1 Temmuz 1936 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 33

1 Temmuz 1936 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 33
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

assutu ait bir ahattı. canda, Gönüllerimizin Esrarı — Baş tarafı 13 üncü sayfada — gider. Bu aşk, çe ne al. e de maşuka, bu a urtur lamaz. Bu aşkı biraz ab inceler sek, sevişenlerin ba şkalarını sevemedikleri neticesini eilarabilii z. Bunlar, ne kada! ak, m eden sonra münş, bafıra halinde de var © var bilinecektir ! , Almanyada yoktur, Göthe ile ee lan alim kürakterini göstermişlerdi. Faust, aşkı bir kazaya kurban etti. Werther de Penniei aşka kurban etti! Alman aşkı, Alm gibi ii gili Dudu) için, ebedi Sayin İamaz. » bir kazaya uğrayabilir, ma gider Yalnız, bayat ta aşkla TnEmMiş tir. Çünki, hayatın ferdlere has birşey olduğuna OoOinanmaz. Onun beşbin senelik ruhi bünyesine göre, biz, deniz- den bir katreyiz. Ölünce, denize karışır, Gi Bu , es eski Alman molasi 'n ilâhı Thor, elindeki çekici aşkın Hemi indiriyor, her aşk ta böylece kayboluy: tefan Dre bile, bu okla an ih ilerisini göremedi. İtalyan mesut ünleri, Alar yada in Ancak, İli seyahatına çıkan Kn mesut geceleri geçer, neş'e manası anlaşılır, aşkın muzikal abeiği duyulur. Bu Alain ii e Goethe. den kalmış bir an'anedir. Fakat, Al e da bu dabi kadar hiçbir Al. msil etmiyor ki.. man aşkına, e vermiştir. nun ananesi, Al. an aşkının iş an anesinden başka ne mi olabilir ? Alman ve İtalyan aşklarından uzaklaşan başka bir istik aşk da görüyoruz: Rus aşkı! Bi e komünizim, aşkı da şehvetcilik derekesine indirdi. Aşk, komünist edebiyatından çıkarıldı. Hal. buki, aşk edebiyattan çıkarken, edebis yat fa komünist Rusyedan çıkıyordu. Edebiyat, ferdin kendi kendine akışının bir sesi, bir çağıltısıdır. Her ân değişen, giden bir çağıllı Sanatkâra da, bu akış sağıltırının b ei e Fakat, da ferttir. Kendi içindeki çağıllı bük esi mesteden aşktan gelir, Komünizim, bu sesi de dilsiz ve sessiz gönülsüz, çıkarmak istedi, Ön senelik tecrübe, maddenin Sonra, maddeden mideyi niyet gibi aşk devrinin birer yadigârı olan şefler ortaya atıldı. Büyük Pan- komünist edebiyat işti bütün Halâ O Kârvan Yürüyordu acı hakikatler ortaya sürüldü. Maksim Gorki, komünist Rusyada edebiyatın öldüğünü söyledi. Biricik komünist âlimi olan eski maarif komiseri Luna çarski, inkârdan vazgeçerek insanlığın temel taşı olan edebiyatın Rusyada tekrar dirilmesini istedi. Öyle ki, Karl Da red şeklinde bir tefsirde bulun Bu mdan sonradır ki, ir komünist Rusyada Çarlık devrinin aşkları sahneye çıktı, Eski devrin aşk edebiyatı, altın ruble gibi kapışılmağa başlandı. Bu aşk, asırların büyüttüğü Rus aşkıydı. Onun da, İtalyan ve Alman aşkları gibi beşeri eserleri vardı | komünizmin ferdi iki ei sen nel Rus aşkı, memnu bir meyva değil. dir : Türgeniyef, bu aşkın olgun büyük- lüğünü görmüştü. Tolstoy, Anna Kare ninde ona bir nefes vererek diriltmek istemişti.) Çünkü, bu aşk ta Dostiyes wski tarafından bir mücrim gibi öldü. rülmüştü, Gogol, üç dahinin meydana çıkarmak istediği bu aşkın sesini de uş, Rus izbelerinde, mujik köy- lerinde yaşatılan nağmeleri toplamıştı. Rus aşkı, başlı başına metafizik bir Alman aşkı gibi bir kazaya gitmez. Sonra, İtalyan aşkı mukadder değildir. Bu aşk bir eseridir. duym gibi li ferdin Ü, ne eze eld e vardır, ne de ebede silerekiir. Ferd, kendi büyüklüğünü göstermek için bu aşkı yaratmaktadır. Onun içindir ki, kendi eserile de iste- diği gibi oynayabilir. Kâb, onu sever, mestolur; kâh, onu kırar, öldürür, onun hatırasında kaybolur.. ve kâh, onu diriltir, oynar, onun bir demre yaşar, kalır! Gor edecek) — Başı 21 inci sayfada Dr: kis dedi. Melik: «Nedir?» li ordu. Zeynep mırıldandı: «Leylâk..» O, sözleri e bütün limanlara süvariler saldı. Emrinde; «Bütün demirli gemilerin yedi diz aşırı döğerek leylâk gelirme- lerinil» söyledi. Gemiler gittiler. Zeynep, nasılsa Lü- lüyü Abdullah ile tanıştırmış. OMelikle aralarındaki söz: leylâklar gelince ekilecek; çiçek açtığı vakit onlar birleşeceklerdi. En- gin denizlerin İrili rı için emiler, her taraftan lerce bedevi kum kazdı, lar ve su taşıdı, Onları Mae leylâkların açma zamanı yaklaştığı bir sırada Dürrüban a İ hastalandı. Leylâğın ren gine leri kar Melik, . Fakat eylâklar, mayısın v ir. başlarken o B ai m w e 5 Lülü iyileşmedi. bir sabahı ir gözlerini, ind münzevi kulesinde, diya kapat, iç bir karasinek gibi Fin üz kervan oraya gidiyor iştel.... mdi o kara nokda, gitükçe önümüzde Vardar Ali Paşa Başı 19 uncu sayfada Döğüş bittiği zaman Vardar Ali Paşa, alnından yüzüne doğru akan kanlarla kıskıvrak bağlı olarak İbşir Paşanın çadı- rına sokuldu. İbşir Paşa güya «Paşa karındaşınnın gönlünü (o hoşetmeğe çalıştı. Oo Yerinden kalkarak zavallı vezirin bağlarını çözdü : — Paşa baba, e haldir? Niçin kendini ni tehlikeye attın? dedi. r Ali Paşanın kanlı 7 sapsarı idi. 2 çatarak hiddet — Ben ne işledim sana? diye bağırdı. Senin karını Sıvasdan istediler, ırzını, namusunu korudum, vermedim. Bunun için mi senin gibi herifi üzerimize saldırttılar? Zulme uğramış Tanrı kullarının malını alıp eyer için mi beni katletmek icab © b r Paşa susuyor, önüne bakıyordu. Vird ar Ali Paşr onun bu sinsi sükütüun- daki i manayı kayvramışdı: Sen ki eke. adamsın, ve böyle namusunu, Kahn koruyanları katle memur edilirsin, kabul eylersin!.. Tuuuuh sanal,, Sende narus, ırz, haya yok mu?.. Tuuuuh senin sakalınal., Vardar Ali ağzına geleni söylüyor, İbşiri mütemadiyen tahkir ediyordu. İbşir utancından okadar kızarmıştı ki, çadır ii önünde el pençe bekleyen uşak- rından çekindi, ayağa kalkarak: — “Hele istirahat buyurun Paşa babal.. dedi, perdeyi açarak dışarı çıklı. Etrafına bakındı ve si duran adamlarından birini el işaretile yan çağırdı. Parma- gile çadırı Zöslerenk — Boğunl.. dedi. smanlı tarihinin en namuslu vezirle- rinden biri olan Vardar Ali paşa, biraz sonra çadırın içinde amansızca boğuluyor; ve koparılan başı bir tepsiye konularak İstanbula, deli padişaha gönderiliyordu. büyüyordu. “Yaklaşlık. Bir minare i yükselen iki çift bükülmüş hurma da, ayın iaığında, açılmış bir insan elinin par- maklar n, yapraklarının akisle- rindeki yolcula açmış, ei en Saka yağıyor eçti ardı- m köyde, g nd .cağını Aİ ağn ak, dinlenmek İçin art edildiğimiz alçak kulübenin içinde; daldığım beri “ a arasında kulağıma bir ses yine o mahut garas sesleri Si irden uyandım. He yer yata- ğında oturarak, içeri loş bir ziya veren NEM lin baktığım il, dört saat önce ürrübanın M Abdullahın adım adım yoluna deyam ed Kerim, elindeki sigarasını atarak içeri girdi : — Bakınız! dedi halâ o kervan yürüyor... â o kervan yürüyordu. Üzerinden irmi beş sene geçmiş olduğu halde, hal hayalimde — efsanevi e hatıraları ca endi kendime : — Ac e o Lan yürüyor DİZ diye düşünyorum. 31

Bu sayıdan diğer sayfalar: