1 Ocak 1940 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 20

1 Ocak 1940 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 20
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Avrupa Notları: Paris Tiyatroları : “ Châtelet,, ŞA TÖLEİ Koca bir denizin fırtınaları ortasında batan zırhlılar veya Himalaya dağlarına tırmanan otomobiller görmek isterseniz, Parisin bu muazzam sahnesini görünüz. pPpisin Şatöles tiyatrosu meşhurdur. Bu şöhretine sebep, sanatlaki yüksek muvaffakiyetleri değil, sahne tekniği bakı- mından büyük başarılarıdır. «Şatöler ne opera gibi bir merasim ocağı, nede «Komedi Fransez» gibi hükümetin resmi bir sanat yuvasıdır. Burası bir <Rövü tiyatrosudur, Ama bildiğimiz değil, şahsi nevine munhasır, başdöndürücü, göz kamaşlırıcı, tenevvülü, heyecanlı eser. erin. «Şatöles ye gitmek için resmi elbise giymeğe, çeşil çeşit merasime boyun eğme. ge lüzum yoktur. Bina, Pariste mevcut liyatro salonlarının en muhteşemi de de. ğildir, Buna mukabil sahnesi, muhakkaktır ki, Avrupada mevcutların en büyüklerinden si, bilhassa mekanizma itibarile çok mükemmelidir. «Komedi Fransezs ile «Şa. töles yi mukayese etmek istersek. bunları bir salon filmi yanında Kovboy Amerikan filimlerine benzetebiliriz, «Komedi Fransez herkes hoşlanmıyabilir. «Şatöles nin rövüleri ise her sınılı heye- canla çekebilecek şekildedir. Pariste, mii bellisiz Kiyako binaları vardır. «Öpe Opera - Komik:,« Komedi Fransez» ii ilim salonlar dar başka sanatın en iyi kudretlerini, en büyük sahne muvaffakiyetleri arasına toplamış Oolan müesseseler az değildir. «Kazino-dö-Paris, «Foliberjers ve ilâh. gibi rövü yerlerinde bir temsil seyretmek başlıbaşına bir âlem- dir. Fakat bugün bunlarin yanında <Şa- töles sahnesinin akıllara hayret verici rövü- lerini görmemek te büyük bir eksikliktir. Bu sahnede ilk defa olarak «Ledi Harington» adlı eseri seyrelmiştim. Davet eden de, o günler, Pariste birlikte bulum: duğumuz mülevelta (ilim yıldızı «Redoli Valantino» olmuştu, Hattâ «Şatöles önünde birlikte çıkanltığımız bir resmin o zamanki İstanbul mecmualarından birisinde çıktığını iyi hatırlıyorum, “Rövüs lerin Gece temsilleri için bir hafta önceden bile yer bulmak güçlü, matinede müesse- senin bir locasına talih eseri, başımızı soka- bilmiştik. — Burada,... demişti Valantino... »Sara Bernar» i,ne de bir «Vera $ hatırlatan bir Il göreceğini sanmaâl,, Mamafih o burada duyacağın hayreti de onlar pek kolay tanıtamazlar!, Terasil bittiği zaman hayret ime dia İki saatte gördüklerimiz, hatırlanamıyacak kadar rengin ve zengindi, Seyrettiğimizin 0 ne bir &rjims İ Yazan: Vedat Ürfi BENGÜ Lİ bir sinema filimi olup olmadığını kendime soruyordum. Bir fili üç beş ayda ancak çevirebileceği manzara- latin daniskasını «Şatöle» sahnesi, hayalle değil, etiyle kemiğiyle, canlı olarak, iki saal içinde gözlerimiz önüne serebilmişti!. Avrupadan kalkmış, Bağdadı aşmış, Hin. distana ulaşmış, Himalaya dağlarına çık- miş, bilmem hangi Sultanın dolaşmıştık!.. Bir filimde bu, basit bir hadise sayıla- bilir, Her sahne ayrı bir parçadır. Filmin bugün bir sahnesi çekilir, üç ay sonrada Hindistanda bu manzaraların son kısmı tamamlanabilir. Himalaya dağına Lırmanan adamların filimlerini. diğer sabnelerin ya- ninda da olsa, beş av sonra çekmek müm- kündür. Rejisör. muhtelif tarihlerde çektiği parçaları, filim tamamlandıktarı sonra, ayrı ayrı inceler ve biribirine ekler, Fakat per- delerin açılıp kapanması iki dakika sür- meyen bir tiyatro Sahnesine, bu kadar mu- »zzam dekor sığdırabilmek bir meseledir. Bir tabloyu ele alalım; kendi filim rejisörünün saraylarını Himalaya dağının eteklerindeyiz. Sey- yahlar otomobiline er ve Himalaya dağının şosesinden yukarı doğru çıkmağa başladılar, Otomobil gittikçe ak işiyor Bazan kayalar arasıtıda kayboluyor, tekrar meydana çıkıyor, her yeni görünüşünde daha ulalmışlır. Muayyen bir Yol olmadığı için yaya yürümeğe başlı- yorlar, Bir filimde bu manzarayı çekmekten daha basil birşey olamaz. Rejisör, mutlaka bir stüdyoda her manzarayı çekmek İaas- subunü taşımıyorsa, makinelerini münasip bir tepeye yerleştirebilir ve uzaklaşan otomobilin resimlerini çekdirtir. Ya sahnede?,. İşte mühim noktul,, Bir olamabil uzaklaşacak ve daima yükseldikçe igindeki insanlarla beraber küçülecek!.. Yukarılarda insanların indiğini göreceğiz ve bunlar bir parmak boyunda görülecek! Sahnenin erçevesi içinde bunu yapmak kolay iş değildir. Gözlerimiz önün- ötomobil uzaklaştı Gitgide küçüldü u insanların. kımıldadıklarına, otomo- ı inip yürümeğe başladıklarına göre, Parmak boyunda insan olmayacağına göre de, ayıkla princin taşını gibi birşey! . Bu sahne entrikası, muhakkaktır ki büyük bir emek mahsuliydi, Himalaya dağında seyahat eden kadının kocasını, Babırimubitteki deniz muharebe: sinde gösteren tablo da başlıbaşına bir şaheserdi. Hırçın dalgalı bir denizde, uzak mesafelerde çarpışan ve yanan iki zırhlı, Şatöle sahnesine siğabilmiş gibiydi. İki zırhlının bir sahneye sığmasına imkân Şüphesiz hayırl.. Fakat mir kemmel işık oyunlarile ve ince mukayese hesaplariyle vücude getirilen bu tabla, aynen bu hissi verebilecek mükemmeliyetie, canlı olmaları gerekti. var midir? idi. Müteharrik bir sahnede neden bunlir olmasın denilebilir, Unutmamalıdır ki, bi sahne iki katlıda olsa, döner de olsa, otuz kirk muhteşem tabloyu, birer dakika fasıl ile halka güslerebilmek, ancak büyük bir mekanizmanın müstesna ve otomatik işle mesile mümkün olabilir, Koca bir teşkilâl, başlıbaşına bir mülehassis ordusu gerektir. «Şatöles sahnesinin iç tarafını, sonralari çok defalar gezdim ve her defasında hay- ran kaldım, Bir sahnenin değişmesi we zen si ameli sirti, “iç şaşmadan, bucalamadan bü- yük bir dikkat göstermesi |, Elektrik ter tibatı mühim bir rol oynuyor. İd numaralı e, su dolu havuz sahnenin Meselâ 13 nü rkesin vazife başında, mem kaç numaralı düğme zırhliları hare kete getirmeğe memurdur Piyeslerden Birisinin birkaç sahnesini ele alalım: İlk tablo, geceleyin Bağdaddır. Kon. şehri kuşbakışı görüyoruz. Evlerin bisi pencerelerinde ışıklar. Tül perdeler ardir. da gocuğunun beşiğini sallıyan anaların veyi kn içen dedelerin gölgesi bile uzak lardan belli. Tayyareler geliyor, Şehr beymmanındri atıyorlar. Başka bir tayyar | daha. Şehir ka eN Ba vanmağa başladı. Bir la Perde kap nıyor, Örkeslra beş on li bir gi” rültü yaptı, Perde açıldı, Algan Emiri m Muhteşem bir salon: Bembe sütunlar arasında muhteşem bir m” ak sarayının baş kapısına doğru wzani yor. Algan Emirinin sarayında eğlence Vi böy Mao öy

Bu sayıdan diğer sayfalar: