24 Aralık 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

24 Aralık 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Gazeteler Hürriyet ve Tiryakioğlu Bir — cuma günü İş Bankasının Yeni Cami Şubesine orta boylu, gabar- din pardesü giymiş, altın çerçeveli gözlük takmış birisi girdi. Gişelerin üzerindeki levhalara baktıktan sonra "Alacaklı Hesaplar" gişesinin önün- de durdu, elindeki çeki memura u- zattt. Memur çeki evirdi, — İmzalayın, lütfen Gözlüklü adam imzasını atarken, memur da şifre çözer gibi tekrarla- i: çevırdı sonra: dedi. ee Samih.. Tiryakioğlu...' Sonra huvıyetını istedi. Sarı ba- sın kartım görünce sordu: — Siz, hürriyet'teki...'i tanır mısınız ?" Tıryakıoglu cevap verdi; — Tanırım fakat ben Hurrıyet— ten ayrıldım." Samih — Tiryakioğlu 21 senedir gaze- tecilik yapmaktaydı. Bundan önce 13 yıl Ulus'ta çalışmıştı. Hürriyet'te ise 1 Mayıs 1948 den beri, yani ga- zetenin intişara başladığı tarihten be- ri yazı işleri müdürlüğü yapmaktay- dı. Bu yüzden Babiıâlide bu haber de- rin akisler yarattı, fakat hayret u- yandırmadı zira sebep aşağı yukarı malüm Garip bır makale Samih — Tiryakioğlu Hürriyet Gaze- tesinden ayrılanların UM değildir. Bundan Önce, muhtelif tarihlerde ga- u gazeteciler gazetede, bizzat gazetenin sahıplerı veya onlar- dan biri aleyhine ağır bir yazı yazıp neşrettirecek kadar ileri gitmemiş- lerdi. Nihayet gazetecilikte de çalış- mak, bir anlaşma ve bilhassa karşı- lıklı menfaatler meselesiydi. Anlaşa- mamışlardı ve ayrılmışlardı. Fakat 5 Aralık pazartesi günkü Hürriyetin o- kuyucuları ikinci sayfada Samih Tir- yakioğlu imzalı bir makaleyle karşı- laştılar. Makale "İş hayatında de- mokrasi" başlığım taşıyordu. Bir müddet, demokrasinin iş hayatımıza gıremedıgmı işçi-patron münasebet- lerinde işçinin daima müdafaasız kal- dığım- filvaki öyledir de -, emek un- suru hesaba katılmadan sermayenin le diyor! " Harp hercümercinin fırsatla- rından istifade ederek veya babasın- dan kalan milyonlara zahmetsizce ko- sini yeryüzünde âdeta Allah'ın gölge- si saymaktadır Bu gibi zoraki milyonerler, ekse- AKİS, 24 ARALIK 1955 Haldun Simavi Bir emniyet meselesi riya fikir bakımından kendilerine çok üstün işçilerle veya yüksek tahsil mühendis, hukukçu gibi fi- kır işçileriyle çalışmak zorundadır- lşte fecaat burada başlamaktadır: Daha doğru dürüst okuyup yazması- nı, oturup kalkmasını beceremiyen bir... - affedersiniz - hödükle seneler- ce okumuş, kafaca gelişip olgunlaş- mış bir kimse arasındaki münasebet- lerin guçlugunu ve acaipliğini bir dü- şünün!" Ancak herkes bilmekteydi ki, Hürriyet Gazetesini merhum Sedat Simavi tesis etmiştir. Ölünce tesisler - ki muazzamdır - çocuklarına kal- Hal, böyle olunca yukardaki yla - içine sübjektif mütalâalar dan- kimlerin kastedildiğini tahmin pek güç olmasa gerektir. Yi- ne ayni şekilde tahmını pek gu ol- ayan diğer husus bugünkü ne- ticedir. Elbette ki kendılerıne "ho— dük" denen patronlar, en hafifinden böyle hareket ederlerdi. Çok Partili Samih Tiryakioğlunun Hürriyet Gazetesinin birtakım hususiyetler ka- zanmasında amil olduğu muhakkak- tır. Ancak, bu demek değildir ki bun- dan sonra Hürriyet, hususiyetlerin- den fadakârlık yapmaya mecbur ka- lacaktır. Tiryakioğlu tek asli unsur olmadığına göre... Gazetenin eski ha- vasım devam ettirdiği görülmektedir. En yüksek telif ücreti alâka uyandıran bir ta- ı daha vardı. Hürriyet gazete- sinin "hödük" patronları, ellerinde i- tiraz etmek imkânı varken Sami Tiryakioğlunun 11 bin İirayı tazminatım gık demeden Ödemişler- di. Tiryakioğlu bir yazısından dolayı Hürriyet'ten çıkarıldığına göre telif hakkı bahsinde bir rekor kırmış sa- yılabilirdi. Hakikaten bu, şimdiye ka- ar bir gazeteciye odenen en yüksek ücretti! Hürriyet'ten ayrıldıktan sonra Sa- mih Tiryakioğlu büyük İstanbul ga- zetelerinde "alâka kesme" ilânları neşrettirdi. Bunda, Hürriyet gazete- siyle bir alâkası kalmadıgını umumı efkâra bildiriyordu. Bunun da gari usullerden olduğunu — Babiıâlide her— kes teslim etti. "Alâka kesme ilânla- rı" şimdiye kadar gazeteler tarafın- dan kullanılırdı. Bunun iki kullanı- lış tarzı vardı: ya, bir gazeteci mese- lâ şantaj yaptığı için gazeteden çıka- rılmıştır, gazete o zatın kendisiyle a- lâkası kalmadığını ilan etmek mec- buriyetindedir veya patron kavga e- dip attığı gazetecıyı bir de üstelik re- zil etmek i bu âdi yola sapmıştır. Kullanılış tarzlarından birincisi mu- bah, ikincisi çirkin sayılmaktadır. A- ma bir gazetecinin, ayrıldığı gaze- teyle alâkası kalmadığım buyuk baş- lıklarla ilân ettirmesinin mânası ney- di? İşte, bunu anlamak kolay değil- di. Hâdise başından sonuna kadar gösteriyordu ki Samih —Tiryakioğlu Hürriyet'in genç patronlarına kız- maktadır, hiddetini senelerce içine a— kıtmıştır, en sonda dayanamamış, veran etmiştir. Kimin haklı, kimin haksız olduğunu ayırmak elbette ki imkânsızdır. Ancak Samih Tiryaki- oğlu bir "kompleks" e duçar olmuş ve kendisi gibi iyi, tecrübeli bir ga- duymadığı gazetesinden pek âlâ baş- ka türlü de ayrılabilirdi ve öyle yap- ması gerekirdi. Babıâlinin yerleşmiş âdetlerine ça- lıştıranların da, çalışanların da ria- yet etmesi elbette ki elzemdir Zamana Ait Satılık Gazete Kolleksiyonları Cumhuriyet, Dünya, Hürriyet, Vatan, Türkiye Spor, Halkçı, Ulus, Yeni Sabah, Zafer, Demokrat İzmir, Dikkat, Kuvvet, Kudret, Millet Yolu, Devir, Millet, Tasvir, Yeni Ulus, Pazar Postası, Genç Türkiye, Muhalefet, Yeni Muhalefet, İzinsiz Muhalefet (Yenişehir P. K. (1045) Ankara) 29

Bu sayıdan diğer sayfalar: