1 Ocak 1940 Tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 26

1 Ocak 1940 tarihli Yarım Ay Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

vam eltim, Ama bir ahbab, Doktorsüz ol- e ağımı söyledi. sabet olmuş, emek tehlikesi mevcuttur, — Geçmemesi için ne lâzım — Yarın gel, bir konokok aşısı yapayım. Cahil adam hemen sözüme kandı. Fa- zira mikrobun kana mekle bütün ömrümü hisden mahrum can- h bir iskelet haline getirmemiş miydi. Be- nim uzayıp gidecek olan ıslırabımla onun — bulacak vücudu arasında ne fark var- , Ben manen öldüm. O ise maddeten ölecektir. Benim felâketimi teşkil eden ve insanların son nelesine benzeyen bu iki hecelik « Hayhay » ona bütün bir hayata mal olacaktır. n gelirim, diye kapıdan. çıkıp gitti.. Arkasından gönül ferahlığiyle, sanki alnıma vurulan kara leke tesadülün eliyle siliniyormuş gibi derin derin nefes alarak ra Bu gün, eski sâkin, halim, şefik, daima iyiliği sever Sabriden çok daha bambaşka bir adamım .. Sevdiğim bütün şeylere ha- ris, kıskandıklarıma şedit ve fena bulma- sini istediklerime karşı vahşiyim. Dişisi yekedilmiş bir canavar gibi gözlerim ateş püskürüyor, Gözlerime oObakan herşeye saldırmak. parçalamak istiyorum. Sabahleyin evde, karıma tersler gibi bağırdım. Daha ileri gitmemek, içimde bi- rikenleri birdenbire boşalmamak için yine kendimi sokağa attım. Sefil adamın nal- bant dükkânna benzettiği küçücük, terte- miz atelyemde öğleye kadar -- 4 Tropo- nema Pallidüm Frengi kültürünü hazırla- m. Bu zaman içinde benim; bir idam mahkümunun sehpasını hazırlıyan, birkaç saat sonra bir suçlunun boğazına geçecek olan ipi sabunlayan çingeneden hiç farkım yoktu. Saatler; pususunda avını bekleyen valı- şi, iptidai bir insan sabırsızlığiyle Her saatin vuruşunda önüme biraz daha yaklaşan; gitliği yerlerde dillere destan olarak kendine alıraman süsü veren zarif. yakısıklı zabiti bekledim O evvelden hazırlanmış tılsımlı bir projeye göre hareket eder gibi kabinemin tenha ol- duğu bir zamanda geldi. Ve ben onu sah te fakat zahiren candan bir samimiyetle karşıladım. Burada konsültasyon yaplırma. sinin imlkânı olamıyacağı için önümde ge- niş bir valan sahası vardı. Kızarmış nat çiçeklerine dil döken sahte bülbüller gibi her gün bir başka çesit kucakta ömrünü harcıyan bu karekter düşkünü vicdansız mahlük imadan, incelikten bihaberdi, — İğne çok acıtır mı Sabri?.. — Acıtır... eİsanevi bi Ama islersen morfin yapa: — Ozaman acıtmaz mi? — Hiç duymazsın bile... — Aman azizim bundan kurtulayım da ne olursa olsun, Zira bekliyenler çoğaldı, Sorma Sabri, bir Yahudi kızı var, bitiyo- rum, Hele annesi, vallahi kızından güzel. Şu belâyı atlatayım, ilk fırsatı kaçırmıya- cağım, Fakat görüyorum, sen böyle şeylere bigânesin, Etrafla alâkadar olduğun yok. Emin ol, bu fikir batıldır. Sabri, e gâm almiyan bir insan yarımdır Bütün hayatını yalnız evine, yalnız a bağlamışsın, Bu zamanda bir tane ile avu- nanlara şaşıyorum azizim. — Haklısn dostum (/) — Sen de olabilirdi Ben bilememişim .. Alık kala; benim bütün mecazlarımı en sathi manasında alarak nekadar olduğunu sanki ağziyle itiraf ediyor, Onun- la hem konuşuyor, hem morfin vapıyor- dum, Uyluk adelesini dondurduktan son- ra hazırladığım Serum tüpünü aldım, Müz- min İrengi mikroplariyle dolu dereceli iğ- zavallı neyi ona gösterek : — İşte senin canını alacak olan zebani der gibi: — İşte konokok aşısı, dedim. — Evet, gördüm, diye mırıldanarak yü- züme bakıyordu. dudakları kopmuş, gözleri yaralarla kapanmış, sarı kıvırcık saçları dökülmüş gördüm. Bir saniye içinde ondan, kendimden ve in tabiattan tiksinir gibi oldum, Kafamda do- laşan biremir «Sabri, çocuk olma, a liği birak,. Alnındaki lekeyi unutma: di. ye feryat sliyordi Dişlerimi sıkarak iğne- yi kaba etine sokarker — Fikret dedim, sana öyle büyük bir iyilik yapıyorum ki, ölünceye kadar beni unutmıyacaksı Biran nu; mikropları biran ka- albim acı acı burkulu- yor, damarlarım meçhul eller tarafından koparılırcasına — çekiliyordu, OVicdanımla muhakemem son mücadelesini bitirdi. Ve ben sırtımdaki bülün yüklerden kurtuldum. Onu, kapıya kadar indiri disleri arasından tekrar o cümle dü, — Bilsen nekadar mes'udum Fikret, çünki ömrün oldukca beni unutmıyacaksın... Eve döndükten sonra saatlerce odamda kapalı kaldım. Yemeğe inmem için iki de- fa Ayseli karım, bu defa kendi gelmişti : yollıvan u gün yine tuhaflığın üstündü Sabri, Anlamıyorum ki vücudunu zulmet- mekle ne haz duyuyorsun, - Haz duymıyorum e KY — Peki. buna sebeb ne - Onu, sen benden iyi A — Hep o kıskançlık davası mı?, — Daha ne olsun,, Yalnız kıskançlıkla kalsaydı. ben razıydım. Alnımdaki kara yazıyı git, defterinde oku, Onun ufacık bir- şeyden kızaran yüzü şimdi sapsarı kesil miş, kam çekilen dudakları, elleri gibi ti.) riyordu, Ben devamla; il, oku da bütün saffetiyle, bütün çaplaklığiyle gözlerine serdiğim biçare ha. yatımı nasıl çiğneyerek bir şehvet budalı. sinin kollarına atıldığımı gör... sanlık denilen hassadan bir parça &aldıy kendi kendine lânet et, En semiz, en berrak duygularla uzattığım anlımı o ip- b renç dudaklarınla nasıl kirlettiğini, en ulvi hislerle eline verdiğim kalbimi bir vicdan şehvetiyle oynıyarak nankörce nasıl kırıp parça parça ettiğini bir defa daha oki, Ve eğer yüzün okızarabiliyorsa, utan, Günden güne beni eritip bitiren ss. bebi şimdi öğrendin mi Parmağımdaki yüzüğü çıkarıp suratına atarken, onun gözlerinden yaşlar boşandı. Zin gördüm. Hıçkırıkları. arasında; — Anladım Sabri, diyordu, Artık ais mızda herşey bitti, Bizi biribirimize bağ. bütün rabılalar koplu, glyarak şezlongun üstüne bir pam yığını gibidüştü Ağzından rışarak dökülen sözlerinden birşey anlamı, dum.Şezlongun üstünde; mehtabın sular; şen sarı madeni ışıklarından daha parlak olan sık hiç- kırık darbeleriyle sarsılan bu vücul; yıkı- lan bir büyük omukaddeş enkazı gibi şiddetli bir /eryat halinde gön- lümdeki öksüzün gözyaşlarına dokundu Bülün burlara rağmen hissimi afyonlar gi. bi uğuşturdum Günahı ilerken; bu günün m iç dü ME dl mi nankör? g ce süsliye sü bi m gündelik aşkina kurban ederker m ılgın kadın;. lıyan saçlarını ellerinin içine almış, sık hatıranın gini hi gelip hayatına bağlı olan le imi i harap olacağını tasavvur etmedin mi.. enim Oo meşru Oo kollasımdan o kaçarık kendini. attığın kucak ne yazık ki sana ben adar sadık OkKalmac Benim gibi daha kaç zavallının alnını lekeliyerek ve gibi kaç insaİsızın kirleterek kucaktan kucağa atlarken, işle nihayet ya- ralandı, Şimdi onu düştüğü çukurdan İen- nin bütün kolları he rip kurtaramazlar. liğine kandığın © sarışın bi seni çokları unuttu, — Süs artık Sabri. — Falaz ıstırap çektin öyle mi (() Sr- nin dakikada duyduğunu ben üç ay ya , Daha ilk zamanlarda süzülen, hiçbir feragat hissi Üç ay evin için- namusunu cık ki güzel ğa uyandırmadı değil m de bir veremli gibi am bir gölge raran üzüm ve benim hayalelleşen varlığımdaki sükür- dan, lâkaydiden büyük büyük istifadelerin oldu. Onun müptezel dudaklarına hiç kay- gusuz, düşüncesiz atılmak için sebebsiz bir sürü a ab icat ettin, Bir köşeve

Bu sayıdan diğer sayfalar: