1 Haziran 1935 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 27

1 Haziran 1935 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m” — Şişli Terakki Lisesi Sporcıları. Spor işlerimizde sudan para kazananlar Gün geçmiyor ki memlekete her cins ve şekilde yeni bir antrenör getir- mekten, kendimizi hâlâ kurtaramıyoruz. Spor teşkilât ve varlığımızın esaslı ve ciddi bir surette blânçosu yapılsa; senelerdenberi omemlekete getirilen hocalara verilen paralar hesap edilse; bütün bu gayri tabiilikten bilmem ki kimin yüzü kızaracaktır?.. Sporda muvaffakiyet için gerek hükümetin, ve gerek kulüplerin yap- tıkları büyük fedakârlıklar, bir, kat'iyeti riyaziye ile ölçülebilir ki, hiçbir za- man bize lâyık olduğu kıymet ve mevkii - spor sahalarında - vermiş de- ğildir. En basit bir besapla bugün yalnız İstanbulda çalışan futbol, atle- tizm, güreş, yüzme, kayak psorları için muhtelif milletten tam sekiz antre- nör vardır. İlk bakışta göze çarpma yan Oomütehassısların, aldıkları pa- raların mecmuu otuz günde, hilâfsız 00 lira üzerindedir Şimdi öyle bir Vi tasavvur etme- li ki, otuz günde binlerce lirayı spor işleri için hiç esirgemeden sarfetmek- tedir. Şu kat'i hesabı duyan herhangi bir yabançı, bu şehirdeki spor hare- ketlerini kim bilir ne kadar yüksek tasavvur eder değil mi ?. Hakikatta bu işne zannedildiği kadar yüksektir; e nede ümit edilen neticeleri yermek ihtimali vardır. O halde resmi ve hu- susi teşekküllerin, bilâ kaydüşart ver- dikleri bu paralara yazık değil midir?, Bu büyük masrafı göze alan bir teşki- lât, ve bütün bu mütehassısları içinde toplayan bir şehrin, hakikatda iş namı- 26 na bize on sene evvelki spor varlığı- mızı veremediğini isbat etmek, yalnız bizim için değil spor hareketlerimizi şöylece tetkik etmek arzusunda olan herkes için, kolaylıkla anlaşılabilir. Topu topu üç ay denize girilen bir memlekette sonbahar, ve bilhassa ko- ca kış, ilkbahar gibi (omevsimlerde üzme hocası bulundurmak, gülünç değildir de nedir?. Kapalı yüzmek zevki olmayan bir şehirde sarfedilen bu para, suya atılan paradan farklı mı- dır? Uludağ da, veya memleketin başka bir tarafında üç, nihayet dört aylık bir kış esnasındaki kayak sporları zevki için, büyük bir yekün tutan -üç yüz lira aylıklı - bir hocaya olan lüzum nereden doğmuştur ? Yüzlerce lira maaşla memlekette bağlı kalan hoca- ların, teker teker yaptıkları işleri bura- da anlatabilmek, ekmek peynir yer gibi kolaydır. Bugün İstanbuldaki spor kuvveti ne Ankaradan, ne de İzmirden fazla ve çok daha yüksektir. Sekiz antrenörü nefsinde toplayan bir şehri, Balkanların fevkinde bir varlığa çıkarabilmek icap eder. Bugün futbol, atletizm, teniste bizden çok ileri bir vaziyette bulunan Yugoslavyada bir tek ecnebi mütehas- sıs yoktur. Biz bunu gözümüzle geçen seneki Balkan oyunlarında gördük. Hem öyle gördük ki, onların spor var- lıklarını ağzımız açık seyrettik... Yunanistanı göz önünde tutalım. , Dört sene mütemadiyen Balkan oyun- ları için Atinaya gittik, İştirak ettiği- miz beş Balkan oyununda da Yunan- lıların peşinde bile gidemedik. Balkan" ları aşan muvaffakiyetlerini, yetmiği binden fazla seyirci topladıkları atl tizm sahasında ki kudretlerini, 100 Jiy aylıkla çalıştırdıkları yegâne hocals' bir Macara medyundurlar.. Şunudğü kaydetmeli ki bu kadar az bir para il çalışan Macar antrenör, bize daha yül sek bir maaşla gelse, bizi çıkaramaz.. Oradaki spor teşkilâtın; da bu Ke e rolü yüksek ve ; nisbette büyüktü Teker teker bütün Balkan millg leri; ve yine teker teker içinde yuva landığımız spor sahalarında, bizde fersah fersah ileridedir. Bu hareke ii içinde yalnız güreşi istisna ede . Bizim de onlardan yüksek çl© üm bir tarafımız vardır. Oği paramızın bolluğu ve o nisbette ci mert oluşumuzdur... Ö. Besim Koşalay Sporcularımız Apollon'la karşı karşıya!... Yunanistanın küyuetli futbol takım? larından biri olan Apollon, şehrimizde ille maçını Beşiktaşla, ikinci maçını dı Galatasarayla yaptı.. İstanbul lik maç larındau sonra iki oyuncusu Ankarayı iki oyuncusu da Fenerbahçeye gide Beşiktaş; takımdaki bu büyük değişik liklerden madâ, kulüp dahilinde de bi takım karışıklıklar içinde bucalamaktı idi. Kulüplerinin yüksek şerefleri içi mücadele eden kuvvetli idareciler, b sarsıntılar içinde tekrar kendileri toparlamağa; kulüpten Fenere geçe) oyuncuları kendi kadroları içine almi ğa da muvaffak oldular.. İşte bu kan; şık vaziyet içinde olan Beşiktaşlılar! büyük bir gayretle kendilerini kurtar? mağa muvaffak oldukları gibi; hakikate çok kuvvetli Yunan takımını da, üçe bi? gibi, büyük bir farkla yenmeğe muvaf fak olarak, eski ve tarihi şereflerini de bu suretle kurtarmış oldular. Beşiktaş takımı bugünkü kadrosile| yene İstanbulun en kuvvetli bir takım! haline (gelmiştir. o Beşiktaşlıları bi zaferlerinden dolayı candan tebrik etmek bir borçtur. Apollon takımı ikinci ve son maçıs Önlaaiirişla; Taksim stadyomund! yaptı.. İrili, ufaklı, kuvvetli bir kadroy! malik olan Galatasaray takımı, büyük ümitlerle girdiği bu maçtan üç a mağlup Spesik galibiyet kadar mağlubiyet N pek tabiidir. Şu farkla ki Galatasarayı! bu mağlubiyeti, pek normal bir neti&i değildir. Heman her maçta ve ötede” beri oyuncu tecrübe etmek kaygusur! dan bir türlü kurtulamayan Galatasar#f Yunan maçında yene bu tecrübeleri kurbanı oldu. Fenerbahçe B. ve i takımında ade

Bu sayıdan diğer sayfalar: