5 Mayıs 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

5 Mayıs 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TIB Hekimlik İhtisas Tarih — tetkik edilecek olursa heki- min yetişme tarzının değişmediği görülür. Hekim önce tabiat bilgileri- ni, sonra tecrübeli bir meslekdaşının nezaretinde, hasta yatağının başında, hastalıkları tetkik eder ve öğrenir. Kendinden önce yetişmiş ve gelişmiş olanların çalışmalarını ve eserlerini gözden geçirir. Sonra öğrendikleri kontrol edilir. Yazılı ve sözlü imti- handan geçer. Vereceği cevaplar ye- terli ise hekimlik sanatını icraya i- zin verilir. Bundan sonra da ihtisas gelir. Tabible cerrah çok eskiden bir- birinden ayrılmıştır. İhtisasın daha ince dallara ayrılması on dokuzuncu yüzyılda başlamıştır. 25 yıl öncesine kadar bütün hekimler hemen hemen hep şu yukardaki formasyonları ik- mal etmişlerdir. Hep aynı kurslara devam etmişler, aynı kitapları oku- muşlar, aynı düden konuşmuşlardır. Yalnız bazı hekimler konsultasyon hekimi olarak özel bir sahada y sek kabiliyetleri yahut karakterlerı tisas; 1870 yılarına doğru bakteri- yolojinin ve biraz sonra da radyolo- jinin gelişmesiyle ortaya — çıkmıştır. Bu iki ihtisas hasta yatağından u- zakta gelişmiş, özel etüdlere, paha- li aletlere, laboratuvarlara veya ay- rı binalara ihtiyaç göstermiştir. İh- tisaslar; yeni aletler, yeni muayene metodları ve teşhis vasıtaları ile git- tikçe çoğalmaktadır. Biz modern he- kimliğin ilk yüz yılının sonlarına u- laşmış bulunmaktayız. Bugün, yal- nız pratisyen hekim bütün bu bilgi- lerin hepsini bir arada kullanmakta ve bunları elde edebilmek için de u- zun ve dağınık etüdler yapmaktadır. Hekimlerin arasında en çok çalışan, en iyi yetişen ve en az para kazanan bu pratisyen hekimdir. Onun yaşama şartları çok zordur. Yalnız o, hekim- lik üzerinde hala genel bir bilgiye sahip olan kimsedir. Özel bir ihtisas şubesiyle uğraşan kimse bütün Za- manım bu konuya ayırabilir. Hekim- likte ihtisasın bütün — avantajı bu- dur. Mütehassıs kendi şubesinin içi- ne girmiyen hastalıklarla da uğ- raşabilir. —Literatürü — pratisyenden daha iyi tetkik eder. Aynı konuyla uğraşan başkalarıyla görüş ve bilgi değişimi yapar. Mütehassıs; çok dar bir sahada çalışan hekim demektir. Gençlik hastalıkları Hekimlikte ihtisas bölümleri şakuli ve ufki olabilir. Şakuli olanında mütehassıs bir organa meselâ göze, kulağa, kalbe yahut bir sisteme, üro- jenital cihaza, sinir sistemine veya bir dokuya, mesela deriye, yahut bir hastalığa: tüberküloza, sifilize, kan- sere kendini verir. Ufki olan ihtisas- ta ise hekim; hayatın bir döneminde- ki hastalıkları tetkik eder. Çocuk hastalıklarım (Pediatrie) veya ihti- yarlık hastalıklarım (geriatrie) ele alır. Gençlik hastalıkları ise yeniden yeniye tetkik edilmeğe başlanmıştır. ayatın bu devresinde hastalıklar nadirdir. Karakterleri başka türlü- dür. Zamanında tanınmaları ve mü- essir bir tedaviye alınmaları lâzım- dır. Genç adamın patolojik tezahürle- ri bugün özel bir ıhtısas halınde top- lanmaktadır. Buna phebıatrıe deniliyor. Yunan tarihinde "ephebe" askerlik cağına gelmiş 18 yaşındaki kimse demektir. Bir yandan da fel- sefe akademilerine ve "gymnasium" Tehlikeli hareketler yapan sporcu kızlar Gençlerin korkusu yoktur AKİS, 5 MAYIS 1956 lara devam eden gençlere bu İsim ve- rilmektedir. Özet olarak o devrin gençleri bu isimle anılmaktadır. Şu halde ephebiatrie denilince 18-25 yaşlar arasındaki askerlik hizmetine yararlı gençlerin hastalıklarıyla mef- gul olan ihtisas şubesi anlaşılacak- tur. Ephehe hayatin eşiğindedir. Ço- cukluktan sıyrılmıştır. Bunaklık ça- ğından uzaklardadır. İlk 18 yılda ya- ni Çocukluk, olgunluk ve gençlik ça- ğında dışardan karbonhidrat, prote- in, yağ, maden tuzluları almış ve Ö- bür canlılardan birçok noktalardan farklı bir organizmaya sahip olmuş- tur. Dışardan birçok empresyonlar tesbit etmiş, birçok tecrübeler edin- m iş ve bu deneylerle karakterini kur- muştur. Sonradan kullanacağı birçok bilgileri de kazanmıştır. Beden yapısı tamamlanmıştır. Artık ne daha uza- yacak ve büyüyecek, ne de daha kuv- vetlenecektir. Karakterinin de hatları degışmıyecektır Bilgileri da- a artacak fakat esaslı degışık— lıkler gostermeyecektır Ephebe; ha- yatın en güzel, en parlak donemını yaşamaktadır. Varlığının küçük süresinde — imkanların tepesındedı Beden kudretleri en üstün durumda- dır. Bu devreden sonra ne daha kes- kin zekâlı, ne de daha hassas olacak- tır. Bütün atletizm rekorları 18-25 yaşlar arasında başarılır. Avantür ve cüretin zaferleri, en güzel müzik bu hışlan, en lirik parçalar bu yaşlar- daki gençlerin işidir. Ephebiatrife'nin uğraştığı hastalıklar; bu yaşın fi- zik ve ruhi ozellıklerıne reaksiyonla rına uyarak büsbütün ba aşka karak- terler alırlar. Gençhk serguzeştle çağı demektir. O zamana ka maye edilen sevk ve idare edılen geni adam hayat yolunda yalnız başına yürümeğe . Aşılacak tehlike ler, yenilecek zorluklar arar. Müca delecidir. Kudretlerine güvenmekte dir. Yenilgeleri tadmamıştır. Her şe- ye muhaliftir. Onca tahammülün ma nası haksızlığı kabul etmektir. Kay- bedilmiş davaları destekler. Mazeret olarak da hakim fikirleri yıkmak lazım geldiğini ileri sürer. Cüretkar hareketler ve zorluklan yenme teşeb- büsleri ile, güzel söz söyleme ve nük- te gosterılerıyle giyinişte ve hara ketlerde basitlik ve değişiklikle şah siyetini belirtmek, arkadaşlarının takdirini kazanmak, onların naza- rında kendini haklı çıkarmak ister. Gençte iskelet Fizik bakımdan epheb'in iskeleti ne sait, kemikler artık bir bütün haline gel- miştir. Kemiklerin uç kısımlarına ya- kın yerlerde bulunan, kemikleşme- yi ve fazla kanlandığı için kemikle- rin uzamasını temin eden bölgeler or- lıklarının yerleştiği yerlerdir. Demek- ki, genç adamda kemikler teşekkül- lerini ve gelişmeleriniikmaletmemek- edirler. Bununla beraber daha yıllarca elastikiyetlerini ve kanlanma kabili- yetterini, çocuklardaki gibi, muha- faza edeceklerdir. Bu elastikiyet ge 27

Bu sayıdan diğer sayfalar: