12 Kasım 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 30

12 Kasım 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 30
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MUSİKİ Maskeli Balo Güzel sesler, ettiği görülüyordu. Ses için fazla bir şey ilave etmemiz lüzumsuz. Pes seslerdeki rahatlığını bilhassa belir- telim. Keza pianissimolarındaki ber- raklık, dinleyicilerin hayranlığını - haklı olarak - büsbütün arttırmakta idi. İMâve edeceğimiz bir nokta daha var : Alkışlara fazla selâm vermesi eserin bütünlüğünü bir hayli ihlâl ediyordu ki buna hiç de lüzum yoktu. İlk gece Leylâ Gencer'i dinleyen- ler arasında, bu mükemmel dramatik sopranonun hemen üzerine başka bir Amelia'nın tesirsiz olabileceğini dü- şünenler oldu. Halbuki Pazar gecesi temsiline gidenler, - aynen Cavalleria Ve Konsolos'da oldugu gibi - Belkıs Aran'ın bu rolünü de kolay kolay unutamayacaklarını görerek sanat- kârı içten gelen alkışları ile tebrik ettiler. İlk perdede biraz mütered- diddi. İkinci perdeden itibaren ta- mamiyle açıldı. Pürüzsüz, geniş ha- cimli sesi ile bir hayli güç olan par- tiyi başarı ile bitirdi Bütün fortis- simoları kusursuzdu. Ancak tizleri çok daha berrak ve rahat söylüyordu. Peslerde bir iki bocalama geçirdi ise de bunlarda herhangi bir entonasyen hatası mevcut değildi. Heyecandan Seri gelip gelmediğini bilemeyiz. Fa- kat son perdenin başlangıcına kadar sahne bakımından, hareketlerindeki tereddüd gözden kaçmadı. Ricardo rolünde ilk gece Özcan Sevgen gene sahnemizdeki en iyi te- nor partılerınden birini icra — etmiş oldu. Diğer "iyi"lerin de kendisine ait oldugunu ilâve etmemize lüzum var mı? Bu sefer daha açık, daha rahat söylüyor, ancak yer yer ritmi biraz kaybediyordu. İkinci temsilde 30 güzel yüzler Aydın Gün, müzikaliteden uzak, bü- tün temsil boyunca tamamiyle vib- ratolu bir Ricardo dinletti. Hattâ bu yüzden, kulağı hassas olmayan bir dinleyicinin tenor partisindeki melo- dik hatları hiç kavrayamaması müm- kündü. Gerçi ses, hacim — itibariyle her zamanki gibi genişti Fakat sa- dece bu kâfi değildi tabii... ilk gece Orhan Günek tarafından icra edildi, İkinci temsile gidenler aynı rolde Rıfkı Ar'ı sade- ce birinci perdede seyredebildiler. Sa- natkâr âni olarak rahatsızlandı ve ikinci perdeden itibaren gene Orhan Günek devam etti. En iyi baritonu- muzun ilk gecesi hakikaten mükem- meldi Sesindeki rahatlığa hayran ol- mamak kabil değildi; seyırcılere ar- kasını döndüğü zaman bile bütün sa- lonu dolduruyor, orkestranın kuvve- ti altında ezilmiyordu. Ancak, eski, Figaro'daki, Sevil Berberindeki vu- zuhu bulamadık... Partisini fazla tek- niğe boğuyordu ki aynı husus "Rigo- letto"da da nazarı dikkati çekmişti. İkinci temsilin hiç bir yerinde de- tone olmadığı halde sesinde yer yer pürüzler duyuldu. Bu da yorgunluğu- na ve birden bire sahneye çağırılışı- na hamledildi. Rıfkı Ar'ı sadece bi- rinci perdede dınleyebıldık O akşam rahatsız bulunduğuna göre tarafsız bir tenkid yapmak mümkün değil. Bilhassa tahammül edilmesi müşkül bir Ricardo-Renato — düeti dinledik- ten sonra Rıfkı Ar'a şifalar temenni etmek ve kendisi hakkında hakiki hükmü tekrar ve tam olarak dinle- dikten sonra vermek her halde daha doğru olacak... Renato, Ulrica rolü esas partide kontral- to için olduğu —halde bizde iyi bir kontralto bulunmaması yüzünden iki mezzo-soprano tarafından icra edildi. Gerek Necdet Demir, Gerekse Neri- man Esi, dolayısiyle tiz olarak te- ganni ediyorlardı. Necdet Demir'in ses tekniği takdire şayandı, — ancak ses hacmi bir hayli küçük kalıyor, sahnesi ise ümid edildiği kadar başa- rılı olmuyordu. Neriman Esi tizlerde- ki rahatlığına rağmen pes seslerle bir hayli mücadele etti ve bir iki yer- de detone olduğu görüldü. Parti, as- lında mezzo için yazılmış olsa idi ihtimal daha fazla muvaffak olacak- ti. Azra Çaplı'yı iyi bir sahne ve tek- nikle karşımızda bulduk. Ancak se- sin kendisi sık sık pürüzlendi ve do- layısiyle tesirli olamadı. İlk defa sey- rettiğimiz Müveddet Günbay - gene Oscar rolünde - tatlı bir ses ve canlı bir sahne tekniği ile istikbal için pek çok şey vadediyordu. Ancak, doğru- dan doğruya ses tekniği şimdiki hal- de oldukça zayıftı. Bilhassa son per- dede hayli yorulmuş olarak göründü ve bir ilci bariz falso, bazı dinleyi- cilere Azra Çaplı'yı arattı. Mamafih daha iyi hazırlanarak çıkacağı gele- cek rolleri için ümitlenenlere hak ve- rilebilir. Nıhayet, iki Bass, Selim Ünokur ve Ayhan Baran kendilerinden bek- lenen başarı ile rollerini sonuna ka- dar götürdüler. Diyebiliriz ki bütünü ile "Maske- li Balo", operamızın en başardı tem- sillerinden biri olarak icra edildi. Son- daki alkışların çoğu, baş rollerdeki sanatkârlar kadar, orkestra şefi Fe- rit —Alnar'ın ve koronun hakkıydı şüphesiz. AKİS, 12 KASIM 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: