31 Mart 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 3

31 Mart 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AKİS Haftalık Aktüalite Mecmuası Sene : 2, Cilt: VI Sayı : 99 Rüzgarlı Sok. Ovehan Kat : 3 Daire : 7 P. K. 582 — Ankara Tel : 15221 (Başyazar) 18992 (Yazı İşleri ve İdare) Fiatı : 60 Kuruş İmtiyaz Sahibi : Metin TOKER Umumi Neşriyat Müdürü : Hamdi AVCIOĞLU * Bu nüshada yazı işlerini fiilen idare eden mes'ul Müdür : Yusuf Ziya ADEMHAN * Teknik Sekr_e_ter . M. Nevzat ÜNLÜ * Karikatür * Fotoğraf : Hüseyin EZER - ASSOCIATED PRESS TÜRK HABERLER AJANSI * Klişe : , Doğan Klişe ATELYESİ * Müessese müdürü : Mübin TOKER * Abone Şartları : 3 aylık (12 nüsha) : 6lira 6 aylık (25 nüsha) : 12 lira. 1 senelik : 24 lira (52 nüsha) * İlan Şartları : 4 renkli arka kapak (Tam sayfa) : 350 lira Kapak içi 300 lira metin sayfaları Santimi 4 lira * Dizildiği ve Basıldığı Yer : eni Matbaa — Ankara Kapak resmimiz : Muammer Obuz Bir yemin uğruna Kendi Sevgili AKİS Okuyucuları Son derece mühim bir mesele ü- zerinde ehemmiyetle durmak mecburiyetiyle karşı karşıya bulu- nuyoruz. Bu mesele dış politika- mızdır. Hakıkaten içinde yaşadığı- mız devrede dış münasebetlerimiz hayati bir mahiyet almıştır ve o mevzuda hükümeti bir yandan Meeclisin, dıger taraftan basın yo- luyla umumi efkarın mürakabesiz bırakması başımıza tarifi gayrı kabil güçlükler çıkarabilir. Gerek rejim mevzuun a, gerekse iktisa- di sahada bu murakabeyi arzula- nan şekilde ışletebılseydık bugün- kü sıkıntılarımıza belki de maruz dahi kalmazdık. Şimdi, hiç olmaz- sa maziden ders alarak önümüze yeni açılan ve dünyadaki siyasi konjonktür icabı son derece mü- kontrol edelim. Rejim mevzuunda ve iktisadi sahada karşı karşıya bırakıldığımız emrivakileri dış po- litikada önlemenin tek yolu bun- dan ibarettir. politika dünyanın biç bir memleketinde iç politika kadar a- lâka çekmemiştir. Fakat bu, bü- yük halk kütleleri için boyledır Yoksa her yerde Meclis ve basın zamanı geldıgınde o mevzuların ü- ı-.' tikadan bahsetmenin, fikir ileri sürmenin, murakabe etmenin guç- lüğü bu sahada her şeyin "bilgi" ye dayanmasından ileri gelmekte- dir. Bilgiyi elinde tutan ise, sadece hükümettir. Eğer hükümet bir muhakeme için gerekli malzemeyı Meclisten veya umumi efkârdan e- sirgerse, elbette ki söylenecek söz- umumi mahiyette olmaktan i- leri gitmez, müsbet tenkidler ve ikazlar güçleşir, lâzım olan bilgi ecnebi kaynaklardan temin edile- ceğinden bazı yanlışlıklar vukua 'gelir. Bu ise, ortalığı karıştırmak- tan başka işe yaramaz. O bakım- dan Möeclis ve basın her şeyden evvel hükümeti zaman zaman dış münasebetlerimiz etrafında aydın- latıcı malümat vermeğe — mecbur etmeli, ona bu demokratik âdeti aşılamalıdır. Ancak bu teinin e- dildikten sonradır ki murakabe e- saslı şekilde işlemeğe başlar. . Burada, Menderes hükümetleri- in bir hıısusıyetı dolayısiyle güç- lukle karşılaşılacağı — ortadadır. Bu hükümetler demokrasilerde a- det olan murakabeden hoşlanan hükümetler değildir. Bilâkis hükü- metin başkanı dünyada her şeyin en İyisini kendısının bildiği zeha- bındadır ve arkadaşları, bu zatın hareket tarzını ilmi yollardan İ- zah imkânını bulamayınca "cezbe" den bahsetmeye başlamaktadırlar. Gerek rejim meselelerimizin, ge- rekse ekonomik durumumuzun bu gü perişan hali hep bu zıhnıye- tin netıcesıdır Hiç olmazsa dış po- Aramızda lıtıkada hükümet başkanının "cez- be" ye girmemesine elbırlıgıyle ça- lışmak mecburiyetindeyiz. Zir: jim meseleleri, hatta ıktısadı va- ziyetimiz nihayet, bu hükümet gi- dip - Mr. Thornburg'un tabiriyle - iyi ve daha iyi bir idare kuruldu- ğunda büyük gayretler pahasına da olsa tarafımızdan düzeltilebilir. Ama dış politikada atılacak bir kaç ihtiyatsız adım telatîsı gayrı kabil neticeler doğ dan Meclisi ve basını peşın olarak ikaz etmekte büyük fayda vardır. Onların bugün — vazifelerini yap- maları, tahmin olunamıyacak ka- dar hayati bir lüzum halini almış- tır. * Dış politika meselelerimizin son haftaların en mühim hadisesi haline gelmesi sebebi ikidir. Evve- lâ Kıbrıs işi vehamet kesbetmıştır ve bu mevzuda acil, realıst bir ka- rara varmak Hata üstü- ne hata ışleyen ve pek tabu ola- rak ezeli “England above all Her şeyhi ustunde Ingıltere pren- sibine politikasını tesbit eden Londra hükümetleri- nin dümen suyundan ayrılmalı, kendimize ait bir hareket tarzı tutmalıyız. Belki hükümetimizin başkanı şahsen inandığı dehasiyle İngiltereyi de kendisinin idare et- tiği ve Lon ın, Ankaranın dü- men suyunda olduğu kanaatinde- dir ama görmesini bilen gözler ha- kikatin bu olmadığını anlamakta güçlük çekmemektedirler. Kıbrıs h tun partilerin ıştırak edecekleri bir "milli politika" çiz- meden dünya siyaset âleminde se- nın temel taşı ise şimdi yapıldıgı gıbı hukuki veya strate- ardan ziyade, doğ- rudan dogruya adayla olan demo- grafik alâkamız olmalıdır. Hukuki veya stratejik mülâhazalarla hak iddia edilen devri çoktan arkada bıraktığımızı, zaten böyle bir ta- lebi destekleme imkânlarını belki Amerikayla Rusya hariç biç bir devletin elinde tutmadığını anla- mamı> lâzımdır. Hükümetin bugün takip ettiği yol, Kıbrıs işinin bi- zim lehimizde hallini sağlayacak yol olmaktan çok uza İkinci sebep, Rusyanın uzattığı eldir. Rusya el uzatma zamanını seçerken içinde bulun konomi şik Devletleriyle yardım mevzuun- daki anlaşmazlığımızı göz önünde tutmuştur. Şimal komşumuza kar- şı çok ihtiyatlı davranmamız lüzu- mu gün gibi aşikârdır. Fakat gün gıbı aşıkar olan başka bir husus ma gömmenin bir fayda vermıyecegıdı Saygılarımızla AKİS

Bu sayıdan diğer sayfalar: