25 Aralık 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

25 Aralık 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kanser Şimiyolerapi D aha birkaç yıl önceye 'kadar kanser tedavisi sadece cerrahi yollardan ve radyoterapötik usullerle yapılmakta idi. Bir müddettenberi başı şimik ve andok- rinolojik maddeler hayvanlarda ve in- denenmektedir. bazıları çabuk bazıları geç ürer. Çabuk gelişenler daha tehli- kelidir. — Bazıları dokuları eriten (histoliz yapan) maddeler salarlar. Bu yüzden de bulundukları yerlerde savunma reaksi- yonları uyandırırlar, sarılırlar, u icabı çabuk yayılmağa, ye, uzak yerlere gitmeye, Evliya Çelebi gibi büyük seyahatler yapmağa hevesli bazı habis tümörler ise eğer zamanında farkına varılmazlarsa damarlara da ge- ulunan lenfa bezelerine erişdik- leri zaman da tedavi imkânları azalır. Bütün vücuda yayıldığı zaman (tümör jeneralize olmuşdur) deriz. Bu; tümör genişlemiş, gelişmiş, kan damarlarına eçmiş, bu yoldan vücudun uzak böl- gelerine ulaşmış, oralarda da yeni yeni tümörler teşekkül etmiş demektir. Bu yeni tümörlere metastaz diyoruz. Me- tastazlar hastalığın son dönemlerinde te- şekkül ettikleri gibi daha başlangıçta, tümör henüz pek küçükken, daha far- karacak herhangı biyolojik bir test de yoktur. Böyle bir testin bulunabilmesi için bir çok araştırmalar yapılmaktadır. Henüz hiç biri vücudun gizli bir yerin- deki bir kötü tümörü ele verecek du- rumda değildir. Bütün bu sebeblerden, yani hem eldeki tedavi vasıtalarının tam testlerin bulunmamasından ötürü, bu gün kötü tümörlerin tümünün ancak yüzde 20 si tedavi edilebilmektedir. Ya- pılacak propagandalarla erken teşhis ve tedaviyi sağlayarak bu nisbeti biraz daha arttırmak mümkündür. Fakat yine kanser tedavisi kökünden halledilmiş olmaz. En büyük ümid, vücudda, bu- lunduğu yerde, yalnız ve spesifik olarak kanser hucrelerını deki amaçlarımızı şöyle özetleyebiliriz: 1) Hücrelerin neoplazma yaptığı tahmin edilen bir parçasına, bir mad- desine veya hücrenin bir yerindeki ne- oplazma yapıcı bir olaya tesir etmek. 24 TIB «Ben>» deyip Derimizin şurasında, — burasında «ben» dediğimiz bir takım siyah benekler vardır. Bayanların — yanak- larındaki benler — üzerine yazılmış mısraları toplasak bütün bu dergiyi doldurabiliriz : Kıldı zülfün tek perişan halimi hâlin senin Bir gün ey biderd sormazsın ne- dir. halin senin? burada ikinci (faal) kelimesinin (ben) demek olduğunu söylemeğe bilmem ihtiyaç var mı? Bu benler ileri yaş- lara kadar bayanlara güzellik ve- rirler. Şairlere ilham kaynağı olurlar, kunmaz askıların yan bölgelerde; omuzlarda bu şekil- de deri kanserleri çok görülür. Şu halde bunların daha çocuklukta çı- karılmaları iyi bir ihtiyat tedbiri ola- caktır. Bu işi çiçek aşısı yapar gibi sistematik olarak yapmak Uzundur. Eğer daha tahrişden, kaşımakdan, — yırtmakdan çekinmelidir. Bazan bir kanser beklenmedık koltuk altında, köprücük kemiği alt ve üstünde ve vücudunun her tara- fında bezeler aranacak, bütün kemik- lere röntgen tedkiki yapılacak, lerin filimi çekilecek, bel kemiği göz- den geçirilecek, buralarda bir atla- ma bulunup bulunmadığına iyice ka- naat getirdikten sonra memesine ameliyat yapılacak ve bu kısım ta- mamen çıkarılacaktır. Hastahaneyi terk ederken bu bayanın müşahade m şifa) diye yazılamaz. (Kaydı ihtiyatla şifa)y demek Jlâzım- beş yıl içinde bu hastada belirtisi gorulmezse ya laşm baş]adıgından ve ilerlediğinden has- geçmeyin Dr. Esad EĞİLMEZ tanın kendisi, hattâ hekim haberdar olamaz. Bunun için de hastaların yüzde 70 i hekime çok geç gelir. Hastalık 1lerlemış, şifa ümidi azal- mıştır.. -Napoleon; Sainte-Helene'de kansere yakalandığı ve açık belirti- ler gösterdiği faalde, o tarihde hasta- lık iyi bılmmedıgınden, herkes he- cerrah «kanser için yazılanlar ve bi- linenler ancak bir kart vizit doldu- racak kadardır» diyordu. Bir çok başka hastalıkların teşhisine yaraya- cak alarm ışaretlerı ve karakteristik belirtileri lde kanser- de beliren bir tümörü erken yakala- mağa imkân vardır. Fakat vücudun daha derin yerlerinde, miğdede, bar- saklarda, karaciğerde, — akciğerlerde, beyinde, kalın barsaklarda, kemikler- kanserlerın de teşhisi nisbeten kolay- dır. Aybaşı dışında görülecek kana- malara, aybaşının kesilmemesine, uzun sürmesine dikkat etmek ve der- hal hekime baş vurmak lâzımdır. Ba- zı aileler lüzumsuz bir utanç hissile bu arızalarını ihmal ederler. Bu ih- mal tedavi için en lüzumlu zamanın kaçırılmasına yol açar. Yaşlı bir erkekte idrar zorlugu varsa derhal p bir meme kan- serinden, bir karaciğer kanserinden, bir barsak ve rektum — kanserinden İleri gelebilir. Yutma Zzorluğu varsa a yutma borusundaki bir kan- serin belirtisi olabilir. Hele böyle hazım — bozuklukları Ö kimse gıda almasına, rağmen gittikçe Zayıflıyor, kilo kay- bediyor, iştahdan kesiliyor, edere ve yağlı yemeklere karşı tiksinti duyu- yorsa, miğdesi bulanıyor ve kusuyor- sa kanser daha İsrarla üzerinde du- rulacak bir ihtimaldir. Bu yaşlı has- ta boğazında bir acı ve yanma hissi tarif ediyorsa sesi de kısılmışsa bir hançere kanseri şüphesi vardır. u halde: 1) Kapanmayan yaralarda, 2) Sebepsiz — başlayan; deride, dudaklarda, dilde, memelerde görü- len şişlikler ve tümörler karşısında, AKİS, 25 ARALIK 1954

Bu sayıdan diğer sayfalar: