3 Kasım 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 26

3 Kasım 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 26
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN natkâr bile bunların arasında kendisi- ni kaybedebilirdi. Fransada at kuyru- ğu modasının bu derece salgın halini almasına sebep te saf bir fettan rolü- ne çıkan Brigitte Bardot olmamış mıy dı? Ya erkekvari dümdüz kısacık saç lar? Eğer Romada tatil filminin unu- tulmaz kahramanı Awudrey Hepburn bu saçları beğenmemiş olsaydı, kadın- lar hiç o ahretlik başı ile dolaşmağa razı olurlar mıydı? İşte bütün bunlara dayanarak 1956 - 57 kış mevsiminde, kadınların ha- fif öndüleli yarım uzun, uslu bir saç modelini seçeceklerini söylemek, hiç te mübalâğa sayılma alı dır. Çünkü "Harp ve Sulh" filmini çeviren Aud- rey Hepburn bu mevsim karşımıza bu yepyeni saç modeli ile çıkacaktır. Bir muharebenin sonu B irkaç mevsımdır uzun ve kısa saç devi arasında ı bir muharebe cereyan etmekte ıdı Berberler niha- yet, bu sabada inisiyatifi kadınlara terketmeye tercih ettiler. Bugün saç modasında kısa saç ta vardır, uzun saç ta.. Hele ikisinin ortası yarı uzun, yarı kısa saçlar büsbütün revaçtadır. Elbise modasında dar etek, nasıl bol eteği yok edemiyor ve bol etek nasıl dar eteği büsbütün ortadan kal- dıramıyorsa, saç modasında da bun- dan böyle kısa ucuna ve uzun kısaya eskisi kadar zarar — veremiyecektir. Çünkü birçok kombinezonlar bulun- muştur ve bilhassa yarı uzun saçları yerine göre kısa, yerine göre uzun göstermek mümkündür. Saçlarda sanat Buna rağmen gene de bir 1956 - 57 saç modası Vardır ve bu yeni saç geçen ekilere nazaran bir hayli degışıklıge uğramıştır. Kat'i o- larak söylenebilecek şey küçük buk- lelerin tamamiyle ortadan kalktığı- dır. Eski zaman gibi daha ziyade ön- düleli saçlar gözdedir, enseden yu- karıya fırçalanan saçlara gelince bun- lar hakiki birer topuz olmaktan çık- z hissi veren kabartmalar almıştır.. İşte bu — noktada berberler kadınlara tamamiyle hâkim olmuşlardır İyi taranmış olmak isti- n bir kadın evde yaptığı. mizanpli ıle artık iktifa edemiyecektir. Çünkü son tarağı ona usta ve sanatkâr bir elin vurması şarttır. Saçlar yumuşak pırıl pırıldır ve hiç bir zaman bu de- rece sanata ihtiyaç göstermemiştir. Kadınlara ağırlık veren kalın ve içi besli topuzlar, betonarme gibi bukle- ler kafiyen makbul değildir.. Böylece ustalıkla yapılmış birçok zarif yalan- cı topuzlar, eskizamandan kalma in- cili ve taşlı tokalarla tutturulmuştur. Zaten gece başları muhakkak pırıltı- lı bir iğne, çiçek veya toka ile aydın- latılmıştır. Şunu kısaca ifade etmek mümkün- dür ki meşhur berber Marcel'in saç- ları gene sahneye çıkmıştır. Bu saçlar oldukça uzun saçlardır. Fakat kısa hissi Vermektedir. Çünkü yandan ay- rılmıştır: ve alnın üstüne düşen tek bir ondülasyondan sonra duzleşmekte 26 Saça takılan mücevher Bir - buluş ve kulaklar hizasında iki hafif öndü- lasyon daha meydana getirmektedir. Bu arada, içinden şişirilmiş gibi duran, içeriye dönük bukleli kabarık saçlar da çok görülmektedir. Kısa saçlara gelince bunlarda ne Loblobrı— gıdanın buklelerine, ne de i Aud- Hepburn'un dümdüz 1nen taranış şeklıne tesadüf etmek mümkündür.. Bunlar hafif ve yumuşak birkaç dal- ga halinde gayet sade, gayet cazıbelı ve kadınlık ifadesi taşıyan bir ma zara arzetmektedirler. Ev Yenilik Hizmetçi derdi bugün bütün dün- yayı sarmıştır. Yavaş yavaş mem leketimize de sirayet etmektedir. Ha- kikaten artık boğazı tokluğuna veya ufa ir aylık mukabili evin bütün işini üzerine alan, kendi hayatını baş kalarına hizmet etmeye hasreden "fe- dakâr" adamlar tarihe karışmıştır. İleri cemıyetlerde ev hizmetleri de diğer işler ve memuriyetler gibi, bi- rer cemiyet hizmeti olarak kabu dilmektedir. "Yardımcı", vazifesini yapacak parasını alın gidecektir. Ondan aşırı bir bağlılık, titiz bir ya- ranma kaygusu beklemek fuzulidir. İşte bunun için Amerika ve Avrupa- daki hizmet ve yardım şekilleri bu- gün bir hayli değişikliğe uğramıştır. Her işi yapan yardımcı kadın yerine muayyen işleri yapıp -giden kadınlar kaim olmuştur Zamanını, olduğu gibi yaşamak is- tiyen, onun iyi ve kötü taraflarını bi- lerek kabul eden Türk kadınının da, adam kullanırken ve ev işlerini tan- zim ederken bu yeni zihniyet dahilin» de hareket etmeyi, anneannesinin e- vindeki emektar kalfa hayalinden kur tularak, olanla iktifa etmeyi bilmesi lâzımdır. Devamlı bir adam tutmak bugün için cidden pek müşkül ve ev bütçesini sarsan birşeydir. Dilsiz bir hizmetkâr Bgutun teferruatlı eşyaları ayrı ayrı özlerine alan yer dolaplar, ço- cukların dokuntulerını ortadan kal- dıran hafif şifonyer, yazıhane, ve ki- taplıklar, oyuncak sandıkları, mut- fakta bol raf, temizlik için her türlü modern âlet ve edevat ev kadınının işini yarı yarıya azaltır. Fakat onun dört ayaklı, daima harekete hazır ha- kiki bir dostu, vefakâr bir yardımcı- sı vardır ki ekseri ev kadınları neden- se onu ihmal ederler. Bu dilsiz hiz- metkâr dört tekerlekli bir çay masa- sıdır. Ekseri ev kadınları onu yalnız- ca misafirlerine çay ikram etmek i- çin ortaya çıkarırlar. Halbuki o mü- kemmel bir garson olduğu kadar mü- kemmel bir dadı, mükemmel bir ge- tir - götür vasıtası ve mükemmel bir can yoldaşıdır. Bu tekerlekli masalar modern hayatın en canlı ve bariz kü- çük bir sembolüdür. Bu küçük şeyi imkün mertebe güzel, mümkün mertebe şık ve bilhassa pratik şekle sokmak için birçok dekoratörler, bir- çok mütahassıslar çalışmışlardır Ki- mi onu güzel maun tahtasından yap- mayı tercih etmiştir. Misafirlerin ö- nüne geldikten sonra, iki yanından acı lan kanatlarla yuvarlak pırıl pırıl bir masa olu vermekte ve servis takımları alt rafta kalmaktadır. Kimi onu ço hafif olarak, ince demirden, saçtan ve üstü camlı olarak tercih etmiştir. Bazıları çok taksimatlıdır ve bütün bir sofra ve yemek malzemesini kü- çücük bir mesahada taşıyabilmekte- dir. Ekserisinin şişeleri kolayca taşı- yabilmek için hususi tertibatı vardır. Bu masalar akşam yemeklerınde evde misafir olsun olmasın, mükem mel bir garson gibi hızmet eder ve ev kadınının, lâhzede bir sofradan kalkıp oturmasına lüzum bırakman, Böylece yemek saati kadının da, aile- nin diğer azaları gibi hak ettiği bir istirahat saati olur. Tekerlekli masa mutfaktan gelirken bütün yemekleri, meyvayı, suyu, ihtiyat tabaklan be- raberinde getirmiştir. -Giderken bütün kirli tabakları, artıkları taşır ve ma- sayı tertemiz b rakır. emekleri sı— cak muhafaza edebilmek için hu si bir ispirto ocağı da kullanılırsa misafir olduğu zaman bile, ev han mı servis yapacak birisinin bulun— masına hiçte aldırış etmez. Fakat te- kerlekli masanın yardımı yalnız mut- fak ile yemek odası arasındakı yere inhisar etmemektedir. O mükemme- len banyoya da girebilir. Tabıı O Za- man şık örtülerini kaldırıp yerıne plâs tik muşambalar ed cektir. Fakat bu şekilde, banyosunu yapacak olan bebeğin bütün tuvalet malzemesini, elbiselerim, havlularını taşıyabılecek ve onun sıcak yerde gi- yinerek çıkmasını temin edecektir. AKİS, 3 KASIM 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: