28 Şubat 1932 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

28 Şubat 1932 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Türkiye ve Irak arasında samimi münasebetler Yeni sefir Emir Zeyit muharri- rimize hislerini anlatıyor Şehrimize geldiğini yazdığımız Irak sefiri Emir Zeyt Hz. dün Perapalas otelinde kabul ettiği bir muharririmize şu beyanatta bulunmuştur: — Türkiyeye sefir tayin olun- duğumdan çok memnunum. Çün. Türkiyeyi ve bilhassa Istan- ikinci vatanım addetmekte- yim. Bu memnuniyet ve mesru- riyetim, bütün dünyanın takdir ve tebeilini kazanan büyük Re- İsicümhurunuz Gazi Hz. le şeref- pp olacağımı düşündükçe bir t daha çoğalıyor. Biraderim kıral Hz nin Anw ,karayı teşriflerinden ve başveki- limiz Nuri Sait Pş. nın son zx- manlardaki ziyaretinden sonra Türkiye ve İrak arasındaki sa- mimi münasebat bir kat daha ! kuvvet bulmuş ve iki devlet arasında halledilmemim hiç bir mesele kalmamıştır. Bu itibarla yeni bir müzakere mevzuu bahis değildir. Biraderimin, son seyahatinden önüşünde Mısırda görüşmüştük. Banat Türkiyeyi" ” erer ari ta hudutlardan başlıyarak Tür- kiyeden ayrılıncıya kadar kendi- sine karşı gerek halk ve gerek İ resmi zevat tarafından gösteri- len samimi hüsnü kabülden çok | memnun ve mütehassis olduğunu | söyledi. Bilhassa reisicümhur Hz. | tarafından güsterilen samimi mu- #meleden çok mütehassis ve bahtiyar olduğunu ilâve etti. Kıral Faysal Hz. nin Suriye kırallığıni da deruhte (edeceği ........ e... — İ) mumu TARİH EU KİTABI mmm Milâttan bir asır evveline kadar bu itikatlar devam elti, Emir Zeyt Hz. şayialarım bende gazetelerde gördüm. Bu hususta resmi hiç bir malümatım yoktur. Ben şah- san bir Arap sıfatiyle Suriyeli- İsrin saadet ve muvaffakıyetini ve arzularının tahakkukunu te- menni ederim. Irakın dahili vaziyeti son za- miz seri adımlarla terakki et- mektedir. Irakın Akvam cemiye- tine aza olması esas itibarile ta- karrür etmiş gibidir. Irak man- dası da Akvam cemiyetinin ge- çen kânunusani içtimamda ilga edilmiştir. Bu suretle ancak lâf- zan mevcut olan ve hiç bir za- man Iraklılar tarafından kabul edilmemiş olan manda meselesi de-ortadan ka'kmış bulunmak- “e. , Türklerden (Doğan) ve (Kurt) kudsiyetlerini aldılar. Muakddes güneş mabudunu da aldılar. Mısır itikatlarına göre Güneş, Oziris, battıktan sonra karanlık basıyor- du. Yani karanlık basınca Ozirisin düşmanı (Set) mabudu meydana çı- kıyordu. Ondan sonra (İzis) ay halinde meydana çıkıyordu. anadır. Ertesi gün doğan güneş Ozirisin oğlu (Horüs) müddeiumumiliğe vaki müracaat ü manlarda çok iyidir. Memleketi- | | sını temin için İegilizler üç, dört Mısırlılar idi. Bu baba, oğul, Oziris babayı, İzis anayı, Horüs çocuğu temsil eder. Vahdet teessüs ettikçe mâbutların adedi de azlmıştır. Hatta payitahtlar değiştikçe merkez Şeker işi mü Şeker ihtikârı olduğu hakkında zerine meseleyi tetkik için vilâyet- te teşekkül eden komisyon, şeker ihtikârına âit msaisini bilirmiş ve hazırladığı mazbatayı müddeiu - mumiliğe vermiştir. Müddeiumu- milik mazbatayı tetkik © etmekte- dir. İhtikâr kanunu mucibince ik- tikâr yapanların failleri tahakkuk ederse bunlar müddeiumumilikçe müstantik huzuruna çıkarılmadan doğrudan doğruya ait olduğu mah kemeye sevkedileceklerdir. Mahkemenin bir iki gün zarfın- da ye muhtemeldir. htikâr komisyonu dün de me- saisine devam etmiştir. Komisyon, | şekerde ihtikâr yapan mütebaki 19 kişi hakkındaki kararını bu gün! verecektir. Seker meselesi bittik- ten sonra, komisyon kahvedeki ih- tikârı tetkik etmiye başlıyacaktır. Alpullu fabrikası erkânı, şirke- tin ihtikâr yapmadığını iddia ve kendilerini müdafaa etmektedir. Mesele adli mecraya girmiş ol- duğu için her halde meselenin ha-| kikati yakın vakitte tezahür ede- cektir. tadır. Tabii şimdiki halde Irakta ec- nebi hiçbir devletin askeri mev- cut değildir. Yalnız Hindistanla sivil ve ticari tayyare muvasala- yerde tayyare istasyonu tesis etmişlerdir. Irakın, komşuları olan İran, Hicaz ve Şarkı Erden hükümet- leriyle münasebatı çok iyidir. Hicaz ve Yemenle mubadenet, Hicaz hükümetile de ayrıca bir mücrimleri iade muahedeleri ge- çenlerde imzalanmıştır. Son gün- lerde Hicazda bir sefaret ihdas olan izah ediyorlar Alpullu şirketi erkânından sa - ay bir zat bu husüsta diyor a: — Bu seneki istihsal 1412 va - gon şeker olmuştur. 337 vagonu kontenjanın tatbiki tarihine kadar satılmış bulunuyordu. Kontenja 1 nın tatbiki tarihinde şirketin elin- de fabrikada ve İstanbul ambar- larmda ceman 1075 kadar vagon şeker mevcuttu. Kontenjanın tatbiki dolayısiy- le şeker fiatında diğer eşya fiatla-| rı gibi her hangi bir tereffü ve ih- tikâr vukuu ihtimalini düşünerek! şirket müdiranı, hükümete müra- caat ederek mevcut seker stokla - riyle piyasadan şeker fiatlarının tereffüüne meydan vermiyecekle- rini ve nâzım olacaklarını ifade etmişlerdir. Ve 23 teşrinisani ta- rihinde toplanan meclisi idarede de kontenjanın tatbikinden evvel ki tarihin evelki son fiat üzerinder satışa bilâkaydüşart devam edil - meşi hakkında karar ittihaz etmi;- ti. Bu karar dairesinde şirket 13 şubat tarihine kadar muntazaman satışlarını yapmış ve hakikaten $* ker fiatlarında en ufak bir teref- füe de meydan vermemiştir. edilmiş, bir maslahatgüzar gön- derilmiştir. Musul petrollannın işletilmesi için faaliyete devam edilmekte- dir. Projeler hazırlanılmakta ve mahallinde keşif yapılmaktadır. Şirketler arasında mevcut olan ehemmiyetsiz bir ihtilâf başveki- limizin Londra seyahatinde hal- ledilmiştir. Ingiliz ve Amerikalılar petrol- dan hisselerini borularla Hayfa- ya, Fransızlarda Tarabnlusuşama isale edeceklerdir. İşleme faali- yetinin üç seneden evvel başla- masını pek kabil görmüyorum. . Mısırda lik yazı ; Mısırda ilk yazı Hiyeroğliftir. Bu yazıda bir şey anlatmak için resmi- İ ettiği fayda meydandadır. ' üç dört misline çıkmasiyle tesbit 5 — VAKIT 28 ŞUBAT 1932 — | ddei umumilikte Alpullu fabrikası erkânı şirketin vaziyetini | Kontenjanın ilk tatbik günle - rinde diğer bazı eşya fiatında da ufak tefek tereffüler baş göster- diği halde şirketin aldığıkati | vazıyet şeker fiatlarını müstekar || bir hale koymuştur. Şirketin ak J dığı bu tedbirin memlekete temin | Hak | buki şirket bu tedbiri iltizam dola» | yıciyle külliyetli zarara düçar ol- | muştur. Şu suretle ki kontenjan- nın tatbikinden evvel şirketin sa « tış fiatları her hafta memleketimi- ze şeker gönderen, ecnebi piyasa larının fiatları alınarak ona göre tesbit veilâin edilmekteyken kons tenjandan sonra bu usul terkedil di ve kontenjanın tatbikini takip eden zaman zarfında yükselmiye başlayan hariç fiatlar takip oluna mad. İ Bayram satışları da yapıldıktan sonra müdiriyet piyasada şirketin u şeker stokunun azalması dolayısiy le hasıl olan hassasiyeti o vakte kadar normal bir surette şirketin yevmi satışları günde on vagonu te cavuz etmezken birden bire bunun etti. Hatta bir gün zarfında şir- kelten 260 vagon satmak mecbur» 7 riyetinde kaldındı. Diğar taraftan mevcut (şeker stokunun da hayli azaldığmı ve | böyle külliyetli satışa kalktığı tak- dirde bütün şekerin elden çıkaca- ğını gördü. Bunun neticesi olarak hükümete vazıyeti arza zaman bul mak ve meclisi idarece vazıyetin mütalaasına imkân vermek üzere satışlarımı tevkife mecbur kaldı. Şirketin o tarihteki şeker ( stoku (Lütfen sayfayı çeviriniz) e m 55.4.5225 255 5252525220000 000 , TARİT EL KİTAPTI muzu İİ ni yapmak usuldür. Yazıları papirüsler üstüne yontulmuş kamışla ve isten | da diğer san'atlar gibi diniydi. lerin mâbutları diğerlerinin fevkine çıkarılmak istenmiştir. Meselâ (Tinis) hanedanından Pepi (Menhpis) Henfisi payitaht yapınca bu şehrin mabudu olan ve insan şeklinde tasavvur edilen (Amon) un bütün mâbutların fev - kinde olması istedi. Fakat bu mâbut kuvvetli olamıyordu. Çünkü kral İçin güneşe mensup bir mâbuda tapınmak lâzımdı. Fakat Pepi ne Ozirisi ne de Horüsü mabut olarak almak istemiyordu. Bunları alamayınca güne- n mensup olan (Ra) yı mabut telâkki etti ve Menfisin mâbudu bu suret- (Amon — Ra) oldu. Ruhun ebediyeti ; l Mısırlılar ruhun ebediyetine ve ruhun bir gün tekrar cesede geleceğine kanidiler. Cesedi bozmadan mumya-larlar, öyle gömerlerdi. Ehramlar ce- setleri muhafaza eden birer mezardan başka bir şey değildi. Mısır itikat - egim ruhlar ölümden sonra mâbut Ozirisin huzurunda muhakeme o « r Mısır san'atı ; Mısır san'atının en bariz cephesi mimaridir. Mimarinin ruhunu veren dindir. e. İsti ve yüksek yapılırdı. (Karnak) mâbedinin kalan Ehramlar ; Bunların en yükseği hükümdar (Keops) a ait olan mezardır. 143 metre iğindeydi. Şimdi 137 metre irtifamdadır. Bu mezarı yapmak için (200,000) kişi (20) sene çalışmıştır. Keops eh- Men taşların bir dıl'ı (120 santim) olmak üzere bir milyon iki yüz geçer. Bu ehramlar milleti iş, işçiyi harap etmiş, M üyü b öm ig işçiyi p iş, Mısırı büyük barpler Heykel ve resim ; Heykeltraşlık da dini mahiyetteydi. Sütunlur, sütun başlıkları çok e - hemmiyetlidir. Resimlerde çehrelerin hakikate mutabakatine çok dikkat ederler. Bi- Bil Musiki ve ilim : Mısırlılar musiki âleti olarak harp ve flüt çalardı. Hendese, kozmoğraf ya, hesap inkişaf etmiştir. Tıbba ait eserer de bulunmuştur. ii Misir san'atı hayalâta değil dine ve devlete hasrolunmuştu. Onun bariz sıfatı budur. yapılmış mürekkeple yazılırdı. Bunlarla kitaplar vücuda getirdiler (Ruhla- rm ilâçları) adını veridkleri kürüphanelerde sakladılar. Mısırda edebiyat . — Fenike — Coğrafi vaziyet ; Fenike Suriyenin sahil mıntakasıdır. Bu sahil (Karmel) dağı burnun - dan itibaren şimale doğru uzanır. Li-manlar arasında deniz münasebeti, karadan tesis edilecek münasebetten daha kolaydır. Çok defa dağların sahile amut istikametler almasından dolayı kara yolları müşkülâtla kap * lıdır. Ahalinin gemiciliği çabuk öğrenmesine bu vaziyet sebep olmuştur. Fenikede ahali ; İlk ahalinin kimlerden mürekkep olduğu belli değildir. Fakat Fenike» Üler ismini alan ve ilk (Fenike) medeniyetini (2800) senesine doğru buraya gelen (Orta Asyalılar) dır. (Sayda)dan çıkarılan eski Fenike kafa tasları Orta Asyalıların kafa taslarının aynidir. Fenikeliler büyük devlet teşkil etmediler. Fenikeliler sahil boyunca müstakil şehirler vücuda getirdiler: (Sayda, Sur, Tir, Sidon, Berut, Arvat, Akko, Biblos) gibi. Bu şehirler bir vadinin nihayetinde ya bir burunda yahut da bir adada teşekkül etmiştir. Fenike tarihi hakkında malümat ; Fenike tarihi iyi bilinmiyor. Çünkü hiç bir kitap kalmamıştır. Ele ge- çen kitaplar da azdır. Fenike hakkında malümat, (Tevrattan), (Mısır ve Asur) kitabelerinden ve (Yunan), (Roma) muharrirlerinden inme a li Fenikede idare ; Fenikenin bazı şehirleri krallar ve bazı şehirleri de halk tarafından ida ve olunurdu. Fenikeliler milâttan evel (9) uncu asrın nihayetinde (Kartaca) milis» temlekesini tesis ettiler. Kartaca müstemlekesinin tesisine dahili bir mu » e. kuranlar milâttan evvel a İ

Bu sayıdan diğer sayfalar: