25 Mart 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ulus Basımevi . (um' Çankırı caddesi Ankara Ş E H I R 2 Telgraf: Ulus - Ankara TELEFON MART Başmuharrir ıtlL .9 386 Fransızca Ankara 1063 9/4/938 Cumartesi Atletizm müsabakaları ge P işanime NPRİ ap 10/4/938 Harbiye — Muhafız 5 KURUŞ îğ;;ğ”“d“”““ 10 ADIMIZ. ANDIMIZDIRM 17/4/938 Pazar First Vienna — Ankara . muhteliti. Çemberlayn bütün dünya tarafından büyük bir alâka ile beklenen nutkunu verdi ve ingiliz dış politikasını izah etti ve dedi ki: Çekoslovakya için harbedemeyiz! İngiliz Başvekili Çemberlayn Avam kamarasında Bevanatta buluneebar Türkiyeye girerken... (Hatırlanacağı üzere bu sütunlarda a&alman müverrih ve muharriri Herbert Melzig'in “Kemal Atatürk” unvanlı eserinden bir fasıl neşretmiştik. Tür- kiye inkılâbı hakkında yazılmış eser- lerin en güzellerinden, ve en fazla rağ- bet bulmuşlarından olan bu eserin mü- ellifi, Türkiyeyi Almanyada öğren- miş, ve Türkiyeye hiç gelmemişti. İh- tısası türk tarihi idi. Nitekim şimdi de “Timur,, hakkında bir kitab yazmak- tadır. Herbert Melzig geçen gün Tarih ve Dil fakültesinde muallimlik etmek ü- zere şehrimize gelmiştir. Dilini bil- diği, Şefi ve inkılâbı hakkında mühim bir eser yazdığı memleketimiz hakkın- daki ilk temas ihtisaslarını dercettiği- miz şu makale ile anlatmaktadır:| Seyahatime devam ederken Tür- kiyeyi görür gibi oluyor, ve ona yak- laştıkça da hayalimdeki manzaraya bir şekil vermeğe çalışıyordum. Benim yurdum, Almanyanın ce. nubunda, Karaorman'dadır. Yeni Tür- kiyeyi kurarak öngörüsünü isbat ve arzularını tahakkuk ettirmiş olan bü- yük adamın işi ve eseri hakkındaki kitabımı bundan iki sene kadar evel orada yazmıştım. Müfekkiremde yaşattığım bir mem- leketi görmek ve ona kavuşmak için, yağmurlu ve soğuk bir geceden sıy- rılıp büyük bir iştiyakla türk baharı- na doğru yola çıktım. Deruni , bir görüşle seyrettiğim manzara çerçevelenirken âdeta hü- cumlarına maruz kaldığım his ve in- tibaları ifade edebilecek hale epey zaman sonra gelebileceğimi tahmin e- diyorum. “Kemal Atatürk, Türkiyenin su- kut ve itilâsı,, adındaki kitabım mü- nakaşa edilirken, birçok alman gaze- teleri, Türkiyeyi, orada eski bir ikamet —ve tetkik — vesilesi — ile tanıdığımı sandılar. Ve benim uzun yıllar Türkiyede yaşamış olduğuma hükmettiler. Halbuki türk milletinin efsanevi kudret ve kabiliyetini tas- vir eden bu eserin müellifi Türkiye- ye ilk defa gelmiş bulunuyor. O, has- retini çektiği bir memlekete doğru yalnız bir el çantası ile yola çıkmış, fakat insanlığa yeni devreyi tebşir eden Anadolu topraklarına bir yaban. ( Sonu 8. inci sayfada ) Vinston Çörçil diyor ki : Alman iştihasını çeken daha ileri hatlar var! Çörçile göre Romanya ve Yugoslâvya bunların başında gelmektedir Londra, 24 (A.A.) — Avam kamarasında dış politika görüş- meleri esnasında söz alan Çörçil - muhafazakâr - Almanyanın birçok müşahidlerin kanaatine göre henüz daha bir harb yapa- İngilfere ancak hayati menfaalleri tehdid edilirse harbeder Sovyetler birliğinin teklif ettiği konferans Avrupa sulhu nefine bir hareket olamaz İngiltere karışmazlık siyaseline sadıktır İtalya ile yapılan müzakereler cesaret verici mahivettedir cak vaziyete gelmemiş olduğunu söylemiş ve demiştir ki: Londra, 24 (A.A.) — Başvekil Çem—w berlayn bugün Avam kamarasında saat 16 dan biraz evel ayağa kalkarak epey zamandır sabırsızlıkla beklenen, İngil terenin hariciye ve müdafaa siyaseti hakkındaki beyanatını yapmıştır. Çem berlayn demiştir ki: “— Öyle zannediyorum ki, son Av- rupa hâdiseleri karşısında Büyük Bri- tanya hükümetinin hareket yoluna da- ir beyanatta bulunarak harici siyaset üzerinde umumi müzakere açılması u- mumiyetle arzu ediliyor. İngilterenin dış politikası Siyaset değil, hareket yolu kelime- sini kullandım. Çünkü Büyük Britan- ya'nın harici siyaset temelini hiç bir şey değiştiremez. Bu temel sulhun mu- hafaza ve idamesi ve sulhun muhafaza edileceğine dair de itimadın tesisidir. Herhangi bir ingiliz hükümetinin de ( Sonu 8. inci sayfada ) “— Esasen bu sene Almanya ne diye harbetsin? Bütün — istediklerini - tüfek patlatmaksızın elde etmiyor mu? Bina- enaleyh Büyük Britanya hükümeti Çe- koslovakya hakkında Fransanın yaptı- ğı kati beyanatı takviye etmekle hiç bir şey kaybetmiş olmazdı. Ve teahhüd- leri de o kadar fazla artmış sayılamazdı. Buna mukabil verilen teminatı bir mis- li daha artırmış olurdu. Bugün harb an- cak ona karşı alınacak tahaffuzi ted- Buğday fiatlarını korumak ve tanzim et- mek, iç ve dış piyasalarda buğday ve hubu- bat aliım satımını yapmak için bir Buğday ofisi teşkil olunacaktır. Bu ofis sayesinde çiftçi daha refaha kavuşacaktır. Yukarda bir çiftlik manzarası görüyorsunuz. Ofise aid yazı sekizinci sayfamızdadır. Bir milyon sermayeli bir buğday ofisi kuruluyor Ofis türk buğdayını alâkalandıran ( Sonu 8. inci sayfada ) — | 4 C O1GTeri kısa zamanda halledecek Ho uzun boylu Ordunun irfan merkezinde geçirdiğim dakikalar hayatımın en kıymetli ânıdır. Ordu türk tarih ve İ ) — hamasetinin timsalidir. -— kendisidir. Hürmetle selâmlarım. B. Celâl Bayar öğle yemeklerini harbiyelilerle beraber yediler BAŞBAKANIMIZ HARBİYEDE Celâl Bayar harbiyelilerle konuştular Mektebin deflerine şu cümleleri yazdılar: Türk meziyetlerinin tâ famizdadır| (B. Celâl Bayar'ın Harbiyedeki tetkiklerine aid yazı 8 inci say« Çekoslovakya ile ficarel görüşmeleri Çeklerle ar daki ticaret anlaş: sı görüşmelerine bugün dış bakanlık sa- lonunda başlanmıştır.. Heyetimize, e- konomi bakanlığı müsteşarı B. Faik Kurdoğlu riyaset etmiştir. * ee . Tüccarlarımızdan bir- Tica İktisad vekâletinden : Çekoslovakya ile aramızda yeni tica- Tet müzakereleri başlamıştır. Bu mem- leketle alâkalı tüccarlarımızdan henüz temennilerini göndermemiş olanların süratle Türkofis şubelerine veya doğru dan doğruya Ankara Türkofisine müracaatları rica olunur. Profesör Plfar üçüncü konferansını verdi Profesör Pitar dün Halkevinde o- rinyasiyen, Solutreen ve magdaleni- yen adlı arkeolojik devirler hakkım- daki üçüncü konferansını vermiştir, Bayan Pitar (Noel Roje) de bugün ve yarın İsmet İnönü enstitüsünde genç kızlarımıza mahsus olmak üzere tarihte bazı muharrir kadınların oy. nadıkları sosyal roller hakkında - iki konferans verecektir. Profesör Pitar'ın konferansı 2. inci sayfamızdadır. — YARIM ZC İlâvemiz Japonya Türkiye - Suriye dostluk pakfı - işine hazırlık Şam, 24 (A,A.) — Suriye hükümeti, bir Türkiye - Suriye dostluk paktının imzası için yakında yapılacak görüş- melerde müşahid olarak bul ğ Emir Adil Arslanı memur etmiştir. Emir Adil Arslan, Suriyenin müstak- bel Paris elçisi telâkki edilmektedir. Fıkra İhtiyaç ve lüks İleri bir cemiyetin ekmek kadar zarüri ihtiyaçları, iptidat cemiyetle- re doğru, eksile eksile nihayet kuru ekmeğe kadar iner. Osmanlılar Viya. nayı muhasara ettikleri vakit, şehri müdafaa eden kumandanın hükümda- rına övünerek verdiği başlıca havadis: “Bütün harb facialarına rağmen, hal- kı tiyatrosuz kalmaktan,, korumuş ol- duğu idi, Savyet Rusyanın ilk ihtilâl yıllarında ahali iki müessesenin ka- pısı önünde nöbet beklerdi: Fırın ve tiyatro! “Bir lokma, bir hırka, ve bir de başını sokabilecek bir delik,, ten öte- sini | ü k s sayan miskin şark te- vekkülü, her tarafta nihayet esirlik şartlarını hazırlamıştır. Eskiden Hin- distana giden bir ingiliz muharriri: “Karınlarını yirmi kuruşa doyurtan. lar, yirmi paralrk yemek yiyenlere hâkim olmuşlardır!,, diyordu. Cumhuriyet Türkiyesinin inkişaf seyrini, en iyi, ihtiyaç listesinin her gün mütemadiyen artarak, lüks Iiste- sinin her gün mütemadiyen azalmak- ta olduğunu gösteren grafikler ispat edebilir. Her yer ve herkes her şeyi istiyor: Biz asıl gönül ferahını işte bu sıkıntıdan almaktayız. Bir zaman- lar İstanbulun, o da hıristiyan ve ya- bancı muhitinde bulduğumuzu, şimdi köyler dahi arıyor. Bir lokma ile bir hırka için bir kişiye el açıp bir evin kapısını çalmak da kâfi idi: Yeni ih- tiyaçlar, türk vatandaşının iş saatle- rini sabah karanlığından gece karan- Jığına kadar uzatmağı emrediyor. He. le yeni terbiye ile yetişen gençliğin resmİ ve serbest bütün hayat kadro- Tarrna hâkim olacağı, istihsalin türk köyüne nakid ve mübadele âlemi için- de hakiki yerini verdiği o kadar uzak da olmayan günleri bekleyi. niz - Fatay

Bu sayıdan diğer sayfalar: