1 Ocak 1940 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 3

1 Ocak 1940 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

zi me <p 1/5 Günden 75 Güne; ye gülümsiyen, berşeye istihza ile bakan kimseleri sevmem. Hiç- bir şeyin ciddiyetine inanmamaları, ken- lilerinde ciddiyet olmadığındandır. Za- en onlar, çoğu zaman anlamadıkları şey» manası, kıymeti olmadığına kanaat getirerek kendilerini avutmak isterler, Böyle istihza etmeğe kalkışmasalar, an- madıklarını, kafalarının #aafını itiraf #tmeleri lâzım gelir; buna da kim razı ur! İstihza kolay, anlamak, nüfuz etmek Eordur. a © Böyle söyleriz ama, yine kendimiz de, bir çok şeylere gülümsemekten, istihza İe bakmaktan kendimizi alamayız. Ne Yapalım? ne kadar gayret etsek yine içi- mizde, anlıyamadığı şeylere manasız di- Yen budalayı öldüremeyiz. bbet gülümsemesi, istihza gü- » biribirile hiç alâkası olmı* yan, hattâ biribirinin zıddı olan şeylerin bızan biribirine çek benzeyebileceğine bundan daba iyi misal mi olur? Ka okerat insanlara herşeyden kendilerini bilmeği tavsiye etmiş. Bence çok tehlikeli bir nasihat, Çünkü kendini bilmeğe kalkışan adam, kendine ya fazlasile hayran olur, yahut kendin: Bilâkis Kendinizi RE ik evvel en nefret eder, adetâ iğrenir, İğ sanlara; * SOZDEN 50 Narullah Ataç diye tasvir ettiği kimseler, yani ken- dilerinin elinden gelmiyen doğru ha- reketleri başkalarına tavsiye edenlere bayılırım , leri, hakikatte bütün kabahatlerine rağ- men iyi adam olduklarını, hiç olmazsa iyi adamlığı bir nazariye halinde bildik- lerini isbat için söylenilmiş sözlerdir. Onlara acıyıp sözlerini dinlemek Jö- zimdir. X is her hareketini, hattâ en çirkin. Hkleçmi itiraf ettiğini görünce:“Ne kadar aleyhinde de olsa vünmesi de yok, demeyin. Onun is- tediği, sizi kendisile alikadar etmek, kendinden bahsetmek, sizi samimiytine inandırıp bu suretle takdirinizi kazan- maktır. Onun gibi insanlara Sizin kabatlerinizden bana ne? Onları bana niçin anlatıyorsunuz? * diyin, 6 zaman hakiki arzularını meydana vururlar; hemen: size “Ben bütün bu kabahatlerime, kusurlarıma rüğmen yine sizden üstü- nüm? gibi bir cevap verirler. Hakiki te vazuğ kendini vermekte, kababatle itiraf etmekte değil, kendinden bah. setmemektedir Buna rağmen bazı büyük mubarir- lerin mütemadiyen kendilerinden bah- setmelerini severiz. Onlarda beğendiği: miz, kendilerini ç anlatmaları değil, sa natlarıdır. Hangi mevzuu ele alsalar güzel yazarlar; EE kendi. şahısla” rı olduğu zaman dahi ŞHersevin ne faydası olduğunu so- ran adamlara, sizde fayd. dası o olduğunu araştırmadan pekâlâ yaşıyorlar. İosan oğlu da fayda mefhü- munu icad etmeseydi, şunun veya bu- nun ne faydası olduğunu düşünmeyip her gördüğünü olduğu gibi kabul et. seydi, daha rahat ederdi. Fakat insan oğlu mütecessis olduğu için, fayda mefhumunu icad etmiştir; onu İcad etmemek elinde değildi. Öyle ama, bazı kimselerin faydasız diye at- mağa kalktıkları birçok faaliyetlerimiz yine o tecessüsün eseridir. O h fayda mefbhumunu kabul edenler, o İü- zumsuz, faydasız sayılan faaliyetleri de kabule mecburdurlar. Nessketi bir riya sayanlar, en mürşi kimselerdir. inkü asıl düklerini söylemezler. buldukları için ondan kaçarlar. “Keyfi. mize göre hareket etmek dururken, bu daha kolayken ne diye bütün bu kül- fetlere katlanalım?, fakat bunu itirafa diye düşünürler, cesaret edemezler, Zaten nezaketi riya sayanlar, kendilerinin nezake" göstermeğe mec- bur olmadıkları kanaatindedirler; yoksa kendilerine karşı daima nezaket beklerler, başkalarından ğin, kendinizi unutun; Başkalarını anlayıp bilmeğe gayret edin He zaten kendinizi ancak bu Şartla bu» bilirsiniz * demelidir. Nösihat etmeğe kalkanlardan kaçını» rız, çünkü onların bizim Kirişmak istediklerini iblar ekseriya ie kadar doğru düşündüklerini göster- mek isteyen adamlardır. Sözleri ile Hestolurlar. Dikkat edin, kalabalık bir örde iseler ikide bir etraflarına, sizinle filniz iseler muttasıl gözlerinizin içine Mkarlar; yani etraflarından veya sizdan saniriz. övünmek, kendilerinin tahammâlle dinleyin, âkları olduğunu söyleyin. Ne olur? #önüllerini hoş etmiş olursunuz. Nasi- Bitlerini tutmağa mecbur değilsiniz ya! Hele Ziya Paşanın: #hler ki verir lâf ile dünyaya nizamai, Bin türlü teseyyüb bulunur hanelerinde.” falban 4 TE i Ki — r- Büyükanne yetim kalan © torununu be > Yurdumuzun Maruz Kaldığı Büyük Zelzele Felâketinden Acı Sahneler :

Bu sayıdan diğer sayfalar: