25 Aralık 1954 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

25 Aralık 1954 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MUSİKİ Valabrega Kötü bir - konferanscı Bu takdirde oratoryo, Türkçe olarak Eserin bu konser müna- ve Türkiye'de de bu işle ilgilenecekler, değil mi? — iğer bir mesele de, plâğa alınması ışıdır schauer - Saygun'u ve oratoryoyu İicra oratoryonun olduğuna göre iki uzun çalan plâğın üç tarafını doldurulacak, dördüncü tarafı da Saygun'un senfoni- si işgal edecektir. Böyle bir plâğın, he- le memleketimizde, geniş alâka görece- ği ve iyi satış yapacağı muhakkak gibi- dir. Ancak, bu tasavvurun gerçekleşme- si için bahis mevzuu- firma; bestekârın bir miktar para ödeyerek teşebbüse iş- tirakini bestekâra, Türkiye'deki satışı üstüne al- ması için plâktan 1.000 nüsha verecek- tir. Yalnız şu var ki, bestekârlar zengin 32 istemektedir. Buna —mukabil KAPAKTAKİ BESTEKAR Adnan Saygun eçenlerde çalınan senfonısıyle Ad- Gnan Saygun gene, mu: sahne- mizde, günün adamı oldu. Ama za- ten bir bakıma akıldan çıkmamıştı bir sual. Oratoryo operasının takviye sağlamıştır. Aynı Fakat bu saygı bu eserlerin yük ölçüler içinde, keyfîyetı dolayısiyle- bir hatı- 'da ça- yaratmıştı. O za- mandanberi memleketimizde bir defa tekrar edildi: İstanbul'da.. En me- raldi musikisever onu nihayet kaç defa dinlemiştir. Çoğu bir defa; bilemediniz, iki, üç Bir kısmı hiç. Kerem de oyle. Türkiye'nin bu en itibarlı beste- kârı, 1907 yılında İzmir'de dogmuş— tur. 1928 yılında Paris'e gitm Schola Cantorum'da Eugene Borrel' in yanında armoni, füg —tahsil — etmiş, d'Indy'nin de kurlarım takip etmiş- tir. Türkiye'ye avdetinde Ankara Mu- siki Muallim — Mektebi'nde kontrpu- iş, bir ara — Riyaseticum- Orkestrasını idare verir. «Bu toprağa çok bağlıyım» di- yor. Ya en k hangi eserini sever? Bu hususta biraz tereddüdü.. Fakat sempatisi daha çok, iki klarinet için beş parçasına, yaylı sazlar kuarteti- ne ve senfonisine meylediyor. Son eseri olan senfoninin opus numarası 29'dur. Yani, yirmidoku- zuncu eseri.. Opus 1 neydi, merak edilmez mi? Adnan — Saygunun ilk eseri orkestra için bir divertimento idi. Sene 1930. Bestekâr o zaman 22 yaşında bir genç. — Paris'te Eugene Borrel ile çalışıyor. Kompozisyon va- zifeleri dışında bir eser — yazmış ve bunu öğretmenine, epeyce tereddüt- insanlar değillerdir ve — yirmi bin lira civarında bir meblağı ödemelerinin çok defa mümkün olamıyacağı bilinir. Say- gun' da bir istisna teşkil etmemektedir Dolayısiyle, — musikimizin dünyada Borrel, iyi kö- ten sonra, göstermişti. Ama o sıralarda medi. müsabakaya — katılabileceğini eserini jüriye gönder- t sonra Tür- kiye'ye dönmeğe mecbur kaldı: kerlik yoklaması.. Günün birinde Pa- tisten bir mektup.. Müsabaka jürisi reisinden.. Eser beğenilmiş. Bestekârı Patıse çagırıyorlar bir yap- malı şimdi? Paris'e gitmeli? aarife müracaat ve klâsik cevap: «tahsisat yok...» Adna cak seneler sonra, gittiğinde eserinin niyor ve vaktiyle çıkan tenkit yazıla- rını görebiliyor. un her Zzaman — yabancı memlekederde alâka gören bir beste- kâr olmuştur. Fakat, tanınmak için bir Türk bestekârının bil'umum Türk — sanatkârlarının - karşısına çı- kan maniler, Saygun'un şöhretini kosteklemıştır lar? Bir kere Türkiye'nin, çevrenin dışında bir memleket oluşu. Sonra, en mühimi, telif haklan anlaşması— na Türkıyenın katılmamış b den hiçbir yabancı na- rahatlığıyla mamen ona ait olamaz. tada mueyyıdeye bağlı bir anlaşma, bir taahhüt olmadığı için diğer bü- tün naşirler de, isterlerse, aynı ese- ri basabilirler ve hiç — birşey lâzım gelmez Bundan da tabiatiyle hem şirle, ile - mukavelesi vardır. Hattâ bir za- manlar İstanbul basınında, Saygun'- un bu mukaveleden elli bin dolar kazandığına dair haberler «Nerede o günler» diyor Bahsettiğimiz sebepler dolayısıyle mukaveleye rağmen, Southern Music Publishing Co., Saygun'un eserlerını piyasaya çıkaramamaktadır Buna cesaret edemiyor. — Böylece bestekâ- rın 18 eseri, orada — bağlı kalıyor. Mevcut durumu, Bern Telif Hakları Anlaşmasına bir an önce katılmamız duzeltecektır irk sanatkârının derdi bir de- ğil ki!.. tanınmasında büyük rolü alacak bu mü- him teşebbüste devletin veya - Yapı ve Kredi Bankası gibi - sanat hâmisi teşek- küllerin mali desteği gerekmektedir. Fırsattan faydalanalım. AKİS, 25 ARALIK 1954

Bu sayıdan diğer sayfalar: