24 Aralık 1955 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 6

24 Aralık 1955 tarihli Akis Dergisi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER Politikacının Acemisi Su, Ağrılı. Celal — Yardımcının 2 (Bakan vekiliyken çocuğunu resmi otomobılle mektebe gönde- söylerse söylesin, insan kendısını ciddiye alıp da kızamıyor. - met programının müzakere edildi- ği Meclis celsesinde, büyükler ko- nuşurken lafa karışmadan edeme- yanında oturan Prof. Fuad Köprülünün etegınde çekmesine n bir fırsatını bulup kürsü- ye fırlayıverdi. Meğer politikada e acemi değil, üstelik öğren- meye de pek kabiliyetli olmadığım söyleyecekmiş. Hakikaten İsmet İnönüye, hatırlata hatırlata, bun- dan iki sene evvel bir münakaşada yaptığı itirafı hatırlattı. Üstad o zaman polıtıkada tecrubesız bulun- duğun nin ihtimâl ki Ağrılı Celal — Yar- dımcı farkında bile değildi. Salon- dan kahkahalar o yüzden yükseldi. Hele bu arada "eğer baskı yap- saydım, Maarif Vekili — kalırdım" demesi büsbütün hayret uyandır- dı. İtham ettiği, kimdi ki? Üstadın arkadan, Unıversıte muhtariyetini zedelemediğini — bir anlatış tarzı vardı ki gülmemek imkânsızdı. Bütün bakanlığı esna- sında, topa topu iki hareket yap- mıştı. arkadaşlar: bır profesoru fi- kirlerini söylediği da da ilmi tenkid yaptığından ta- kibata girişmişti. İki hareketcik, arkadaşlar! Topu topa iki hare- ketcik... Bu Üniversite muhtariye- ti denilen şey de ne nazeninmiş, de gıl mı Celal Yardımcı? İki ha- derinden musamaha rica etmış, ha- in da aynı şekilde acemiymiş. O- nun için İnönü, Üniversite muhta riyetini zedeleyen bakan olarak kendisini itham etmemeliymiş. Kendisine yazık değil miymiş?. uki Celal Yardımcının da yle bir ıtıraf— tu. Konuşması sırasında öyle laflar etti ki, politikacılığının derecesi derhal belli oldu. Evvelâ İsmet İ- nönüye döndü ve şöyle haykırdı: — Paşam, paşam biz senin ve- killerin gibi vekiller degılız, biz hiç O, kimsenin âleti olmayı senın devrindeydi!". Bu lafın Başbakan İsmet Paşa- nın İktisad bakanlarına, Cum- başkanı İsmet Paşanın başba- kanlarına da bır tırız teşkil ettiği- rulacaktı. Buna 19 ları, millet zorlu- yordu. Karşı koymak mümkün değil- di Anlaşıldı ki Hür. P. nin kurucula- rı iktidara geçmek için değil, rejimin kurtulması maksadiyle mücadeleye a- tılmışlardı. Onlarda "İsmet İnönü kompleksi" yoktu, memlekete en iyi hizmet edecek olan iş başına gelme- liydi. Zaten Ekrem Hayri Üstündağ da arkadaşlarım inandıkları yolun aksi bir yola ne sürüklerdi, ne de sü- rükliyebilirdi. Belki de bu yüzdendir ki Menderesten gelen bir görüşme teklifini reddetti. eşebbüslerin cevabı, Bulvar Pa- lastaki kokteyldi. 6 zedelendiği iddia olunu- veriyor... Bir profesörü — bakanlık emrine almış, bır doçe t hakkında politikadaki ace- miliğine de bakmadan itham et- mez mi? Bu reva mıdır, Celal Yar- dımcıya? Galiba üstada göre Üni- versite muhtariyeti, ancak bakan- lar profesörleri meselâ kazığa geçi- rirlerse zedelenir. k yaşa, emi Ağrılı ba- kan! İki senede, politika sahasın- da biraz tecrübe edınıpde iki par- mak ilerlemediğini ancak bu ka- dar güzel ifade edebilirdin... İsmet Paşanın sana çatması, ama haki- katen gaddarlık. Merak etme, ca- nım üzme; bir daha çatmaz inşal- lah! D.P. Meclis tahkikatı Eğer memleketin dört bir tarafın- da halk : Gitti İsmet Kesildi Geldi o yâr Bozuldu ayar diye turkuler duzmeseydı veDP.Ge- nel Merke Alın lıuvıyetınızı Verin hürriyetimizi di manzum istifalar gelip Hür. ne iltihaklar olmasaydı bu haftanın başında salı günü toplanan D.P.Mec- Grubunda belki de Meclis tahki- katına karar verilmezdi. Ama Demok- rat milletvekilleri şısında — kendilerinin ve mesulıyetı bulunmad ığını, — suç mişler varsa onlar hakkında tahki- katın yapılacağını, halkın D.P. ye i- timadını kaybetmemesi gerektıgını is- pat etmekle mükelleftiler. Meşhur döviz komitesinin üç âzası: Fatin Rüştü Zorlu, Hasan Polatkan ve Sıtkı Yırcalı hakkında Meclis tahkikatı a- çılması, işte böyle bir hava içinde ka- bul edildi. Bu husustaki mevcut takri ün- deme alınmamıştı. Mılletvekıllerı bız- zat Adnan Menderes na kanla Sıtkı Yırcalı da katıldılar. Mü- nakaşalar çetin oldu. Menderesle be- raber yirmi kadar mılletvekılı veya bakan tahkıkatı yapması lardı. yapılacak tahkikatın hiç kimseyi tat- min etmiyeceği aşikârdı. Açıklık! Berraklık! D.P. yi bu kurtarabilirdi. neticeye varamamıştı. suçlu varsa, kim olursa olsun ceza- landırılması, dilden dile dolaşan ko- nin esası o ması yoluna gidiyordu. Başka çare yoktu. Meclis tahkikatı için bugünlerde Meclise bizzat D P. gurubu mensup- ları bir takrir verecekler, takrir ka- olununca Tahkika komısyonu kurulacaktır İç tuzugun 173n desine göre bu komisyon ya Anayasa Komisyonu ile Adalet dan kurulmuş bir karma yahut beşten on beş si bulunabilecek özel yon olacaktır. Bu Komisyon hü- kümetin bütün — vasıtalarından fay- dalanarak tahkikat yapacak, bu ara- da istediği bütün kâğıtlara ve vesika- lara el koyabilecektir. Komisyon ay- nı zamanda bakanları ve talep ettiği şahitleri de dinleyecektir. Meclis, bu komisyonun vazifesini ne kadar za- manda bitireceğini tayin edecektir. Komisyon Meclise rapor verecek ve raporda bakanların yargılanması is- tenilirse Yüce Divan kurulacaktır. Bir Sarolun durumu Bu sırada sabık Devlet Bakanı Dr. Sa Genel İdare Kurulu tara- fından sevkedıldıgı Haysiyet Divanı tarafından partiden muvakkaten ih- raç olunuyordu. Fakat bu, parti için- de tesanüdü bozucu hareketlerinden dolayı verilmiş bir cezaydı. Bakanlığı sırasındaki icraatı hakkında ise tıpkı diğer üç bakan için olduğu gibi bir Meclis tahkikatı açılması hususunda takrir hazırlanıyordu. Bilindiği gibi Dr. Mükerrem Sarol hakkındaki it- ham öteki bakanlar aleyhindeki it- hamların aksine olarak mücerretti ve vesikası ortadaydı. Sabık Devlet Ba- AKİS, 24 ARALIK 1955

Bu sayıdan diğer sayfalar: