15 Kasım 1936 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 20

15 Kasım 1936 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AĞI halka ne * geldiğini una cevap ırhan Suk sepetine ürktüğünü rini kaldı: reçmeden, * dükkânı ep bir. taşı gibi iltifatını . dediler, ride sim- n kirmizi Ali ağa canı önü- di. di: aydan is- nek, iti: Ge tr. t edince, Yusufun inda kal fini bile ve orla relâ Kız ufun ko- * araba- i ile be. girince, , Haseki nü. vu- dönmek nasaydı, ığı are” — Ben birşey yapmadım, benim çum günahım yok. Bana dokunmayın!. ie yalvarmağa başladı. Etrafına toplanan ağalar, kendisini te- min etmeğe çalıştıkça Yusufun korkusu büsbütün artıyor, ağaların ayaklarına dü- şüyor: — Vallahi ben masumum. Hiçbir ka- bahatim yok. Sultanımıza kem gözle bak- ım. Bakdıysam beni affedin!. diye b tiliyeri du. Kızlarağası, genç Yusufu temin etmeğe çalışıyor: — Canım oğlum, ne endişe edersin? Birşey yok. Seni suç işledin diye getir- medik Haseki Sultan öyle emir buyurdu. Bakalım görelim nedirP, Diyor, diğer ağalar kendisine hediye- ler vermeğe, sarayin leziz yemeklerinden ikram etmeğe kalktıkçada, Yusuf büs bütün endişeleniyor — Beni ei bön dükkânımın ek- meğine, elmasına razıyıml, Diyordu. (*J Nihayet genç manavı ikna ettiler, bir sedir üstüne oturttular. s oğa Haseki Sultanı haberdar etmeğe Yusuf, ri ve ie Ra ba- kınıyor, encamının hayırlara tebdili için, mülemadiyen içinden dualar okuyordu. Aradan on dakika geçmeden kızlar- ağası geri geldi. Yusufun koluna girdi; — Buyur, dedi. Haseki Sultan &izi ster |. Yusuf şaşkın ve perişan sarayın bah- çesini geçti, Kocamış çınarlar üstünde ötüşen serçeler, kurşuni küçük kubbeli kuleler, binbir renkli camlar ve saray bahçesini dolan saraylılar, genç manav büsbütün şaşırtmıştı. , Hareme girince, kızlarağasının ikide birde: — Destuuur!, Destuuurl. Diye haykı- rişi arasında, niha' gözlerini kamaştırırken, Yusuf, birdenbire karşısında kendi elinden şiçek alan Haseki Sultanı gördü. Haseki, ipek halılarla denmiş, e yastıklı bir minderde oturuyor, leri ve küçük kırmızı ağzı hafif e gü- lüyordu Yusuf, ne ei ei bir hal- de durüskep, Haseki 5 — Buyur ağa, şuraya ayar, diye yanında bir yer gösterdi. Yusufun kalbi helecan içinde çarpıyor- du. Gözlerini kaldırıp ta bir türlü Haseki Sultana bakamıyor; onun, ikide birde ipek şalvarlı dolgun dizlerine inen yumuk, be- Ysz, güzel ellerini korkuyla seyrediyordu. Kızlarağası, Hasekinin bu emrini yeri- (9) “Osmaslıların ahlâk, âdet ve kıyafet- leri, isimli eserin müellifi Kastellan bu bahsi sikrederken Yusufun, bir dostuna bizzat an- lattığı şeyleri kaydetmiştir. Bu satırlan ora- dan alınmıştır. R.Ş. * Haseki, ipek halılarla döşenmiş, atlas yastıklı kırmızı ağrı hafif hafif gülüyordu. ne getirmek için nihayet Yusufu koltuk- layarak gösterilen yere oturlitu, Sonra kendisi de karşısında ayakta, elpençe di- vandurdu. Haseki e Sultan ince, billür gibi güzel sesi — Bizden korkma, biz kimseye fena- lik etmeyiz. Yalnız soracaklarıma cevap ver! dedi. Yusuf, hayretle başını kaldırdı ve Ha- seki Sultana bal Ki Turhan Sulta — Söyle balalıa; dedi. Nerede doğ- un? — Rusyada Sultanim.. — Rusyadan buraya nasıl geldin? — Bir gün bizim kasabayı Tatarlar bastı, beni aldılar, kaçırdılar. Sonra İs- tanbula getirildim, şimdiki ustama sattılar. Kızkardeşin, oakraban var mıydı? ı#kardeşim vardı. Benden 4 yaş küçüktür. Onu da Tatarlar kapıp kaçmış- lardı amma, ne oldu bilmiyorum Haseki Sultanın yüzü yn cali Gözlerini genç Yusufun gözlerinden ayır- madan ; — Kızkardeşini Yusuf düşündü; — Şimdi görsem belki tanımam. Çün- kü aradan seneler geçti Sultanım. Çok büy eki, kızkardeşinin yüzünde, vü- cudünde bir işaret yok muydu görsen tanır mısın? uzun uzun dü- Yusufun gözleri daldı, şündü. Sonra birdenbiri ardı Sölamlüz > vardı. Vücudünün bir tarafında bir kurt ısırığı vardı. Çünkü rab r şehire inerken Kızkar- bir gün babamla be: bir kurt hücumuna uğramışlardı. deşimi Li ısırmıştı. Haseki Sultan birdenbire büyük bir helecana tutuldu. Elini boğazına götürdü ve yutkundu. Sonra buğu buğu olan göz- lerini genç manav iz dikti. Kolunu yavaş yavaş 8 'dı ve beyar teni üzerin- de Ber heş diş zerin gösterdi: öyle mi Yusuf, gözlerin Hasekinin çıplak kolu üzerindeki izlere dikince, birdenbire bo- ir çığlık kopardı, oturduğu yerde — Kurdeğimi, diye bağırdı. Fakat muhteşem ve harikulâde Haseki Sultan, Osmanlı Padişahının birinci karısı ve veliaht anası Turhan Sultan, kendisine yin kardeş ellerini görmemezlikten eldi: — Otur a oturl. dedi. Seni bul- duğuma memn Yusuf, bir Eiki Sultan karşısında olduğunu hatırlayınca olurdu. Turhan Sul- tan : — Allah seni bana göstermek lütfunu verdi. Artık ölsem de gam yemem, Kız kardeşine kavuştuğun için sende bahti- yarsın. Seni sıkıntıdan, eziyetlerden kur- taracağım, Ömrünü rahat rahat geçirirsin! dedi. Sonra in dö Gi — Kardeşim dairene yerleştir. Ona bir saray tahsin eilioeye! kadar bu- rada istirahat etsinl, 19

Bu sayıdan diğer sayfalar: