17 Haziran 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

17 Haziran 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yeni Barem Projeleri Üzerinde Anket N emurlar Berem rojeleri İçin Ne üşünüyorlar ? (Ankaradan Aldığımız Cevaplar) nkara, 16 (TAN Muhabirin. deni Ankarada herkesin konuştuğu tek mevan var: Barem kanunu lâyihası. Masa başında, kah- vede, lokantada, hattâ sokakta yü- © ürken hemen herkes mebusların © Meclisteki münakaşalarına iştirak e- || diyorlar. Kimisi lehte, kimisi aleyh- || te birbirlerine fikirlerini izaha çalı $ıyorlar. Meclisteki o münakaşaların gözetelerde neşri onları, fevkalâde alâkadar etmektedir. Sabahleyin vazifesi başına giden| © memurun İlk yaptığı iş bir gazete a-| | lip söylenen sözleri, verilen cevap-| ları şöyle bir gözden geçirmek, Bul anketi yapmağa başladığım zaman bu vatandaşlardan bir kısmı “Aran © beni hiç görmemiş ol" dedi, bir kıs © mu adresini ve ismini açıkça söyledi, © fakat ben onları yazmıya cesaret e- demem, ” | | | v . Bir Adliyeciye Göre Adliye Vekâleti memurlarından — Naci Bayır: | © “Yeni barem projesinin muhteva-| sının adı ile hiç alâkası yoktur. Bü-| tün sivil memurların maaşları tevhit ediliyor. Fakat bunlar arasında te- sdülü görmek maalesef imkânsız. Bir çok işlerde olduğu - gibi.bu İşte de “vur abalıya,, . zihniyeti “hâkim ol- muş” . — Bir Mütercime Göre tereim Nahit Urhaz “Baremin kismen veya tamamen devlet sermayesi ile işletilmekte olan | o sanayi müsseselerine tatbiki, istihsal “kabiliyetleri yüksek olan elemanları — teşvik mahiyetinde değildir. Sanayi © müesseselerinin asıl gayeleri istih- “salin tezyidi olduğu kabul edilecek “ olursa buralarda çalıştırılan müstah- deminin maaşları da istihsal kabili- .yetleri ile mütenasip olması iktiza €- Eski zamanlarda olduğu gibi “bey- lik malı” zihniyeti ile istihsale hiç- © bir ehemmiyet vermeden İş gö © rülmek isteniyorsa o zaman mesele değişir. © — Bununla beraber bu meselenin bir çok su götürür tarafları da vardır. Bu > hususta kati bir karar vermeden ev- “vel hükümetn iktisadi sahada takip “etmek istediği ana prensipi bilmek “lâzımdır.” e . . NU Hâkimlere Göre © Hâkimlerle görüşmek istedim. On- “lar beyanstta bulunmaktan bu defa| “da kaçınıyorlar. Susmalarına rağ- men çok söyliyecekleri olduğu anla- “mlyordu. Bilhassa kendilerini terfi “ve terfihlerinin okolaylaştırılmaları o çareleri üzerinde çok durulması lâ- “zim geldiği, diğer memleketlerde ol-| duğu gibi memleketimizde de hususi | © mevkilerinin artık gözönünde tutul-| “ masinın icap ettiği kanaat ve iddia- * sındadırlar. Kendilerinin herhan © bir memur sınıfından addedilmeme- “leri ve memlekette yekünu iki bini ancak göçen hâkim sınıfının gerek| © baremde, gerek hususi kanunlarla “maaş vaziyetlerini daha esaslı tesbi- ti lâzım geldiğini ileri sürüyorlar. Vaziyetlerinin hakikaten çok kötü © halde bulunduğunu, huzur içinde ça- lışmalarını temin ve halkın onlara “ftimadımı arttırmak için tamamen tatmin edilmiş olmaları lâzım geldi- ön tebarüz ettirmek istiyorlar, Bir Bankacıya Göre | mi Bütçe Encümez: Reis Vekili Faik Baysal, barem müzakereleri sırasın. da Mecliste izahat veriyor olarak çalışan bir vatandaş düşün- düklerini şöyle anlattı: “Bence barem alelitlâk bir mali mesele değildir. Ve belki de sadece İ içtimai bir meseledir. Hükümet mu- syyen mülâhazalarla böyle bir proje hazırlayıp Meclise verdikten sonra Meclis bünu yalnız bütçe encüme- ninde tetkik ettirmemeli idi, Bilâkis muhtelit bir encümen kurarak dâva- yı muhtelif cephelerden deşmek su- retile bir netleeye bağlamalı idi Böyle yapılmamış olmasi yüzünden meclisi umumi heyetinde yerinde pek çok mütalealar ileri sürülmek- te ve korkarım ki burilâr kanin kati şeklini atırken vaz alama m tır. Proje bugün ihtiva ettiği esas! la kanun olduğu #ikdirde içtimaf ha- yatımızda bir salâh değil, belki de aksaklık meydana getirecektir. Beni daha çok yakindan alâkadar ettiği için Bankalar baremine temas ede- rek diyeceğim ki bu proje ile pek çok liyakatler gedre uğramış olacak, buna mukabil devlet hizmetinde u- zun seneler mânasız memuriyetlerde dahi olsa çalışmış bulunan ve bu- gün bankalarda hizmet alan me- murlar eski hizmetlerinin Jütfünü göreceklerdir. Bu yüzden garip man- zaralara da şahit olacağız. Filân ban- kanın falan şubesindeki müdürü an- cak yüz elli lira alabilecek iken ma- iyetinde çalışan muhasebecisi ko- laylıkla iki yüz kırk lira aylığa hak kazanabilecektir. Sözü tamamlamadan bir nok- taya daha temas edeceğim! Bence dâva az maaş ve çok memur mesele- sl değil, çok maaş ve az memur me- selesidir. İyi para alan iyi memurun bugün dönen çarkları daha miuvaffa- kiyetle çevireceğine şüphe edilebilir . . Bir Maarifçiye Göre Gazi Terbiye Enstitüsü Doktoru İzzettin Şadan: “Veni barem kanunundan kendi hesabıma çok memnunum. Bu suret- le iki derece terfi hakkını da birden kâzanımş olacağım. Lâyihanın diğer memurlar hakkındaki hükümleri de beni alâkadar etmez.” . Bir Bankacıya Göre Zirant Bankasi memurlarından Memduh Hekimoğlu: “Ben, baremin umumi esasları hakkında k ir şey bilmiyorum. Kendi mesleğime ait olan esaslar ü- zerinde şunları söyliyebilirim: Zira- jat Bankası memurlarının kısmı âza- munı orta ve lise tahsili yapmış va- tandaşlar teşkil eder. Bilhassa taşra- da çalışan arkadaşlar çok büyü mahrumiyetler içerisinde çalışmak- ta ve buna mukabil çok az para ai- maktadırlar. Yeni barem lâyihası © Milli bankaların birinde büro şefi yüksek tahsil yapan memurlar için üç, diğerleri için dört senede bir ter- fi hakkı tanıdığına göre bu bizim hesabımıza büyük haksızlık olur. Haydi bu şekli kabul "edelim, hiç olmazsa fazla çalışan, dürüst ve ka- biliyetli memur arkadaşlar için bir mükâfat verme usulü mevcut olsa İbiraz teselli bulmuş olacağız. Barem İ projesi kanunt mahiyet İmeden mebuslarımızm bilhassa bu iktisap et- nokta üzerinde durmaları ve böyle bir usulün projede yer almasına ça- lışmaları bütün memurlar hesabına çok büyük bir kazanç olur. Bu suret- 16 çalışkan ve kıymetli memurlar kendilerini göstermek imkânını bu- lar ve lâyık oldukları mertebeye yükselmiş olurlar. Fakat bütün bu arzularımızın ne dereceye kadar nü- zarı dikkati celbedeceğini bilmiyo- rum. Cami ne kadar büyük olursa ol- sun imam bildiğini okur kanaatinde. yim.” Ç Bir Maarifçiye Göre Ankara maarif müdür muavini Ferit Karslı; “Beni yeni barem kanununda en! ziyade alâkadar eden cihet şahsi va- ziyetimden ziyade ilk okul öğretmen | leri mslekdaşlarımın terfihine doğru | yapılan harekettir. Bu suretle ilk okul öğretmenleri- vlan reeder ta 20 liraya çıkarılması yalnız kemiyet | .. | bakımından değil keyfiyet bakımın- dan da üzerimizde çok iyi tesir yap- maktadır. Çünkü meslekdaşlarımızın birçokları, kendi tahsil derecelerine | uygun ve hattâ ondan daha aşağıda olanların maaş mebdei 20 lira kabul edildiği halde kendilerinin 16 lira ile işe başlattırılmalarına müteessir ol- makta idiler. Barem kanununun di- | ğer ahkâmı hakkında hiçbir mütale.| öm yoktur.” . Bir Muallime Göre Ankara gezici başöğretmenlerin. den Mehmet Doğrul: Yeni barem Jâyihası muallim mekteplerinden yeni mezun olup mesleğe girecekler için çok iyidir. Evvelce mezun olup dört senede bir derece, yedi senede iki derece ve on sene sonunda üç derece alabilip on yedi buçuk, yirmi ve yirmi iki lira maaşa yükselmiş olanlara temin et- tiği hiçbir fayda yoktur. Yeni mes- leğe gireceklere nazaran yukarıdaki üç derece mensuplarının leyhinde sayılabilir. Daha yüksek derecede bulunanların İse hiçbir kazancı zararı yoktur." . Bir Telgrafçıya Göre Ankara posta telgraf memurların- danN.S; “Umumi harbe, milli mücadeleye iştirak etmiş ve hizmeti Büyük Mil let Meclisinin kararile takdir edil miş 23 senelik bir memurum. 23 s6- nelik faaliyetten sonra ancak 20 lira alıyorum. 17.5 lira ile sekiz sene ça- lıştım. Şimdi, “kadro doludur, 20 1 rayı alalı henüz üç sene olmadı” di- ye beni terfi ettirmiyorlar. Halbuki benim yirmi üç senede yirmi lira ka- zanmama yine onlar sebep olmuştur. Yeni baremden bizi terfi ve terfih et- trecek hükümler bekliyoruz.” . Bir Memura Göre Dahiliye Vekâleti memurlarından Lr: “1 — Devlet memurlarının teka- üdiye, sıhhi yardım, memurin kanu- eTR NY "Fakir ,, ler Yazan: Naci SADULLAH şağıdaki havadisi, dünkü gaze- telerde okudum: “— Kuzguncukta oturan Ahmet Şükrü isminde biri, dün, Beyoğlun. da, Necati Bey caddesinde, Dimitri. nin dükkânına girmek, ve süt içmek istemiş. Fakat hu niyetle sütçü dük- kânına girerken, yere düşüp ölmüş. tür!,, Felâketi görüyorsunuz ya? Artık, sade süt içenler değil, süt içmiye ni. yetlenenler bile zehirlenmiye bı dı, Bu gidişle, sütçü dükkânları da elektrik o muhavvilelerine benziyo. cek: Çünkü sütçü dükkânlarının ka. pılarında da, birer kuru kafa ve aşık kemiği resmi göreceğiz. Ve bu simlerin altında da şu kelimeleri o. kuyacağız: “— Ölüm tehlikesi!,, Bundan da anlaşılıyor ki, süt, bir çok bakımlardan, tıpkı yılana benzi. yor: Meselâ t hikâyesi,, de, tıp- ki “yılan hikâyesi, gibi uzayıp gidi. Ve süt te, tıpkr yılan gibi ze. Bu hesapça, sütten zehirlenmek. ten korunmak istiyenlerin de, yılan oynatan Hint fakirleri gibi şerbet. lenmeleri lâzım gelecek. Maamafih bence, bu tedbiri almak lüzumunu duyacak olanlar fazla ka. labalık değildir. Çünkü, cüzdanları cılız olanlarımız süt içemiyorlar; Bi. nâenaleyh, bizim “fakir,, lerimiz 79. ten şerbetli: Tıpkı Hint “fakir,, leri gibi! . Ümit ve sevinç Necip Fazil Kısaküreğin, dünkü “Haber, refikimizde intişar eden fıkrası, şu kelimelerle bitiyordu: “— Ulus başım, ulus başın, ulus başı, ulus başımız, ulus başınız, ulus başları!,, Bu kelimeleri okumak bana hüyük seen ğa iyon akında, Necip Fazıl Kısaküreğin yazdıklarını da anlamıya başlıyaca. giz! Baksanıza... Alenen sarf ve nahiv talimine başlamış. o Kadın çorapları meselesi Şu kadın çorapları meselesi de, müzmin deriler arasına karıştı. Dünkü gazeteler yine, onlardan bahsediyorlardı:.. Bu işin kökünden hallolunması için, yeniden mütehas. ss getirtilecekmiş. Bu haberi okuyunca, evvelâ, ken. di kendime: “ — Bence, dedim, bu sırada, ka. dın çorapları için mütehassıs getirt. miye kalkışmak, lüzumsuz bir kül fet: Zira, vaz geldi. Çok yakinda, ortâdan kadın çoraplarının meselesi değil, namı bile kalkacak!,, Fakat doğrusunu isterseniz, düşünce, beni pek avutamadı; Vâkıâ, yakında, kadmlar, ayakla. ondan çoraplarını çıkaracaklar am. ma, “kadın çorapları meselesi, yine halledilmiş olmıyacak, hattâ belki de daha fazla dallanıp budaklana- cak: Çünkü o zaman başımıza daha bedterlerini örecekler! ———— bu buna benzer hiçbir hakları yoktur. Bu mahrumiyetin devlet memurlari- na nazaran biraz fazla ücretle telâ- fisi zarurt olmasına mukabil yeni kâ- nunda bu fark nazarı itibare alınma- muştur, 2 — Evvelce ücret sisteminde ma- fevkin kati bir hükmü olduğu cihet- le maaş derecesi bu mafevk ile me- mur arasındaki münasebetin şekline tâbi kalmakta idi. Şimdi maaşta bu husus ta kayıtlara tâbidir, bu, pro- jenin en iyi tarafı. 3 — Evvelce müessesat ve banka- lara yeni giren memurlar için lise veya yüksek mektep kaydı nazari iti- bara alınmıyarak ayni ücret verili yordu. Yeni baremle bu hususun da önüne geçilmesi hasebile çok yerinde bir karara varılmış bulunmaktadır.” . İstanbulda memurlar arasında ye- ni baremler hakkında yaptığımız an. nu imtiyazları gibi mazhariyetlerine mukabil müessesat memurlarının ketl de yarınki nüshamızda neşrede- ceğir. İ (Başı 1 incide) Jrafmdan istikbal edileceklerdir. Bu esnada bando, Türk ve Mısır istiklâl marşlarını çalarken askeri kıta da selâm resmini İfa edecekti?. Abdülfettah Paşa, trenden indik- ten sonra yanındaki zevatla beraber, Başvekil Refik Saydamı, Büyük Mil let Meclisi Reisini ziyaret edecek, bir saat sonra da kendilerine bu ziyaret. ler inde edilecektir. Misafirler yemeğini hususi surette yedikten son ra saat 16 da Atatürkün mezarına bir çelenk KÜjacaklar, ondan sonra da Ismet İnönü Kız Enstitüsünü ziya- ret edeceklerdir. Saat 20.30 da Bay ve Bayan Saracoğlu tarafından Hari- ciye köşkünde misafirler şerefina bir akşam yemeği verilecek, yemeği mü- teakıp saat 22.30 da bir resmi kabul yapacaktır. 20 Haziran sali günü saat 10.20 dan itiberen misafirler, Gazi Terbi- ye Enstitüsünü, Usta mektebini 2i- yaret edecekler, saat 13.30 da Başve- kl) Refik Saydam tarafından Anado- lu klübünde kendi şereflerine verile- cek yemek ziyafetinde bulunduktan sonra saat 16 dan itibaren de Ziraat Enstitüsünü, Çubuk barajını ziyaret edeceklerdir. O gün saat 20 de Misir İ sefiri tarafından Ankara Palasta mi- safirler şerefine bir akşam ziyafeti lecek ve ziyafeti müteakıp ta bir suare tertip edilecektir. 21 Haziran çarşamba günü saat 1030 da misafirler Orman çiftliğini, Polis ve Jandarma enstitilerini ziy: veril büyük elçisi tarafından Iran sefaret- hanesinde bir öğle yemeği verilecek- tir. Misafirler saat 16.30 dan itiba- ren de radyo istasyonunu ziyaret e deceklerdir. | Ankaradan İstanbula hareket Mısır o Hariciy haziran çarşamba Anadolu ekspresine bağlanacak hü- susi bir vagonla Ankaradan Istanbu- haziran per âyni merasimle Haydarpayada karşi lanacaklardır. Misafir Hariciye Na- zırı, o gün Valiyi ve Istanbul ku- mandanmı ziyaret edecek ve bu 2i- yaretlerin iadesini müteakıp saat 11.15 te Teksim Cümhuriyot âbidesi- be bir çelenk koyacaktır. Oğleden sonra da Asarı atika müzelerini, Top- kapi sarayım ve Askeri müzeyi ziya- ret edecektir. Misafirler 23 haziran cuma günü, de Evkaf müzesini, Kariye camiini ve surlâr! ziyaret ettikten sonra Va- İi ve Belediye Reisi tarafından Tas rabyada Tokatliyan otelinde verile- cek yemekte bulunacaklardır, Oğle- den sonra da Boğaxiçinde ve Adalar- da bir tenezzüh yapacaklardır. Misafirlerin o şehrimizden hareket tarihleri henüz belli değildir. * Kiymetli misafirimiz Abdülfettah Yahya Paşanm şahsiyet ve hayatını İ tebarüz ettiren yazımız, beşinci say- famızdadır. Hariciye Nazırına rofa- kat eden Abdülhamit Bedevi Paşa, Mısırın en büyük hukukçusu ve Mi- sır hükümetinin bütün hükuk işle- rinde en kiymetli yardımcısı ve en salâhiyetli müşaviri sayılır. Mısır ta- rafından yapılan bütün müzakerele- re iştirak ettiği gibi Mısır ana yasa- larını hazırlamıya çalışmış, bütün fırkalar tarafından saygı gördüğü ve İş başına geçen her fırka ile birlikte (ilmi vazllesini büyük bir iktidar ve iliyakatle başardığı o için umumun | bürmet ve muhabbetini kazanmıştır. | Geniş bilgisi, sağlam seciyesi ve yük- sek ahlâki ile tanılan bu kıymetli İ şahsiyet Mısırı alâkadar eden her İ beynelmilel toplantıya iştirak etmiş, İlngiliz - Mısır muahedesinin akdinde, daha sonra Mısırda kapitülâsyonları İilga eden Montreu konferansında, İmemleketine büyük hizmetler ifa et- miş, daha sonra bu mushedelerin tat- biki sırasında ortadan kalkması icap eden müesseseler yerine yeni ve mil- lü müesseseler kurmakta büyük ya- rarlıklar göstermiştir. * Mısır Hariciye Nazırına refakat e- şembe gi | ret edeceklerdir. Saat 13.30 da Iran | 17-6. 939 Türk - Mısır Dostluğu Mısır Hariciye Nazırı Bugün Şehrimizde Harıcıye Nazırının Sözleri İskend. , 16 (A.A) — Ha. riciye Veziri Ekselâns Abdül. fettah Yahya Paşa, maiyeti ile birlikte, Türkiyeyi resmen zi. yaret etmek üzere, Basarabya Romen vapuru ile hareket eyle- miş ve sivil ve askeri makam. lar ile Türk ataşesi, İş Bankası Direkiörü ve matbuat mümes. silleri tarafmdan selâmlanmış- har, Abdülfettah Yahya Paşa, ha- reketinden evvel vapurda, A. nadolu Ajansının hususi muha- birine aşağıdaki beyanatta bu- hunmuştur: “Türkiye Hariciye Vekilinin ziyaretini iade etmek Üzere Türkiyeye | gitmekte olduğum. dan dolayı bilhassa bahtiyarım. Emelimiz, asırlık rabıtalarımızı takviye etmektir. Kardeş Türki. yeye Mısırın derin muhabbet hissiyatını götürmekteyim.,, Atina, 16 (A.A) — Ankaraya gitmekte olan Misir Hariciye Veziri Abdülfettah Yahya Paşa Pireden geçerken Yunan hükü. meli adına selâmlanmıştır, Mı. sir Nazırı Ankaradan dönüşün. de Atinayı resmen ziyaret ede- cektir, aaa na henüz varmış bir genç olmakla beraber, gayret ve liyakati, yüksek kültürü ve seciye kuvveti sayesinde süratle tefeyyüz etmiş, kısa bir za- Hariciyesinin en mühim mevkileririderi birine tayin ö- Yepetlıim Sf ayal adr “İaşıyan ve medeni cesareti İle, fikrinin istik- lâlile tanınan yüksek şahsiyetin ha- #ididir, Kendisi büyük babasının bir çok güzide hasletlerine tevarüs et- miştir. Avrupada Yeni Bir MESELE (Başı 1 incide) retlere rağmen halledilememiştir. Al- man milletinin bunu bir zaaf alâmeti telâkki ederek zaafa düşmesi ihtima- li vardır. Onu oyalamak ve tatmin için yeni bir sefere ihtiyaç vardır. Slovakyanın işgal ve İlhakı ise teh- likesiz bir kazançtır Binaenaleyh Slo- vakya işgal edilmelidir. Slovakyanın işgal ve ilhakını icap ettiren ikinci sebep Polonya hudu- dunun cenup kısmını da çevirmek ve Polonyayı sinirlendiren bir vaziyet ihdas etmektir. Slovakyanın Polonya hududunda bulunacak Alman kuv- vetleri Polonyayı tehdit eden bir teh- likedir. Slovakya, Macaristan mihvere a- larak onunla askeri bir ittifak yap- mak için de iyi bir pazarlık mevzuu- dur. Filvaki Çekoslovakya oparçala- nirken Macarlar, Slovakyadan bazı parçalar almışlardır. Fakat Slovak- yanın hudutları içinde hâlâ Macar- ların iddin ettikleri yerler vardır, Al- manlar bu yerleri Macarlara vererek, onları askeri bir ittifak akdine kan- dırabileceğini ummaktadır. Ayni za- manda Macaristana, Romanyadaki metalibatında da müzaheret vaade- dilecektir. Bu suretle Macaristan Ber lin — Roma mihverine tamamen gir- mekte fayda bulacaktır. Macarista- nin mihvere iltihakı ise, totaliter dev- etler için büyük bir kazanç olacak- tır. Işte bugün Orta Avrupada görülen man içinde Mrsr den Hariciye Nezareti Genel Sekre-| yeni hâdiselerin mânası, mahiyeti teri, Abdülhalik Hassune Bey, kırkı | ve şümulü budur. - Yak» İN

Bu sayıdan diğer sayfalar: