1 Haziran 1935 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 28

1 Haziran 1935 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

etlerini, opladıkları atlı etlerini, 100 lir yegâne hocalş yetmi lurlar.. Şunuğ "az bir paraji bize daha yül bizi © mevki; ipor teşkilâtımı yüksek ve Balkan mille er içinde yuvar larında, bizdu ir. Bu hareke eşi istisna ede dan yüksek ol e vardır. Oğ o nisbette «ij sim Koşalay pollon'la PO... li futbol takım lon, şehrimizde kinci maçını & tanbul like ma; cusu Ankarayı bahçeye gide büyük değişik! lahilinde de bi le bucalamaktı| e şerefleri içi idareciler, bi 'ar kendilerin Fenere geçe arı içine almi « İşte bu kar ı Beşiktaşlılar, lilerini gibi; hakikate nını da, üçe bi ii şereflerini de dular. inkü kadrosile vetli bir takım iktaşlıları b 'andan tebrik i ve son maçın stadyomund! »tli bir kadroy! takımı, büyül açtan üç sihii "mağlubiyet ii i Galatasaray”. "mal bir neti&ö. çta ve öteder mek kaygusur.. an Galatasarif; bu tecrübeleri! kurtar ımında kadi. harici gianlme bir em Yunan oynatan e bunun uri acı bir surette çekti. Bir zamanlar Yusuf Ziya, kaleci Ulviyi Fenerbahçeye karşı mer- kez muhacimi bile oynatmış, bu hal o zaman büyük alaylarla karşılanmıştı. Genç ve yarının oyuncularını hazirla- mak fırsatı varken, kıyıda bucakta kalmış oyuncularla ümide kapılmak, nihayet hüsranla netice veren bu gibi akıbetleri odoğurur. Galasarayın bu mağlubiyetinde, emektar kulübün şere- fini yüklenenlerin de büyük kabahatları vardır. Üzerlerine aldıkları işin ehem:- miyetini idrak etmeyen sporcuların, kulüplerine ve nihayet memleketlerine borçlu oldukları şerefli vazifeyi ihmal etmeleri de, hoş karşılanacak haller değildir. Bir günlük zevkini feda edemeyenlerin sporda muvaffakiyetle- rine imkân yoktur. & Lİ İstanbul Atletizm Bayramı!.. “İstanbul Atletizm Bayramı,, namile yapılacak büyük müsabaka 31 Mayısta Taksim stadyormunda yapılacaktır. Balkanların en kuvvetli atletlerinin iştirak edeceği bu müsabakalara, büyük mazeretleri dolayısiyle Semih ve Meh- med Ali gibi en tanınmış atletlerimizin girememesi, çok şayanı teessürdür. ay sonra Şşehrimi yapılacak olan altıncı Balkan oyunları için, atletlermizin alacakları neticeleri bize kolaylıkla anlatacak bu müsabakaların, büyük bir hususiyeti vardır. Koşularda, atlama- larda, atmalarda bütün varlığımızı ortaya koyacak bu müsabakalar, Türk atletizm kadrosunun hakiki kıymetini bize lâyıkıyla anlatacak, bu sahadaki blânçomuzu apaçık bir surette meydana koyacaktır. Ayni müsabakalar için geçen sene İstanbula gelen Yunanlı- ların, bir sene zarfındaki vaziyetlerini 'de tetkike imkân bulacağız. Atletik sporların bizde sukuta başladığı şu “sırada, Balkanların en kuvvetli atletizm hareketine malik olan Yunanlıların kıymetlerini meydana koyacak olan “İstanbul Atletizm Birincilikleri, bu noktadan da dikkatle takibe (değer hususi bir takım ehemmiyetleri gizle- mektedir. B.K. İzmirin meşhur Vahab'ı ne diyor?.. Tanınmış e Altaylı Wahab (Yarım Ay)ya i ki: — “İstanbul, İn gelirse, kazanmak i timalimiz bu defa kuvvetlidir. Çünkü biz, şimdiki takımımız kadar kuvvetli bir takım çıkarmadık. |: Vahabı çalıştığı yazıhanenin başında meşgul iken yakaladım. Futboldaki zeki ve teknik Vahab, masası başında da en ince noktaları kaçırmayan bir iş adamı. Onunla konuşuyoruz; Vahab diyor ki: — Bence en kuvvetli milli takım kadrosu: oyunda kendi mevkilerinde en fazla ekin olup ta, en yüksek unan oyunculardan müteşek- kil olmalı. Böyle bir kadroyu vücude getirdikten sonra şu şekilde çalıştır- malıyız. Her yerde oyuncunun varlığını ortaya koyan, her hangi bir hususi, ecnebi otemasından daha ehemmi- yetli bir lik oyunları vardır. Bu oyunlarda Oyuncunun anform olmadığı, yani tam idmanlı hattâ şanslı olup olmadığı belli olur. Eh © İrmirin : Altaylı Vahab'ı İşte mevkilerinde, lik esnasında göze çarpan namzet oyuncuları bir araya getirerek, onları usulen yapılan kültür fizik; ve atletik kabiliyetlerini kaybet- memek için yapılması elzem olan id- manlardan başka, takım halinde yabancı ekiplere karşı oynatarak, vaziyetlerini kritik etmelidir. Een iyi vaziyette olan- arı seçerek, y takımda tadilât yaparak milli takım kurulmalı İngiltere veyahut İtalya için bir milli takım teşkili hakikaten güçtür. Çünkü gayet geniş kadroları vardır. Fakat bizde sayılı kaç oyuncu var ki.. İyi bir yerden öğrendiğime göre İtal- ya milli takımlarını seçerlerken, iyi cular arasında en şanslı olanları tefrik ederek, bir ekzersiz maçında; meselâ sağ iç mevkiinde tecrübe edi- len iki oyuncudan birinci devrede bir gol yapanı değil de, ayni oyunu oyna- yıp ikinci haftayımda iki gol yapanı tercih ederlermiş. Eğer a milli takımı kuracak olsam; biraz da şanslı oyuncu- ları seçerdim. İzmirdekilerin kalbini kırmamak için bir şey söyleyemem. Yal- nız İstanbula gelince, arkadaşlarımı bu yanik görmedim. Anadolu ajansı- nın da , Yıldırım, , ,,Şimşek,, kelime- lerinden bileskinediğine göre, en gü- vendiğim oyuncılar hakkında bedbinim. İzmir için ancak şu kadar söyliyeyim ki: Milli takımda mez ik haf ve for hatlarında yer alabiliriz. Biraz yer de- giştirmek şartile bek hattında yer ala- biliriz. Bugünlerde Muhtelit Otakımı- mızı çalıştırıyoruz. Bu sizin zannettiği- niz gibi, İstanbul için değil.. Elimizdeki elemanlarla kuvvetli bir kadro bulundur- mak için .Şunu şöyleyeyim ki: Eğer İstan- bul bu yıl İzmire gelirse, kazanmak ihti- malimiz çok kuvvetlidir. Çünkü biz İs- tanbula şimdiki takımımız kadar be- cerikli bir takım çıkarmamışdık. Bu sıra Ankarada bulunan antrenör Her Alis ile çalışıyoruz. Kendisinden çok memnu nuz; uzun müddet İzmirde kalabilmesi için mıntakamızın büyükleri vasıtasile- mü- racaalta bulunacağız. We herhalde çok istifade edeceğizi. Milli takımımızın kıymetli santrha- fına teşekkür ettim; ayrılırken İstan- bullu m yapacakları maç görüşmemizi (o dileyerek için rar bian ayrıldım “5, Şakir Ataman Doğru söyliyeni.... Bazı Spor Muharrirlerine çatıyorum.. “Doğru söyliyeni dokuz köyden kovarlar,, diye meşhur bir söz vardır hani... Ben bu sözün doğruluğuna, içim yana yana inanmış, iman etmişimdir kaç kere... Ben bugün bu hakikati bil- diğim halde, göz göre göre yapılan bir işgüzarlığa, fiske vurmaktan alama- dım kendimi.. Ben gibi bütün herkeslte görmüş, okumuş ve inanmıştır ki: bazı spor muharrirlerimiz, satılık bir köle gibi, bazı kulüplerin çığırtkanlığını e lar. Sporda, herkesten ve iş şeyde: zıcılar; düpe- düz, açık açık tarafgirlik, kulüpçülük yapmaktan çekinmiyorlar gene bir meşhur söz vardır : “Kimin arabasına binerse onun türkü- sünü çalar., Şimdi bir yazifayla | spor sütunlarında rn r zat gibi, mensup ol u yerden tası tarağı tor lattırıldıktan sonra, karşı tarafı ken dine d e tarafgir edinerek, eek tutmak; arabaya Ji malüm şar- kıyı söylemeli değil de nedir ?.. Gene birçok ei yüzüklerini aynı Salem yolcusu ve aynı işin goy- goycusu olarak görüyor ve içleniyo- ruz. Bu hiç ağ kapalı olmıyan çığırt- kanlık niçindir ? aralığı bırakıp kulüp tellâllığı yapmak, bütün sporculuk şartla; çi ayaklar altına almak, sporcu karekt rine aykırı düşen kurükterailik değil midir En irk bir spor kaidesine uymr- yan bu muharrirlerin, nasıl hâlâ spor yazısı yazmalarına efkârı umumiye müsaade ediyor ? spor muharrirlerine çatıyorum: Bitaraflığı sıkılmadan bir yana ata- rak, kulüp çığırtkanlığı yaptıkları için.. Mecid Taş 21

Bu sayıdan diğer sayfalar: