1 Haziran 1939 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 24

1 Haziran 1939 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Birdenbire kapının zili iki defa üst- üste çalındı. candan boğulur gibi birkaç adım ileri doğru durdum | bu kim”, Mehpare olsa, anahtarı var, açar girer.. fakat bu yabancı kim Hiç kimseyi, tek tanıdık yüzü hatır: İiyamıyorum | Kim Mehpare anahtarını yalıda mi biraktı ?.. Elimi kapının sürgüsüne uzatırken kalbimin çarptığını hissettim, ah, ben hasta bir adam olmağa başladım. Bu heyecan, bu kalb. çarpıntısı ancak bir hasta adamda olabilir. Tereddüt ederken sol elimin avucu” nu sol yanağıma basdırdım : Ateş... Yi- ne o dalga dalga dağılan ve bütün vücu- dumu saran ateş... ataratmaz çekmez, kapı sanki kendiliğinden açıldı ve karşımda, siyah çarşafının omuzları karlarla örtülü, si- yab peçeli bir kadın buldum. Az kalın peçesinden yalnız iri a gözlerinin parlaklığını görüyo İrseğine eş siyali bir eldivenle örtülü kolunu yavaş il kaldırdı ve peçesini bir anda aç — Mehlika |. diye, Baylar — Benim, dedi. Seni e gel. dim... — Fakat Mehlika... Bir adım atarak içeriye girdi, sükü- netle kanadı çekdi ve kapıyı kapadı. — Mehpareyi bekliyordun değil mi?, Ağır ağır yürüyerek yarı açık kalan sıcak odadan içeriye girdi. Hiçbir sey söylemeden arkasından yürüdüm. zümdeki ateş bir anda dağılmış ve so- ğuk bir ter alnımı kaplamıştı. Darma: dağınık olan düşüncelerimi toplamağa çalışarak kapının yanında durdum eldivenlerini tayyörle kaldı. Sonra başını çevirip yü züme bakdı, ellerini arkasına bağladı ve ağır ağır yaklaştı i — Bana, hoş geldin demiyorsun ?.. ü > un, göz altları mosmordu. Kirpiklerini oynaşdırdıkca bu morluk ei —ö büyüyor, yanaklarının tam ortasındaki çukurların gölgeleri şakaklarına doğru yayılıyor ve siyah saçlarının çerçevele- diği başı geriye doğru gidib geliyordu. — Niçin bana bu kadar fena bakı- yorsun Süleyman... Ellerini arkasından çözüp iki yanına halsiz ve bitkin bırakarak mırıldanıyor! orum, buraya gelmekle sana tabammül edilmez bir sıkıntı verdiğimi biliyorum. Fakat, ah, seni seviyorum Süleyman... Bana o kadar güzel günler yaşattın ki, bunların sadece birer hatıra olarak kalmasına tahammül edemiyorum. Benden uzaklaşdığın gündenberi sadece bedbaht oldum. Uyuyabilsem, bir daki» ka olsun unutabilsem, bir saat olsun avuntabilsem... Gözleri doluyor ve boynunu sağ omuzuna çarpıtarak mırıldanıyor : a acımıyorsun değil mi ?. Ah, bekte, . Çünki beni sevmiyorsun.. Hal- buki bilsen, benim seni ne kadar sev- diğimi tasavvur Slabilecsi Geceleri durmadan gözel gözlerini ve güzel saat- lerimizi düşünüyorum, ağlıyorum, Çırpı nıyorum. Sabahları: gün ağarmağa baş» larken, kendimi bir kanepede, veya bir koltuk üstünbe buluyorum. Güneş do- ğarken bile kendime gelemiyorum. Son- ra Mebpare aşağıki odasında bahtiyar ve neş'eli şarkılar söylemeğe başlıyor ve o zaman onu öldürmek arzusuna — Biliy düşüyorum. Fakat ah, biz, ikimiz de, oda, ben de bedbaht zavallılarız. Bir gün ge lecek, oda benim gibi bedbaht olacak.. o da ağlıyacak, oda ablası gibi çırpınıp ıstırab çekecek.. anıma yaklaşdıkca sesi titriyor ve gözlerindeki yaşlar çoğalıyordu. Niha- yet iki iri damla yaş gözlerinden yanak- larına doğru akdı: — Ab, işte, ağlıyorum. Yine ağlı” yorum, Çünki... Senden son defa beni sevmeni İstemeğe geldim. Yarın bura- dan gideceğim ve bir daba geri dönmi- yeceğim... Süleyman, yalvarırım ; beni eskisi gibi, odama gelib sabaha kadar kaldığın geceler nasıl bütün kuvvetine okşayıb öpdiysen, öylece okşa ve öp. Son . Artık herşeyi bir saat için unut... Beni sev Süleyman, çünki ben bedbahtım Süleyman Hep susduğum ve kaşlarımı çatarak sabit ve kızgın gözlerle bakmakda de. vam ettiğim için, Mehlika cesaret edib daha fazla yaklaşamıyor, yarı düşük omuzlarını indirib kaldırarak ve ellerini uğuşdurarak mırıldanıyordu : — Niçin böyle bakıyorsun ? Niçin bu kadar fena oldun. Ben sana bir fe nalık yapdım mı ?. Bilâkis, senin oldum herşeyimle Her şeyimi sana verdim. Niçin benden nefret ediyorsun 7. Ak, hayır. Süleyman, beni unutmana imkân yok, beni unutacağını aklıma sığdıramı. yorum. Güzel ve e ae hatırlamıyormuzsun Süley 0 larımın arasında ie göğsümde yatırdığımı unuttun mu ?, Ah beni nasıl Kucakları, nü“ sıl kollarında taşırdın Ellerini uzatarak ii buldu ve öpmeğe başladı : — Bana acı Süleyman, yalnız seni seviyorum. Beni bu kadar çok düşüren sensin.. Ab, ben artık insan değilim, sana hak veriyorum, bende senin gibi" yim. Benimde hislerim, duygularım Var « Mehlika ellerimi öperken başını kaldırdı ve kollarını bir anda boynuma doladı, vücudunu vücud başını başıma doğru uzattı, yanaklarını dudaklarımda ve yüzümde gezdirmeğe başladı, öpüyor, kokluyor ve kollarını boynumdan omuzlarıma ve kollarıma uzatarak vücudumu sarmağa çalışıyor du. Fakat Allahım bu güzel kadın, ni: çin bana bu kadar soğuk ürpertiler ve" riyor ? Ateş gibi dudakları tüylerimi ürpertiyor, üşür gibi oluyorum. Sinir lerim üzerinde dolaşan bu soğukluk gittikce artıyor ve tahammül edilmez bir bel alıyor. Mehlika, yüzümü, çenemi, boynumu ve dudaklarımı öperken kesik ve bey& uma vererek

Bu sayıdan diğer sayfalar: