15 Şubat 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

15 Şubat 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Milli Küme Maçları 7 Güneş F.B Beşiktaş taG. sarayı 2-1 Mağlüp Etti Futbol federasyotu tarafından ter. tip edilen milli köne maçlarına bay- Fumun üçüncü pezer günü Ankara, Iz | mir ve Istanbulda başlandı. Bu kar- şılaşmaları sırasile yazıyoruz: Ankara : (TAN muhabirinden) — | Milli küme maçlarına şehir stadında | büyük bir kalabalık önünde başlandı. Maç Ankara şampiyonu Harbiye ile Ankara İkincisi Muhafızgücü arasın- da idi. esk İ Birinci devrede, , Hatbiyeliler. iki |, gol yaparak devreyi 2 - 0 galip bitir- der” Muhafızgücü vötiyetin tehlike- | ye girdiğini. hissederek ikinci devre- ye büyük bir azimle başladı. Ve biri penaltıdan olmak üzere üst üste 2 gol yaparak maçı 2 - 2 beraberlikle bi- tirmiye muvaffak oldu. İzmir : Izmir, (TAN muhabirinden) — Si- , cim gibi yağan yağmurun altında milli küme maçları için Üçok ile Al sancak karşılaştılar, Ilk devre, her i-| ki takımın çansiperane çalışmasına rsğmen O « 0 berabere bitti. İkinci devrenin 20 inci dakikasında “Uçoktan Hamdinin ortalardan kapa- Tak kaleye kadar götürüp ortaladığı topu çevirmek istiyen müdafi Ali, yanlış bir vuruş yaptığından topu kendi kalesine soktu. Ve Üçok bü su- retle maçı 1 - O galip bitirdi. İstanbul : Milli küme maçları şehrimizin dört kuvvetli klübünü karşılaştırdığı için stadyom yerli maçlarda şimdi- ye kadir görülmiyen bir kalabalık toplamıştı. Bu maçlarda 5900 lira ha Bılat yapılmış ve müsabakaları 10,000 kişi heyecanla seyretmiştir. Tik karşılaşma hakem Nuri Bosu- tun idaresinde Galatasaray ile Beşik taş arasında yapılmıştır. Her iki dev- rede zaman zaman hâkim olarak oy- nıyan sarı kırmızılılar muhacimleri- nin kale önünde biribirlerile yarış e- dercesine bozuk oynamaları yüzün- den maçı 2. 1 mağllibiyetle bitir. mişlerdir. Beşiktaşlılar ellerine ge- çen fırsatlardan istifade etmesini bi- lerek maçın son dakikalarında galibi yet gollerini yapmışlardır. Güneş - Fenerbahçe : Günün ikinci maçı Istanbul şampi- yonu Güneş ile Istanbul ikincisi Fe- nerbahçe arasında hakem Adnan A- kının idaresinde yapıldı. Her iki ta- kım kaptanı biribirlerine klüplerinin renklerini taşıyan ve üzerinde (1938 milli kümede muvaffakiyetler) cüm- ler Mel'h ve Murat vasıtasile üç gol başladılar. Ilk dakikalarda Salâhatti- nin nefis bir volesi ile birinci golü ya pan Güneşliler, oyun üzerinde hâki- miyeti tesise muvaffak oldular. Fe- nerlilerin Naci vasıtasile yaptığı be- ahçeyi 5-2) madı. Ve 17 dakika içinde Güneşli- ler Melih ve Murat vasşıtasile üç gol daha yaparak devreyi 4 - 1 galip bi- tirdiler. Ikinci devre başlangıcında Niyazinin vole şütüyle beşinci sayı- larını yapan Güneşliler, işi gevşetti- ler.. Fırsattan istifade eden Fenerli- | ler oyun üzerinde hâkim bir vaziyete geçmekte gecikmediler, Ve bu devre- de bir penaltı kaçırmalarına rağmen | Niyazinin kafa ile yaptığı bir golle | sayılarını ikiye iblâğ ettiler ve maç bu şekil değişmeden. 5 - 2 Istanbul Pr ealaaşimam. galeleesila matinnlan. —a a. Klüplerde: Spor Kurumunun mi Yeni Bir Kararı Ankara, 14 (Tan muhabirinden) — Bazı klüplerin muhtelif mıntakalar- dan oyuncu alarak kendi takımların- da oynattıkları ve ayrıca bu sene An- | kara lig maçlarına iştirak eden bazı | oyuncuların İstanbul ve İzmir klüp- lerine giderek milli küme maçlarına iştirakleri spor kurumu umumi mei- kezi tarafından muvafık görülmemiş ve bü gibi oyuncular hakkında riya- set divanı tarafından bir karar itti haz edilerek, bu gibi hareketlerin ö- nüne geçilmesi esas itibarile kararlaş tırılmıştır. mi Bayram Maçları Yugoslavya - Şişli Perayı 3 - 1 mağlöp eden, Galata- saray ile 0 - 0 berabere kalan Yugos lavya takımı üçüncü ve son maçını bayramın ilk günü Şişli ile yaptı. Zaman zaman her iki tarafın hâki- miyeti altında geçen maçla bir fırsat tan istifâde eden Yuyoslav merkez muhaciminin ilk devrede yaptığı gol- le Şişli sahadan 1 - 0 mağlüp olarak çıktı. Ikinci küme maçları: Bayram mü- nasebetile Cumartesi ve Pazar günle. ri Şeref ve Fenerbahçe stadlarında ikinci küme klüpleri arasmdaki lik maçlarına devâm edildi. Beylerbeyi - Karagümrük: Cumar- tesi günü Şeref stadında günün ilk maçı Beylerbeyi ile Kâfagümrük a- rasında yapılacaktı. Fakat Karagüm- rük sahaya gelmediğinden Beylerbe- yi hükmen galip gelidi. Galata Gençler - Ortaköy: Ikinci maç Galata Gençler ile Ortaköy ara- sında yapıldı. Hâkim bir oyundan sonra Galata Gençler Birliği maçı 2-1 kazandı. Anadoluhisar - Davutpaşa: Üçüncü YAR Milli Küme Puvan Cetveli Takım Moğidp Maç AVİ e ami LK e Güneş Beşiktaş 1 Üçok I Muhnfiz Harbiye Galntssaray Fener Alsancak www Yediği gel —me 8 ade Puvan Memlekette : Taşovalılar Galip Erbaa, 14 (Tan muhabirinden) — Tokat idmanyurdu ile Erbaa Taşova sporcuları arasında ve üç bin seyirci önünde yapılan maçı, ikiye karşı dört golle Taşovalilâr kazanmıştır. Taşo- | mim oynamışlardır. —— ———— ve rasında yapıldı. Ikinci kümenin en di. Üç defa yazdım. Ancak #üusmele göre kuvvetli klübü olarak tanılan Ana- doluhisarlıların bu maçı kazanacak” | gılar.. ları tahmin edilirken Davutpaşalıla- zin enerjik oyunu karşısında bu tah- in tahakkuk etmedi. Ve maç 1-1 berabere nihayetlendi.. Dünkü maç'ar * Dün Şeref stadında yine ikinci kü- me lik maçlarına" devam edilmiştir. Kasımpaşa ile Anadoluhisar karşi: İpin başöğretmen! bunu posta ile göndere- laşmış ve her iki takım 0 - 0 berabere | ceğini söyledi, çok şfikür kl, on gün sora kalmıştır. Galata Gençler ile Davut- | posta #le gelebildi. Bu defa, beni sarsan paşa maçını Galata Gençler 2 - 1 ka. | Poğazdan tekrar zanımıştır. # Barutgücü ile Kızıltoprak halk- jevi A ve B takımları dün Fener sta- dında karşılaşmışlar, B takımları 4-4 İm /V8 A takımları da 0 - 0 berabere kal- | hevesitir olan bu vatan evlâtlarına yazık uşlardır. : Dün sabah Ortaköy ile Feneryil- > İmaz takımları karşılaşmış ve 4-1 Fe-| yardım edileceğini, okumadan geçmiyor- neryılmazın galibiyeti ile neticelen-| dum. İşte beş çocuklu bir genç annenin miştir. Beylerbeyi - Doğanspor kar. | (:YAdın! okuyunuz da yardımdan vazge- şılaşması da 11 - 1 Beylebeyinin za- feri ile bitmiştir. Deynelmilel Kızak Yarışında : Ts ii ul Garmişte son gümerde yapılan şında muayyen mesafeyi 5 dakika raberliğe rağmen bu üstünlük bozul- İmaç Anadoluhisar ile Davutpaşa a-İ İngiliz takımı Yİ yormuş. Bu nasıl iştir? Mahküm adamın OKUYUCU "Mektupları Köpekler Bir Çocuğu Öldürmüşler İskilip Arifbey mahallesinden Şemset- tin Öçlü yazıyor “Kasabamızda — bayıbop , könekler sö- rü halinde dolapiyor. Herkose şi yorlar, Bugün burada bir farla oldu. Ka- sabanın kel uyun çocuklardan 8 srındakci Mehmede köpekler hücum & j derek zavallı yavruyu boğarak öldürdüler. Bütün halk heyecan © içindedir. Avcılar, köpekleri gi kle kovabildiler. Alâkadar ların nazarı dikkatine koyarım, U Bando istiyorlar Bebekte 90 numarali yahda oturan o- kuyucularımızdan Rasim Akdeniz Yazı- yor. *İstenbul reetyosundan bir ricam var. Bütün diğer memleketlerde olduğu gibi, haftada bir akşam: &n bizim râdyomuz. İyi bir sekeri dinletemez mi? Askeri bando mili hisletimizi takviye eder. Her halde çok lizimdir. çılarımızın da #adyo ile kıymetli kontor Bundan başka Iyi konuşan konferana ranslar vermelerini ietiyorum.,, | . Radyo idaresine Bir okuyucumuz yazıyor. “Pazar günü radyo ile maçı dinlerken birden neşriyat durdu. Anladık Xi, maçın tadyo İle İlân menedilmiş. Radyo, Nafıa Vekkletine bağlıdır. Yönü resmi bir teşek- kültür. Radyo neşriyatına şu veya bu se- bepten dolayı nasi müdehale edilebilir? Bu hareket bütün Galatasarayı sevenleri müteessir etmiştir. Radyo idaresinin nazarı | dikkakini eelbetmeniz! dileriz. da « . Mahkümun yol parası Alasya cezaevinde Şevket oğlü Kerim yazıyor: “Bir katil hâdisesinden, dolayı 15 sene- ye mahküm oldum. Dokuz senedir yatıyo- Tum. Güyu bana yol parası tahakkuk et- tirmişler, biriken para İçin de ölü baba- min arazisi müzayedeye konarak satılı- Yol param olur mü? Olursa bile babasının arazisi satılır mı? Bu hususta alikadarların nazarı dikkatini colbetmenizi rica ede- rim, ” Havale hastalığı Niğde orta okulu türkçe öğretmeni Bay Rasim Kocabaş yaziyor: “Bize bir memur mektebi Yizim.. serlev- eçenlerde bir dalreye İşim düşmüştü. 20 Wir ahık bir senet yazılması mevzuubahis - dü. Her seferinde bir kusuru bulundu. Bir sürü de kırtasi muamele ve havale. Say- . Bir ananın dileği İnhisarlar idaresi barut şubesi memur. larından Mihriban Davran yazıyor: : “Ben, on senedir çalışarak, ölen babala- rının yokluğunu belli etmemek için iki yavrusuna çırpırarek bakan bir anayım, Geçenlerde hastalığım deleyisile evimi Bo- jsziçine haklettim ve çocuklarımın mek» tebinden nakil ilmühaberi istedim, mekte» İstanbula gelmek mecbu- riyeti hâsıl oldu. Tekrar mektepler bir i- kinci ilmühaber almak lüzumu hâsü oldu. Eski acıyı unutmiyan ben, bir ilkine nakdi (lmühaberini elden istedim. Bu da kabil ol madı. İşte ayın ikisindenberi yine çocukla» evde oturuyorlar. Zeki ve okumıya değil mi? Bir ilmühaber için 20 - 25 gün mektepsiz kalsınlar, Ötedenberi gazetenii- jde ve gazetelerde beş çocuklu snhelere çerek nakil ilmühaberi detediğini © tütfen gezebenizle sayın başöğretmenlere arzedi- niz.“Bu da bir yardım demektir... a A, beynelmilel dört kişilik kızak yarı 41 saniyede katederek birinci gelen # BADANA BOKS EAAA DAMA ASAASAAA, ji HIK Kleopatra İNGİLİZCEDEN: VS ARAYEAALA YARAR > emingway eşine öz rasila- nan bir güzeldi. Bazan si- nema, bazan da tiyatro dünyasın- da birdenbire parlıyan yıldızlar gibi günün birinde yaşadığı sosye- te içinde kuvvetli bir ışık kesildi, gözleri kamaştırdı. Haftalık mec- mualar onun fotoğrafını Ingiliz gü- zeline örnek diye bastılar. Hayır müesseselerinde verilen müsame- relerde Kleopatra, Helen gibi, er- keklerin bütün faziletlerini — ya» ni kafalarile, kuvvetlerini — uyuş- turan, tarihin en güzel kadırlları- m o temsil etmeye başladı. Londranın meşhur bir tuvalet fabrikası çıkardığı kremlerin iyiliğini ispat için reklimlarma o. nun resmini koydu. Ne yazık ki her alev bir gün sö- ner. Hemingway'ın da o, çok par- lak yıldızı son günlerde belli be- lirsiz kararmaya yüz tutmuştu. Yıldızile beraber eteğine akan al- tınların da pırıltısı eksilir gibi ol- muştu. irdiği büyük kürkçü dük. kânının iç vitrinleri önün- de durdu. Gözlerile bir şeyler a- raştırdı: — Kürklerinizi görebilir mi- yim? Manto dairesinin genç satıcısı Fipps telâşla yerinden kalktı; — En güzel modellerimizi gös- tereyim Bayan Hemingway. Güzel kadın, Kleopatra gibi An- tuvanları dize getiren güzel gözle- rini vitrinden satıcının yüzüne çe- virdi: — Beni nereden tanıyor sunuz? Delikanlı cevap vermedi. Yal niz şaşkınlık ve sevinçten büyüyen gözlerile ona “ömrümde gördü- ğüm biricik güzelsiniz. Sizi ben nasıl tanımam?” demek ister gibi baktı. ra yazmış değildi. Fakat hakikat- ten çok hayali severdi. Güzele, gü- zelliğe çok düşkündü. Seviştiği genç kız bir gün onun dalgah, si- yah saçlarına “güzel, demişti. O günden sonra Fips berbere herkes- ten sık gitmiye başladı. Heming- way'ı işte bu kuvafördeki haftalık bir mecmuanın yaprakları arasın- da görüp tanımıştı. Onu ummadı- ğı bir saatte mağazada görüverin- ce şaşaladı, baygınlık geçirir gi- bi oldu. Vitrinden kürklerin en güzelini nasıl çıkardığını, nasıl güzel kadının omuzlarına koydu- Bunu bilemedi. Sanki her gün gibi satışından yüzde iki buçuk komis- yon almak için bir müşteriye kürk beğendirmiyor, eski Mısır kraliçesi Kleopatrayı süslüyordu. — Nasıl, bu bana gidiyor mu? Teopatranın “yak'eı gözleri gözlerine çevrilmişti. — Size her şey, ber güzel şey yaraşır Bayan. Bu cevab. veren satıcı Fipps değil, şair Fipps'ti. Alacağı yüzde iki buçuk komisyonu da, bu ko- misyonla mesut edeceği sevgilisi- ni de unutmuştu. Zavallı sanki derinliği ölçülmez bir suya düş- müştü, Boğuluyordu. Fakat boğul- maktan memnundu. Keşke daha çok batsa, daha derinlere gömül- se.. ne olurdu! Genç kadın kürkü küçük elle- rile yavaşça omuzlarından itti: — Belli, ince bir zevkiniz var. Ben de beğendim. Ancak, başka roplarımla beraber giymeden ka- ti karar veremem. Bana bunu eve yollarsanız... Fipps, tutulduğu tatlı sarhoşluk” tan zorla kurtulmaya (çabalıyor, iş adamı gibi konuşmaya özeni, yordu: — Baş üstüne efendim, istedi- ğiniz saati söyleyiniz. Ben getiri- rim. Prova eder, beğenip beğen- mediğinizi söylersiniz. — Benim provam çok uzun sü. rer. Daha iyisi kürkü bana bıra- kınız. Kararımı verir, geriye yol- larım. Fipps mahzun mahzun boynunu büktü. Şu müessese sahipleri ne aksi insanlardı. Evlere tecrübe için BABANU SASA KAA ARAN AL SAA SAA EESAA DA, 15-2-1938 A YE İle Antuvan ALAMAMA . RL eşya bırakmayı yasak etmişlerdi. Istenilen şeyler ancak memur ya- nında prova edilip geriye veril- mek şartile eve kadar götürülür- dü. — Amma garip usul. Siz be- Dİ tanıyorsunuz, Tanılan müşteri- lere de ayni musmele yapılmaz a... Ipps önce utana utana başı- ni öne eğdi. Sonra genç ka- dının yüzüne merhamet dilenir gis bi baktı. Yüzünde hâlâ o boğulan, fakat boğulmaktan zevk duyan ga- rip mana vardı. Bunu genç kadın hemen sezdi. O, zaten önünde her erkeğin bu hale düşmesine alışık- tı. Zaferine kayıtsız, dönüp tek- rar delikanlının yalvaran gözleri- ne baktı, Vaktile Kleopatranın bu bakışına koca Antuvan dayanama- mıştı. O, hayatperest, genç Fipps nasıl dayansın? — Provanız ne kadar sürer? » Yalnız yarın... Obür gün der- hal geri: yollarım. Genç satıcı seve seve yenilen bir insan teslimiyetile: — Pekâlâ, dedi, yarın öğleden sonra mutlaka gönderirim. pere hiç şansı yokmuş, olsa, yıllardanberi ilk yap» tığı bu usulsüzlük günügününe meydana çıkar mıydı hiç? Yollan- dıktan az sonra, kürkün bir müş- teriye çıkarşlması lâzım geldi. Mağaza sahibi ârattırdı. Iş ortaya çıktı. Bu kadarla kalsa yine iyi! Manto, ertesi gün, Fipps'in de- diği yerden, dediği saatte geldi: Işi bir memura haksız bir ceza vermemek için müessese sahipleri aralarında bir toplantı yaptılar, Uzun uzun konuştular. İçlerinden biri kürkün ceplerine elini soktu. Birinden kokulu, küçük bir ka- İh dın mendili, öbüründen bir dudak --baxaşile bir. otobüs. bileti" çıkt. — işte, dedi, nasıl aldanmoış mw yım? unun üstüne genç satıcı — pek tabii — işten çıka- Tıldı. Az kalsın, bu yüzden, sev. gilisini de elinden kaçırıyordu. Bereket yıllardanberi aldığı “yüz- de iki buçuk” ları biriktirmişti. Bu para ile onu yine haftada bir köre sinemaya götürebilecek, ara- sıra da hediye alabilecekti. Mesele bu sayede kapandı. Şimdi zavallı (Fipps) e kapı kapı, müessese mi €ssese dolaşıp iş aramak, her ga- zetenin ilânının gösterdiği yere koşmak kalıyordu. Bu, aylar ve aylar sürdü. En sonra, gazetelerden birinde öku- duğu büyük, modern bir otele mü- racaat etmişti, Verilen iş o kadar içler acısı idi ki Fipps kederinden ne hale girdiğini bilemedi. Döner- ken ayağı salonun kalısına takıldı. Az kalsın düşecekti. Kapıdan çı- kârken de girenlerle çarpışacak gibi oldu. Kendini güç topladı. Ve birdenbire yüreği yerinden fırla- yacakmış gibi atmaya başladı. Çünkü; çarpıştığı insan Heming- way'dı. Fipps, sersem sersem u- zaklaşırken, genç kadının, yanın- daki erkeğe eğilip: — Sarhoş mu nedir, gözünün ö- nünü görmüyor budala... dediğini ve bir kahkaha attığını duydu. | Sirkeci İstasyonunun Etrafı Açılıyor Sirkecide Devlet Demiryollarının Avrupa istasyonunda yeni tesisat ys pılmaktadır. Bu teşisat için istasyos bun Sirkeci ve arabs vapuru İskelesi tarafındaki kısımlarda bulunan bü“ Hin barakaların yıktiması hususunda belediye ile vekâlet mutabık kalmış lardır. Yektirılmesı icap eden yerle. rin plânları hazırlanmış ve yıkılma işine başlanmıştır. Hazirandan sonra da istasyonun Sirkeci tramvay cad. desine rastlıyan tarafındaki binalar- © da istimlâk olunacak, burada geniğ | bir meydan açılacaktır

Bu sayıdan diğer sayfalar: