17 Haziran 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

17 Haziran 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

17-6.939 17 Haziran 1939 IAN ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Kr. V 1 Sene 2800 7 » 8 Ay 1500 > 3Ay 800 1 TAY 300 A rası posta ittihadına dahil olmıyan etler için abone bedeli müddet sirasiyle 10, 16, 9, 35 liradır. Abone bedeli peşindir. Adren değiştirmek 25 kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi Jâzımdi Diploma Bir Vasıta mıdır? Bir Gaye mi? ünün en mühim meselelerin. den biri hiç şüphesiz ki mec. Üste müzakere edilmekle bulunan Barem meselesidir. Bu mesele etrafında Meclisin ve efkârı umumiyenin tenevvürü için yaptığımız tahkikat ve açtığımız ankete bugünden itibaren başlıyo. ruz, Bu münasebetle gazetelerde çıkan yazılar da okuyucular tarafından a- Dâka ile takip edilmektedir. Gazete. lerden bazıları diplomanın aleyhin- de neşriyat yapıyorlar. Memurlarda diploma aramanın yanlış olduğunu, » vakit mekteplerde diplomanın bir gaye telâkki edilerek tahsile fena te. sir yapacağını söylüyor, ve şehadet. nameye ehemmiyet verilmemesini, diplomanın bir vesika teşkil edemi. yeceğini iddia ediyorlar, Bir okuyucumuz bu iddiaya gayet müdellel bir cevap veriyor, “Cemiyetin asırlardanberi tekem-| mül ettire ettire bugünkü hale getir. miş olduğu bir irfan müessesesi olan mektep için hâlâ “özsüz malâmat ile kafa şişiren bir yer,, zihniyetini taşımak ve böyle telkinatta bulun. mak, bilhassa bizler, cehaletin çek görmüş olan biz Türk A m acı neticeleri: dar doğru olur, Ferdde ve dolayısiyle toplulukta seviyeyi yükselten, onda doğru dü. şünme, doğru görme kabiliyetlerini inkişaf ettiren tahsildir. Bunun ise en kestirme, en ciddi ve nihayet en verimli iktisap yolunun mekteple kaim olduğu ve ispatının ise şehadet. name ile kabil olabileceği aşikâr. dır. Şu halde böyle mürşid bir mü. essesenin vereceği şehadetname sa- dece, “bir takım seneler içinde bir gencin bir mektep kapısından müte. yen girip çıktığını, gösteren bir kâğıt parçasından ziyade biraz da, onun bu irlan yuvasından kendi fıt. ri kabiliyeti nisbetinde feyz almış ol. duğunu gösteren bir vesika mayi maz mı? Hayattaki tecrübenin ehemmiyeti. mİ inkâr etmek mümkün değildir. Fakat bu tecrübenin ehemmiyeti, kurulduğu temelin sağlamlığı nis. betinde artacağını da unutmamak lâ. zımdır. - Şehadetnamesiz tecrübeye naza. ran “mekteplerin iki dakikalık,, im. tihanlarını kıymötsiz adettikten son. ra hekimlik, mühendislik, avukatlık, imlik gibi ihtisas tahsilini iktiza ettiren bazı meslek erbabını, bu gibileri de yetiştiren ve belki de yine : - Ab iki dakikalık imtihanlar neticesinde şehadetname veren ayni mektepler olduğu malâm bulunduğuna göre— bundan istisna etmek garip bir tena- kuza düşmek demektir, Devlet, belki bugünden ziyade yi rını düşünerek istikbalde, açacağı müsabaka imtihanlarında şehadetni meli ile yine şehadetnameliyi karşı karşıya getirmek, yani tahsil görmüş memurlar yetişmesi imkânlarını h. zırlamak gayesile bazı takyitlere lü. xum görmüş bulunuyorsa bu teşeh. büsünde tam bir isabet mevcut oldu. Zunu kabul etmek lâzımdır. Memur olabilmek için bir ölçü olmak üzere asgari bir tahsil —meselâ lise— ka. bul edilmeli ve müsabaka İmtihan. larma da bu şeraiti haiz kimseler a- lınmalıdır. Bu sayede hem gözleri memuriyette olup başka işler tutmak İstemiyen ve binnetice işsiz miktarı. mı arttıracak olan bir vaziyetin zu. huruna sebebiyet verecek gençlerin daha az bir tahsili icap ettiren ve hiç süphesiz ki memleket için de lüzum. (Sonu: Sa: 8, Sü: 5 te) Okuyucularımız, arkadaşımız Ömer Rıza Doğrul'un değerli Be şehrimize Mısırın en kıymetli, en yüksek meziyetli devlet adamların- dan olan Hariciye Nazırı Ab- dülfettah Yahya Paşa muva- salat edecektir. Kendisi, Tür kiye Cümhuriyetini ziyaret eden ilk Mısır Hariciye Na- zırı olduğu için ziyaretinin tarihi bir değeri de vardır, Büyük Harbin patlak vermesine kadar Mısır bir Osmanlı ülkesi idi, Büyük Harp sırasında ve sonunda vaziyet değişti ve neticede Arap memleketleri Osmanlı devletinden ayrıldı, Misir da Osmanlı devle. tinden maddeten ayrılan bu ülke. lerin biri idi, Maddeten ayrılan di. yoruz, çünkü Mısırlılar, Türklere karşı dostluklarını ve kardeşlikle. rini muhafaza ettiler ve bunları, bir sürü buhranlara ve bâdiselere iki milletin milli varlıklarını ko. rumak için tuttukları yolan ayrıl. masına rağmen idâme ettiler. İki millet arasındaki manevi bağlar dalma sağlam kalmış, iki milletin istiklâl ve hürriyetlerini kurtar. mak için giriştikleri büyük savaş yıllarında bu manevi bağlar daha fazla kuvvetlenmiş, neticede Tür. am istiklâlini kazanarak bü. tün dünvava tanılmıs daha sanra Misir da ingiltere ile bir muahede yaparak ayni şekilde istiklâl ve hürriyetine kavuşmuştur. "Türklerin en yüksek kahra. manlıklarla, Mısırlıların fe. dakârliklarla dolu savaş yılların. dan sonra iki memleket arasında yenilenen münasebetler, diğer ya. bancı devletlerle tesis olunan mü. masebetlerden farklı ve bir takım hususiyetleri haizdi, Çünkü bu münasebetler, kuvvetin, müşterek bir tarihten, müşterek bir dinden, müşterek bir kültürden, sürekli beraberlikten, sağlam anlaşma. dan, köklü ve şerefli bir camiadan alıyordu. Bugün İse Mıstr Hariciye Na. zırmin Türkiye Cümhuriyetini ilk defa ziyaret etmesiyle aradaki mü. Bösebetlerin en samimi sevgi ve en hakiki kardeşlik derecesine varmış bulunduğuna şahit oluyo, ruz, Hakikatte Misir bu tarihi vazi. fe için en liyakatli ve en kıymetli adamını seçmiştir. Çünkü Abdül. fettah Paşa Mısırın en bariz ve en mümtaz simalarından biridir. Onun bize hatırlattığı simalar, Mısırın son devirde Hüseyin Rüştü Paşa, Adli Yeğen Paşa, Saad Zağlül Pa. $a, Mehmet Sait Paşa, Abdülhalik Servet Paşa gibi yetiştirdiği de simalar ve siyasi liderlerdir. Bunların hepsi de yeni Mısırı bu. günkü saygı değer seviyöye erişti. ren yüksek şahsiyetlerdir. Abdülfettah Yahya Paşa hukuk. çudur ve adiiyecidir. Bilhassa ad. liye memuriyetlerinde ve hâkim. liklerde bulunarak Adli Paşa ka- binesinde oAdliyo Nazırlığını de. ruhte etmiş, daha sonra muhtelif kabinelerde çalıştıktan sonra Ha. riciyeye ve daha sonra Başvekâle. te tayin olunmuştu. Deruhte ettiği bütün işlerde Ii. yakati, nezaheti, fırkacılık gay. reti gütmiyen, milli birliği ve memleket menfaatlerini her şeyin fevkinde tanıyan vatanseverliği ile temayüz eden Abdülfettah Yahya Paşa 1934 te, yani Mısırın istiklâli tanınmadan evvel, Başve. kâlete geldiği zaman memleketi. misafirimizin ni her şeye rağmen müstakil ve hür tanımakla, yabancı her müda. HAYATINI TAN Kardeş Mısırın kiymetli Hariciye Nazırı, Yazan: Ömer Rıza DOĞRUL bu si ve du ilfettah Yahya Pş. nın Hayatı ve Şahsiyeti Kahirede Türk - Mısır paktının imzası merasimine ait bir hâtıra haley etmekle te. mavüz etmi Or bu sirada kahramanı ol. duğu bir hâdise kayde de. ğer Bu sıralarda merhum Kral Fu. at Hazretleri ağırca hastalanmış, ve hastalığın vehametini anlıyarak Emri Hak vukuu takdirinde oğlü. nun sinni rüşde varmasına kadar Mile istikbalini mek kabil midir? Bu suali soranların gözü önüne eski Türk akınları, Şarlmanın fü- tuhatı, Kadim Roma İmparatorlu- ğu geliyor; büyük ülkelerin inkıra- #ndan sonra kurulup bozulan devletler, çizilip değişen hudutlar düşünülüyor ve şu hüküm verili. yordu, “ — Milletlerin istikbalini keş» fetmek şöyle dursun, bir mille. tin, hattâ yakın istikbaline dâ- ir #ahmini bir fikir söylemek bi. Je kabil değildir. Yetmiş sene evveline kadar, ce- miyetler muhayyel bir nesne idi, sanılıyordu ki, insan toplulukları tabiat kanunlarının fevkine çika- keşfet. İ bilirler, kuvvet ve kudretlerine dayanıp dilediklerini yaparlar. ve 1871 de, bir milletin, hattâ ya. kin mermi keşfetmek kabil mi. ? Sualine şu mülühaza ilâve e- “Milletlerin istikbalini tah. min için, her şevden önce cemiyet. lerin herşeyi gibi, tabiat kanunla. rma tâbi olduğunu kabul etmek ve onları ilmi incelemelerle tanı mak gerektir... 1871 den sonra cemiyetler mu. hayyel bir nesne telâkki edilmedi, müsbet sosyoloji cemiyetlerin re. alite ve her realite gibi de, ilim mevzuu olduğunu İsnat etti, Hâdiselere Göre *.** 0.4 Eski Imparatorluklar Ihya Edilemez Yazan: Selâmi İzzet teşkil edecek bir vasiyetname niyabet meclisini kimselere yazmıştı. Vasiyetname, tabit ki, gizli idi, Bu sırada İngiltere ile Mısırın mü. nasebetleri henüz bugünkü inti. zamını almadığı için İngilizler va. siyetnamenin muhteviyatı anla. mak istiyorlardı Fakat bu sırrı Kral Fuattan başka bilen yoktu. Sonra ona kimleri vasi olarak seç. dair Artık ortada bir hakikat var: Milletlerin istikballerini keşfet. mek kabildir ve bunun kabil oldu. Mart 1882 de Ernest Kenan'ın Sorbonne'da verdiği bir konferans en kuvvetli delildir. * Renan diyor ki: — Roma İmparatorluğunun in. kırazından, daha doğrusu, Şarl. man İmparatorluğunun dağılma. sından sonra Garbi Avrupayı mil. etlere ayrılmış gördük; bunlardan bazıları, zaman zaman, ötekilere nafiz olmıya kalkıştılar, Fakat bu nüfuzları uzun zaman Sürüp git medi. Charles — Guint, 14 üncü Lowis, 1 inci Napoldon'un yapıma. dığını herhalde istikbalde kimse Yapamıyacâktır. Yeni bir Roma veya Şarlman İmparatorluğu kur. mak artık imkânsızdır. Avrupanm taksimatı o kadar büyüktür ki, ci. banşümul bir tahakküm teşebbüsü pek çabuk bir devletler ittihadına meydan verip muhteris milleti ta. bil hudutları içine sokar.,, * Kaplarma, kacaklarma sığama. bugün şehrimize geliyor. bulacaklardır. yazısında tiğini sormak ta pek münasebetsiz bir hareket olurdu. Böyle bir ha. reket: — Siz nasıl olsa ölmek Üzere. siniz. Bari Krallik naibi olarak | kimleri bıraktığınızı söyleseniz de bizi meraktan kurtarsanız! Demekten başka bir şey ifade etmezdi. Bu yüzden Abdülfettah Paşa, İngilizlere mukavemet etti ve böyle bir suçu işliyerek öldü. rücü bir hastalıkla mücadele eden Kralın katline iştirak etmiyeceği- ni açıkça anlattı. Fakat İngilizler vasiyetnamenin muhteviyatını mutlaka öğrenmek istiyor ve Abdülfettah Paşanm mukavemetini kırmak için vaziyet alıyor, hükümetin bütün faaliyeti. ni durduracak tertibat alıyorlardı. Abdülfettah Paşa için çekilmek. ten bâşka çare yoktu. Fakat onun bu sırada yazdığı istilaname hâlâ Mısırın övüne övüne hatırladığı bir hâdisedir. Çünkü Abdülfettah Pa. şa, bir takım sıhhi sebeplerden do- | layı çekilmek mecburiyetinde kal. | dığını söylemiyerek (hakikati ol. duğu gibi yazmış, Misırın dahili iş. lerine vuku bulan yersiz müdaha. lelerden ve bu müdahalelere mu- kavemetinden dolayı bütün bükü. met faaliyetini durdurması melhuz vaziyetlerle karşılaş zün. den iktidar, mevkiini bıraktığını anlatmıştı. İstifanamenin. üslübu âteşli ve sözleri acı idi. Bu yüzden Mısırın milli mehafili istifanamenin geri alınmasını istemiş, Abdülfet. tah Paşa da istifanın üslübunu tah. fif ile iktifa ederek hakikati anlat. mak hususundaki vaziyetini mu. hafaza eden bir istilaname yaz. maaş, Birin Hariciye Nazirinin medeni cesaretini vedü. rüstlüğünü tesbit eden bu hâdise, Mısır efkârı umumiyesinin unut. madığı hâdiseler arasındadır. İhtimal ki Abdülfettah Paşanm cesaretini besliyen bir âmil Mu sırın en büyük iktısat ve iş adam. larmdan olan babası merhum Ah. | met Yahya Paşanın kendisine bi. Taktığı nefse itimat vasıtasıdır. Mısırın bugünkü Hariciye Na. zrinın babası da, biraderi Emin Yahya Paşa da, Avrupalıların Mı. sırdaki iktisadi nüfuzu ile çarpış. mak için fabrikalar ve tezgâhlar kuran ve bu yolda en büyü vatfakıyeti kazanan büyük i damları arasındadırlar Misir Hariciye Nazırınm kendisi de Mısırın en zengin ve en hayır. perver güzideleri arasındadır. İs. kenderiyenin “Muvasat —Yardım.. cemiyeti onun riyaseti altındadır. Ve bu cemiyet fakirler için en mo. dern ve en büyük hastaneleri yap. mıya muvaffak olmuştur. Sonra kendisi Mısırm bir çok hayır cemi. yetlerinin âmil âzası arasındadır ve bu cemiyetler ondan her yardı. ! mi görmektedir, Abdüllettah Yahya Paşanın Mi. sır Harleiyesine son gelişi 1937 se. mesinin (| İlkkânunundan başlar. Bu sira ise Mısır için son derece mühimdi. Çünkü istiklâl muahe. desini, Mısırın azami istifadesini temin edecek tarzda tatbik ettiği sıra idi. Bu ise, bilhassa Mısırın Hariciye Nazırından rüyet, kiya. set ve çok kuvvetli idare bekliyen bir işti, Abdülfettah Paşa da bü. tün bu meziyetleri göstermiştir. Yıp göz alabildiğine yayılmak is. tiyenlerin haline sosyoloji bıyık altından gülüyor: “Zehi tasavvuru bâtıl, yali - muhalt,, Diyor. Doğru söylüyor. zehi ha. Bu devrin beynelmili 1 buhran. medeni, yet dünyasını tehdit ettiğini, Mısırın da kendi istiklâlini ve varlığını teh. dit eden vaziyetler karşısında kal. dığını göz önüne getirirsek çok © kiymetli misafirimizin bu tehdit. ederken, danse gazelesi şu cümleleri de ilâve. ediyor: “Bir insan iki efendiye bir. Efendiler Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel omanya Hariciye Nazırı Ga. fenkonun Ankarada yaptığı konuşmalar, hunun neticesinde meg. redilen beyanatı, Yugoslavyanın Balkan An. tantma sadakati, Balkan Antantmın. kuvvetlenmesi, şiddet, ve hiddet uyandırmış. resmi tebliğ, Gafenkonun Almanyada, hayret, Olur a... Hayat sahasında, her bi. ri bir somun ekmek, bir petrol ku. yusu, zahire recek olan bu ülkelerin birer birer sulh cephesine açık kalanları kızdırabilir ambarı zifesini gö. iltihakları, ağızları Fakat, bu hiddet ve şiddeli izhar | Diplomatise © Korrespon- den hizmet edemez.,, Ya... Mihver devletleri efendi, 0. nun himayesine giren, veya onunla | dost olan, onunla ittifak yapanlar u. şaktırlar demek... Biz bunu biliyor. duk amma, efendiler bunu şimdiye kadar bu kadar sarahatle söyleme. mişlerdi. Gafenko efendisine sormadan sıl olur da, e ile müzakereye girişir, aralarında bir anlaşma yapa. bilir? Yugoslavya, efendilerin ni almadan Balkan Antantına sadık olduğunu hangi cesaretle söyliyebi. lir? Efendilerin hiddet ve şiddetini hesaba katmadan Balkan Antanti. nı nasıl kuvvetlendirebilirler? Efendilerin hayat sahasını temi etmek için, Balkan Antantı bozul malı, bu tek tek kalan devletleri İfendiler birer somun ekmek gibi tabilmelidirler. Daha henüz dost gi rünürken, efendinin uşağına emir verir gihi, küçük devletleri konuş. ma hakkından mahrum edenler yarın müttefik oldukları zaman n biçim bir ağa olacaklarmı şimdide: tahmin mümkündür. Efendilere şak olmamak içindir ki, bütün ki çük devletler, sulh cephesine iltiha. kı bir zaruret olarak görüyorlar, © © Bu gazeteye göre, yer yüzünde iki efendi vardır, Biri mihver dey. letleri, ötekisi sulh cephesini kura, demokrasi devletleri. Küçük devlet ler bunlardan hangisine girerse, o efendiye uşak olur. Siyasi anlaşmalar böyle efendi uşak zihniyeti ile mütalâa edili tabiidir ki dünya efendilerle uşak. lar sınıfına ayrılır. Fakat demo devletleriyle yapılan anlaşmalar, fendi ve uşak anlaşması değil, ef: dilerle, efendilerin & anlaşmasıdır. Müsavi haklara, müsavi vazifel dayanır, Bunun içindir ki biz de efendi anlaşmasından ziyade, dost anlaşmasını tercih ettik, A dünyayı efendilerin hiddet ve Gnden korusun... ” leri ve buhranları önlemek husu. sunda sarfettiği mesai ile sulh da. vasma ifa ettiği büyük hizmet gö önüne gelebilir. 7 bdültettah Paşanın meşgul olduğu meseleler arasında Filis isteriz. Mısır, en yakın komşusu 0x lan Filistinin haklı davasını bo. nimsemiş ve bu dav bütün kuv.. vetiyle müdafaa etmiştir. Bu mü. dafaa devam etmetke ve dava tün Araplık dünyasınm davası 6 larak inkişaf etmektedir. Abdülfettah Paşa devrine düf eden bir mesut hâdise de İran ile Mısır arasindaki mukarenet ve bu mukarenetin iki memleket a sındaki sıhriyet le kardeşlik de. recesine yükselmetidir. z Çok kıymetli misafirimiz hak. kında verdiğimiz bütün bu malö. mattan sonra biricik dileğimiz bü tarihi ziyaret sırasında da iki dost ve kardeş memleketin müşter ağ uygun hayırlı başarılar. n meselesini de kdydetmek F, ; Ölçü Üzerine / ç MEKTEP , ) Sadrettin Celâlin bu başlık / altındaki makalesini ? Pazartesi o günkü 4 okuyacaksınız. bu hafta nüshamızda 5 A : İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: