31 Mart 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 15

31 Mart 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA "burada konuşan Prof. Erhard'tır" cümlesini bir daha tekrarladı. Son- nim için çok faydalı- dır. Politik hüviyetimle söyleyeme- İ )r olarak rahatça a- çıkhyabiliyorum dedi ve viskisin- den bir yudum daha alarak devam etti: "Türkiye bir konferans tertip ederek borçlu olduğu memleketlerın mümessilleri önünde nu ortaya koysun. Alacaklı memle- ketlerin daha uzun vadeler vermesi- ni temin için yapılacak bütün teşeb- büsleri desteklemeğe en hazırım. Konferansa katılıp Türk ekonomisi- nin istikbali için çalışmaktan ancak zevk ve şeref duyarım. Fakat dedi- ğim gibi ilk hareket Türkiyeden gel- melidir. Yaraya — neşter vurmaktan çekinilmemelidir." Bunun üzerine hazır bulunanlar- dan biri Erhard'a Türkiyenin NATO d orduya yapıla Erhard 'Hep- YAPACAĞIZ? urumun! mMasrafları hatırlattı lekette az bulunacağı, bazılarının hiç bulunmıyacağı söylenecek ve sı- kıntıya — katlanması istenecektir. Realite — odur ki, geri kalmış bir memleketin kısa zamanlara sığdır- mağa mecbur olduğu hamlelerin yü künü taşımak durum Ayrı- hatalı bir gidişin neticelerini sistemli çalışmalarla ortadan rıncaya kadar darlıklar, sıkıntılar devam edecektir. Açık ve samimi bir dille millete hitap edilince, onan yardımını esirgemiyeceği — muhak- kaktır Bu yardımı istihsale mec- buruz. Fedakârlıkları istilzam eden hiç bir program — millete mal edil- meden muvaffak olamaz. * Bir yandan dış tediye gücümüzün, öte yandan iç finansman kay- naklarının hudutlarını aşmış bulu- n e iş eski borçlan tasfiye etmek, vadesi ge- len taksitleri ödemek, kalkınma ve zaruri ihtiyaç maddeleri temin et- mek hususunda bunalıyor. Girişilen işlerin finansmanı için nereye el atsa emisyon mekanizmasının ha- rekete geldiğini — görüyor. Fiatlar alabıldıgıne artmaktadır. Bu du- n çıkmamız ıçın açılacak yol ların malzemesi vuzu ölçü ve di- siplinden ibaretti Dış borçlarımızın, taahhütlen'- mizin ve kaynı bir en- vanteri yapılmalı, bunun netıcelerı- ne göre önümüzdeki yılların imkân ları meydana konarak bu imkân- ların hududu içine girmeyi kabul larımızı en çok zorlayan tır: lar da, plânlaştırılarak, iç polıtıka met ve cezirlerinden kurtarılmalı, iktisadi ve mali hudutlar içine alın AKİS, 31 MART 1956 sini bılıyorum ve bilerek konuşuyo- rum" dedi. Elini dostça ticaret heye- timizin üyelerinden koyarak konuşmasını tamamladı kere iki dört eder". Dış Yardım Beklenen konuşma Geçen hafta Yeşılkoyde uçaktan yaşlı, uzun boylu m Tür- kıye ye ilk defa 1947 yılında gelmış— . Son yıllarda sık sık memleketi- mızı ziyaret etti. İktisadi hayatın sı- kıntıları içinde bulunan halkım iktisatçı olmaksızın, bu zıyaretlerı dikkatle, biraz da ümitle, takıp edi- yor, haklı olarak bir şeyler öğren- mek istiyordu. Ne çare ki, misafiri- miz bir dıplomat gibi lakonıktı, Çok konıışmak gibi çok az konuşmanın da mahzur- ları varmış: — etraflı bir konuşmada malıdır. başına İhracatımızla kal- kınmamızı istediğimiz vüsat ve su- ratte yapamıyacağımıza, dış dilere ihtiyacımız — olduğuna gore, güvenin iadesi böyle bir programın mevzularından birisi olacaktır. Her halde, ödeyebileceğimizden fazlası- nı alarak alacaklıları hudutsuz bir intizar rejimine tabi — tutan borç- lanmalara son vermek, eski birik- miş borçların — tasfiyesinde azami İyi niyet göstermek şarttır. Esa- sen, iktisadi hayatımızı yeniden dü zene koymak teşebbüs ve gayreti muhtaç olduğumuz güveni sağla- makta müessir bir rol oynayacak- tır. Elde durumumuzun açık bir hesabı ve ıslah programı — olmak şartiyle, birikmiş borçlarımızı Av- rupa İktisadi İşbirliği — çevresinde eli bir konsolidasyona bağ lamak imkânları araştırılabilir. Bu çalışmalar esnasında — Türkiye'nin askeri ve iktisadi potansiyeli bakı- mından daha ziyade kısılması teh— likeli olacak bir ihtiyaç m: kânlarımız dışında kalabılır Bu marjı karşılamanın yollan - Ame- rika Hükümeti ile çatır çatır mü- zakere etmenin yollan - bir disip- lin içine girmeyi kabul — ettiğimiz gün zaten açılmış olacaktır. Para, kredi ve fiat politikası bu programda önemli yerini alacaktır. bir hükümet devalüasyonu gö- nul rızasıyla kabul etmemiştir. Bu, muvazenesiz bir ekonominin mah- kumiyetlerinden im ekono- mimizde de dikkati çeken alametler belirmektedir: umumi surette bir fiat seviyesi kayması vukubulmuş görünüyor. Birkaç gün evvel Eti Bank bakır fiatına 1000 lira zam etmişti. Gazeteler, mizahi ifadeye bir. majuskul -miniskül â yıp gidebili altı satırlık bir beyanatta sayın dos- umuzun üzüleceği kadar önem ikti- sap etti. Filhakika bir kısım gaze- telerimiz Thornburg'un "Türkiye daha iyi hükümetlere sahip olmalı" dediğini yazmışlardı. Halbuki o, son- radan Hiltonda açıkladıgına gore, kü- çük g ile başhyan ' goveı-nment keli- mesini kullanarak nin daha iyi bir idareye ıhtıyacı nı belırtmış, “daha iyi bir hükümet" mânâsım ala- cak olan büyük harfli "Government" kelimesinden dikkatle içtinap etmişti. Sayın iktisatçı'nın nezaketi takdir edilecektir. Meselenın esasına gelin- ce, acaba "iyi bir idare" ile "iyi bir hükümet" arasındaki fark, buyuk ve hatası %ek küçük g'lerin mı buyıık tür?. Hoca Ali yahut Hoca boy farkından daha t Ali Thornburg Yeşilköy konuşmasın- da, tekel maddelerine yapılan fiyat zammın dığım belirtmişti. Umumi Cahit ZAMANGİL kıymet vererek, bir "ayarlama"dan bahsettiler. Bu tabiri şu 1956 yılın- da doğru ve yerinde görürüz. Fil- hakika, geri kalmış — bazı fiatlar yeni seviyeye göre ayarlanmakta- ır. Bu seviyeye nisbetle batı Av- rupa'dan ve adan ithal etti- ğimiz mallar çok ucuzdur. avaş yavaş 280 kuruşluk — dolan ucuz saymağa alışıyoruz, iat - para meselesinde bizi en ziyade tazyik edecek faktör, ihra- cat fiatlarımız olacaktır. Gün geç- tikçe, ihraç mallarımızın — fiatları umt seviye — içinde, müstahsili korumaz oluyor, çeşitli yollardan kün olursa önlemeye, her halde za- rarsız surette gecıktırmeye ve za- olduğu zaman önceden hazır- lıklı olmaya çalışmalıyız. Yeni bir ikt sadı muvazeneye kavuşma isteği, arzın arttırılması- nı - ki derhal elde edılebılır bir şey değildir - veya talebin - ve onu tah rik eden iştira — gücünün, devlet masraflarının - kısılmasını, — kredi hacminin miktarca ve keyfiyetce yeniden ayarlanmasını - hele zirai kredilerin istihlâk — kredisi haline dejenere olmasının önlenmesini -, emisyona götüren sair faktörler ü- ednnde hakimiyet tesisini istilzam er. Bunlar memleketimizin şartları içinde, -zor işlerdir. Bununla r, avrupai tipte planlaşmalar id- diasına da kapılmaksızın, kendi im kanlarımıza uygun ıslahat yoluna girmekten başka çare yoktur. ın kendi tavsiyesi eseri olma- efkârımız' 15

Bu sayıdan diğer sayfalar: