15 Şubat 1938 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 5

15 Şubat 1938 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

endimi ala” ce beli bir göğsü, yu- r kadar ya- embolü idi, ida beni ak lüzumu- Memnune oman oku- şına geleni aşına? ına birşey duymasın, ı yaklaştı, orla bizim Gülsümün zengin bir diye akra- ikten söz- ü yavuklu- unda kap- »kip kurta- iş eyi göze ni gözyaş- 'gun hava- düşmesin mağa çalı- ti Gülsümü r. Gülsüm Ne ideyim ira: annesi yola gel- i da başka ilürüm, ya »n çikabil- Gülsümün — Şehirde hısımın var, götür kizı o- sezsin, dolaşsın, avunsun. Sonra da Muntafayı yollari olür biterl. i orlar. Ve birgün sabah sisinin gümüşi para- anı arkasında güneş ulukları bala kiz yola çıkıyorlar Gülsümün gözü ne şehiri görüyor, ne şehrin kalabalık pazar yerini.. şık öperken, kadın- larını, söslü yili m yerlerini. O, iki gözü iki çeşme ağlı rakın beni köye deyim gidersin? Baban gelsin de öyle., — Pazara kadar bekliyemem.. (© zaman evsahibim, yani Gülsümün yengesi kızı hurpalıyor. Ve o gözyaşları içinde zindan hayatını sürmeğe koyuluyor. Birkaç defa kaçmağa kalkışıyor. Fakat şeytan gibi kurnaz Memnune ile, Sabri- yenin elinden kolay kolay kurtulunur mu ? Nihayet günlerden sonra Mustafayı da getiriyorlar Delikanlı, yavuklusuna pazar- an cam bilezikler, mavi taşlı yüzükler, halka küpeler getiriyor, altın bozduruyor. Fakat Mustafayı gören Gülsüm bir çılgı- na dönmüştür. Odalardan sofalara, sofa lardan bahçeye, kuyu başına kaçıyor, saklanacak yer arıyor. Arkasında iki genç kız olmasa, kuyuya atılıp kurtulacak der- dinden.., kızlarda bin de- reden kandırmağa ve Dinailandn a karıştırmağa oçelışı- orlar. AE korkutarak, tirerek kızı rgün Gülsümün babası geliyor. Ab- lası ile odaya kapanarak uzun boylu ko AE Mm eği hazırlanan tuzağa Gül- Boğucu yaz güneşinin ateşile kavrulan Mustafa ile yalnız birakıyorlar. Ve genç kız, gözyaşlarına, yürek paralı yan yalvarış ve isyanlarını acımayan yavuklu.. iniltilerine, haykırışlarına, bdE siz aşkından, Ahmedinden yardım dilenen çığlıklarına sağır kalan duvarlar arasında, ölünceye kadar genç kızlığının yasını tut- mağa mahküm oluyor. Ben bu macerayı en geniş mânası ile, en ince telerruatına kadar anlatmak için biribiri ile konuşma yarışına çıkan iki genç kızdan dinledim. evde kızı Ö zaman toprak odanın loş köşesine büzülerek yüzüme bakmaktan çekinen, be- — aş sevmiyeceğini lâf olsun diye söy- ediğim zaman Yörln Gülsüme bütün ru- kinle acıdım, yandım, n çilgin bir aşkin yanıp tutuşan iki sevgilinin,7 ocak başında dökülen gözyaş- ları ikisini de gözlerimin önünde yıkıyor ; onları bu topraklardan ötelere, irişilemi- yecek yüksekliklere ulaştırıyordu. *» Gülsümün romanı bukadarla kapan- madı, Onu Memnünenin düğününde bir ötedenberi kala- balıktan, düğünden falan pek hoşlanmam. Yaza: MÜKERREM KÂMİL SU o an ye benden dostluklarını esir- gurbı çi acısıyle dolu olduğum sıralarda beni avutmağa çalışan bu iyi yörekli ailenin on sevinçli Einlerinde on” si uzak kalım. EY olmıyacaktı. ün 5 gi e kiz tarafının da e alan Mem mnuneyi hamama gölü: rürler rıştım en aralarına ben de kar ıkanıp yıkanıp yılan kizlar, ri vücutlarından ince bir duman yükselerek soğuklukta def çalan ad önüne para atıp oynuyorlardı . Dikkat , Gülsüm hiç oynamadı. Gelin ekaeken , gözle- rini kurnanın kenarına dikilmiş iki mum birşeyler alevinden alamıyor ; uzun uzun düşünüyordu. Genç kızlar, taze kek tarafının yakınları kurnaya para rak gelinin başına birer tas su serpiyor, gülüşüp yen Sıcak suyun için- de üç elma, kızıl renklerile insanı karışık ie sürüklüyordu. gelinler, kız ve er- ata- Boğucu yaz güneşinin ateşizle kavrulan evde kiz Mustafa ile yalnız bırakıyorlar. Kurnaya niçin elma konduğunu ve bu üç elmayı sonra ns yapacaklarını öğren- mek istiyordum. GE elmaların kızılı, bana Gülsümün eski rengini hatırlattı, yp onun ateş rengi Gö OlENiği dudakları kurumuş, en yeşili belirsiz bir ze. birle oniki — Gü İsim niçin şen değilsin? Niçin sen de onlar gibi gülüp söylemiyor, şarkı çağırmıyor, oynamıyorsun ? Niçin mum alevine e dalıp gidiyorsun Gülsüm ? Onu halâ unutmadın mı? mek YE Sabriye, Gülsüme bik mahzunlaştığımı sezince, kulağıma ei met, Gülsüm gelin oilaktan sonra alıp başını gitmişti ya... Şimdi baş- a köyden bir kız alarak gelmiş. Gül- süm amıyormuş buna.. İnce hasta- ayan lığa yakalandı diyorlar. Gülsüm, kemikleri görinen genç göğ- sünü siyah çiçekli peştem ile örlmeğe çalışıyor; yavaş e öksü iyor rdu, Dışarıdan gelen def sesleri, mal türküler, oynıyan kızların, İN ler n kah- kahalı Kl ar ve üç kızıl elmanın gü - lümsediği kurna, allın gibi parlıyan tasi larla Memnunenin a serpilen sular yi birden içime doldu ası' giyindim, ie sokağa çıktım ? Sili bile farkında değ Eve döndüğüm aaa ok sinirliyim. Seni verem edinciye kadar a diye kendi ü s , dudaklarına ateş düşüren sev- en ln ayırdılar ssni.. Bu, par avallı kız.. Mal dışa akra tra bap bahçe yabancıya e di. ye Am u işten yalnız sen ir çıktın ? Ölür vunu düşündükleri var mi AN eriyeee biraz daha günden güne sararip solacaksın. Önc seni ev ilâçlarile, 8 sonra gizli kurşun döke dürerek, küre te tuz kavurup, bir tas içinde kömür söndürerek, günlük, çörek otu filânla tüteüliyerek iyileşlirmeğe ça- lışacaklar Nihayet e günün birinde kan kusmağa başladığın zaman şehirden, doktor getir- mek akıllarına gelecek, ve Il güzel Gülsüm, daha birkaç yıl önce kızıl ka. ranfillerden daha renkli olan ege 7 r gibi yanan udakların; ve içi, kıyılarda sabah güneşinin yıkandığı ie rin rengine ışıklı gözlerin, yarın bir & vuç toprak olacak, hmedin bii okşamağa kıyamadığı bu güzel şeyleri, mler üküre nasıl bı- rakacaklar ? Gülsü hami buğusu içinde bir dal ve liğe çal lerimin önüne ikçe h dat aman yerine ge- trmek iy e beraber olayım Gülsümün kemikleşen elini, Bbzeliii -belki iban yakıcı azabından kur- tulmak için yaptığı bu va evlenmeden du. Onu yere vuran ve ei yin yerden kaldırmak için kadar ere vurduğu mazlüm kıslar kafilesi özür önünde > resmi yapmağa başladı. Ve yine dü düm ki, son zamanlarda bu zoraki ale meler Keler Artık şehirli kardeş'eri gibi köylü ge la kızların çoğu da, ailelerinin ellerinde ık eşya olmak acısından kartulmaktadırlr Mubakkak ki benim küçük dostum, ge- lin olmağa pek istekli yumuk nin sesini nında yaşa yanlara da a yanik bakışlı Ayşe, yaa temelini büyük bir aşkla atacak ve çocuklarını sevginin sesi ile uyutup Dladnak hi herşey ona yardım edecektir: Gör ER Günden güne aydınlatılan, uyandırılan yaşlı babalara kıpırdamağa ye la isyan genç anlayan..hak veren fikir! rilakkık kr ie Biran için böyle birseyi yapabileceğin ,

Bu sayıdan diğer sayfalar: