30 Temmuz 1937 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3

30 Temmuz 1937 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

.— Mrik © * U8 6i 58 ketüs k9 eRSE gz L ek SA ST * seeR ğ ” » TAEEAL - a L ÇinJapon ıngilt(—:reninAldığı Vaz Fransız gazetelerinin bu hafta bahsetmekte oldukları Muhtelif mevzular arasında 'ç" Mühim yeri Japonya ile 'ı' arasındaki gerginlikle, nya hadiseleri dola- vle gerek — İngiltere ve ...'h' Almanya ile İtanya ı."ludlın yapılan teklifler ""ıııındılıl mütekabil va lı,.u © tahsis edilen yazı- '_luıl etmektedir. El . tesi | Popue,, Paris) gaze talyanın Londra komi- 'Ni çıkmaza sokmakta ol" Bu Ü yazıyor ve diyor ki: k 'Nunla beraber dün mese- Medilemiyecek bir şek- kiz ”iş değildir ve kırkse- hat içinde yeniden mü” ı."""! başlanabileceği Vvetle ümit olunabilir. Aziyetin salâh kesbeyle ni Mü temenni — edelim. | tıı— reler çok çetin ola- Ür. Mühtelif. taraflarda © uzayıp gitmesi lehin Öm Uzu hissediliyor. İşin h.ı:“' bunun böyle olması *“:d:. pek fena birşey (Loeuıe *Paris ) gazetesi Tgiliz plânını tatbik ey Mlyecek bir hale sokmak t 'da İtalya tarafından li Sarf edildiğini izah ğ şöyle diyor: l.:"ldl mesele Paris ve 'ânın, Berlin ve Roma Ve 4 lerini, — Akdenizde _*'!İu taraflarda göster ı—:::iu ademi müdahale bul, *inde müzakerelerde Ham, "e teyj | manite Paris.) gaze * İtalyanın ve AlL- Yünın İsi dak panyadaki ec 'ö'lüllülerlnl geri çek - #ner, Peselesini müzakere _ı":-hıın imtina ettikleri ş.hı"d.duu-k bu hususta l.’ "da bulunduktan sonra l "iı,: ı:.lııı en isabetli * hiç olmazsa bu ::.bııılınn hitamına, ka- —'ul*'lhn ile Fransa hu- Arasında serbest tica- h.thvıuıau... Kalemi 'ı.." tlimden — bırakıyor * 'Ba öndereceğim İ g“e .'ı h"' Zarfını yazaca- N._ n"" dinlenmiş - olu- 'ıı;_:“ fadeli taahhütlü mü &ç E"'. bitmesine az kal ık"ı::ynıdum Bir akşam Relg ik Santalarla köprüye " Ta yanımda, onu Oluyorum . — İnsan alışıyor.. — “Rumuzu söyledik "ya mecbur. edebilip | İYeceklerini bilmektir.,, | Vaziyet karşısında | Davasında iyet.. ( rat rejimini iadeden ibaret bulunduğunu — yazmaktadır Gerek İspanya hadiselerin- den ve gerekse uzak şarkta cereyan eylemekte olan ve Çin askeri kuvvetleri - ile Japon kıtalarını birbiri ile karşılaştırmakta bulunan hadiselerden bahsederek Al manyanın bütün bu işlerde oynamakta olduğu role te | mas eyliyen (L Humanite | Parin 20 7-1937) gazetesi buna dair olarak neşreyle- diği bir başmakalede çöyle demekiedir: “Ağır havalı bir haftanın ilk gönlerindeyiz. Hitler ve Musolini yarın ademi müda hele komitesine taleplerini bildirecekler; dün ise Nan: | kin ile Tokyo arasındaki | gerginlik bariz bir şekil aldı Bunlardan çıkan mâna ga yet sarihtir. Gerek uzak herekse garpte sulh dünyası aynı şantaj, blöf ve ültimaton politikası ile karşı karşıya bulunmak tadır. Kabili taksim - harp politikasını tamim eylemiş | bulunan — budalalar bugün | yapmış oldukları — marifetin neticelerini rahat rahat se- yir edebilirler. Almanya ta rafından İspanyada çıkarı lan yangının senesi dolma: dan Almanyanın müttefiki tarafından Asyada bir yan gin daha çıkarılmış bulunu yor Demokratlar bütün bir sene zarfında “blok — yapıl- şarkla ve ) | masın, toplu hücum iste madılar. Bu hatalı bir hare ketti. mukavemet gösterilebilme- sini temin edecek olan lü zumlu birleşmeler bu yüz- den geri kaldı; buna muka- bil birtakım mihver ler doğ du Bugün Berlin - Tokyo mihverinin faaliyeti — karşı- sındayız. Asyada gürlemek- te olup top Berlinde ateş Tüj RKDİLİNİN MİLLİ ROMANI No: 49 lenmiştir. Hitler Almanya | dünyanın gayret ve dikka İspanya tini faclasından Zehra leri o gün zavallı düşüp bayılmıştı.. Allah razı olsun. İki gün revirde yatmasına izin ver- mişlerdi.. Köprüde dubaları dâğen dalgaları seyrediyoruz.. Ko: nuşmiyoruz. — Gelenler, gi denler bize bakıyor. Biz onları görmiyoruz.. Vakit geliyor: — Bilet alalım mı Zeh- ra? — Zavallı yıklıyor: — Nereye.. Bedia.. Nere kız sanki sa mez ,, Demekten geri dur:- | | Cemiyetinin cebri Mütearrız ara — karşı | | hadisesinde almış Te ?” TEMMUZ 937 ı TÜRKDİL! ayırmak ve başka yerlere çekmek istiyor. Biz bütün bunlara rağ- men sulhün muhafaza edi lebileceği kanaatindeyiz. fa. kat bu yolda muvatfak ola. bilmek için feragat ve mü- samâhalarda bulunmak de ğil, —iradeleri birleştirmek Tâzımdır, Hitlerci mütearrı: zın tecavüzlerini önlemek için pasifik idarelerin birleş mesi icap eder. Bu birleşme bügün ne va- ziyettedir? Londra celsesinin ne gibi şartlar içinde açıl dığı tasavvur edilirse çok büyük endişeler — duyulur Fransa, her türlü - teklifin kabulünden evvel İspanya daki ecnebi gönüllülerinin geri çekilmelerini şart koştu Çok âlâ Bu şartta israr eylemek — ve Almanyanın muhalefeti — karşısında bu vaziyetten doğacak olan ne ticeleri görmek pek güzel mümkündür. Fakat bu işte lagilterenin aldığı - vaziyet ne merkezdedir? Timesin bir makalesi komitenin seansını | rikanın fena bir surette hazırlıyor. Citenin büyük bir organı Frankonun — yüksekliğinden | bahsediyor ve zafer temen” nilerinde bulunuyor Eden tarafından dün a vam kamarasında töylenmiş olan sözlerde bu Fena inti baları silmekten uzak bulu- nuyorlar, Eden, gönüllüler geri çekilmediği — takdirde ticaret — serbestisine avdet edileceğini söylemişlir. Fa kat böyle bir hali bir cihet ter bir felâket şeklinde gös- termiştir; diğer cihetten de Fransız tezine — tamemiyle mubalif bir şekilde olarak İngiliz teklifinin olduğu gibi kabul edilmesi lâzım geldi- | ginden bahsetmiştir Eden Milletler hareket- lerde bulunmamasını tavsiye ediyor? Acaba — karışıklık çıkaranların önünde kâfi | derecede engeller mevcud | bulunduğuna ve — hatta bunlardan bir kısmının kal: dırilması icap ettiğine mi | kani bulunuyor? neden İngilterenin uzak şark olduğu vaziyet de aynı derecede münakaşaya değer Japoonlar | logilterenin kendilerine giz DANLU ü YAZAN: Halil Bedi Fıral ye., Susuyorum. Göz yaşları- mı belli etmemek için, ba: şimı denize — çeviriyorum . Zehta içten içe hıçkırıyor.. Dalgalarla konuşuyor.. Dalgalar Zehraye o ka- dar yakın, Zehra, — suların sesine o kadar vurgun ki onu teselli ediyorum: — Fikrete gideriz. diyo- rum.. Elbet bizi evine alır . Susuyor.. Cevap — vermi yor.. Gişeye yaklaşıyorum.. Üsküdar vapurundayiz.. Bir kımıldanma — oluyor.. F lice yardım edeceğini teba- | rüz ettiriyorlar. Hakikat şu 1931 İngilizlerin dur ki Japonya Mançuriyi de suç ge çirmiştir. o zamanlar Ame- Japanyaya ortaklığı sayesinde ele karşı | müşterek bir harekette bu- Tanulması hakkında Stimson vasıtasiyle teklif boşa gitmişti yapmış olduğu Şunu da söylemek lâzım gelir ki kargaşalık çıkarmak | için çalışan Japonlar Fran- sız. matbuatını. —okumakla cesaretlerini kaybetmiyecek lerdir. Ecnebi memleketlerde ha- riciye nezaretindeki faşist- lerin organı olarak — tanılan Temps gazetesinin yazıları na ne demeli? Bunların sulh için faideli olduğu iddia edilemez; belki bu vaziyetin Fransız antantını — kuvvetlendirdiği söylenebilir. Halbuki bu da doğru değildir. Sulhün bir garantisi olan Fransız - İngiliz — antantı, Fransa ile 1931 de İngilte- reyi Japonyaya mütemeyil politikasından dolayı takbih etmiş olan kimseleri birleş tirecek olan anlanttır. 1936 da Musoliniyi -kur tarmış olan sanksiyonların kaldırılması tedbirini tenkid etmiş olan kimselerle yapı lacsk olan antanttır. Bu, 1937 de Londrada zimamdarlarının Fraonko ta- raftarlığını ve Japonya ile tenkid eden İngiliz suç ortaklığını kimselerle Fransayı birleşti retek olan antanttır ,, Kayıp şahadetname 337 Senesinde Bürhaniye ilkokulundan almış olduğum mezuniyet — şahadetnamemi kaybettim. Yenisini alaca - ğumdan eskisinin hükmü ol | madığı ilân olunur. Bürhaniye Kavakdibi caddesi Demir sokak No 6 Yusuf Kemal kızı Behzat | Zehrayi yakalıyorum.. Dal galar bana kıziyor.. İstedik- lerini vermedim diye.. Gü neş çoktan batmış. — Gece bütün — sessizliğiyle Şemsi paşa kıyılarını kucaklamış tı. Son yolcudan sonra biz- de vapurdan — çıkıyoruz.. Karanlık kaldırımlarda yan- yana birbirimize girmiş gibi yürüyoruz. Korkuyoruz.. — Konuşmı- yoruz. Ölüm sanki bizimle beraber.. Cablı bir iskelet gibiyiz.. Zavallı — kızın bir kaldırım taşı ayağına takılı yor.. Düşerken — dudakları inildiyor: — Yazık, şimdi — düştüm diyor Kaldırımlarda biz, kaldı- rımlar gibi felâketin altında eziliyoruz - Siyah boyah bir kapı eşiğindeyiz.. Fikretin evi. Beraber bir kapıyı çalı yoruz , İçeriden çok içli, tit rek ve olşayıcı bir kadın vçak Hayvanlar Ârasında bir İmtihan Son yıllarda, hayvanların zekâvetlerini bir çok tanın mış bilğinler tetkik etmeğe koyulmuşlardır Bu işe kendini — vermiş' olan Belçikalı bir profesör, uzun zamandanberi yapmak- ta olduğu —müşahedelerini kati surette tesbit etmiştir Profesör bu tetkiklerini Üç esas üzerinden yapmıştır: Hafıza, öğrenmek kabili yeti, düşünmek. Bu üç bakımdan müşa hadelerini yapmış olan pro fesör, genel olarak ortanın üstüne çıkan sekiz cins hay- van bulunduğunu mektedir, Profesârün fikrin ce, bu hayvanlar, maymun, fil, köpek, biber, beygir, fok balığı, ayı ve kedidir. Tetkiklerini yapan belçi kalı bilgin, kedi hakkında bazı tahdidler de bulun maktadır. Kedinin, — zeki, terbiye edilir. tir mahlük olduğunu, fakat öğrendiği şeyleri keyfi istediği zaman tatbik ettiğini söylemektedir Kedinin, hodbin ve gururlu bir. mahlük olduğunu ve bazı marifetlerin kendisine ancak büyük bir — sabırla öğretilebileceği malüm olan bir keyfiyettir Ancak, bütün bu hayvan- lar arasında, profesörün'"'ha- yat artisti,, adını verdiği ve en çok beğendiği hayvan fildir. Profesör, filin kavrayışı çok küvvetli ve hafızası | sağlam bir hayvan olduğu nu, insanların arasına katı İmca, çok iyi yaşamasını bildiğini kaydetmektedir. iddia et. | 3 SAYFA: Karısı için Müze kuran Adam Amerikanın Kansas hükü metinde yaşayan zengin bir çiftlik sahibi, karısiyle bir likte çok mesud bir. hayat geçiriyordu. Ölüm, 1930 da karısını alıp — götürdükten sonra, Davisi, artık hiç bir şey teselli edememişti. O ta- rihdenberi, karısına aid ha tıraları toplamakla meşgul- dür Adameağız, yalnız geç miş günlerin içinde yaşamak ta olduğundan, günün birin- de, çok büyük olan villâsı ninin bir. kısmını karısiyle | alâkası olan hatıra ve eşya- lardan mürekkep bir müze haline sokmağa karar ver- miştir. Bundan bir kaç ay evvel, Amerikanın çok — tanınmış bir heykeltraşına seyrek rast- lanan bir - siparişte bulun muştur: Bu sipariş, kendisi nin evlilik hayatına dair hâ. diseleri canlandıran mermer statülerdir. Heykeltraşın şi- mdiye kadar yapmış olduğu on bir statâ arasında, karı kocanın evlendikleri gün kol kola vaziyetleri, kilisede pa- panın önündeki duruşları, evli çiftle birlikte bir. grop karısının ev hali ve saire vardır. Davisin en sön sipa rişi, kendisiyle karısını gök te uçan bir melek şeklinde gösteren bir mermer statü- dür. Ancak bu statü, Davis karısına kavuştuktan sonra açılacaktır. Pehlivan Güreşleri Dursunbey Belediye Dursunbey panayirinin beşinci gününe 14 — ağustos - 937 cumartesi Esirgene Kurumları lacaktır Pehlivanlara: Lira: Başa 40 Baş altı 20 Orta 15 Küçük orta 10 — Kim.. O.. Cevap vermek için hazır. lanan dudaklar, — hıçkırıkla boğuşuyor. Beyaz baş örtü- 10, nur yüzlü bir kıflın ka- piyi açıyor: — Zehra . Zehra.. — Amne... Gerisi bir facia.. İçeri ye giremiyoruz. Kadıncağız içeriye sesleniyor: — Fikret . Fikret.. Bir baş uzanıyor . Sonra ütün bir maceranın en son cevabını. veren siyah kapı yüzümüze öldüren bir tokat gibi çarparak — kapanıyor. çeriden acı bir ses duyulu yor: Ne yaptın Fikret.. Ona- acımadın mı?.. — Evlâdım . Buna boğuk bir ses cevap veriyor: Piçler belki as- hada — masumdurlar, — Ve belki bir hiçtirler. Fakat piçler kahpeleşirse o zaman piç olur onların adı.. Salıver glsin anam, salı- ver.. Bundan sonra ne olur. — Ana. Riyasetinden: tesadüf eden günü Kızılay ve çocuk menfaatine pehlivan güreşleri yapı Bir kız böyle hallere düşer e ne yapar. — Kurtarınız onu.. Bir — kayıkçı Şemsipaşa kıyılarından denize atlıyor.. Zehrayi baygın bir halde çıkarıyor. Bir saat sonra bizim köşk. teydik.. mı ona vermiştim.. Tam bir halta — yattı. Geçiyorum buraları artık . — Ağlıyor musun Bedia?.. — Hayır Zeynep.. Gül- mek istiyordum... — Haydi çabuk yaz. Pos taya yetiştireyim — Sana zahmet olmaz mı? , — Sen bilirsin. — Aradan günler geçti.. Zehra yavaş yavaş iyileşir gibi oldu. — Yaz Bedia,aklıma gel- di.. Süadın kulağı sın .. — Bu da ne biçim söz Zeynep.. çınla- ÜRÜYOR - Kendi yatak oda> KU x Ça eei Hdi A l el eai ddi ia H ei

Bu sayıdan diğer sayfalar: