1 Ocak 1940 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 18

1 Ocak 1940 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Turizm Bakin Yazan : Af Em o Hatay rılmaz parçasında yaşıyan her insan, har güç gi din ve mezhebe salik olursa olsun mi; ren terek bir ide uğrunda çalışmış ve kalpleri yn nik aynı mefküre ile dolu olarak çarpmıştır bep Binaenaleyh neticeden bizim kadar zet baş Türk olan Alevi kardeşlerimizle Rum y eşsi Ermeni vatandaşlarımızın ayni suretle mem, nun ve mütehassis olduklarında şüphe yok. bir tur. Bunun tezahurstını sevincin bir ye le umumi olmasında görüyoruz. Ta * her Di kim Büyük ve eşsiz Alanın, esir yaşamıyı cağım bundan onaltı yıl önce ifade» i ilân eylediği kırk asırlık Türk yurdunu tayl Antakyanın kuşbakışı görünüşü o7 tarihte gezmediğim kısımlarında bu de b ölçı ataya bir şimdi, bir de bundan üç yıl gelmiştim. 1935 sonteşrininde matbustimızdan mühim bir k'smı namına yaptığım seyahatle bugünkü ziyaretim ara- sında mevcut farkları düşünüyorum da: — Acaba yanıldım, yahut böyle ve öyle miydi ?... diye tereddüt eylemek ve binnetice kalamı yormak istirarında kalı. yorum. İki ziyaret ve iki görüş müthiş tezat, ne büyük ayrılıklar var? Başkalığın bu derecesine ve bu nisbelle olmasına hiç rastlanmamıştır, dersem, ina- nıniz, Hüusule gelen fark mantık ve muhay- arasında ne idi. Acıların namütenahiliğini ifade ve tem- sil eyliyen bu tablo bütün memleket ve bu memlekette yaşıyanları çerçeveleri da- hiline alır ve sizi de tesiri altında bulun. durarak gözlerinizi gayri ihliyari yaşarlır- di. Şimdi kalbimde derin ve sonsuz bir sevinç olarak geçliğim sokaklarda 1936 nın ikinci güz ayında sırf gözyaşlarımı gizle- mek ve dindirmek maksadiyle duraladım. Yenimanzara birincisiyle taban tabana zıttır, Daha dün her yaşta; her boy ve meslekte olanları kaplıyan © müthiş ve onulmaz acının yerini buğün saadet ve neşenin tarif ve tasvire, hattâ dile gelme- fa günlerce tevakkuf eyledim, gürüşmedik. lerimle görüştüm. Çok durdum, çok kı- nuştum ve çok şeyler dinledim. Eğer bun ları notlarım dairesinde genişletmek lâzım- gelse bir ciltten fazla tutacağını iddia ede Em Fakat, bence tafsilata lüzum dı rok. Çünkü, bu cildin mahiyet ve muhte viyatını birkaç kelime ile hülâsa etmek mümkündür: Ne idik, ne olduk?... Evet, ne idiler ve ne oldular ? Esarelle istiklâl arasındaki korkunç uçurumu ifade gimek için bunlardan daha güzel, dahı kuvvetli kelime mi bulunur ? * “ w t ilmi yelenin ihatası haricinde kalacak derece- zi işgal etmiş. Bu hal yalnız yaşayanlarda Wi | de âzimdir ve canlılarda değil, sanki taşlarda, top- Kendilerini senelerce tedirgin eden s8 1936 sönteşrininde bu yurdun yaşlısı, raklarda da ayni tecelliyi göstermektedir. yisiz vekaylin artık hiçbir veçhile tecelli | yaşsızı, hatâ taşı, toprağı teessür ve isli- Irk ve mezhep telriki yapmadan yalnız edemiyeceğine inanan Hataylılar bugün he olan rabın Sonsuzluğuna gömülmüş vaziyelte insanlar, dedim. Çünkü, anavalanın bu ay- kiki bir emniyet ve huzur içerisinde iş vw İD siyac #ğnı m — e - e Ni İskenderunda bir cadde

Bu sayıdan diğer sayfalar: