29 Ocak 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

29 Ocak 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Portre Kadınlarımız nasıl çalışıyorlar? İ stanbul milletvekili ve Kadınlar Bir- liği Başkanı Nazlı Tlabar evinde, iş mektupları ile meşguldü. Yanıbaşındaki telefon sık, sık — çalıyordu. Karşısında oturan gazeteci: «— Daima böyle çalışır mısınız»? diye sordu. O, gülerek — Çalışmaktan şikâyetçi diye cevap verdi. Hayatta lacak birçok işler var, yetişmiyor.. Bir de..» Durdu, üzüntülü bir hareketle ö- nündeki mektupları işaret ederek: «— Dert dinlemek ve bazen birşey yapamamak insanı cidden üzüyor» de- di A değilim, zevkle yapı- ancak zaman Bir milletvekili i insanın size i ediyorum. mektuplara cevap midir?.» € olarak, birçok vermek — vazifeniz Hayır, fakat sizden yardım bekliyen bir insanın derdini mek imkânsız gibi geliyor bana.. bu şahsi dediğimiz dertlerin ekserisi sos— yal dâvalara dayanmaktadır. Meselâ bakın, bugün, sizden biraz evvel, ba- na bir kör müracaat etti : Çalıştığı mü- essesede birçok iş yaptığı başardığı halde, biraz da, için olacak, — kendisine gayet az maaş veriyorlarmış.. Aldığı para ile geçinme- sine imkân Biliyorsunuz, körleri mükemmel surette yetiştirip onları oku- tan bir mektep mevcuttur. Bu mektep daima takdir kazanmıştır ancak körler o mektepten çıkınca ne yaparlar? Nerede iş bulurlar? Onların haklarını kim ko- rur? İşte bu, bir sosyal dâvadır. Bu gi- bi davalara gözlerimizi ve kulaklarımızı kapatamayız. Bütün bu dertleri için en mü- insanın çalışma sahası genişliyor, dağılıyor; halbu mecliste, memleke- tin çeşitli dâvalarını ele alabilmek, söz sahibi olmak için bir mıllelvekılının çok çalışması okuması lâzımdır. diye düşünüyor atabı, sevimli ve nazik millet- vekilini dinlerken hep düşünüyordu : «— Kadın her işte biraz kadınlığı- nı muhafaza ediyor. Nazlı Tlabar o sa- bah dinlediği insanların derdini adeta bir anne şefkati ile — benimsemiş ve üzülmüştü». O, bu düşüncelerini birdenbire: keşfetmiş gibi « a —görüyorsunuz dedi, şah- sen insanlarla — ilgilenmek, onlara ufak tefek yardımlarda bulunmak çok şey temin etmez. Her yerde teşkilâtlanmak, meseleleri kökünden halledecek şekilde çalışmak lâzımdır..» muhatabma, hayatta muvaf- fak olmak için, kadının hislerden mantığa çıkmayı bilmesinin ve mesele- 22 leri yalnız kalbi ile değil kafası ile hal- letmeye uğraşmasının icabettiğini dü- şündürdü. «— Kadınlar Birliğinin başına geldi- ğinizden beri birçok yenilikler yapmak istediğinizi duydu Biraz izahat vere- bilir misini azlı Tlabar, — müşkül bir duruma bir an durakla: dedi ancak bazı işler ba- duşmuş gıbı şardıktan sonra şunu — yaptık ve şunu yapmakta devam —edeceğiz diye söyle- mek istiyorduk. — Yapacağız, — edeceğiz diye birçok vaitlerde bulunmak bazen insanı mahcup edebilir.. Bunun için da- ha ilerde bir basın toplantısı tertiple- mek kararını vermiştik.» «— Yeni bir lokale nız?» Neş'eli, «— Size taşınacakmışsı- neş'eli güldü bundan bahsedeceğim, çün- kü neticeyi aldık diyebilirim. Merkezi bir yerde, temiz ve güzel bir daire tut- tuk. Burayı temiz ve iyi bir şekilde dö- şiyebileceğiz. Biliyor musunuz hanım- ların seve seve gidecekleri sevimli bir lokalde, daha çok randımanla çalışaca- ğımıza eminim.. Bir de dış memleket- lerden gelen misafirlerimizi medeni bir yerde kabul edebilmek bizi onra cidden güzel b kale sahip olacağımızı zannediyorum..» eci — gayriihtiyari etrafına ba- Z Tlabarın bu teşebbü- sünde muvaffak olacağına kanaat ge- tirdi; çünkü evi cidden sevimli bir şe- kilde döşenmişti. — Talebe olan oğlum kadınlar bir- liğinin okuldaki fakir — çocuklara eşya dağıttığını söyledi.» Güldü Sizin casuslarınız var.. Evet evlerden kullanılmış çocuk eşyaları top- latıp bunları fakir çocuklara dağıtıyo- ruz. Bu arada eşya yerine para veren- ler de olduğu için, çocuklara çizme gi- bi, yeni şeyler de alabildik..» «— Benim şahsen, Kadınlar Bırlıgı— nin bu tarz bir faaliyeti »olduğun haberim yoktu. — Gazetelerde buna ait yazı veya resim gördüğümü hatırlamı- yorum.» Nazlı Tlabar: «— İşte, dedi, hoşuma giden bir suali Çocuklarımıza yapabildiğimiz bir nebzecik yardım için onları teşhir et- meyi psikolojik ve — terbiyeyi — usullere aykırı görüyoruz.. üçük bir iyilik mukabilinde onlarda aşağılık duygusu yaratmak le, gazetelerde çıkan resimlerini tetkik etmek kâfidir. Çektikleri azap, bu re- simlere aksetmiştir. Zaten bugün için, bizim Övündüğümüz biricik şey, Kadın- lar Birliğindeki hanımların sırf hayır iş- lemek için çalışıp, kendilerine bundan radyo saatlerimizde kadınlarımız tama- mile anonim olarak çalışmaya karar verdiler..» Bir zihin egzersizi! Jale — CANDAN Hayaıta büyük felâketlere uğra- mış insanlara dikkat ediniz: Er- geç darbenin — tetirinden kurtulup, şünüyordum ki: hayat onun için ar- tık bir bekleme odasından başka birşey değildi, yapayalnız ölümü beklediği, karanlık bir oda.. t bu kadın yavaş, yavaş ah- baplara gidip gelmeye, zaman Za- man gülmeye, ucuzluk veya pahalı- lıkla alâkadar olmaya başladı. gün parti münakaşalarına muhatabı ile kavgaya tutuşduğunu gördüm. Nihayet — bir evlâtlık kız edindi: Artık bekleme odasından çıkmıştı. Geçenlerde de ikinci dünya har- binde kocasını daha sonra da Ke- kadınla tanıştım. dosta açmıştı. Gülüyor, konuşuyor, her dolaştığı memleket- ten hatıralar topluyor, insanları se- viyordu. Demek ki insanları hakikaten yı- kan şey büyük felâketler değildi. Çaresiz olan şeyi ergeç kabul eder ve teselli buluruz. İnsanları ve bil- hassa mütemadiyen — düşünüp kur- mak için zaman bulan kadınları, asıl yıkan şey — evhamlar, sinir ve kötü —düşüncelerdir.. Meselâ çok sevdiği kocasını kaybeden bir ka- dın, bir gün teselli buluyor da ko- cası tarafından sevilmediğini, ihmal edildiğini aklına — koyan bir kadın Öömrünün sonuna — kadar bedbaht, üzüntülü, tatsız bir hayat sürüyor! u da, bize, fazla üzülmeye, bed- baht olmaya meyyal insanların, ken- di iddia ettikleri gibi hassas olma- yıp, kendilerini fazla — düşünen in- sanlar olduğunu ispata kâfidir.. Fi- lozof «Mark Orel» in — dediği gibi «hayatımız — düşüncelerimizin eseri- dir.»> Biz kadınlar, ev işlerimizi ya- parken, yün örerken, dikiş dikerken mütemadiyen düşünme fırsatı bulu- ruz. Bazan bu düşünceler bizi de, saadetimizi de zehirler.. Bunları da- ima kafamızdan kovmak, iyi düşün- mek olmıyacak şeylerle, hayali bedbahtlılarla kendimizi hırpala- mamak 1âzımdır.. İyi ve ü şünmeye gelince, bu — daha zihni bir egzersiz meselesidir. dimizi nasıl alıştırırsak, bu öylece devam eder Kadınlar Bırlıgı Anadoluda teş- kılat]andırılmış mıdır?, mdilik 12 vılayetımızde teş- kı]atlanmış durumdayız. gaye- miz bütün Anadoluda faaliyete geçecek şekilde, cemiyetimizi genişletmek, Türk kadınına hizmet etmektir.. Anadoluyu AKİS, 29 OCAK 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: