23 Haziran 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 18

23 Haziran 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 18
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ SAHADA İngiltere Kalkınma Gecen hafta neşredilen rakamlar, İngilterenin tediye muvazenesin- tine rahat nefes almak imkânını ver- miştir. 1956 nın ilk beş ayına ait is- tatistikler, durumun geçen yıla na- zaran çok daha iyi olduğunu ifade et- mektedir. Mayıs sonunda tediye mu- vazenesinde hasıl olan 75 milyon ster- linlik fazlalık, yıl sonunda bu mikta- rın 175 milyon sterlin civarına vara- cağı umıdını uyandırmıştır. Bu neti- ceyi doğuran en belli başlı amil şüp- he yok ki, İngiliz endüstrisinin son derece ucuz kömür ve çelik elde et- mek imkânına sahip bulunmasıdır. Bu sayede İngiliz endüstri mamulle- ri dünya piyasalarında, fiatlarının u- Anthony Eden Fırsat, kapısını çaldı cuzluğu sebebiyle rağbet bulmakta- dır. Dünya fiyatlarının gittikçe yük- , İngilterenin dış t sım büsbütün arttırmakta, ona yeni pazarların kapılarını açmaktadır İn- giliz sanayicileri de durumu "Şimdi piyasa bulamazsak bir daha hiç bu- lamayız" diye ifade etmektedirler. Butler'in ümidi T ediye muvazenesindeki bu ferah- lık, İngiliz iktisadi siyasetinin bir numaralı adamı, eski Maliye Bakanı ve şimdiki Mührühas Lordu E. Butler'i yeni ümitlere ve aşırı bir nikbinliğe sürüklemişe benziyor. Mr. Butler, geçen haftanın sonunda Lond- rada Muhafazakâr Partinin bir to Op- lantısında bu ümitlerini şöyle ifade etmiştir. "1952 yılında karşısında bulundu- 18 nesi butç eden de tur ve iktisadi polıtıkada en mühim yerın tediye muvazenesine ayrılması icap etmektedir. sözlerine şöyle devam etmiştir: ğumuz güçlükler göz önüne getiri- lirse ve bunları cesaretle ve bilhas- sa sebat ile yendiğimiz düşünülürse istikbale Ümitle bakabileceğimiz mu- hakkaktır. 1952 de büyük bir kalkın- ma sağlamıştık ve bu yıl da gene bü- yiik bir kalkınma sağlıyacağız." Butler'e göre tediye muvaze- mühim bir husus- Mührühas Lordu Milli Korunma Kanununun yeni iktisadt hükümleri 11 Haziran gününden beri yürürlüğe girmiş bu- lunmaktadır. Tesbıt edebildiğimizi sandığımız ilk iki neticeden birisi, müstehlik halkın belirgin memnu- niyet ifadesi; ikincisi, kanunun hem hükümetçe, hem tüccarca hazırlık- sız olarak tatbikinden doğan ciddi meselelerdir. Müstehlik halkın —memnunluğu- © 25 kâr tahdidi üzerine, şimdiye kadar bu tahdit dışında bulunan ti- caret şubelerinde fiatlar bu ölçüye göre ayarlanmış, bazı şubelerde ise fiatlar esaslı surette indirilmiştir. Müstehlik hissen de memnundur. Geçim sıkıntısı içinde bunalanlar, tezatlı tartışmalar arasında, iktisa- di zorluklarımızın bir izahını yapa- mamaktan ayrıca sıkılıyorlardı Şim di, Milli Korunma Kanunu ile tica- rete ait cezaların artırılmış olması, bu kanun münasebetiyle konuşulan- lar ve ilk tatbikat, nazarları tüccar üzerine çekmiş bulunuyor Bu kolay lerek tüccar, müstehlik, iktisadi po- litika unsurları üzerinde ayrı ayrı durmak, — iktisadi — zorluklarımızı yenmek için takibi zaruri iktisadi politika meselesini gündeme iade etmek ihtiyacı kendısını hissettire- cektir Şimdi, Türkiyede bütün mallar, istisnasız, mua; r hadlerinin tayin ettiği fiatlarla satılmaktadır Kanun bu kadarı temin edebilir. Bundan sonrası, yine iktisadi sis- temlerin ve kanunların hükmü al- tındadır. Bütün ticaret kar haddi çenberi içine alındıktan sonra, fiat seviyesi yine yüksek ise, bunun ku- suru ve deyası Milli Korunma Ka- nununda aranmalıdır.. Bu kanun fevkalade halterin gerektirdiği bir inzibat müessesesidir. İkinci dünya harbı ıçınde kullanı lmıştı Sonra, de- ğişik fakat mahdut olçulerde 'tat- bik edilmi ıştır Şimdi öl. çok geniş ölçüde tatbikine luzum görülmüş- "Yeni tedbırlere baş vurulup vu- rulmaması, ü hdır. Bunlar birbiri durmadan yukselırlerse b ün var- dığımız netice bile bir i yara Herkesin birlik olarak bu bakımdan mutedil hareket etmesi mantık ica- bıdır. Hükümet bu ışı dikte etmek suretiyle — yapamıya: cagın ve yap- maması icap ettiğine göre, bütün alâ- kalıların mesuliyet hissiyle harekat ederek, hayatın iktisadi gerçeklerine MİLLİ Bu inzibatın verebileceğinden fazlasını ümit etmek ve ettırmekten sakınmalıyız. İktisadi zorlukların tedbirlerle yenılebılecegı yolundaki sade hakikat kıymetin- den bir şey kaybetmış değildir. İn- zibat ve müe e bakımından ha- a saglan- caret Bakanının ifadesi ı- le, ıktısadî "tedbirler manzumesi" ihtiyacını bir an önce karşılamağa bakmalıyız. Yeni kanun tatbikatı üzerine kesin mütalâalarda bulunmak için gereği kadar zaman geçmemiştir. Biz, daha bu gunden dikkati çeken birkaç nokta üzerinde duracağız. Mağazalarda teşhir olunan mal- lar üzerine etiket koyma usulünün, Milli Korunma Kanunundan onceye kadar uzanan, 18 yıllık bir mazisi vardır. Bu usulün faydalarına ina- nanlardanım. Etiket usulünü müm- kün ve faydalı olabılecegı tica- ret şubeleri için defa va- zeden 1938 kanununun hazırlan- masında — inanarak — çalışmıştım. Yeni kanu etiket koyma mü- kellefiyeti istisnasız bütün — tica- ret şubelerine ve bütün mallara teş- mil edilmiş, hükümete hiçbir istisna tanınmamıştır. Halbuki etiket koy- manın imkânsız veya külliyen fu- zuli olduğu ticaret şubeleri vardır. Tekel mamulleri üzerine etiket koy- nün icabıdır. Acele olarak aydınla- tılması gereken durumlardan birisi budur. Hükümetin istisna — yetkisi olmadığına göre, olsa olsa, mesela, üzerinde fiatı esasen yazdı olan i- lâçlar, tekel mamulleri, kitaplar gibi hususiyet arzeden mallar hak- kında bu fiatların etiket mahiyetin- de sayılması gibi idari mesuliyet deruhte eden kararlar bahis mev- zuu olabilir. Ankara Ticaret Odası'- mn bar ticaret tanesine göre etiket sekil ve muhtevalarım tayin eden listelerinde bu kabilden bir kısım ticaret şubelerının ve malların zik- redilmemiş olması böyle bir endi- rekt istisnanın ıfadesı demek mi- dir? Her halde, bir tek etiket kusu- AKİS, 23 HAZİRAN 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: