2 Ağustos 1934 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

2 Ağustos 1934 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— & — VAKIT “Şerefli hırsız,, muharririnden kola- yını bulup, br Al — — Ne tereddüt mü ediyorsu- nuz — Yâni, şunu arzetmek istiyo- rum ki, ben ve zövcem yarın sine- ma kumpanyalarından birile bir; konturato imza etmek mecburiye-! tindeyiz. yet oldukça naziktir. —Maamafih bu O konturatoyu heniz imza etmiş değilsiniz ya? — Evet şimdilik aramızda yal- nız şifahi bir anlaşma vardır. Ma- amafih durup dururken fariğ ok| mamiz kabil değildir. Masmafih eğer siz, çevireceğiniz film için bi zimle mukavele yaptığınıza dair bir mektup verirseniz bu mektu- bu onlara göstermek suretile işten kurtulmak daha kolay olur. — Bundan daha kolay ne var? Emrediniz hokka kalem getirsin- er. Garson hokka, kalem, kâğıt ge- tirince muharrir eline aldı, Anlıyorsunuz ya vazi-| — Uzun şeyler yazmağa lüzum yok. Sadece: “Ben, “Şerefli 4ız,, nam eserin muharriri M. Ok- tav de la Nua bu eserin sinemaya çevrilmesinde başlıca rolleri M. Fregaryo ile zevcesi Gladis'e ver- diğimi ve bu filmi çevirecek olan) İkumpanyanın bu iki sanatkâr kullanmak mecburiyetinde olduk-. larmı taahhüt ve beyan ederim.,, diye yazarsanız kâfidir. Adamcağız bir çırpıda yazdı ve tmzaladı, Bundan sonra kendisin- den ayrılmak zamanı idi. — Fakat, dedim, rollerin tevzi- ine'dair olan yazıları vermediniz. Halbuki bu dekupajlar olmadan rollerimizi tetkik edemeyiz. — Ha, evet, odama çıkalım da size bu dekupajları vereyim. Bundan #onra muharririn oda- sma cıktık. M. dela Nua tamamen 2 AĞUSTOS 1934 Meraklı bir sergüzeşt romanı Edgar Pip'in son maceraları | Yazn : I meğinde görüşürüz, Tabii, o ... duktan sonra para bulmak işten İ bile değildir. — Amma kim bilir ne kadar Fa- hır-i — kafayı tütsülemiş olduğundan de- kupajların bulunduğu çantayı bir türlü bulamıyordu. Bense . odaya girer girmez, çantanm nerede ol- duğunu görmüştüm. Meslek aş-| kım bu çantayı taraşlamamı em- rediyordu. Bunun için çantayı a-/| rar gibi kapağını aç- tım. Mübarek adam kilitlemeği bi le akıl etmemiş. Çanta içinde dop dolu bir cüzdan vardı. Şöyle par- maklarımı sokup içini araştırdım. Binlik fransız kaymaları vardı. İasaflı hareket ettim ve bir kaç tanesini alıp hemen cebime indir- dim. Bundan sonra da: — Aradığımız çanta bu olmasın dedim. — Evet.. Birtürlü bulamıyor-||. dum. Kaybolduğunu zannediyor- dum. Açtı ve içinde cüzdanmı görün- ce: — Ne ihtiyatsızlık etmişim. Cüz!l danımı da çantada birakmışım.' Çok şükür oda kapısı kapalıydı. — Evet amma otel garsonların- da her oda kapısını açan klavuz»! lar vardır. Muharrir çantadan büyük birli tomar çıkardı ve bana uzatarak:/ş — Iste, dedi, tetkik ediniz. Son- Arnold Galopen senet almıştım ra gene konuşuruz, Yarın öğle ye- vimli Gladisle birlikte. Muharir hakikaten uyumak ve! dinlenmeğe mühtaçtı, Bunun için| yanından ayrıldık. Otele döndüğümüz zaman yeni tedbirlerimizi müzakere ettik. Gladis dedi ki: — Artık stüdyolarda figüranlık yapamayız. M. de la Nua âdi fi- güranlardan başka bir şey olma- dığımızı anlarsa ne der! — Merak etme sevgili Gladis, dedim, cebimde bir angajman ol- «$ MEMLEKET wHABERLER h Bir İren Kazası Yol üzerinde uyuyan amelenin beyni ezildi Malatyadan Mersine gelmekte olan 507 numaralı katar, Misis is- tasyonu civarında den geçerken acıklı Acılar köyün- bir kaza ol- | muştur. Vakayı Yeni Mersin gazetesine | bildiren muhabir, diyor ki: Misis istasyonunda o mutat te- vakkuftan sonra tren © yol alarak Acılar köyü civarından geçerken makinistin acı acı vermiye başla - dığı sinyal yolculara bir tehlikeyi haber veriyordu. detli bir sarsıntıyı müteakip tren durdu. ladılar. İlk nazarda bir şey görül- müyor ve herkes ne olduğunu biri- iz vereceğiz. -— Düşündüğün şeye bak! lade imkânı olduktan sonra ne kadar isterlerse istesinler. -—— Bundan sonra da bu sinema işi ben korkutuyor. Acaba muvaf fak olacak mısın? (Devamı var) Tepebaşı Belediye Bahçesinde birine soruyordu. Çok geçmeden üçüncü mevki vagonların altında titriyen bir insan bacağı ve parça- lanan kafatası bütün fecaati anlat- tr. Tren bir adam çiğnemişti. Bir- kaç kadın da bu acıklı manzara karşısında bayıldılar. Trende yolcular arasında bulu- nan Antep polis komiserlerinden iken Antalyaya tayin edilen Recep Bey ve seyyar memur derhal hadi- seye vaziyet ederek tahkikata baş-| ladılar, Kaza kurbanının sağ ko- ŞEHİR TİYATROSU San'atkârları tarafından stanbuf Belediyesi 2-8-934 Perş- &mbe günü akşamı saat 22 de Yazan: Ekrem Reşit Besteleyen : Cemal Reşit Havalar yağmurlu olduğu takdirde termsiller kışlık sahnede verilecektir. | BORSA (Hizalarında yıldız işareti olanlar üzer: lerinde 1 Ağustosda muamele görenler» dir.) Rakamlar kapanış Gatlarını gösterir. w Londra o 638, —| * Viyasa » Nevyork 123, —| # Madrit — » Paris 170. *-İ e Berlin —.— » Milânç 210, — İle Vatşeva | 23,- » Brükse i7, -| e Badapeye <6, — | 4 Atina * * Bükreş 5 — » Cenevre | vi7, —) # Belgrat “,- » Sotya 24, --İ » Yokabama 34 — İ 4 Ammerdam 34 - | e Altın vat, — * Prag 19i, - | # Mecidiye 26,80 Stokho'm, o 3) « Bankaot M0 — a tokhOR 21 1 £ KER eze Çekler (kap. sa. 16) e Re SİS | Londra o 65450 Js Stokholm (306(? evyork © 0794602) « Viyana s” Paris 1206 Ts Madrit 58170 İ e Miken © 0274 ZUSA « Ptükse 30519)4 Varşara | 43115 04 Aim 45 2475İ « Budapeşte o 3.0890 » Cenevre 14980 (e Bükreş o 794014 » Solya 4640 3480735 ş Amsterdam 16547 * Prp * Moskova 1059.55 Iş Bankas e) Terkos EE) Anadolu 9705) Çimenteas it4p Reji Unşod Dep —.(0 Sir. Hayriye JA Sark.Dek . “09 Merkez Bankasi 58. Balya —on | U: Sigora — Sark m, ecza —Gİ Bomonti 3 Telefon —— istikrazlar #4 «1637Türk Bor.l 7815) Elektrik . Mao) Tramvay al M 17.89) Rısum —0 İ | diri Dat i 00— İç anadöla! | 4789 Ergani istikrarı 9S—İ Anadele ii 4860 isis Mü A. —,00) Anadem ii) —00 Rağdar. — Os Mümessii A 4590 lu kopmuş ve beyni parçalanmıştı. Bir taraftan hüviyeti tesbit edilip kâzanın ne suretle olduğu tahkik edilirken diğer taraftan da seyyar muhabere makinesiyle (Adanaya malümat verildi. Yakındaki tarlalarda (o çalışan köylülerden kaza kurbanının Niğ- denin Dedeler köyünden olup Acı- lar köyünde Hımhrm Mehmedin tutmalığını yapan (o 17 yaşlarında Ömer olduğu anlaşıldı. İki saat sonra Adana müddei- umumisi Münir ve hükümet dokto- ru beyler gelerek adli tahkikata başladılar. Elde edilen neticeye İ göre makinist Kerim 45 kilometre üzerinden giderken (lokomotifin önünde bir karaltı o görmüşse de bunu teşhis edememiş ve tam bu karaltıya yirmi metre yanaştığı bir sırada bir insan bacağı Ani frenle şid-| Bütün yolcular dişarı fır-| görmüş, acı acı sinyal vererek fren yapmış- sa da mesafe çok yakın olduğun- dan bu kazanın önüne geçileme- miştir. Ölen Ömeri sıtma tutuyormuş. Tarlada çalışırken tren hattı üze- rine geldiği ve orada uyuduğu için verilen sinyalı duymadığı kaanati vardır. Müddeiumumiliğin tahki- katı ikmal edilinciye kadar maki-| nist Kerim Adanada nezaret altı - na alınmıştır. İM e Bakırı altın yapıyorlarmış! Rizeli Hasan oğlu Yusuf ve Ha- san oğlu Veysel isimli iki açık göz, kolay zengin olmanın yolunu bul- muşlar, bakır parçaları (o üstüne meyrem tasvirleri kazarak O altm tozuna batırmışlar, Samsun, Sıvas, Malatya, Elâziz sehirlerini dola - şarak bunlar; hakiki altın diye sa mışlardır. Antika sahtekârları (o Elâzizde gene böyle üç parça bakırı tüccar-i dan Bitlisli Şakir o efendiye yedi Bergama seyyah yaksil Güzel şose- Müze müdürü Osman Bey Sabunsuz temizlik temin eden kaplıca Bergama, (Hususi) — Dikili- den bir saatte buraya geldim. Yo! (28) kilometrelik güzel ve mun- tazam bir şosedir. Bu yoldan yağ gibi kayıp giderken insan İzmir vilâyeti dahilinde olduğunun far- kma varıyor. Vali Kâzım paşanır yollar hakkındaki titizliğine bu yol bir delildir. Bergamanın ötedenberi methi - ni işitirdim. Hakikaten dedikleri kadar da varmış. Şehre girerken insanda güzel tesirler < bırakan mekteplerle hükümet konağı, hal kevi ve diğer binaları geçtikter sonra belediyenin önünde otomo- bilden indim, Ve hakikaten şirin bir daire olan belediye dairesine girdim ve alt katta tanımadığım kibar bir efendi ile karşılaştım Yemek zamanı olduğundan dai - rede kimseler kalmamıştı, Beni reis Nafiz bey namma çok güze! karşılıyan bu zatın : belediye mu- hasebecisi Emin bey olduğunu sonradan (o öğrendim. . Bilâhare makamma gelen reis beyle görüş- tüm. Çok candan bir zat olduğu - nu gördüm. Bergamanm gerek nüfus ke- safeti gerekse ziraat ve ticareti itibariyle ne kadar şöhreti varsa asarı atika cihetinden de büyük bir kiymeti vardır. Kğ yard e ie Bergamanın Osman bey namm- da kıymetli bir müze müdürü var- dır. Şahsan asarı atikaya meraklı olması ve usanmaz bir mesai ile çalışması sayesinde Bergama mü- zesi son zamanlarda büyük bir terakki eseri göstermiştir. Bergamanın âsarı atika nokta- sından mühim bir hususiyeti var- dır. Burası tunç devrinde tanım mış bir yerdir ve milâttan üç asır evvel de Bergama krallığı kurul- muştur. Bergama, Trova lisanind: dağ demektir. Bu krallığın hudu- du Toros silsilelerine kadar uza- nırmış. Krallardan en meşhurları iki İ Ömen ile üç Ataldir. O devirde Bargamanm parşömenden iki yüz! bin ciltlik meşhur (kütüphanesi meydana gelmiştir! O zamanlar ilim ve irfanın ne kadar revaç bulduğunu bu kütüphaneden an - lamak kabildir. Buranm hususiyetlerinden bi- risi de eski zamanlarda kabul €- dilmiş mabutların namına birçok | mabetler yapılmış olmasıdır. Son zamanlarda Küçük Asyalı- lsrin tedavisinde büyük roller oy- nıyan ve sıhhat mabudu namma vapılmış olan büyük Üskülâp da mabetler, salonlar, bodrumlar, tiyatrolar ve bulunmuştur. Burada vemssamensamer na semasamanmnes0a sea sema vans e yüz elli liraya sattıktan sonra Di: yarıbekire kaçmışlardır. Şakir e- fendi, Meyrem ana ( fasvirlerini bir antika mütehassısına gösterin! ce bunların sahte olduğunu anla: mış, etekleri tutuşmuştur. Şakir efendinin müracaati üzerine zabı- ta Rizeli Yusufla Veüseli aramağa başlamış, Diyarıbekire gittikleri! ni öğrenmiş ve iki dolandırıcı ora- da yakalanmışlardır. birçok eserler meydana çıkmıştır; Bütün bunlar eski devirlerin t4 babet tarzlarmı göstermek itibari ie fevkalâde nazarı dikkati cel ! İ etmektedir. Bilhassa o bura Pergamalı Calinos hekimin kütüphanesi bulunmuştur ki bu günkü tıp âlemine mühim varlı lar temin. eden o hekim, (20 den fazlası vücudu beşere ait © mak üzere (500) cilt kitap mıştır. Milâttan beş yüz sene evvel ki rulduğu tahmin olunan Üskülâ bın şöhreti bilhassa Romalı! devrinde bütün dünyaya yayıln dört bucaktan akın akın gelen if) sanlarla Bergama dolup boşalmıf! tw! O kadar ki Romanm ik devrinde hükümran olan Karak* la bile buraya sığınmakla hast#” lıktan kurtulmuştur. Son hafriyatta (Karakella) dı evvelki imparator (Adriyan) (fi sportmen vaziyetinde gayet gü bir heykeli bulunmuştur. Bu i | parator Edirneyi bina etmiş Trabzona kadar gitmiştir. Kata komp Fransızlar tarafmdan Kat# komp ve bizim ( tarafrmızd# Maltepe veya Telman denilen çadıra benziyen bir tepede buff da şehrin methafindedir. şanin İzmir valiliğinde bu mezf| larda hafriyat yapılmış ve di | yapraklı nadide bir altın “ıç çi çi rılmıştı. Abdülhamidin hal'isi Yıldız sarayında yapılan ara# mada bu taç bulunarak İsti müzesine naklolunmuştu. Tabaklar ılıcası Eski zamanlardan beri olan bu garip rlıcayı gö zımdır. Bunun suları yağ ve ri çıkardığından tabaklar d burada yıkayıp ( temizlerle! onun için adı Tabaklar lucas * mıştır. Bergama muhabirimi# vukat Fehmi bey çocukları" 4 beraber alarak beni bu kapi” i götürdü. Şehrin hemen Yi ve Dikiliye giden şose üz! dir. Otomobille 15 dakika raya geldik, Bu ılıcanın vimleri en çok musevi kad" dır. Çünkü buraya giren ve nerek çikiyor. Onun için bey buraya güzellik ılıcasi vermiştir. Sabunsuz kirleri ve yağı” karan Fehmi bey bu iş fıı tayin ettirmek için Ki ot maden sulariyle meşgul man mütehassısı Her ya getirmiştir. MumaileyP'i pi runa nazaran bunun gibi da Baden kaplıcalarında f ve dünyanın kadınlar! mek icin oraya sidiyor!s” Bura belediyesi bw kaplıcadan herkesin m asri bir şekilde tamir * karar vermiştir. İyi rekli lırsa dünyanın her tart” raya akın başlıyacsğ” yoktur. / RagıP #

Bu sayıdan diğer sayfalar: