18 Eylül 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 2

18 Eylül 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Haftalık Aktüalite Mecmuası B. M. M. arkası Ardıç Sok. Desen Matbaası — Ankara P. K. 582 — Tel: 18992 60 kuruş * * * Fiyatı: AKİS Ortaklığı adına imtiyaz sahıbı ve yazı işlerini fiilen idare eden : Metin TOKER * * xx Teknik Sekreter Cüneyt ARCAYUREK * ** İzzet CETIN Fotoğraf : Necdet ELBEYOĞLU — Turhan VANDEMİR Klişe : Kemal ONGAN K AYHAN Abone Şartları : 3 aylık (12 nüsha) : 6 lira 6 aylık (25 nüsha) : 12 lira 1 senelik (52 nüsha) 24 lira * * * İlân — Şartları : 4 Renkli arka kapak (Tam sayfa) : 350 lira Kapak içi ve metin sayfaları Santimi 4 Lira * ** Dizildiği ve Basıldığı yer : Desen Matbaası Kapak Resmimiz Sibel Göksel En Güzel Türk! AKİS. 18 EYLÜL 1954 Kendi aramızda Sevgili AKİS okuyucuları AKİS, bugün ikinci cildine baylıyor, Bundan tam on dokuz hafta ev- vel ilk sayımızı çıkardığımız zaman - karanlık demiyelim ama - meçhul bir yolda ilk adımımızı atıyorduk. O za- mana kadar Türkiyede AKİS gibi bir mecmua çıkmamıştı. Hattâ böyle bir deneme yapılmadığı dahi pek âlâ söy- lenilebilir. Matbuat tarihimizde siya- si mecmualar olmuştur, aktüaliteyi bilhassa fotoğraflarla vermek isteyen- ler de görülmüştür. — Nihayet ciddi sayılması gereken neşriyat da elbette ki yapılmıştır Fakat bizim gözönün- de tuttuğumuz gaye bu değildi. Biz, sıkmayan bir ciddi mecmua çıkarmak istiyorduk. Ağır başlı olsun ama, di- yorduk, üslübu, edası kıvrak ve ca- zip gelsin, Şahıslardan bahsedelim, fakat Aahsiyat yapmıyalım. Siyasi bir mecmua olacaktık; hem tepeden' tır- nağa kadar.. Ancak taraf tatmaya- cak; inandığımızı, doğru bildiğimizi «aman kızacaklar», «aman darılacak- lar» diye yazmamazlık etmiyecektik. Haberleri, tâ doğdukları kulislerden alıp ta verecektık hâdiseleri hakiki iç yüzleri veya hakıkı durumlarıyla bildirecektik. Her şeyin, asıl merak uyandıran cepheleri 'üzerinde dura- caktık. Nihayet, aktüaliteyi mümkün oldugu kadar yalandan takip ede- cekti Bir çok dostumuz, hem de mes- lekten anlayan dostumuz, bizi ikaz etmeyi faydalı buldular. Dediler ki: «— Böyle bir mecmuanın tut- masını gönül çok — ister. Ama, memlekette tutmaz. Okuyucu çıplak kadın resmi, hafif magazin yazıları arzu ediyor. Baksanıza, piyasadaki mecmualara... Bizim münevver, maa- lesef okumuyor.» İtiraf etmek gerektir ki, bu ne- viden ikazlara kulak vermemezlik et- medik, Gene itiraf etmek gerekir ki, hakları var gibi görünüyordu. Ama bizim, okuyucumuz diye seçtiğimiz zümreye itimadımız vardı. Biz kaba- hati o zümrede değil, o zümreyi tat- min edemeyen bizlerde görüyorduk. Cevabımız, daima şu oldu: «— Bunu neye dayanarak söy- lüyorsunuz? Sizin beğeneceğiniz bir mecmua çıktı da, siz onu okumamaz- lık mı ettiniz?» Ve AKİS çıktı. am müânasile arzu ettiğimiz şekil- de mi çıktı? Teknik bakımdan, baskı, kâğıt, klişe bakımından hayır. Ama mecmuaya vermek istediğimiz hava, o ilk sayımızdaki havaydı. Bi- rinci cildimizi tamamladığımız şu an- da iftihar duyduğumuz tek taraf o havayı devam ettirebilmiş olmamız- dır. Bir şark zihniyeti beyinlerimi- zin köşesinde yer etmiş bulunduğu için derhal şüpheler, tereddütler be- lirdi. Kapak resmimizden hususi ha- yatımıza kadar her yerde <<sebep»ler arandı. Beyhude emek! Sebep Ol- tada apaçık meydandaydı. Bu mec- o havan var oldukça bir mâna ıfade edebılırdı Bu mecmua, o hava demekti. — AKİS, başka türlü çıka- mayacağı için f yle çıkıyordu. Bunu anlamayacak ne vardı.. Gene bu sü- tunlarda, aym i defalarca anlat- maya çalıştık Anlamayanlar bulun- du. Fakat anlayanlar daha çok oldu. İşte bu yüzdendir KİS, okuyucu- su kendisine baglı sağ lam ve sıhhat li bir mecmua, halını aldı. AKİS'le beraber, AKIS'in okuyucu Zzümresi de teşekkul etti. O kadar ki, piyasa- da taklitlerimiz bile gorundu Her şey taklid edilebilir: Çeşit, çeşni, tertip, muhteviyat, resim altı şekli, hattâ üslüp... Ama, taklit edilemiyen bir şey vardır: Şahsiyet. AKIS'in şah- siyetini yapan, işte o havasıdır. AKİSİ daha ilk — sayısından, hi- tap ettıgımız okuyucunun mecmu- ası saydık. r kendi mecmuamız saysaydık, kendı kaprislerimize, hislerimize, asabımıza, menfaatimi- ze, endişelerimize kapılabilir, zaman zaman onların âleti haline getirebi- lirdik. On dokuz hafta içinde bunla- rın hepsiyle oynandığına inanmanızı rica ederiz.. Hiç birine ıltıfat etme- ik. İS'in o havasına başkasının, bıze emanetine saydık. Eğer Demokrat Partiyi körü körüne tutsaydık, elbette ki bugün bize düşman kesilen bazı demokrat dostlarımız - bizi el üstünde taşıya- caklar, önümüze nimetler serecekler- di; eğer Cumhuriyet Halk Partisini körü körüne tutsaydık bugün aleyhi- mizde söylemediklerini bırakmıyan bizi iktidarın adamı gösi ça- lışan bazı maskara halkçı dostlarımız bağırlarına basacaklardı. Ama sizler, sevgili okuyucular, — sizler memnun olacak mıydınız, sizler AKİS'i her hafta alıp zevkle okuyabilecek miy- KISın buyuk talihi bulunduğu- inkâr edecek değiliz. AKISın her sayısı bir hâdise oldu. Dost, düşman bunun için ellerinden gelen yardımı, eksik olmasınlar, esir- gemediler. Bir mecmua, kendisinden bahsettirdiği.. gün muvaffak olmuş İkinci cildimize başladığımız bu gün hedefimiz, her ne olursa olsun tuttuğumuz yoldan dönmemek, mec- muanın manevi ve siyasi havasını, cazibesini yapan tam ve cesur taraf- sızlığını bozmamaktır. Bunun hake- mi sizsiniz. Buna mukabil daha iyi, daha temiz, daha mükemmel çıkma» ya çalışacak, sizlere okuması daha kolay, daha rahat bir mecmua vere- ceğiz Hepinize çok çok teşekkür. Saygılarımızla. AKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: