15 Ocak 1937 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 7

15 Ocak 1937 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

! ŞAİR NEDİMİN KADINLARI Nr. yaşadığı devirde basit bir şairdi. Üçüncü Ahmedin ferma nile (Sultanülşuara) nasbedilen Osman zade Ahmet Taip ile, Lâle devrinin Seyit Vehbi, Nahifi, Ahmet Nili, Aasım, Raşit gibi tanınmış şairleri yanında Nedim; adeta gölge halinde mesi “Hal, in hazırlandığı bir istikbal Nedimi Nedim, eserleri içinde yaşadığı mu Fakat bu uygunluk yüzünden büyük bir şöh- bigâneliği karşısında ş vardı ki Nedim yapan budur. hitin zevkine uymamış değildir ret yapmış olan şairler gibi, yılların geçisi, zevklerin değişmesi ile nisyan çukuruna düşmemiş, şairlerin Sultanı Osman zade Ahmet ve hatırlardan silindiği halde, Nedimin Taib, gönüllerden ışıkları, gün geçtikçe açılıp gönüllere ve hatırlara girmiştir. edimin sanatı, gibi, bugünkü zevklere ve muhayyelelere Fuzulinin sanatı hâkim olmuş bir sanattır. Lâle devrinin iricik müterenniminin şarkıları, Saadette ve helva sohbetlerinde dil den dile dolaşırken, onlara hiçbir sanat kıymeti atfedilmiyordu. İbrahim paşa» nın kasidecileri gibi ne tumturaklı elfaz kullanıyor, ne de histen âri mesne viler yazıyordu, Onun, elimizde toplan- miş bulunan divanındaki tarihler, lb dalkavukluk kasideleri, fas müstesna; hemen bütün si gazelleri şarkı ve gazelleri gönlünden ve ruhun. göze balan en canlı şey kadındır. Şen, şub, cüretkâr heyecanı ve mubayyelede birakan o gölgelerile gözel şeyle beraber, baygın bir tesir , ber türlü kâh raksedip gezer, kâh da çırçıplak endamile vücudümüze meğe çalışır. Yarin lin perçeminden, gönlümüze gir- dudağından, güze bir ah bakışından bahseden şair, bütün bu zenginliklerle daha bulunmıyan Sof çuhadan fe bizde, bir benzeri kadın tipleri yaratır. Sadabatta yürüyüşleri içimizi tifretir. Tül yaşmak- lardan süzülen bakışlara meftun kalarak, afyon kadar tesirli bir sarhoşluğa dü- racilerile gezen güzellerin filvaki ziyade, yüksek bir aşkın Eren minen ö devrin içki alemlerinin en karekteristik tarafı olan ti yeli tı fakat, hiç bir n bu büyvai şekle seli e On un m bile, şairi tezlil edecek derecede açık ve ii değildir. Zaten hassas ve kibar taşıyan Nedim, vuslatı bir rü. ya > bülinde tecessüm ettirir; ve insana yalnız tatlı bir verir. | . içinde en güzel ve muhakkak ki şarkı. Nedimin şiirleri en zevkli olanları, Lâle devri- bu bi- ricik müte- renniminin Fakat buna mukabil gazelleri tatlı bir ahenk taşır. Devrinin mergup şairleri gibi sırf sanat larıdır. de serbest, şuh, için uğraşup didinerek, sofiyane ve ağır düşünceler taşıyarak.. kuru bir mantık güderek yazmamış; bilâkis bütün bun. lardan âri, zevkine ve rubuna uygun gazeller kaleme almıştı. Bu arada dini çerçeve içinden çıkarak, din bazirgân- larına da hücumlar yapmaktan, onlarla ince nüktelerle alay' etmekten çekin mezdi. Nedimin şarkıları, o devirden beri ayni şekilde taklit edilerek, edebiyatımız doldurmuş olan bir mükemmeliyet taşır. Hele j edin şenliklerinde bestelenen şarkıları, bir harikadır. Ne. dimin şarkılarında lisan o kadar temiz» dir ki, bugün bile okunan mıstaları, ahenkdar ifadesile.. bütün güzelliği ve manasile gönüle girer siki gibi kulakları doldurer. Zevk haya- tı içinde, zevkin mamütenahiliklerinde gezen sanatkâr bize, ve taze meyvaları verir. Fer erkek çapkındır, ve her erkek böyle çapkın Nedimin asıl kudreti bu- üçüncü Ahm Ahengi bir mu oradan en ol gun güzel bir kadına karşı hisler taşır, radadır ki, bugün gördüğümüz bir kadın için, onun mısralarından herhangi birini kullanırsak kullanalım; bu kadını müzde ve gönlümüzde bütün şeklile gözüz canlandırır; kışına “onun bulup çıkardığı manaları" takıp takıştırırız. Sanatte bu kadar mahir olan Nedi- min bize kazandırdığı diğer birşey de! Lâle devrini bugünkü devre, bütün çizgileri ve renklerile bırakmış olma» yürüyüşüne, sekişine bi ihtişamını, hem de bütün içyüzile, Nedim kadar tesbit edememiştir. Nedim yalnız şair olarak kalmıyor, bir devri mısralarında can landıran büyük bir sanatkâr olarakda kendini göstermiş oluyor. İstanbulu kış bastırıyor. Nedim böyle soğuk bir gecede, henüz 13 ünde e e bir e için, nekadar lâübali, saf Giysem Yelmez mi sana bisterü balin kucağım? Sert oldu hava çıkma koynumdan kuzucağım! Ateşlik eder sana bu sinemdeki dağım, Serl oldu hava çıkma koynumdan kuzucağım!..

Bu sayıdan diğer sayfalar: