24 Aralık 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 5

24 Aralık 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Örfi İdare Örfi İdare rejimi kanuni ve hu- kuki bir rejim olduğu cihetle bu rejimin herhangi bir memlekette tatbiki ve cereyanı esnasında ve örfi idare dolayısiyle ittihaz edilen bütün kararların, tedbirlerin yapı- lan muamele ve islerin kaza! mü- rakabeye tabi olacağı ve herhangi bir yolsuzluk veya hukuka aykırı- lık halinde mesulıyete sebebiyet ve- recegı, aşağı yukarı yüz seneden be- ri bütün demokratik ve memleketlerde münakaşasız olarak kabul edilmektedir. Bu arada bizzat örfi idare ilânına müteallik hükü- met kararının da kazai murakabe ye tâbi tutulup tutulamıyacağı hu- susu doktrinde tereddütlere Ve fark- h noktai nazarlara konu teşkil et- mişse de, bugün bu mesele dahi hal- ledilmiş ve örfi idare ilânı karar- namesının de kazai murakabeye tâ- bi olduğu doktrin ve içtihadda kabul edılmıştır İşte bu makale- mizde biz, yukarıda beyan ettiği- miz noktaları, bilhassa — Fransız doktrin ve içtihadına dayanarak çok kısa ve umumi olarak belirt- mek istiyoruz. Memleketimizin ka- bul ettiği idari kaza sistemile idari rejimin esaslarının Fransa'dan alın- dığı hatırlanacak olursa, böyle bir tetkikin lüzum ve faydası — derhal anlaşılır. b Bir — çok Fransız müellifleri uzun zamandan beri, örfi idare — ilâ- nına müteallik hükümet kararının, bu karar parlamento tarafından tas- dik edildiği cihetle, —mahkemeler parlamento ile ihtilâfa düşmekten çekinecekleri için kazai müraka- beye tâbi olamıyacağını ve bu iti- barla bu kararın mutlak kazai mu- afıyetı olan kararlardan biri yani r "“Hükümet tasarrufu — acte de governement olduğunu ileri sür- mekte idiler. Halbuki 1051 yılında axime Mignon adlı genç bir fran- sız müellifinin hükümet —tasar- rufları konusunda yazdığı bir ma- kalesınde de belirttiği gibi, oriî ida- e ilâm kararnamesi dahi, ic et- tıgı takdirde, ötedenberi Fransa da kazai murakabeye tâbi olmaktadır. Birçok büyük öhretin hernasılsa gözden kaçırdığı bu hakikati Fran- sız Devlet Şurası'nın çok eski, 5 Haziran 1875 tarihli Cheron kararı ortaya koymaktadır. Bu karara ko- nu teşkil eden hâdisede esas itibari- le Rhone Vilâyeti örfi idare komu- tanının, "Cumhuriyetçi Fransa" ad- h bir gazetenin — kapanmasına ait emrim iptali bahis mevzuu olmakla AKİS, 24 ARALIK 1955 YURTTA OLUP BİTENLER Rejimdir Dr. İsmet GİRİTLİ Kanuni ve Hukuki Bir beraber, bu arada vilâyette örfi idare ilân eden kararnamenin yol- suzluğu da ileri sürülmüş ve Fran- sız Devlet Şurası her iki iddia- yı da tetkik etmiştir. Nihayet bu iç- tihad ayni şuranın 28 Ekim 1953 ta- rihli ve Hückel adlı kararile yeni- den teyid edilmiştir. Bu durum kar- şısında, Fransa'da ,örfi idare ilâm kararnamesinin de kazai murakabe- ye tâbi olduğu ve bir hükümet ta- sarrufu teşkil etmediği anlaşılmak lâzımdır. Hiç şüphe yok ki bu konuda en önemli mesele, örfi idare reji- mi esnasında ve bu rejimin tatbi- katile ilgili olarak alınmış olan bü- tün tedbir ve kararların, yapılmış muamele ve işlerin kazai müraka- beye tâbi olduğu hususunda öteden- beri doktrin ve içtihad sahasında bir ittifakın mevcut olmasıdır. Bu arada şunu da ilâve edelim ki, bu konudaki içtihad Fransız Uyuşmaz— lık Mahkemesi'nin meşhur 26 tem- muz 1873 tarihli Pelletier kara- rındanberi — değişmemiştir. Karara vesile teşkil eden hâdise kısaca şu- dur: Örfi idare ilân edilen Oise Vi- lâyeti Kum: m general de |'Ad- mirault ile bu vilâyet valisi Choppin müşterek bir kararlı Pelletier na- mındaki zatın çıkardığı "Le Devoir" gazetesinin kapatılmasına ve çıkan ilk nüshasının da toplatılmasına e- mir verince, Pelletier hukuk m: kemesıne muracaatle general, valı e bu emri infaz eden komiser a- leyhıne bir dava ikâme etmiş, ka- rana mevzuata aykırılığına binaen hükümsüzlüğünü — iddia ve davalı- lardan zarar siyan talep etmişti. A- lâkadar İdare meseleyi Uyuşmazlık Mahkemesine götürünce bu mahke- me yukarıdaki kararile bu konuda kazai mürakabeyi çok yerinde kar- şılamış ve fakat bu işin adliye de- ğil idare mahkemesinin vazifesine girdiğine hükmetmişti. * Türk mevzuatında ve doktrinin- örfi idare rejimi tatbika- tının kazai mürakabeye tabi olaca- ği kabul edilmektedir. Anayasamı- zın 86 ncı maddesinin üçüncü fıkra- sı, Idare-ı örfiye mıntakası dahilin- de "tatbik olunacak ahkâm ve mu- amelâtın sureti icrası ve harp ha- linde dahi masuniyet ve hürriyetle- rin tarz-ı takyid ve taliki kanun- la tespit" olunacağım beyan etmek- , diğer taraftan 25 Mayıs 1940 tarıhlı ve 3832 sayılı Orl"ı İdare Kanunu da, idarei örfiye rejimi- nin hükümlerini tesbit etmekle, ör- fi idare halinde tesis edilecek teşki- lâtın vazife ve salahıyetlerım gös- termektedir. Dem ki örfi idare ilânile husule gelen vaziyet tama- men hukuki, kanuni bir vaziyettir. zira Anayasa da beyan olunduğu ü- zere, muamelenin icrasının kanunla tespit edilmesi demek, bu muame- leleri icra edecek makamların bun- ları icra ederken kanuna, hukuk kaidelerine tâbi olması demektir ki bunun yegâne müeyyidesi de, örfi idare esnasında yapılan bütün işle- rin kazai murakabeye tâbi tutul- masıdır. Örfi İdare Kanununda ve esbabı mucibe layıhasile mazbata- larda "Örfi idarenin vazifelerinden" bahsedilmesi de örfi idare rejimi- nin kanuni ve hukuki bir rejim ol- duğunu, binaenaleyh örfi idare do- layısile ittihaz edilen kararların, a- lman bütün tedbirlerin, yapılan ta- sarrufların kazai murakabeye tâbi olması lâzım geldiğini teyid eder. İşte bu hususları ifade ettiği realite karşısında — değerli — idare Hukuku Profesörü Ragıp Sarıca a- sıstanlıgı zamanında, 1941 senesin- de, yani memleketimizde örfi idare mevcut olduğu bir zamanda Baro Mecmuasında yazdığı bir makalede şunları söylemekteydi: "Demek ki bizde de örfi idare ilânından son- ra - yani örfi idare esnasında - ce- reyan eden muamelelerin, ittihaz e- dilen bütün kararların, alınan bütün tedbirlerin, yapılan bütün tasarruf- ların ve işlerin (tabii ahvalde, ida- makamların idari rrufları gibi) Şurayı Devlet'in kesat mura- kabesine tâbi olması — lâzım gelir. Böylelikle de bizde de örfi idare rejiminin asla gayrı kanuni bir re- jim veya diktatörliik olmadığı teba- rüz etmiş olur." Diğer — taraftan memleketimizde — idare hukukunun büyük otoritesi, Ord. Prof. Dr Sıd- dık Sami Onar da bu konuda "...Ör- fi idare re]ımı de hukuki ve kanu- ni bir rejim olduğundan bu rejimin tatbiki ve cereyanı esnasındaki ta- sarruflar tamamen — idari tasarruf- lardır ve kazai murakabeye tâbi o- labilir" demektedir. Bu mevzuda mevcut olan bu ö- nemli prensibleri böylece belirttik- ten sonra, açılacak davaların merci ve istinat edeceği hukuki esasların ne olduğu meselesi konumuz dışın- da kaldığından, ayrıca bu hususla- rın tetkikine girişmiyoruz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: