14 Eylül 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 27

14 Eylül 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CEMİYET ürich'teki Dünya Akıl Hekimle- ri Konferansına Türkiye'den iş- tirak etmekte olan İstanbul — Valisi Prof .Fahrettin Kerim Gökay'ın yaptı- ğı bir konuşmada "Erken bunama" hakkında müşahedelerini — belirttiği bildirilmektedir. Çalışmaları — esna- sında bu illetin çok hâd şekilleriyle karşılaşmış bulunan Profesörün mü- şahedelerinden çok istifade-edileceği muhakkaktır. B abasının Atatürk'e karşı vaktiyle bütün nüfuzuyla cephe almış ol- duğu bilinen ve kendisi de Şarkın muhtelif fakir memleketlerine dağıl- mış mutaassıp İsmaili mezhebi men- subu halktan toplanan paraları Av- rupa'da yarış atları ve film yıldız- ları gibi mevzulara avuç avuç harca- makla şöhret yapmış bulunan Ali Han üç gün İstanbul'da kaldı ve gidi- şinde Vali Vekili Kemal — Hadımlı ile Iİstanbul Emniyet Müdürü Hay- rettin Nakiboğlu tarafından — teşyi edildi. Resmi şahsiyetlerimiz — tara- fından meselâ Hindistan Başvekili Nehru'ya dahi gösterilmemiş bu de- rece itibara mazhar olan Ali Han Hazretleri Hilton'a her — teşrifinde takmış — takıştırmış sosyete hanım- larımızın hücumuna mâruz kaldı. Tehacüm o derecedeydi ki otel ida- recileri yüksek misafirlerinin her gidişinde muhtelif kapılara üç oto- mobil getirerek bekleşen hayranla- rı atlatmak için manevralar çe- virdiler. Bu — suretle hevesleri içle- rinde kalan kadınlarımızın bazıları Ali Hanın odasına bakan hizmetçi- lere rüşvet vererek içeri girip ça- maşırlarını vesair ç eşyalarını tetkik Netta Murro Yeni hemşehrimiz..,. AKİS 14 EYLÜL 1957 ettiler. Bu talihlilerin içeriye gire- miyen bahtsızlara tebşir ettikleri- ne göre odada iki gömlek, üç çift ayakkabı ve biri çizgili biri çizgisiz olmak üzere iki pantolon vardı. Ali Han'ın otelden çıkışlarından birinde şık hanımlarımız o kadar telaşla koşuştular ki, bu kargaşalığın an- cak büyük bır tehlikeden dogabıle— ceğini düşünen birçok yabancı “"zel- zele mi oluyor?" diye haykırarak bi- nadan dışarı fırladılar Tahminle- rinde pek te aldanmış sayılamazlar— dı: CCemiyetimizde bir snobluk ve budalalık zelzelesi olduğuna şüphe Bermutat kısmeti şarktan İstanbul'a gelenler gidenler Afgan Kralı Zahir Şah Irak Kral Naibi Prens Abdu- lillâh'ın ikinci vatanı İstanbul'dan ayrılmasıyla geri dönmesi bir oldu. İr mın kızkardeşi — ve Amerikalı iş adamı Mr. Hillyard'ın karısı Prenses Fatma İstanbul'a uğ- radı ve Modaya uğrayarak bir ba- sın toplantısı yaptı. Prenses, se- yahat etmekten ve hayvanlardan hoşlandığını açıkladıktan üç gün son- ra kocasının yanma Tahran'a gitti. Eski Irak Başvekili Sir Nuri Sait uçakla Londradan İstanbul'a geldi ve Şarklı misafirlerin hususi muhafızlığını pek benimseyen - Em- niyet Müdürü Hayrettin Nakiboğlu tarafından Yeşilköyde karşılandı. Hil- ton Otelinde gazetecilerin Sir Nuri Sait'le görüşmek istemesine sinirle- nen Emniyet Müdürü avazı çıktıgı kadar bağırarak üstlerine doğru yü- rüdü. açılan Bir Türk annenin kızı olan, hocalık etmekteyken Kral Hüseyin'e varan fakat kocasının anladığı ma- nada şarklı bir zevce olmak iste- miyerek kendisini bırakan — sevimli ve zeki sabık Kraliçe Dina bir müd- det İstanbul'da küçük kızı Aliye ile birlikte bulunduktan sonra Kahireye döndü. Memleketimize geleceği'bildi- rilen ve Türkiye Milli Gençlik Teşki- lâtı tarafından kendisini karşılamak için hummalı bir hazırlık yapılıma- sına sebep olan Dünya Gençlik Teş- kilatı (WAY) Başkanı A. Lawrence- ın gelemıyecegı telgrafla haber ve- rildi. T.M.G. Teşkilâtı bu hareketi Way nezdinde protesto edecektir. Ali Han hikâyesi kendisinin gitme- siyle bitmedi. Sultan — Murad'ın torunu ve Haydarabad — nizamının eski gelini Prenses Nilüfer, Ali Han'ın hareketinden bir gün sonra gazetecileri toplıyarak misafiriyle kendisinin arasında hiçbirşey olma- dığını ilân etti. Böyle basın toplan - tılı namus müdafaasının biraz — da tekzib olunan hususa reklâmı teşkil edeceğini düşünmeyen Prenses ko- nuşmalarının sonunda bir de müj- Prenses Nilüfer “Hiçbir. şey — yok..." de verdi: Ali Han — memleketimizi tekrar ziyaret etmek niyetindeyımiş! Son günlerde Ankaralılar - radyo programlarında küçük, tatlı ve huzur verici bir ses keşfettiler ve büyüsüne kapıldılar. İtalyan şantö- zü Netta Murro'nun programları alâ- ka ve heyecanla takip edilmeye baş- landı. Repertuvarının esasını — İtalyan şarkıları teşkil eden küçük şantözün tatlı sesi ve cana yakın tavırlarıyla kazandığı kalplerin sayısı o kadar fazla ki şimdi Netta Murro'nun mem- leketine dönmekten vaz geçip Anka- raya yerleşeceği söyleniyor. A merikadan bildirildiğine göre ge- çenlerde Birleşik Devletlerin Sey- lan elçiliğine tâyinini müteakip bir Se nato Komitesinde bu Asya devletine dair imtihan edilip Seylan Başveki- linin adını bilmeyen Mr. Maxwell Gluck bu kere kendisini müdafaa zım- nında şu lafları etmiştir: "Neler bil- mem bekleniyor benım" Meselâ -Tür- küyeyi ele alalım. Siz veya ben Tür- kiye hakkında ne biliyoruz? Bildik- lerimiz iki üç şeyden ibarettir, fa- t bu memleketin liderleri kımler— dir bilmeyiz". Refik Erduran Dram Üç Perde İstanbul Yayınları Haberleşme adresi F.K. 1126, İSTANBUL 217

Bu sayıdan diğer sayfalar: