4 Şubat 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 3

4 Şubat 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e AKİS Haftalık Aktüalite Mecmuası 2, Cilt : VI, Sayı 91 Rüzgarlı — Sok. Ovehan Kat : 3 Daire : 7 P. K. 582 — Ankara Tel : 15221 — (Başyazar) 18992 — (Yazı İşleri Fiatı : 60 Kuruş * Sene : ve İdare) İmtiyaz Sahibi Metin TOKER * Umumi — Neşriyat — Müdürü Cüneyt ARCAYÜREK * Bu nüshada yazı işlerini fiilem idare eden mes'ul Müdür : Yusuf Ziya ADEMHAN Teknik — Sekreter M. Nevz;:t ÜNLÜ Karikatür TURHAN Fotoğraf — : Hüseyin EZER ASSOCIATED PRESS TÜRK HABERLER AJANSI Klişe : Doğan Klişe ATELYESİ *& Abone — Şartları 3 aylık (12 nüsha) 6 lira 6 aylık (25 nüsha) : 12 lira 1 senelik (52 nüsha) : 24 lira * İlan — Şartları : 4 renkli arka kapak (Tam sayfa) 350 lira Kapak içi 300 lira metin sayfaları Santimi 4 lira * Dizildiği — ve — basıldığı — yer : Yeni Matbaa — Ankara Kapak Resmimiz: Meşhur Lefter Yılın sporcusu Kendi Aramızda Sevgili AKİS Okuyucuları Eğer Üüç kopuğun gazeteci olup kaldırım ağzı kullanması, iki Hayalet - Ajans'ın telgraf düzüp uraya sokuşturması, bir gızlı toplantıdan havadis sızdır- maya çalışan beş muhabirin söyle- nenleri kelime kelime nakledeme- mesi iktidarları ispat hakkının ve dolayısiyle teminatlı basın hürri- yetinin aleyhinde leketinde bugün serbest gazeteci- likten bahsedilmezdi. Zira kopuk- lar her yerde vardır, bir takım müteşebbis zevat her yerde açık- gözlük edıp para vurur ve nıhayet asla daır bir kanunu ilahi mevcut de— taşı yapmışlardır kadar evvel Menderes 6334 ydı klimini — hazırlar- ken zıyafetlere davet ettiği başya- zarlara bazı Anadolu gazetelerin- den parçalar okuyord Bu parça- larda ağza hakikaten alınmıyacak Bundan iki sene Başbakan Adııaıı aşbakan bunları okuduktan son- — İşte, bunu önliyeceğiz, di- yordu. Yenı kanun bu neviden neşriyatı durduracağız. Şereflere, haysiyetlere ulu orta tecavüz edi- liyor. Bundan sonra savcılar resen harekete geçecek ve mağdurdan muvafakat alır almaz dava açacak- lardır. Sert hükümler koyacağız." Belki de zamanın ilkbaharı an- dıran havası yüzünden sayın baş- yazarlar içinden parçalar okunan gazetelerin isimlerini sormayı u- Eğer sorsalardı, bu ma pek azını bil- diklerini görürlerdi. Parçalar ismi var cismi yok Hayalet-Gazete'lerde neşredilmişti. Onlar bahane edile- rek çok sert hükümler taşıyan, üs- telik ispat hakkı tanımayan bir kanun çıktı ve bu kanun bütün ba- sma tatbik otundu Simdi, ispat hakkı 5 mevzuunun bilinen şekilde ele alındığı ve üzerinde tartışmalar cereyan et- zı manevralar ya- gazetesine bakarsa- en hayati mevzular- da bile ciddiyetten ne kadar uzak, ne kadar çapulcu, ne kadar peri- bir usul" le çalışmaktadır.. olunca bu basının “"ispat hakkını muayyen maksadlar uğru- na şerefli haysiyetleri ve şahsiyet- leri öldürmek için bir silâh olarak kullanmıyacağını" kim temin ede- bilir? Üstelik bahis mevzuu gaze- tecilik anlayışı "ispat hakkını kul- lanmaya başladığı zaman köy bek- çisinden vekile kadar bütün bir devlet mekanizmasını işletenleri bir muharebe meydanının yaralıla- rı ve ölüleri gibi yere sermekte kendini ne dereceye kadar selahi- yetli görecek" tir? Zafer'in gösterdiği misal ikidir. Gazeteler D.P. Meclis Grubu top- lantısında Adnan Menderesin Üni- versiteler için "çanlarına ot tıka- rız" dediğini yazmışlar' Başbakan e teler iki De- mokrat mılletvekılının bazı profe- sörleri komünistlikle — suçlandırdı- ğını bildirmişler; iki milletvekili halden değıl maziden bahsediyor- e kör olduğu fîkrını kafalarımızdan silmeliyiz. Gazete- ler doğruyu yazdıkları müddetçe tesirlidirler. Hakikaten şerefli, ha- kikaten haysiyetti bir adamı han- gi muharrir yaralıyabilir? Ama marifetlerini gizleyen bir politika- cını skaralıklarını evzuu bıta vakalarıdır; hakıkı basınla bir alâkası yoktur. Devletin onlarla mücadelesi, onları emzirmemek olmalıdır. Yanlış havadislere gelince, bir gizli toplantıdan malümat sızdırır- ken gazeteci kendi izanını çalıştı- rır, anlatılanları onun süzgecinden geçirir. Eğer Menderes üç gün ev- vel Meclis kürsüsünden, bir açık celsede "avucunuzu yalayın!" de- memiş bulunsaydı, onun Grup top- lantısında "çanlarına ot tıkayaca- ğız" dediğine kim inanırdı, lütfen söyler misiniz? D.P. liderleri- nin üniversite muhtariyeti — hak- kındaki fikirleri bilinmeseydi ve mü mgasını yapıştırdık- ları doğru olmasaydı milletvekille- rine atfedilen sözler böylesine gü- rültü çıkarır 'mıydı? İnsanlar ve teşekküller kendi şöhretlerini biz- zat yaparlar, basın hür vasıtadan ibarettir. Basından korkmayalım, yalnız kendi şohretlerımıze bizzat itina gösterelim. O kada Saygılarımızla AKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: