12 Kasım 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 3

12 Kasım 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

L Haftalık Aktüalite Mecmuası Sene : 2 — Cilt : V, Sayı: 79 Sok. Ovehan Kat : 3 Daire : 7 P. K. 582 — Tel: 18992 Fiatı: 60 Kuruş İmtiyaz Sahibi : Metin TOKER Umumi Neşriyat Müdürü Cüneyt ARCAYÜBEK Bu nüshada yazı işlerimi fiilen idare eden mes'ul Müdür: Yusuf Ziya ADEMHAN Teknik Sekreter M. Nevzat ÜNLÜ Ressam : İzzet ÇETİN Karikatür TURHAN Fotoğraf ASSOCIATED PRESS Hüseyin EZER Klişe : Doğan klişe ATELYESİ Abone - Şartları 3 aylık (12 nüsha) : 6 lira 6 aylık (25 nüsha) 12 lira 1 senelik (52 nüsha) : 24 lira İlân Şartları : 4 renkli arka kapak (Tam sayfa) 350 lira Kapak içi 300 lira metin sayfaları Santimi 4 lira Dizildiği ve basıldığı yer Yeni Matbaa — Ankara Kapak resmimiz Piraye Bigat Kararı bekliyor Kendi Sevgili AKİS Okuyucuları Aziz Atatürkün aramızdan ay- rılısından 17 yıl sonra ondan bir takım emanetler teslim almış olan Türk gençliğinin vazifesi bü- tün resmi anma törenlerinin, par- lak nutukların, ıstırap gösterileri- nin üstünde bu emanetlerin lâyıkı veçhıle muhafaza edilip edilmedi- ğini gözden geçirmektir. Tür! gençliği tâbirinden anlaşılması lâ- zım gelen şey, bundan yirmi beş yıl evvel yirmi yaşında olanlardan bu- gün yirmi yaşında bulunanlara ka- dar uzanan bir nesildir. Zira Ata- türk eserlerini o nesle emanet et- mistir, o neslin Atatürkün eserle- rine sahip çıkması lâzımdır. En büyüğümüzün ölüm yıldö- nümünde başlarımızın eğik olma- masına imkân yoktur. Vazifemizi gerektıgı şekilde yerine getireme- di müddet onun izinde yürü- ük, onun inkılâplarına saygıyla bağlı kaldık, fakat on yıl kadar var ki hareketlerimize başka mak- satlar hâkim oldu u maksatlar uğrunda tavizler vermeğe başla- dık. Beş seneden beri ise memleke- ti, İktidara gelir gelmez ilk icraatı ezanı yeniden arapçaya çevirmek olan bir zihniyet sevk ve idare edi- yor. Bu zihniyet Cumhuriyet tari- hini "1950 den evvel" ve "1950 den sonra" diye iki kocaman parçaya ayırmaktan çekinmemiş ve ler senesi 1923 den 1950 ye kadaı' olan devreyi "27 senelik çile devri" diye vasıflandırmış, onun aleyhin- de bulunarak rey avcılığı yapmış- tır. Şimdi bilinse, o 27 senelik dev- reyi, bele Atatürkün idaresinde geçen ilk 15 seneyi nasıl hasret ve nasıl ıştıyakla anyonu, bir daha erişeceğimiz şüpheli günler olarak anıyoruz. Batı âlemine doğru sür- atle yol alıyorduk. Küllerimizden silkinmiş, hurafeleri elimizin ter- siyle itmiş, parlak bir ıstıkbale yüzümüzü dönmüştük. vetli bir devlet, şerefli ve itibarlı bir millet olarak dünyanın karşı- nına çıkmıştık. 1945 de Atatürk in- kılâplarının sonuncusu olması ge- reken Demokrasi inkılâbımızı ya- parken ümidle doluyduk. Hazırlık devresi kapanmıştı, olgunluk dev- resi başlıyord. Atatürkün seçtiği idareciler yerlerini milletin seçtiği idarecilere bırakacaktı. İş başına getireceği — kimselerin tayininde millet Ebedi Şefi kadar isabetli ka- rarlar verebilecekti Hakikaten verdi de.. Ama rey isterken bir tür- lü olan bazı kimseler, reyleri alın- ca bambaşka türlü olarak ortaya çıktılar O beğenilmeyen 27 senenin so- nunda hıç kimse bir "Hasta Adam" n yeniden hortlayabılece- ğinden endişe etmiyordu. Her zannediyordu ki o devir çoktan kapanmıştır. Atatürk ve arkadaş- ları maziyi kanlariyle silmişler, a- aramızda teşler ve alevler arasında kudretli düşmanlarla pençeleşerek evvelâ vatanı kurtarmışlar, sonra onun zafiyetine sebebiyet veren urları teker teker çıkarıp atmışlardı. Şap- ka inkılâbından dış politikamıza, harf inkılâbından iktisadi politi- kamıza kadar her şey bu gayeye varmak için kullanılan vasıtalar- dan başka şey değildi. Lozanın er- tesi günü bütün dünya ayağımızın sendelemesini bekliyordu. Haşmet- li İngiliz murahhası Lord Curzon genç Türk murahhasına Turkıye- nin kazandıgı askeri ve siyasi za- fere rağmen iktisadi bakımdan ge- ıne düşeceğini, layla ifadeden çekinmemişti. Ama Atatürk ve onun vatan kurtaran arkadaşları bu kehanetı 27 yıl ger- çekleştirmediler. Türk ekonomısı, tıpkı Türk siyaseti gibi hür ve müstakil kaldı, dışarıya bir tak gün avuç açmadık. 27 yıl müddet- le bir tek yabancı gazetede 0 men- r, melun ve meşum "“Hasta A- dam" tabirine rastlanılmadı Ata- türk öldükten sonra elbette ki ha- talarımız, zararlı tereddütlerimiz, çekingenliklerimiz oldu ama inkı- lâpların bayrağı işin başında elden düşürülmedi, memleketi idare ediş prensipleri değişmedi. Ne hazindir ki Atatürk'ün ara- mızdan ayrılışının sadece 17 nci yıldönümünden birkaç gün evvel Almanyanın en büyük ve en nü- fuzlu mecmualarından Den Spie- gel Türkiyeden bahseden yazısının başlığı olarak "Boğazicindeki Has- ta Adanı" ciimlesini seçmişti. Ar- tık bizden "başı dertte bir dost" olarak bahsedılıyor, ıilasın eşiğin- de bulunduğumuz ileri sürülüyor, ekonomimizi sureta düzene koya- bilmek için yabancılardan 300 mil- yon dolar borç peşinde olduğumuz yatılıyordu. Alacaklılarımız kapı- mızı mütemadiyen çalıyor, borçlu bulunduğumuz memleketler bası- nında sert yazılar çıkıyordu. Tür- kiyenin birikmiş borcunu yavaş ya- vaş ödemek için yaptığı anlaşma- lara dahi riayet etmediğinden şi- kâyet olunuyordu. Atatürk'ün 17 nci ölüm yıldö- ünde, onun eserlerinin emane- tını almış olan bizler nasıl başımı- zı eğmez, boynumuzu bü Her şey, ama her şey Turkıyeyı bir daha "Hasta Adam" dıye bah- sedilmez hale getirmek için ya- pılmıştı. Biz ise büyül ir kısmı şahsen onun idaresinde geçmış Z7 senelik emek devrine nankörce sır- tımızı çevirmiş, kendi kanatları- mızla uçmaya kalkışır kalkışmaz emanetlerine hıyanet etmiştik. Bizi affet, büyük Atatürk. Saygılarımızla AKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: