11 Ağustos 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 24

11 Ağustos 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 24
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TIB yetiştirirler. Bu naslı olur ? Hadise pek basittir. Bu amele arılar bir gıda maddesi hazırlar. Fevkalâde besleyi- ci olan ve birçok özellikleri bulunan bu madde, — yavaş yavaş — sürfenin transformasyonunu temin ederek o- nu bir kraliçe haline getirir. İşte a- mele arıların temin ettıgı bu madde meşhur "Gelee royale" "Oligo-element'"lar u jele bir işçi arıyı nasıl bir kra- liçe yapıyor? Ondaki bu değişik- liği, bu transformasyonu nasıl sağlı- yor? Şimdiye kadar bu noktalar in- celenmemiş ve bu olay sadece bir vakıa olarak tesbit edilmişti. Yeni buluşlar bu karanlık ve esrarlı hâdi- seyi aydınlattı. Jelenin içinde bulu- nan "oligo-element"ların — önemini meydana çıkardı. Bu maddeler son derecede küçük miktarlarla mühim tesirler yaparlar. Bazı maden tuzla- rıyla vitaminleri bu arada sayabili- riz. Eskiden bir maddenin terkibini çözerken “"oligo-element"'lar hesaba katılmaz, sadece o maddenin "oligo- element"'lardan eser miktarda ihti- va ettiği söylenir ve geçilirdi. Bugün bu eser miktarların ne derecede ö- nemli olduğu ve ne kadar büyük bir değer taşıdığı bilinmektedir. İşte je- le, kimyaca incelendiği zaman bu "oligo-element"lar bakımından aşırı derecede zengin olduğu göze çarp- maktadır. Bilinmiyen madde Arı jelesi elemanlarına parçalandı- ğı zaman birçok maddelerden mü- teşekkil olduğu anlaşılır. Yağlar, şe- kerler, proteinler bu arada sayılabi- lir. Bunların birbirine nisbeti sütte ve yumurtada okluğu gibidir. Jelede bulunan proteinlerin de en az yirmi çeşidi vardır. Bunlara madenleri, de- mir, tutya, manganez ve vitaminleri bilhassa B vitamin gurubunu da kat- mak lâzımdır. Bu maddeleri müna- sip nispetlerde birbirine katarak suni olarak jeleyi hazırlamak da düşünül- müştür. Fakat u teşebbüs muvaf- fak olamamıştır. Böyle bir sentetik jele, arı sürfesini kraliçe haline geti- rememekte, onun gelişmesini ve baş- ka arılardan boy, bos ve ömür ba- kımından farklı ve üstün bir hal al- masını sağlayamamıştır. Hakiki jele- de her ne kadar 97 madde bilin- mekte ise de 23 nisbetinde gizli bir kısım kalmaktadır. Asıl sentetik jele- den hakikisini ayıran da bu 23 frak- siyondur. 23 fraksiyon nelerden müteşekkildir? Bu konu birçok, fikirler ileri sürülmekte ise de henüz düğüm çözülmüş değildir. Belki de jelenin o fevkalâde besleyi- ci kudretini veren bu esrarlı fraksi- yondur. Heyecanlı deneyler Arı jelesi böcekler, fareler ve ben- zeri hayvanlarda denenmiştir. A- rıdan başka hayvanlarda jele şu te- sirleri yapmaktadır: 1) İntanlara mukavemet artmaktadır. 2) Yaşama süresi uzamakta, ihtiyarlık olayları durmakta hattâ gerilemektedir. 3) Cinsel faaliyetler hızlanmakta, hay- vanın döl verme ve yavrulama kabi- liyeti (fertilite) yükselmektedir. Bu hayvan deneylerinden hız alan araştırıcılar insanlarda da arı jelesi- nin tesirlerini incelemişlerdir. Bu madde insanlarda ağız yolundan ve- ya kaba ete şırınga etmek suretile kullanılmaktadır. An jelesinin insan- larda anlardaki kadar harika bir tesir yapmadığını hemen belirtmek lâzımdır. Bununla beraber bazı ente- resan sonuçlar alındığım kabul et- mek gerekir. Herşeyden önce arı je- lesi; yorgunluk, asteni, sürmena, hallerini giderir. — Ağır hastalıkların nekahetinde kullanılırsa organızma— yı destekler ve kalkındırır. Papa'nın özel tabibi Prof. Galeazzi-lisi bu va- kada an jelesinden elde ettiği mesut neticeleri Milletlerarası Biyojenetik Kongresinde açıklamıştır. An jelesi kadınlarda ve erkeklerde görülen cin- sel yorgunluk, ve bozukluklarda da faydalıdır. İhtiyarlığın ve buna bağ- l1 olayların tedavisinde fizik ve en- tellektüel faaliyetlerin kaybında, hu- zursuzluk, yorgunluk, hatıra ve ha- fızanın gerilemesi hallerinde, arter- yokleroz ve dimağ bozukluklarında sansoryel gerilemelerde an Jelesın— den başarılı sonuçlar elde edilmek- tedir. Halen arı jelesile yapılan de- neyler bundan öteye ulaşamamıştır. Ancak ağır şeker hastalığında, nef- rozlarda, kanda kolesterinin arttığı hallerde de faydalı olacağı — umul- maktadır. Kurtuluş Aralık 1954 de yeryüzünde tekrar Mukaddes Bakire gorunuyordu Bu ilk defa, Birinci nya Harbi sıralarında 1917 yılının 13 Mayıs Pa- zar günü öğleye doğru Lisbonne'a birkaç yüz kilometre mesafede Fati- ma şehri civarında La Cova da İra - Sainte - İrene'nin mezarı- denilen bölgede, henüz okuma yazma bilme- yen üç kız çocuğa Zzahir olmuştu. Sonradan burada toplanan 70.000 ki- şi de bu mucizeye şahit olmuştu. Bu tezahürden 18 ay sonra 4 Nisan 1919 da yavrulardan biri, Françoise; İs- panyol nezlesinden vefat etti. —Aynı senenin Haziran ayında Jacinthe plö- reziden öldü. Dört ay sonra da Lucie- nin kaybolduğu —haberi şayi oldu. Sonradan bunun İspanya'da bir kili- sede rahibe olduğu öğrenildi. Merye- mi görmek ve onunla konuşmak bu zavallı çoban kızlara pek uğu - tirmemişti. Hıristiyanlık alemınde bu kabil mucizeler çoktur. İsa'nın körle- ri iyileştirmesi, — kötürümleri yürüt- mesi, Yahudinin kızım — diriltmesi, çolde sekiz yüz müridiyle sepetlerden mütemadiyen ekmek çıkarıp yedik- leri halde somunların tükenmemesi bu mucizelerin çeşitli nümuneleridir. En son olarak hastalığı sırasında Pa- pa 12 nci Pius da İsa ile konuşuyor ve ondan niyaz ediyor: "Ey mukad- des Peder, hem yanına al!." diyor. Bundan sonra Papa'nın sıhhatinde büyük bir değişiklik oluyor. Günden güne düzelmeye başlıyor Artık bu iyilik karından göğüse geçen kitlenin eski yerine dönmesinden ileri gelen spontane bir iyilik midir, yoksa Pa- vaki olmu şur" Burası pek bilinme- mektedir. Herhalde hekimin bakımı, jelenin tesiri ve mucizenin moral ü- zerindeki kaldırıcı etkisi hep birden bu şifada rol oynamış olmalıdır. Dr. E.E. AKİS, 11 AĞUSTOS 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: