15 Ocak 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 10

15 Ocak 1937 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ta genç aşlı bir nIŞSINIZ?, susmam unutmuş turtuyor, ıda cere- izgâr bi- den pen- “Yine yi verse- nış sığır- ribi genç halinden un beni iyordum. Adamın yatıştıra- ümidile, n aciya- mü Ay) amıyacak iderebil- Adam ulağımın sayışlara lim, Ka Yavaşca: i yaşında, hergün bunu düşünüyor: “Yaşasam yaşa- sam, daha ne kadar yaşay imP,, diyor. — O hiç belli da dedim. 80 © 90 yaşında ihtiyarlar az Dalgın en bakarak anlattı: — Evet hakkınız v Ben küçükken annemin ihtiyar bir dayısı vardı. Tam 83 yaşında idi. Hem de gençliğinde verem geçirmişti. Halbuki annem, benim gibi çok dinç görünüşüne rağmen, 34 yaşında öldü. Demek siz de kocamın daha uzun seneler yaşayabileceğini umuyorsunuz ? iyi bakılır ve bir fevkalâdelik, meselâ beklenilmeyen bir hastalık filân gelmezse... Ne de olsa yaşlıdır; bir genci şarsmıyacak şeyler, onun üstünde büyük tesirler yapar. Uzun uzun nelerden sakın- masını ve neler yapmasını anlattım. Büyük bir dikkatle dinledi. Ve sözle- rimi unutmıyacağına, lâzım gelen herşeyi yapacağına söz verdi. ünden sonra beni sık sık çağırıyorlardı. Çok geçmeden ahbap ta olmuştuk, Bütün hırçınlığına, aksiliğine rağmen ihtiyar adam bana karşı — Evet şey, onu her rgün siri daha halsiz buluyor- dum. Kadın içini rek: — Evham... eli Onu evharı biti- riyor. Birgün salonda beni karşıladığı zaman pl bir hal ile: — Artık yataktan da kalkmıyor. Çok pek nazik davranıyordu. Lâkin tuhaf bir- hasta olduğunu iddia” ediyor. Bir muayene edin ve biraz ümit verin.. ai hastanın yanına yili üzere kapıya ei tuttu, ve 0 ik beki bakışlarile göz- lerimin içine bakmağa başladı. Sersemle- miştim,.ne yapacağımı bilmiyordum. O, el- lerimi bıraktı, çıplak kollarını buyum doladı. Elini, ensemi okşıyarak saçlarımın arasına soktu, parmaklarını sıkarak hafifçe çekti Şimdi) gözlerini daha yakından gö- rüyor, nefesini cildimde hissediyordum. Beni DGN en bu bakışları görmemek, kaçabilmek için gözlerimi kapadım. Du- daklarımı, yakan bir püse kapladı.. Bilubal 8 Gözlerimi açtır kadına bütün be hırsımla sarılmış buldum. ke yerde idi ,Garip bir tebes- üm. ile Eni , yavaşça . ii “Geç alel. ve bekliyor |... gün hastayı nasıl buldum, nasıl muayene” etttim kadının ta yanımda dolaştığını diyor, arasıra kokusunu, sıcaklığını duyu- iyordum, Kolonya uzatırken eli elime temas ediyor, adamın arkasını odin- lerken gözlerini gözlerimde buluyordum. . ve a parlak keskin bakışlarile gözlerimin içine bakmağa başladı. Haris bir sevgilinin"eline düşerek ilk aşk macerasını yaşa r genç kız kadar, zavallılaşmıştım. Ne yapacağımı bilmiyor?,. kaçmak ve yaklaşmak arzuları içinde bo- odamda bulduğum zaman teessürden o pek ilâç şişe yemek her Li kızl saçlı bir kadın hayali dolaşıyor, birden damarlarımı alev- e kaçıyordu. Daha hayatımda hiç te oşkun bir aşk macerası geçirmemiş, bir kadına karşı kuvvetli bir arzu dahi duymamıştım. Bilmem nasıl, bir pusede bütün benliğimi böyle kavramış, bağlar mıştı. Bir halta geçti. O günden sonra hiç yalnız kalmamıştık. Artık onu, başka erşeyi unutacak, ihmal edecek kadar kuvvetle istemeğe başlamıştım. Gittikçe daha güzelleşiyor, yumuşuyor tatlılaşıyordu.. Yine bir akşam, halayı anlamadan muayene etmiş çıkıyor Arkamdan” çeldi ve sokak kapısının önün: YayAşça. de bakışları bi — Bu gece beni bekleyin! Fakat e sizden başka kimse bulunmasın!.. ded Gece onu bekliyordum. Hizmetçiye izin vermiştim, ayak seslerinden başka ulak bir patırtı yoktu, Ahl Bu bekleyi bilmezsin ne azablı bir şeydi. © kadar sevdiğim mesleğime kavuşmak için verdi- ğim imtibanlarda,bu helecanı duymamıştım. Sanki o, gelmezse arlık yaşayamıyacaktım, Birden yavaşça kapı çalındı. Bir deli gibi koştum. Saatin çok geç olmasına rağmen o değil korkuyordum. o Kapıyı idi, Hem ellerim - Salonu e orası çeliğin Güm "atlı bir tebessümle — Daha iyi ya! Çalışma oturalım, Neden beni yabancı gibi salona alıyorsunuz? el beklemeden girdi. Ve” odanızda bir misafir odadan içeri — O. burası çok bağırdı, Küçük bir çocuk gibi meraklı gözlerle odayı dolaşıyor, herşeyi anlamak istiyor. Hatta dolapta duran ilâç şişelerinin bile ayrı ayrı niye aranıklarıı soruyordu. Nihayet mahzun bir halle — Eğer babam beni, dalin çok küçük iken evlendirmemiş olsaydı, muhakkak doktor olurdum. & merakım vardır ki., dedi - Ve gerek ilâve etti- : Haydi sizin talebeniz olayım B enteresan | diye hoşuna gitmiş gibiydi. Onu hiç böyle görmemiştim. Zavallı, me- gerse ihtiyar adamın baskısı altında ne ka- dar degişiyormuş?.. diye düşünüyordum. — Arkası var —

Bu sayıdan diğer sayfalar: