11 Ağustos 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 29

11 Ağustos 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 29
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yükseldi: "Ahmet'in Beşiktaşla mu- kavelesi vardır. O 'bir yere gidemez". Bu sözleri evvelce de söylemişti. A- ma vak'alar onu tekzip etti ve Ah- met Fenerbahçe ile mukavele imza- ladı. Gerçi Ahmet şu anda Fener- bahçenin malı değildir. Bunu ancak önümüzdeki günlerde federasyon ta- yin edecektir. Fenerbahçe idarecileri “Ahmet bize geldi. O artık Fener- bahçelidir. Beşiktaş'a dönmek iste- miyor.'Eğer Ahmet'i bu, sezon oynat- maya muvaffak olamazsak bu, hiç bir zaman kendisine Verdıgımız SÖZÜ yerine getırmemıze bir mani teşkil etmiyecektir" diyorlardı. Bu sözler- den açıkça anlaşıldığına göre, Fener- bahçeliler Ahmet'in Beşiktaş'a dön- mesine her ne pahasına olursa olsun fırsat bırakmıyacaklardı Kapı haki- katen sağlam kapatılmıştı. Müteakip günlerde her iki kulübün başkanı da aradaki dostluk mukavelesini ileriye sürerek birbirlerini bu mukaveleye riayet etmemekle itham ettiler. Ge- rek Osman Kavrakoğlunun, — gere Sadri Usu oğlunun beyanatları ilk bakışta insana gayet makul geliyor- du. Ama esasın çürük olduğu şüphe götürmez bir hakikatti. Futbol Fede- rasyonuna intikal eden diğer bir me- sele de Beşiktaşın talip çıktığı Bey— kozlu Şirzattı. Fenerbahçe bu mev- zudaki iddialarından da — vazgeçmiş değildi. Bir antrenman maçı Nıtekım geride bıraktığımız hafta, pazar günü Fenerbahçe ile G lata arasındaki hususi maçta yeni transfer edilen futbolcuların yanı sı- ra Ahmet ve Şirzat ta talkımda yer aldılar. Stadı dolduran binlerce me- raklı her iki. futbolcuyu uzun uzun alkışladı. Gerçekten Ahmet ve Şirzat bu tezahüratı haketmişlerdi. Her iki- si de sahanın en iyi futbolcuları ola- Bek Ahmet Rengi belli olmadı AKİS, 11 AĞUSTOS 1956 rak gözüktüler. İkinci başkan ve u- mumi kaptanlığı uhdesinde bulundu- ran Osman Kavrakoğlu sahanın kı- yışından maçı dikkatle takip ediyor- du. Son günlerde kendini bu işe vak- fetmişti. Beyanat vermek merakında olan bazı idarecilerin ortalıkta gö- rünmemeleri Kavrakoğlu'nun herşe- ye hâkim — olduğunu anlatıyordu. Kavrakoğlu takımının bu maçı 7-0 kazanmasından büyük memnuniyet du ymuştu. Etrafını saran gazetecile- re "Fenerbahçenin bu seneki trans- ferini nasıl buluyorsunuz?" diye sor- du ve mukabil bir sualle karşılaştı: "Ama bu iki futbolcuyu oynatabile- cek misiniz?" Kavrakoğlu: "Biz dâ- vamızda — haklı ıyız Oynatacağımızı tahinin ederim" dedi. Fakat gazete- ciler işin peşini bırakmıyarak sözü dostluk paktına getirdiler. Kavrak- oğlu cevap vermekten — çekinmedi: "Halkın bize karşı gosterdıgı tevec- üÜ görüyorsunuz, akınız tri- bunler nasıl tıklım tıklım dolu.. Şim- di biz bu hasılatı müsavi olarak Ga- latasaray ve Besiktaşla paylaşmaya mecbur tutuluyoruz. Bu revayı hak Onun için bu mukaveleyi en kı- sa zamanda feshedeceğiz. Fenerbahçeyi süratle böyle bir ka- rar almaya sevkeden bir amil daha vardı ama İkinci Başkan ondan bah- setmedi. Yakında Rus Dinamo takı- mı Fenerbahçenin davetlisi olarak İstanbula gelecekti ve bu maçlardan büyük bir hasılat temin edileceği mu- hakkaktı. Durup dururken bu hası- lattan Galatasaray ve Beşiktaşa his- se vermek te Fenerbahçenin işine el- vermiyordu. Su Sporları Tatlı su amiralleri avuzun kenarında durup bir e- linde bir demet yeşil yaprak ile diğer elinde bir kronometre tutan a- dam yapraklardan birini koparıp at- tı ve "Son tur" dedi. Bölge havu- zunda Ankara yüzme birincilikleri müsabakalarına devam — ediliyordu. Havuz küçük olduğundan 400 met- re serbest yüzme yarışının turları- nı yanlışsız hesap etmek hakikaten güç bir mesele idi. Birinci olan Yıl- maz rakiplerini geride bırakıp nakaşasız bir şekilde finale — geldi. Ardındaki yüzücüye bir tur bindir- mişti. Fakat hakem turları saydığı yaprakların sayısını karıştırınca, i- kinci tam kırk metre eksik yüzerek birinciye yakın bir derece yapıverdi. Geçen haftanın sonunda müsabakaların garip tarafı — sadece 400 serbestteki hadise — değildi. 100 metre kurbagalamada gene tur sa- yısını şaşıran bir hakem, müsabaka harici yüzen eski Turkıye rekortme- bıtırdıgı yapılan halde "bir turun daha var" dedi. Allahtan, Yüksel'in yapacağı derece- yi merak eden bir seyirci, kenardan müsabakayı dikkatle takip etmiş ve kronometre tutmuştu. Hakemi ikaz SPOR Engin Ünal Başka - balık edip kendi kronometresini tam vak- tinde durdurdu. Fakat hakem ha- tasını kabul edinceye kadar Boke havuzun ortasını bulmuştu derece 3.13 oldu, halbuki gerçekte 3.03 idi. Pazar günü 100 metre kelebek ya- rışı çok münakaşalı geçti. Hakem- lerden biri kazanan yüzücüyü diska- lifiye edince idarecilerden itirazlar yükseldi. İş bir ara polis müdahalesi istenilmeye kadar uzayacaktı. Su sporlarında faaliyet gösteren Ankara bölgesi, havuzunu — yüzücü lerin antrenmamna kapalı tutmuştu. Bu yüzden Ankara yüzücüleri müsa- bakalara hazırlıksız girdiler ve dere- celer hiç de parlak olmadı. Müsaba- kaları seyre gelen Su Sporları Fede- rasyonu Başkam Ankaranın — faali- yetinden memnun kalmadı. İstanbul - da yapılacak Türkiye birincilikleri- ne ancak iki kişi -o da teşvik olsun diye- çağırmaya karar verdi. Ankara yüzme birinciliklerinin ya- pılacağının geç haber verilmiş olma- sı ancak iki kulübün lisans hazırlık- larım tamamlıyarak müsabakalara katılmasına imkân verdi. Yeni Ma- halle işi daha önceden ele alıp kâr- li çıktı. Son günde İisansları yetiş- tiren Mülkiye ise ancak iki birincilik ve dört ikincilik alabildi. İstanbulda rekorlar Ankarada yüzme müsabakaları ya- pıldığı sırada Moda'da yüzücüler İstanbul birincilikleri için çekişiyor- lardı. Memleketimizde kapalı havuzu olmadığından — ancak mevsiminde çalışmalarına — bağlayan 38

Bu sayıdan diğer sayfalar: