3 Kasım 1956 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 32

3 Kasım 1956 tarihli Akis Dergisi Sayfa 32
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

S Federasyon Milli maç olonyada siyasi hadiselerin hiç beklenmeyen bir şekilde istikamet değiştirmesi, 15 Kasımda İstanbulda oynanacak olan Polonya — Türkiye milli maçının akibeti hakkında endişe uyandırdı. Gerek federasyon başkanı gerekse tek seçici Eşfak Aykaç her fırsatta: "Biz maça oynanacak nazarı ile bakıyor ve çalışmalarımızı aksat- madan devam ettiriyoruz." diyorlar- dı. Diğer taraftan da Polonya sefare- ti vasıtası ile Polonya futbol federas- yonuna müracaatta bulunulmuş 15 Kasımda maçın yapılıp yapılmaya- cağı hakkında kat'i bir malümat ve- rilmesi istenmişti. Futbol Federasyo- nunun hafta içersinde çektiği bu telg- rafa şu satırlar yazıldığı ana kadar müspet veya menfi bir cevap veril- memişti. Yalnız Polonya sefareti mensuplarının Türkiye - Polonya ma- çı için federasyondan bilet istemesi ve ayrıca, hadiselerin en fazla inkişaf gösterdiği şu günlerde Varşovada orveçle milli maçın anule edilmeye- ceğine bir işaret sayılabilirdi. P Çalışmalar ek seçici Eşfak Aykaç ilân ettiği milli takım namzetlerini geride bıraktığımız hafta içersinde sıkı bir çalışmaya tabi tuttu. Şimdilik - nazar deymesin - bütün futbolcular işe lâ- yık olduğu ehemmiyet verir gibi gö- zükinektedirler. Doğrusu bu hal spor çevrelerinde memnuniyet uyandırmış— tır. Artık tenkitler istikamet değiş- futbolcuların kayıtsızlığından diklerinden — bahsedilmez — olmuştu.. Şimdi üzerinden en fazla düşünülen nokta, Tek seçicinin takım için se- çeceği taktikti Aykaç -Tek seçici olması hasabile hiç kımseye vermek durumunda değildi- " renör Cihat Armanla konuştum. O- nunla mutabık kaldık. Takıma vere- ceğim taktiği o biliyor. Ahtretamn- lan bu esas içersinde — yapıyoruz." demekte, fakat ne hikmetse bu takti- ği açıklamaktan imtina etmektedir. Vakıa bu muamma, bundan evvel ya- pılan iki hazırlık macında takıma şöyle bir göz atmakla anlaşılmıştır. Tek seçici, Fenerbahçe antrenörünün ila defa Fenerbahçe — Moskova Di- namosu maçında tatbik ettiği ve 0-0 berabere kalarak müspet bir netice, aldığı duvar sistemi ile Polonyalılar karşısına çıkmak arzusundadır. vetli rakipler karsısında hasma gol yapmak fırsatı vermeyen, bu sistem icabında - rakip zayıf görüldüğü hal- lerde - hücumda da kullanılmaktadır. Futbol Haftanın maçları ( :eçen hafta cumartesi günü Mit- hatpaşa stadını terk eden binler- 32 OrR ce seyirci şöyle diyordu: Galatasaray iki defadır Vefadan paçasını zor kur- tarıyor". Bu sözü söyleyenler haksız değillerdi. Sarı-Kırmızılı takım halen puvan cetvelinde sondan ikinci du- rumda olan Vefa karşısında terlemiş ve bir hayli bocalamıştı. Federasyon Kupasından onu elemine edişi tesa- düfi bir göolle olmuş lig maçında ise iki puvan kurtarmasında gene tesa- düfün rolü olmuştu. Her iki maçta da Vefanın hakkı en azından bir bera- berlikti. Fakat — Yeşil-Beyazlı takım henüz büyük maç kazanacak bir kı- çının ilk devresinin sonlarına doğru bu şekilde düşünenler haklı çıkmış- lardı. Akın Üüzerine akın tazeleyen Sarı-Lacivertliler, bir anda İstanbul- spor kalesini abluka altına almış- Attıkları sütler direklerden dönüyordu. Fener forveti 40 daki- kalık zaman içersinde biraz şanslı ye biraz da, becerikli olabilseydi, maç en azından 4 farklı bir galibiyet olacaktı. İlk devrede futbol ziya- feti diyebileceğimiz bir oyun sey- reden meraklılar ikinci devrede ise bunun tamamile aksine olarak el a- yak şakalarına şahit oldular. Bu eğ- lencede genç hakem Orhan Gönül'ün hissesi büyüktü. Bir hafta evvel düz- gün idaresi ile gönülleri fetheden Or- Galatasaraylılar Vefa kalesı onunde Tesadüfün vama ulaşmış değildi. KKafi neticeye doğru giden ve hatta o neticeyi istih- sal eden bir takım ondan sonra saha- da ne yapacağını bilmeli ve oha göre çalışmalıydı. İşte Vefa, bu hasletten mahrum görünüyordu. Dördüncü haf- ta lig maçları oldukça hararetli geç- mişti. Herkes Pazar günü Fenerbah- çenin İstanbulsporu açık farklı bir mağlübiyete uğratmasını bekliyordu. Kasımpaşa maçının hızını görenler "bu takımı durdurmak kolay olmaz" diyorlardı. Nitekim İstanbulspor ma- Mecmüalürima üboönü kayıtları başlamıştır. 20 kürüşlük pulla kalaloağr İsteyitilz, AMERİKAN NEŞRİYATI BÜKOSUÜ, Dept. 8-B P.K. 60 Veküâletler, Ankâra kazandırdığı puanlar han Gönül bir hafta sonra halkın sert protestolarına mâruz kalmış ve ipin ucunu büsbütün elinden kaçırmıştı. Ankaralı hakemlerden sonra İzmirli hakemler de fiyasko veriyordu. Ayni gün Fener stadında Beykoz, Beyoğlu- sporu güzel bir oyunla 3-0 mağlup miş: cumartesi günü ise Adalet Emnıyetle 2-2 berabere kalmıştı. A- dalet takımının geçirdiği iç buhranın alınan bu neticede büyük rolü vardı. Genç antrenör Halil'in bu zaafı kapa- ması ve eski disiplini kurması için bir zamana ihtiyaç varı Puşkaş öldü mü? eride bıraktığımız haftanın Per- Şi ünü en agır başlı gaze- teler dahi birinci sahifelerinde şöyle bir haber veriyorlardı: "Macar futbol milli t kaptanı Frenc Puşkaş mıllıyetçıler safında — çarpışırken öl- dü". Spor çevrelerinde olduğu kadar, onun haricinde de büyük bir teessür uyandıran bu haber, bir anda etrafa yayılmıştı. Puskaş'ı son defa Macar milli takımı ile memleketimize yak- tığı seyahatte yakından tanıyanlar o- AKİS, 3 KASIM 1956

Bu sayıdan diğer sayfalar: