26 Ekim 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 11

26 Ekim 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 11
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İsmet İnönü ve Hüseyin Cahit Yalçın İki büyük dost Gazeteciler "Hürriyet, hürriyet.." Vakıt gece yarısına yaklaşıyordu Günlerdir gözüne bir dakika uy- ku girmemiş olan Macide hanım ya- takta yatan hastanın başını giiçlükle kımıldattığını ve oksijen çadırından kurtardığı — dudaklarım — oynattığı- nı gördü. Şefkat ve ihtimamla has- tanın üstüne doğru eğildi. Hasta kı- sık ve son derece mecalsiz bir sesle "Hürriyet, hürriyet.." diye sayıklı- yordu. Son günlerde âdet edinmiş- ti. Sık sık buhranlar içinde kıvranır- ken "Benı kürsüye çıkarı ", "Bu bir namus' meselesidir", "Yirmi gün da- ha, yirmi gün daha" diye sayıklıyor- du. Ama doğrusu bu akşamki sayık- layışı çok daha başka türlü idi. Ma- hde hanım birden tuhaf bir endişeye Kapıldı. Gece yarısı olduğu halde dok- torlara haber verdi. Hastanın torunu Sami Çölgeçen çağırıldı. Hasta ko- maya girmişti. Başında kızı Azade, gelini Macide hanım ve torunu ile doktorlar nöbet tutmaya başladılar. Hasta derin bir uykuya dalmışca- sına sessiz yatıyordu. Sabaha karşı 5.45 de nabzını yoklayan doktor bir- den durakladı. Bitkin bir halde nab- zı tutan eli yana düştü. 83 yıllık bir Öömür sona ermişti. Odada hıçkırık- lar yükseldi.. Bitmeyen mücadele S on sözleri "Hürriyet, hürriyet' 2 olan ve 83 yılın hiç degılse 6Ö ını hürriyet mücadeleleri içinde geçire- rek geğen hafta Cuma günü sabaha karşı 545 de son nefesini veren a- dam, büyük hürriyet mücahidi Hü- AKİS, 26 EKİM 1957 şeyin Cahit Yalçın idi. Hüseyin Ca- hit Yalçın son bir kaç yıldır hemen emen arka arkaya hastalıklar ge- çirmiş ve hemen hepsini de gerçek- ten "yalçın" olan bünyesi sayesinde atlatmıştı. Ama son yakalandığı ve ilk günlerde grip teşhisi konduğu i- çin pek de aldırmadığı hastalık, on gün süren bir seyirden sonra birden ağırlaşmış ve yapılan konsültasyon- larla bu 83 yaşındaki adamın iki ta- raflı zatürrie olduğu anlaşılmıştı. n üç gün ağır, hem de çok ağır geçmişti. Bünye artık tahammül e- demiyordu. Hüseyin Cahit yemekten, içmekten kesilmişti. Hiç birşey oku- yamıyor, hiç bir şey yazamıyordu. Ama böyle olduğu halde üç gün ön- cesine kadar zihni bakımdan son de- rece dinç kalmıştı. Yerinden kımıl- dayamadığı için yanındakilere hemen bütün gazeteleri satır satır okutturu- yor, bilhassa İnönünün nutuklarını büyük bir zevk 1ç1nd dınlıyor ve "bu sefer iyileşmiyeceğe benziyorum a- ma, hiç degılse yirmi gün daha yaşa- sam da seçimlerin neticesini — gör- sem" diyordu. Başyazarı olduğu U- lus gazetesine son başyazısını 5 E- kimde yollamıştı. 6 Ekimde Ulusda yayınlanan bu başyazı "Zulüm diya- rı" başlığını taşıyordu. Bu başyazıyı okuyanlar, bunun Ölümle pençeleşen bir hasta tarafından yazıldığını tah- min edemezlerdi. Bu makale de, Hü- seyin Cahitin bütün makaleleri gibi muazzam bir üslüp ve fikir birliği i- çinde son derece kuvvetli bir polemik- ti. Hüseyin Cahit, eline kalemi son defa C. H. P. nin milletvekillerinden aldığı taahhüdnameyi imzalamak i- çin almış ve imzasını güçlükle atmış- YURTTA OLUP BİTENLER tı. Son yazısı bu taahhüdname üstün- deki titrek imzası idi Bir roman gibi 8 2 yıl, 9 ay, 17 gün ve 5,5 saat de- am eden Hüseyin Cahit Yalçının hayatı bir romandan farksızdır. Hü- seyin Cahitin babası muhasebeci Ali Rıza Beydir. Ali Rıza Bey de dev- rinin' bütün memurları gibi memle- keti boydan boya dolaşırken, 7 A- ralık 1874 de Karesi kazasında Hü- seyin Cahit Yalçın dünyaya geldi. Babasının peşinde kasaba — kasaba, sancak sancak dolaşan Hüseyin Ca- hit ilk tahsilini Rumelinin Serez ka- sabasında tamamladı. Bu arada aile İstanbula — yerleştiğinden idadiyi İs- tanbulda bitirdi ve Mülkiye mekte- bine kaydoldu.. Mülkiyeden mezuni- yeti 1896 yılına rastlar. Daha idadi sıralarında okurken edebiyata merak saran Hüseyin Cahit, Mülkiyenin son sınıfında bulundugu sıralarda a- daşları ile "Mektep mua çıkarmağa ba ladı. "Mektep de başlayan edebı faalıyetlerı kısa bır zamanda Hüseyin Cahiti zamanının en iyi edebıyat mecmuası olan Ser- vetifünunda yazmağa sürükledi. O zamanlar ilmi bir mecmua olmaktan öteye geçmiyen Servetifünun, Hü- seyin Cahit ve arkadaşları olan Ha- lid Ziya, Tevfik Fikret, Cenap Sa- habettin ile — Edebiyatı Cedıdenın yuvası oldu. Arkadaşları daha ziya- de edebi eserler verirlerken Hüseyin Cahit bir yandan "Nadide" adlı ilk romamnı yazıyor, bir yandan da bu yeni edebi okulun ilk polemik ör- neklerini vererek nazarı dikkati ü- zerine çekiyordu. Edebiyatı Cedide- cilere karşı Divan Edebiyatı artık- larının yaptıkları kalem hücumları- na verdıgı cevaplar kısa bir zaman- da büy şöhret yapmasına vesile oldu. Bır kaç sene devam eden bu e- debi faaliyetleri sırasında Hüseyin Cahit "Hayatı Muhayyel", — "Hayal Hüseyin Cahit Yalçın Bir büyük mütefekkir

Bu sayıdan diğer sayfalar: