11 Ağustos 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

11 Ağustos 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ADALET sas hakkındaki iddialarının bu di- lekçede yazılı olanlardan ibaret bu- lunduğunu duruşmada beyan etmiş ve bu sebeple suçun subutunu der- meyan ile tecziye talebınde bulun- muştur. Bu dilekçeye göre, "yazının, baştan yıldız işaretine kadar olan kısmının şeref ve haysıyete tecavüz mahiyetinde bulunduğu, hakareti a- miz, tezyif ve tezlil edici, itibar kırı- cı mahıyette olduğu" ileri sürülmüş- Gönüyoruz ki yazının umumi hu- dudu içinde de kalınsa, cümleler te- ker teker de ele alınsa, bizi suçla itham edecek mevkide olanlar suçun vasfi hakkında bir ittifaka varama- mışlardır. Bu da gösteriyor ki ya- zıda bir suç mahiyeti mevcut — de- ğildir. Şeref ve haysiyete tecavüz, — ha- karet, tezyif ve tezlil etmek, itibar kırıcı olmak.. bunlar birbirinden ta- en ayrı unsurları ihtiva eden hallerdır Bir yazıyı bir kanunun ta- dâd eyledıgı bütün suç unsurlarına mutabık mek, bu yazıyı bir suç kalıbına sıgdıramamaktan ileri ge- lir Nam us, şeref ve haysiyete tecavüz unsurları bakımından yazıda bir su hali göremeyince, hakaret fiilinin te- kemmülünü mevzuumuzda bulama- yınca, müdahilin ileri sürdüğü itibar kırıcı bir fiille mi karşı karşıyayız diye düşünmeye mecbur kalıyoruz. İddia makamının "istihfaf eden" di- ye vasıflandırdığı hâli, müdahil "iti- bar kırıcı" olarak ileriye sürerken evzuun nasıl ayrı ayrı müta- laa edildiği kendiliğinden ortaya çık- mış bulunuyor. Bu sebeble de her iki kabulün hadisemize uygun ola- rak tecelli etmediği anlaşılmış olu- r Bundan başka yazının izah ve teş- rihinde de, metne ve asla mutabık bir tahlil yapılmamıştır. Müdahilin dilekçesindeki "Başkan yardımcılığı- na seçilmesi bir lâtife olarak tasvir edilmekte ve müekkilimin seviyesiz- liği iddia olunmaktadır" cümlesiyle yazının istihfaf ettiği hakiki mak- sat, mecrasından uzaklaştırılmış ve başka bir istikamete tevcih edilmek suretiyle suça mevzu kılınmak is- tenmiştir, "Agâh Erozan gibi şahıs- ların mevcudiyeti yüzünden Hürri- yet Partisi namuslu insanların sığı- nağı haline gelmiştir" cümlesinden bu şekildeki tahlillerle neticeler çıka- rılarak iddianın hakikat olduğunun delili verilmek istenmiştir. Bu cümleler müdahil tarafından dermeyan edildiği şekilde tertiplen- miş cumleler değildir. Yazıda Agâh Erozan'ın ne sevıyesızlıgıne işaret edilmiştir ve ne de A; Erozan'ın mevcudiyeti sebebiyle Hurrıyet Par- tisinin bir sığınak haline geldıgı 1fa- de olunmuştur. Yazı ufa dik katle okunduğu zaman takıp edilen maksatla müdafaa edilmek istenen tezin neden ibaret olduğu kolaylıkla anlaşılmaktadır ve çbir müdahil tarafından çıkarıldığı şekil- de bir neticeye varmanın mümkün olmadığı görülmektedir. Yazıda yu- 12 karıda işaret ettiğimiz veçhile müda- hilin seçilmesinin bir latife — olarak tasvir edildiği görülemiyeceği — gibi mevcudiyetinin tesirile bazı neticele- re varıldığını da anlayamayız. Yazının giriş kısmı da göstermek- tedir ki altı senelik müddet içinde müdâhili düşünmenin mümkün ol- madığı tezi dermeyan edilmiş ve bi- rinci sütunda bu tezin izahı yapılmış- tır. "Eğer altı sene içinde bahis mev- zuu zatlar siyasi hüviyet bakımından bir ilerleme kaydetmiş bulunsalardı, eğer kabiliyetli olduklarını belli edıp şimdi işgal ettikleri mevkilere liya- katlarını tasdik ettirselerdi, hatta, o makamlara geldikten sonra icraatla- rıyla meziyetlerim ortaya koysalardı üzülmek bir yana sevinirdik" cüm- lesiyle siyasi olgunluk, — siyasi ka- biliyet ve siyasi liyakat zaviyesinden bir tez ortaya atıldığı açıkça anlaşıl- maktadır. Bu fikir silsilesi içinde ifa- de d len maksatta iddia edildiği veç- hile "seviyesizlik" isnadı görülemiye- ceği gibi böyle bir halin tahayyül ve tasavvur dahi olunmadığı tezahür et- mektedir. Yasının ikinci kısmında takip edi- len fikir ve gaye daha vazıh surette ifade edilmiş bulunmaktadır. lenin bir Agah Erozan veya bir Bur- hanettin Onat meselesi olmaktan çok uzak bulunduğu, bu muhterem va- tandaşların — şahıslarının — şüphesiz işin ilgi çeken tarafı olmadığı, ken- dilerinin muhterem bulunduğu kay- dedildikten sonra bir siyasi — teşek- küldeki zihniyetin memleket nef'ine olamıyacağı esas tezi vaz'edilmekte- dir. Yani tatbik edilen zihniyet ve onun tezahürleri — kastedilerek, hiç ir zaman müdahilin tasvib eyledigi şekilde Agâh Erozan'ın mevcudiyeti Sahir Kurutluoğlu ukuk — adamı sebebiyle bu hallerin doğduğu ifade edilmemiştir. Meselenin bir gidiş ve bir zihrniyet meselesi olduğu yazının her cümlesinden açıkça anlaşılmak- tadır. Bütün bunlardan ayrı olarak me- seleyi tenkit zaviyesinden tahlil et- tiğimiz zaman görürüz ki, hâdisemiz- de bir şahsı hedef tutan ve ona te- cavüzü düşünen bir kasıtla edilmiş değildir. Seçilme veya seçil- meme, milletvekili olur olmaz bütün mevkilere lere layık okluğunu ispat edebilmek veya edememek gibi durumlarda, bir zihniyet ve tatbikat neticesi — bazı şahısların kaçırılmış olması halindie hususi hakaret kastının mevcut bu- lunduğunu kabul etmek — hukuken mümkün görülemez. Bu hususta muhkem kaziye halini almış bir karar ve bu karara mevzu teşkıl eden bir yazının ihtiva eyledi- ği fikir ve cümleleri mukayeseye im- kân vermek ve müesses bir ictihadı emsal olarak arzetmek için hatır- latmakta fayda görüyoruz. Temyizden nakzen gelen ve halen muhterem mahkemenizde kayıtlı ye duruşması 16 Ağustos 1956 gününde görülecek olan Metin Toker'e ait, dâ- va dosyası içindeki Temyiz kararı bilirkişi raporu ve yazı bu hali eh güzel ifade eden bir misâl olacak- tır. AKİS Mecmuasının 20 Kasım 1954 talihli nüshasında ıntışa eden "Bir Sırça Köşk Hikâyesi" başlıklı yazı- dan dolayı bu yazıda ismi gecen Zat dâva ikame miş bulunmaktaydı. Yazıda bılhassa suçluluğu ortaya koyduğu iddia edilen cümle "Merak ediyorlar: Münevverler niçin D. den uzaklaşıyorlar diye.. Merak edi- yorlar.. Niçin bizzat D.P. içindeki bir çok kıymetli, idealist insan bir ke- nara çekiliyor diye.. erak ediyor- lar.. Niçin bir zamanlar D.P. yi ca- nü gönülden destekliyenler artık o- na küskündürler diye.. Nasıl uzak- laşmasınlar nasıl çekilmesinler, na- sıl küsmesinler? Bunca emek, bun- ca fedakarhk Dit için — midir?" den ibarettir. Bu hususta aynı dos- yada, yapılan bilirkişi tetkikatında "20 Kasım 1956 tarihli nüshada in- tişar eden Bir Sırça Köşk Hikâyesi başlıklı yazı: Bu yazıda üzerinde du- rulması icab eden paragraf — Merak ediyorlar. kelimeleriyle — başlayan parçadır. Bu parça tek başına okun- duğu zaman çıkan mâna — haysiyet kırıcı addedilebilir. Fakat yazı kül halinde dikkate alındığı ve mezkür paragraf ondan evvelkilerin — delale- tıyle mânâlandırıldığı zaman çıkan mânânın başka olduğu heyetimizce müşahede edilmiştir. Kanaatımızca mevzuu bahis paragrafı tabii olarak, yazının heyeti umumiyesi içinde mâ- nâlandırmak lâzımdır. Yazıda...un şahsı değil mevcudiyeti iddia olunan bir zihniyet mevzuu bahistir dar ki, yazış tarzına nazaran.. yerine başka herhangi bir isim kon- saydı söylenmek istenen şeyler yine AKİS, 11 AĞUSTOS 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: