26 Ekim 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 13

26 Ekim 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 13
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yalçınla İnönü öpüşüyor Bir hastalığın sonunda Cahiti yepyeni bir hüviyetle görü- rüz. Yıllarca sürgünde kalan, İttihat ve Terakkinin bu eski mücadelecisi nedense bu yıllar içinde Mustafa Ke- mali hep bir askeri diktatör olarak görmüş ve bir türlü onun samımıye— tine inanamamıştır. Üç yıl süren bu Mustafa Kemale muhalefet devrınde Hüseyin Cahit defalarca Divanı Har- be verilmiş ve hemen her defasında beraat etmiştir. İstiklâl Harbinin he- nüz bütün pürüzlerinin temizlenme- diği bu günlerde Hüseyin Cahitin ma- kaleleri bazı zümreler üzerinde hay- li tahripkar tesirler icra etmiş ye genç Cumhuriyet Hükümeti bu yazı- lar yüzünden zaman zaman müşkül durumlara düşmüştür. Nitekim bir defa daha Divanı Harbe verilen Hüse- yin Cahit oruma sürgün cezasına çarptırılmış ve yıllarca Çorumda ya- şamıştır. Hüseyin Cahit — sonradan neşredilen hatıralarında bu sürgün- lük günlerini hayırla yadeder ve "Şa- yet ben o günlerde Çorumda bır sürgün hayatı yaşamasaydım, çok İttihatcı ile birlikte Gazıye yapı— lan İzmir suikastinin sanıkları ara- sında yer alacak ve belki de daraga— cında can verecektim" demiştir "Fikir Hareketleri" ç orumdaki sürgünden dönen Hü- seyin Cahit, bir. zaman için ak- tif politikadan uzaklaştı ve bir ara Sanayi ve Maadin Bankası İdare Mec lisi Reisliğinde bulundu. Ama bir türlü de muhalefetten vaz geçemiyor- du. Cesareti öylesine kavi idi ki Ço- ruma sürgüne gitmesi hususunda ka- rar veren zamanın Divanı Harbi hu- zuruna çıkarıldıgında mahkemede re- is olan "Böyle bir mahkeme- de hakim olmaktansa mahküm olma- yı tercih ederim" diye bagırmıştı Ke- limenin tam manası ile gözünü bu- daktan sakınmayan bir politikacı idi. AKİS, 26 EKİM 1957 Doğru diye inandığı şey yanlış bıle olsa sonuna kadar büy celadetle mudafaa etmekten yılmı— yordu. Kavgacılığı o kadar ileri var- mıştı ki Edebiyatı Cedide' devrindeki polemiklerini içine alan bir kitap hazırlayıp bastırdıgında .bu - kitaba "Kavgalarım" adım v Türk 1 Kurumunun me kongresinde pek çok fikir ve sanat adamı gibi Hüseyin Cahit de hazır bulundu. Mustafa Kemalin bu kong- rede elde etmek istediği neticeyi bi- lenler ilme uymasa bile ortaya onun inandığı tarzda bir dil teorisi ile çık- makta bir beis görmediler. M ustafa Kemalın de hazır bulunduğu — bu e Hüseyin Cahit çıktı ve buyuk bir şiddetle ortaya atılan te- zin hiç bir ilmi esasa dayanmadığını, sakat olduğunu müdafaa ederek sırf Mustafa Kemale yaranmak için bu teoriyi müdafaa edenleri yerin dibi- ne soktu. Sözlerinin Kongrede ilk anlarda yarattığı şaşkınlık geçer geç- mez bir sürü bendegân Hüseyin Ca- hite suruler halinde hücum etmeğe başladı O günün akşamı Mustafa Kemalin sofrasında hazır bulunanlar "Hüseyin Cahit bugün ölür" dediler. Mustafa Kemal 1se kendısıne yakışan olgunluğu irinde ahta vardır, bilir misiniz? Hoca tebeşırle üstüne yazar, sonra siler, yine yazar. Hüseyin Cahit hepinizi bugün işte böyle sildi" cevabını verdi. 1933 yılında yemden yazı haya- tına döndü. Akşam — gazetesinde "Akşamcı" müstear adıyla yazlı- yordu. 1933'ün 29 Ekiminde ise "Fi- kir Hareketleri" adlı haftalık bir mecmua çıkarmağa başladı. İki for- ma olan bu mecmuayı yukardan aşa- ğıya tek başına kendi kalemiyle dol- dururdu. Tam yedi yıl, yani 1950 yılı- na kadar çıkan bu mecmua Türk fi- kir hayatına Batı dünyasından pek çok şey getirmiş, eşi az bulunur bir YURITITA OLUP BİTENLER fikir mecmuası olmuştur. Kütüpha- nelerimiz Hüsbyin Cahitin yedi yıl- lık emeğinin mahsulü olarak tam 14 cilt tutan bu eserle muhakkak ki eşı az bulunur bir esere sahip olmuş- Politikaya dönüş Huseyın Cahit bu memlekette Mus- tafa Kemale en geç inanmış in- sandır. Ancak Mustafa Kemalin ölü- müdür ki Hüseyin Cahitin gözünü açmış ve onun bu memleketin hay- rından başka bir şey istemediğini an- lamasına vesile olmuştur. ustafa Kemalin ölümünden sonra kendisine "Atatürk devrinin en büyük sıkıntı- sını sen çektın o devre dair hatıra- larını yaz" sanlar! Yaşarken baş edilemiyen A- tatürkle öldükten sonra mücadele e- dilebilir mi?" diye verdiği cevap da bu sevgısının ne kadar köklü olduğu- nu gösterir. Zaten bir psikanaliste "Hüseyin Cahit Atatürkü neden öldükten son- ra sevdi" diye sorsanız, size mutlaka der ki: "O, hata ettiğini, Atatürkün bulunmaz bir insan olduğunu çok ev- velden anlamıştı. alnız, — Atatürk sağken bunu itiraf Cahitin yapacağı iş değildi Huseyın Cahit 1940 dan sonra bir müddet Yeni Sabah gazetesinde başyazılar yazdı. 1943 Ağustosunda ise Tanin gazetesini yemden kurdu. 1947 Kasımına kadar da devam et- tirdi İkinci Dünya Savaşı öncesinde Ve savaş yılları içinde —Hüseyin Cahiti yaman bir Nazi düşmanı olarak gö- rürüz. Türkiyede Hitlere karşı tek başına kafa tutan adam olarak mü- cadelesi dünya basınında öylesine bü- yük bir alâka gördü ki hemen bütün bir harp içinde Müttefikler cephesinin propagandasını yapan radyolar ve ga- zeteler onun yazılarından iktibaslara geniş ölçüde yer yerdiler. Dünyayı Hüseyin Cahitin cenazesi eller üzerinde Son vazife 13

Bu sayıdan diğer sayfalar: