğru bir kama gibi uzanmış sivri vaziyeti, insana, buradan yapılacak bir ta- atruzla, Cümhuriyetçilerin elinde kalmış olan memleket kısmını ve dolayıslle (o Cümhuriyetin askeri İ kuvvetlerini, kolaylıkla, ikiye böl mek ve sonra, her parçayı ayrı ayrı tepeliyerek harbi neticelen - dirmek mümkün olduğu fikrini ve- rir, Ternel sivrisi, Büyük Harbin Al ran cephesinin Maas veya Meuse şehrini aşan St, Miklel çıkıntısına benzer, Geçen sene, Madrit hare- kâtı, Universite mahallesinin Ge- zaptedilmiş olmasına rağmen, dur gunluğa uğradıktan sonra Fransa hududundan Teruel'e, şimalden cenuba doğru gelen cephe hattı buradan şimali garbiye ve Madri- tin şimaline doğru uzanmakla Te- ruel çıkıntısı husul bulmuştu. 'eruel, barış zamanında tak- riben 14,000 nüfuslu bir vi- âyet merkezi idi. Burası General Franco'nun eline bir harple geç» miş değildir. Bu kasabanın bod- baht ahalisi, ihtilâlin bidayetinden beri nasyonslist idiler ve öyle kal dılar. Cümhuriyetçiler, burasını ele geçirmek için, Valansiya bol- şevik kadın taburunun yaptığı mu yaffakıyetsiz ilk hücumundan iti- baren Teruel'e on üç defa tasrruz etmişler, asiler de, bu çıkıntının kendileri için tehlikeli olmasına rağmen, bu taarruzların. hepsini redde muvaffak olmuşlardı. Thtilâleiler, gerçi, "Teruel'deki tehlikeli vaziyetlerini 1937 senesi yazı iotidalarında, gehrin garbin- deki Mantes Universal'de cenuba doğru, biraz yer kazanmak ve Te- ruel'den Olbarracin'e giden cadde- yi tamamile ele geçirmek suretile, düzeltmişlerdi, yani cephe cenu- ba doğru genişletilmişti; fakat do- ğu elhetinde Cümhuriyetçilerin cephesi şehrin orta yerinden an- cak 6 kilometre kadar bir mesafe. den geçiyordu. Bu cephe, bu surötle Be bakınız. Almanyada ikilik başla- Musti. Halk müthiş bir sıkıntı için Nazi Partisi dahili müşkülleri Yenmiye çalışmakla meşguldür. İtalyada mali buhran artık taham- Mil edilmez bir hal almıştır. Hükü- Para bulmak için düşman addet- milletlerin kapılarında bekliyor. yi siyasetin İtalyayı götür- an artık görünmiye başla- hay penye Çinde çamura saplanıp Miş bir İyettedir. Bu çatur. » Çıkmak için didinmekle meşgul © Harp Japonyayı öyle mali bir buhrana götürmektedir ki, hüküme- ke Du buhrana ne dereceye kadar ta- oemül edeceği şüphelidir. Otorite, ettiğini r devletlerin artık tefesslih iddin ettikleri demokrasiler Teruel kasabasının doğusu yaki- ninden geçtikten sonra, batıya kıv rılıyor ve Saragosse'ye giden cad- deyi keserek buradan, tepeler hat- $ı boyunca, şimale © suretle ilerli- yordu ki, Teruel'den Calatayud ü- zerinden Burgos'a giden demiryo- Ju ile bunun yanındaki cadde Cüm- huriyetçilerin ateşi, kısmen de gö- zetleme yerlerinin nezareti, altın- da İdi. Bu sebeple, Teruel Cüm- huriyetçiler için tehlikeli değildi. Çünkü, asilerin Valansiya üzerine yürümek için, burada büyük kuv- vetler (o biriktirmelerine müsait —— ise sapsağlam duruyor, günden güne kuvvetleniyorlar. Şimdilik imtihan demokrasinin le- gülecektir. TAN Ordusu nasıl muvaffakoldu bir genişlik olmadıktan başka ge- riye doğru emniyetli ve kâfi bir muvasala şebekesi de yoktu. Bu s6 beplerle, burası, Cümhuriyetçiler. den ziyade asiler için tehlikeli bir çıkıntı teşkil ediyordu. Teruel etrafındaki cephe hatla- rında tesis edilmiş olan istinat nok- taları az olduğundan aralarında büyük mesafeler vardı ve 1937 bi- rincikânun bidayetlerinde, çıkıntı müdafilerinin bir kısmı, yeni bü. yük bir teşebbüs için, cephenin başka tarafına nakledilmişlerdi. Bu suretle Teruel çıkıntısında ka- Ian Franco'cu kuvvetler 10,000 ki- şiye indikten boşka 70 kilometre tutan çevresi, pek az miktarda a- teş silâhları ile örtülmüştü. Teruel çıkıntısının bu vaziye- tinden, Cümhuriyet ordusu kuman danlığı, istifade etmek fırsatını ka çırmadı. Eski Madrit müdafli, ge- neral Miaja'nın Kurmaybaşkan- lığında (Erkâmharbiye reisliğinde) kendini gösteren ve sonradan Cüm huriyet ordusunun başına geçiri- len General Roja, kurmaybaşkanı albay Sarabin'nın kiymetli yardır mi ile, Teruel çıkıntısına iki yan- dan taarruz suretile şehri dolayla- rile birlikte saracak büyük bir te- şebbüs tertip etti. Ve bunun için, cepheden epey geride üç Kor (ko- lordu) topladı: XXII K. Teruel'in takriben 30 Km. şimalinde Teruel — Saragossa cadesi Üzerinde, XVI. K. şehrin cenubu gerbin- de ve XIX. K. şehrin cenubunda. Ispanya dahili harbinin bidaye- tindenberi, hasmane tedbirler ek- , zayıfladığını, tereddiye baş-| hine netice vermiştir. Zafer onlara Seriya saklansmazken bu tahşidat son zamana kadar gizli tutulabil. Yazan: .— General Hüsnü Emir Teruelde harp vaziyetini gösi çephe hattı amerika Cumhuriyetle tin Fağrruzu: erir kroki miş ve bu, muvaffakıyetie başlca âmil olmuştur. Ti 4 birincikânun akşamı, s0- ğuk ve karlı bir havada, başlıyan bir gece yürüyüşile, XXIL ve XVII. Korlar, esi kuvvtlerin müdafaa hatları yakınlarına ka- dar, habersiz, sokuldular ve 15 sabahi Teruelin şimalinden ve cenubu garbisinden, ayni zamanda taarruza başladılar. XIX. Kor bi- dayette yerinde kaldı ve taarruz eden grupların dahili cenah keşif kollarının, Terucl — Calatayud demiryolu üzetinde, biribirlerile temas hâs etmeleri yani Terüelin artık gimal ve muvasala.. sının kesilmesi üzerine, 15 birinci” kânun akşamı, harekete geçerek şehire cenuptan hücum etti, Aşi cephenin, şimal ve batıda, e rinde bazı istinat nok taları, 2 gün yerlerinde mahsur kaldılar. 17 birincikânun akşamı, Teruel etrafında, artık esilerin bü müdafaa ediliyor ve XIX Kor şehri zapt için, hemen ber evin etrafında kanlı muhare- Bütün bu muharebeler, bazan şid- detli kar fırtınaları yapan dondu- rucu bir havada oluyordu. Bu zaman zarfında. yalnız ya- Hükümetçilerin bir levazım kolu, karlar altında Teruelden cepheye doğru yol alıyor Teruel harbinde Cümhuriyet ne çarpmışlardı. Cümuriyetçiler, diğer kuvvetlerin melhuz kurlar- ma karşı, Sierra Pa- lamera üzerinden, demiryoluna ve yanı başındaki caddeye doğru, ye- ni kuvvtler getirdiler, Asiler, ta- arruzu, demiryolunun takriben 2 kilometre döğusunda, müşkü- lâtla durdurabildiler. Fakat bu de- miryolundan ve yanımdaki cadde- den istifade, general Franco kıta- atı için, bundan sonra ançak pek mahdut bir şekilde mevzuu bah- solabilirdi. uu harekât ta gösterdi ki, Te- ruel'e kâfi derecede kuv- vetli kıtalarm gerilerden sevki mühim bir zamana bağlı olduğu gibi büyük kuvvetlerin orada tap- lanması, arazi ve yol vaziyetleri bakımından da, çok güçtür. Ateş altında bulunan demiryolu ile ya- nındaki yoldan sarfınazar, Albar- Tacin'den Terucl'e yalnız bir tek endde geliyor ve o da yük otomo- billerinin gidip gelmesini son de- Tece güçleştiren. üzerlerinde kar yığılı, yüksek dağlardan geçiyor - da. Ba sebeplerle, “def kurtarma Kıtalarının ilk kısımları ancak 27 birincikânunda, Teruel'in garbin- deki, Cümhuriyetçilerin mukabele mevzileri ile temasa başlamış ve | asıl büyük kuvvetler 29 da, yani Teruel taarruzunun başlamasın - dan iki hafta sonra, varabilmişti, Asilerin mukabil taarruzu iki grup halinde olmuştur: General Aranda şimalden, demiryolu bo- yunca, General Varela batıdan, Al barracin cihetinden. Hâkim tepe- lerden taşrruza başlamak üstünlü- düne malik olan General Varela grupu, İlk önce ileriledi ve tayya- ye bomba taarruzlarının kuvvetli yardımlarile, bhükümetçilerin ilk mukabele mevzilerine girdi ve 31 birincikânuna kadar şehrin batısı yakinindeki (1062) rakımlı Teru- el tepesini (Muela) yı eline geçir- di. General Aranda ise, Sierra Pa- lamera cihetinden, yani doğu ya- mından, dalma tehdide maruz bu - “lunduğu için, taarruzunu, demir- yolu boyunca ancak bati surette ve nihayet Teruel'in 10 Kın. şimal batısındaki Caude köyüne kadar ilerletebildi, Yeni senenin ilk günlerinde ba- #ı siyahi kıtaları şehrin bir kısmı. na bile girmeğe muvaffak olduk- larından general Franco'nun ordu raporu, Teruel'de mahsur kalan a- si kuvvetlerin yakında kurtarıla « cakları ümidini göstermişti. Asile- rin kurtarma hamlesi, nihayet, hü- kümetleçilerin dalma ve kolay yo- tiştirebildikleri tazo kuvvetler ö- nürde, sona erdi; ve hattâ, bun lar, Teruel dağının bir kısmını bi- Je terke mecbur oldular er iki tarafın muharebe mevzileri şehrin iç ve dışın- da insicamsız bir hal almıştı; fa kat şehirde, asilerin istinat nokta- ları, biri diğerinin ardından düş- meğe başladı. Nihayet 3 ikincikâ- nunda hükümet binası ve sonra da mektep teslim olunca albay Rey d'Hancourt'un elinde yalnız Santa Klara manastırı kalmıştı. Burasi- nı, elinde kalan sağlam ve yaralı askerler ve açlıkla dondan son de- 5 BAŞMAKALEDEN MABAT Almanya Ne Tarafa Gidecek? (Başı 1 incide) ması ve İfrata fren vurulması bekle- nir, Almanyanın içindeki birlik ve â- henk, maceraya cesaret verecek Şe- kilde olmadığı gibi, maceranın hesap tarafı da çok karanlıktır. Küskünlük siyaseti yüzünden Almanya, son 88 nelerde kendi kendini abluka altın- da bir memleket: mevkiine düşür- müştür. Bir milletin harp zamanında, son zaruret diye yapacağı fedakârlık» lar, Alman milletine sulh zamanında yaptırılmıştır. Fiilen harbe girilecek olursa fedakârlik ve fersgatte daha fazla yükseliş için meydan yoktur. Alman milletinin, 1914 ile 1916 ara- sında İnsanlık kudretinin fevkinde gösterdiği fedakârlıklardan sonra za- Turi bir sukut başgöstermişti. Son senelerde Alman milletinden beklenilen fedakârlıklardan sonra birtakım maceralara girilecek olursa, ayni netice belirecek, macerenın ilk hızı geçtikten sonra derhal sukut baş- byacaktır. Hergünkü gıdayı temin et- mek ve bugünkü harplerin icap et- tirdiği ham madde israflarını uzunca bir müddet karşılamak için Alman- ya, hariçte kaynak bulamıyacaktır. Bilhassa harp zamanlarında; ham maddelerin bedelini ödemiye iktısadi imkânlar temin edilemez. ariçieki vaziyet te cesaret ve- H recek bir mahiyette değildir. Almanyadaki tebeddüller başgösterir göstermez Londra ile Roma arasın- da anlaşma rivayetleri ortalığı tut- muştur. Çekoslovakya ve Avusturya- ya karşı yapılabilecek bir baskının Italya tarafından iyi karşılanmıyacas ğı bu suretle ifade edilmi; Romanyada bir ifrat hül işbaşına gelmesi, Almanyaya cesaret verecek bir hâdise idi, Bu neticeyi elde etmek için ne fedakârlıklar ya- pilmamıştır! Fakat beylik çok kıra sürmüştür. Bugün Romanyada, milf siyaseti ve Romen milletinin devam- Ni menfaatlerini temsil eden bir hü- kümet işhaşma geçmiş bulunuyor. Italya le Jönonyanın maceralar uğurundan ödedikleri bedelde Al manyaya cesaret verecek bir netice sayılamaz. Diğer taraftan Almanya, kati ka- rarlar vermeyi icap ettiren bir vazi- yettedir. Dahili ve harici işleri bakı- mından bu kararı geciktiremez. Hite ler biribirine aykırı iki yoldan biri- ni seçmiye mecburdur. “Hitlerin Avusturya Başvekili ile o- lan mülâkatı, itidal yolunun seçildi- ğine'ilk emaredir. Tlk dakikalardakt betibinliğin hilâfına olarak, bu ema- reden şu mâna seziliyor ki Hitler, itidal yoluna girmek ve bariçteki en- dişeleri bastırmak meylindedir. Eğer hariçte Alman millâtinin iz- zeti nefsini koruyacak bir zemin ha» zırlanırsa ve barış yoluna dönmek için Almanların bekledikleri ve Garp demokrasilerinin ödemiye hazır ol- dukları bedelde uyuşulursa yakın bir istikbalde dünya yüzünde ümitli ce» reyanlar doğabilir. Ahmet Emin YALMAN MAARİFTE: Yeni Ders Yılı İçin Mühim Hazırlıklar Maarif Vekâleti, 938 - 939 ders yı h için yeni hazırlıklar görmektedir Vekâlet, mekteplerde bugünkü usul leri tamamile değiştirmiye ve orta larla liselerin her türlü ihtiyacı ön liyecek şekildö ıslah edilmesine ka rar vermiştir. Bu maksatla iki komis yon kurulmuştur. Komisyonlardan birisi mekteplerin ihtiyacına ait iş lerle, diğeri muallim ve talebe kad. roları ve tedris vaziyetile meşgul ola- caktır. > Bir Muallim İçin İhtfal 36 yıldanberi muhtelif mektepler. de yüzlerce talebe yetiştiren ve ge çen gün vefat eden muallim Cafer Ö- zalp için, dün, Çapada Kiz Muallim mektebinde bir ihtifal yapılmıştır. İhtifale saat 14.30 da başlanmış ve merhumun bütün talebeleri hazır bulunmuşlardır. Bu toplantıda bu kültür emektarının meziyetleri, ya: şayışı, mesleğe olan bağlılığı hakkın da muhtelif kimseler tarafından söz sövlenmistir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: