19 Kasım 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

19 Kasım 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

DÜNYADA OLUP BİTENLER Dörtler Konferansı Yılan hikâyesi Kremlin Sarayında muhteşem bır kabul resmi veriliyordu. — Bütü salonlar ışıklarla donatılmış, her ta— rafta sofralar kurulmuştu. — Mareşal Bulganin, Sovyet ihtilâlinin otuz se- kizinci yıldönümü dolayısiyle hazır- ladığı bu kabul resmine sefaretler mensupları ile Moskova'daki yerli ve yabancı basın temsilcilerini de davet etmişti. Hiçbir şeyin eksik olmasını istemiyor O gece en çok aranan ve konuş- turulan insan, tahminlerin ve muta- dın hilâfına Molotof olmuştur. Molo- tof bu gibi davetlerde suratım asıp oturmak ve aranmayan bir kimse ol- makla tanınmıştı. Halbuki bu gece bütün gözler, Cenevre Konferansına üç günlük bir ara verilmesi Üzerine yeni talimat almak için Moskova'ya avdet etmiş bulunan Molotof'un üze- rindeydi. Acaba Molotof bundan son- ra Cenevre'de nasıl bir hareket tarzı takip edecekti? Batılıların Almanya'- nın birleştirilmesi hususunda yaptık- ları teklifi kabul edecek miydi ? Yok- sa, körün değneğini bellediği gibi bel— lemiş olduğu "önce Avrupa güven sonra Almanya'nın bırleştırılmesı formülünde inat mı edecekti Bütün gece, basın mensupları bu suallere cevap almaya çalıştılar. Mo- lotof Nuh diyor, peygamber demiyor- du. Söyledikleri sadece şundan iba- ret kalmıştı: "Cenevre'ye, getırdıgım— den daha iyi haberler goturuyorum eçen Çarşamba günü çalışmala— rına tekrar başlayan Dörtler Konfe- ransının ilk oturumunda bu iyi haber- lerin ne olduğu nihayet anlaşılmış- tır. Molotof bu oturumun daha ilk dakikalarında Batılıların — Almanya'- nın serbest seçim yoluyla birleştiril- mesi için yaptıkları teklifleri, en ka- ti bir dille reddetmiştir. Moskova'da Molotof'un müjdelediği iyi haber, bu olsa gerektir. Sovyetlerin Batılılar tarafından ileri sürülen plânı kabul etmeleri e- sasen beklenmiyordu. Ancak red ce- vabının bu kadar kategorık «olacağı da kımsenın aklına gelmemişti. Bun- dan önce bir kere daha Almanya'nın bırleştırılmesı konusundaki fikirleri- ni açıklamaya davet edilen Molotof, o zaman, Batılılar kendi teklif ettiği Avrupa güvenlik sistemi üzerinde fi- kirlerini bildirmeden bir şey soyleye- miyeceğini ileri sürmüştü. sÖ: belki de, Rusya ile Avrupa guvenlık sistemi üzerinde bir anlaşmaya var- mak şartiyle, Almanya'nın birleştiril- mesi konusunda ondan bir taviz ko- permanın mümkün olabileceği mana— sına alınabilirdi. Molotof geçen Çar- şamba günü yaptığı kategorik red- le bu yolu kapamıştır. Üç Batılı Dışişleri Bakanının Mo- lotof a verdikleri cevap da aynı dere- cede kategorik olmuştur. Batılı Dış- işleri Bakanları Molotof'un plânları- AKİS, 19 KASIM 1955 nı reddetmesi üzerine Almanya'nın birleştirilmesi konusunu başka zama- na talik etmeyi uygun görmüşlerdir. Molotof buna itiraz etmemiştir. Bir İngiliz sözcüsünün de belirt- tiği .gibi, Rusya'nın istediği bir Av- rupa güvenlik sistemi kurmak değil, Almanya'yı komünist hakimiyeti al- tına sokmaktadır. Sovyet Rusya bu- na serbest seçim yolu ile muvaffak olamıyacağı için Batılıların plânını reddetmiştir Molotof'a kalırsa Al- manya'da seçim yapmak hakikatle- re aykırı olduğu kadar tehlikelidir de... Böyle bir seçim Alman milita- rizmini ve kapitalizmini teşvik ede- cek,* Sovyet Rusya'nın — durumunu güçleştirecektir.' Alman Birliği Doğu ve Batı Alman hükümetlerinin müş- terek bir lisan bulup anlaşmalarından sonra mümkün olabilir. Bütün bu sözler üç haftadan faz- la bir zamandan beri toplantı halinde olan Dörtlerin başladıkları noktadan bir adım bile ileri gidemediklerini gösteriyor. Sovyet Rusya, tıpkı ge- çen sefer olduğu gibi bu konferans- la da Almanyanın birleştirilmesi için zemin ve zamanı müsait görmemek- te, serbest seçim yapılmaması için ayak diremektedir. Bu kategorik red cevabı artık Batılıların aklını başına getirmiş, bu konuda besledikleri son ümitleri de kırmış olsa gerektir. Me- seleyi zaman tasrih etmeden geriye bırakmaları da bunu gösteriyor. Şu satırların yazıldığı sırada kon- ferans gündeminin birinci maddesini zaman tasrih etmeden geriye bırak- tıktan sonra, ikinci maddeye geçmiş ve bu konuda da ilk büyük meydan muharebesini vermiş — bulunuyordu. Bilindiği gibi Cenevre Konferansı gündeminin ikinci maddesi silâhsız- lanma meselesidir. Gelen haberlere bakılırsa bu konudaki en şiddetli münakaşa Ruslarla Fransızlar ara- sında cereyan etmiştir. Ruslar konfe- ransa sunulan Fransız plânının İngi- liz teklifleriyle tezat teşkil ettiğini belırtmış ve kendisi yenı bir proje ileri sürmüştür. Bu yeni Sovyet plânı geçen Cenevre konferansında Bulga- nin tarafından formüle edilen eski Rus tekliflerinin yeni basısından baş- ka birşey değildir. Daha ilk görüşmeler bile açıkça göstermektedir ki gündemin ikinci maddesi de meselenin tekrar Birleş- miş Milletler Silâhsızlanma Komis- yonuna havale edilmesi ile geriye a- tılacaktır. Nitekim bu haftanın ba- şında bakanlar ikinci meseleyi de ka- rara bağlamadan üçüncü — meseleye, yani Batı - Doğu — münasebetlerine geçmişlerdir. Brezilya Ordunun tepkisi Cumhurbaşkanlıgı mevkiinde oturan m kararnameyi imzalamamak- ta 1srar enıyordu Savunma Bakanı General Taxera ise mutlaka bu ka- rarnamenin imzalanmasına taraf tar- di. Bu konudaki fikir ayrılığı telif e- dilemez bır hale gelınce. Savunma Bakanı "fazla düşünm değmez, dedi. Cumhurbaşkanı bızım 1stedık1e— rimizi, istediğimiz yere tayin etmezse biz de Cumhurbaşkanını değiştiririz". Yirmi dört saat sonra Savunma Ba- kanının sözü gerçekleşmiş, Cumhur- başkanı memleketten kaçmaya mec- bur bırakılmıştı. Nasıl olur diye hay- ret etmeğe mahal yoktu, zira vak'a iktidar ile sürgün'ün birbirine pek yaklaştığı Güney Amerika devletle- rinden birinde, Brezilya'da cereyan; ediyordu. Brezilya'da geçen aylar içinde Cumhurbaşkanlığı seçimleri cereyan etmişti. Bu seçimlerde ordunun tut- madığı, komünistler tarafından des- teklendiği iddia edilen Kubitschek büyük bir zafer kazanmıştı.. An Brezilya kanunları gereğince : ayında fiilen idareyi eline alacak Ku- bitschek'in bu zaferi orduyu hiç mem- nun etmemişti. Bu bakımdan, Brezil- ya olaylarını yakından takıp edeni müşahitler daha seçimlerin sona er- diği günden itibaren ordunun bir tep- kisini beklemek gerektiğini ileri sü- rüyorlardı. Bu tepki nihayet geçen hafta içinde vuku bulmuştur Gerçi iktidardan uzaklaştırılan Kubitschek'in kendisi değil, yına kadar mevkiini muhafaza ede- cek olan Başkan Cafe Filho'nun ye- rine Cumhurbaşkanlığı görevini ifa eden Meclis Başkanı Carlos Luz'dur. Ocak ayma kadar Cumhurbaşkanlığı görevine devam etmesi gereken Cafe Filho geçenlerde geçirdiği bir kalb krizi sonunda, bu makamı muvak- katen ve Anayasa gereğince Meclis Başkanı Carlos Luz'a terketmişti. İş- Rio de Janeiro Kaynayan bir kazan daha 19

Bu sayıdan diğer sayfalar: