26 Ekim 1957 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 22

26 Ekim 1957 tarihli Akis Dergisi Sayfa 22
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İKTİSADİ VE MALİ Piyasa Bir elbiselik kumaş için Kendi kendine "Allah Allah" dedi. "Acaba bu adamlar kaçta gel- mişler?" Saat sabahın üçünü gösteriyordu. Buraya erken gelebilmek için yatak- tan ikide kalkmıştı Koşar adımla gelmişti. a işte gene de önünde en azından 50 kışılık bır kuyruk var- dı. Şaşkın ve çaresiz kııyrugun arka- sına takıldı. Aradan bir iki s geç- tikten sonra ise haline şukredıyordıı Zira kuyruk öylesine uzamıştı ki el- linci olmak büyük bir mazhariyet ol- muştu. mağazanın, vitrini kadar — lüzumlu bir parçası haline gelmemiş miydi? Sabah, mağazanın açılış saati geldiğinde kuyruk katmerlenmiş, yan- yana bir kaç sıra halinde ta Ulustan Zincirli Caminin önüne kadar uza- mıştı. Kuyrukta ön sıraları işgal e- denler daha ziyade esnaf vatandaş- lardı. Bilhassa Yenidoğan, Altındağ Bitpazarı ve —mahalle — aralarının eskicileri. Bunlar mahalle aralarında bütün gün taban tepip de bir, eski elbiseyi ucuza alacağım diye çene yoracaklarına gece yarısından bu- raya gelip sıraya giriyorlar ve pi- yasadakinin yarı fiatına, — hattâ üçte bir fiatına aldıkları kumaşları terzilere muayyen bir karla devret- Sümerbankın önünde kuma almak için sıra bekliyenler Bir Başka "kuyruk" daha Bütün bu sıkıntılara, Sümerbank müessesesi mağazalarından 2,5 bile- mediniz üç metrelik bir elbiselik ku- maş alabilmek ıçın katlanıyordu Pi- yasadakı kum erbankın sat- tığı kumaşlar arasında muazzam bir fiat farkı doğmuştu. Dışardan kumaş almak artık öyle her babayiğidin harcı olmaktan çıkmıştı. Kumaşla- rın metresi şöyle en ucuzu 60 lira- dan başlıyordu. Biraz daha ıyıceler ise 70,80,90.. diye yükselip gidi veri- yordu. H Ibuki Sümerbankta satı- lan kumaşlar belki dokunuş bakı- mından biraz daha kaba olmalarına rağmen dışardaki kumaşların ade- ta yarı, hattâ çoğu zaman üçte bir fiatına satılıyordu. Elbette ki Sümer- bankın satış mağazalarının önü böy- le gece yarılarından itibaren uzayıp giden kuyruklarla süslenecekti. Za- ten son günlerde kuyruk, hemen her 22 meyi daha uygun buluyorlardı. Bu iş eskicilikten daha kârlıydı. "Sabık eskiciler” takımını "tersi çırakları" takip ediyordu. Pek çok terzi, çırağı- nı sabah karanlıkta seferber ediyor, Sümerbank önünde sıraya sokuyor- du.. Her çırak bir kostümlük kuma alsa bir dükkânın günlük rahatça karşılanırdı. ihtiyacı Bu arada en fazla ziyan edenler hakiki ihtiyaç sahipleri — oluyordu. Bir yılda, iki yılda hatta Uç yılda bir elbise diktirebilen küçük memur, küçük esnaf pek tabii ki kuyrukta sıra tutmayı meslek haline getirmiş- ler kadar erken davranamadığı için en gerilerde kalıyor ve dolayısı ile de sıra kendisine gelip de mağazada tezgâhın başına yanaştığında ya a- lacak kumaş bulamıyor ya da seçile seçile en kötüleri kalmış kaba doku- SAHADA malı, zevksiz kıımaşlardan birini al- mak zorunda kalıyo! Bu kuyruklarda sık sık münaka- şalar mücadeleler de oluyordu. Hat- zaman zaman kuyruk dalaşmala- rının sonu karakola kadar uzuyordu. Kuyruğa girip saatlerce sıra bekle- yip de elleri boş dönenlerin sayısı da az olmuyordu. Kuyrukta sıra bekle- yenler arasında "bari hepimize yete- cek kadar or, bu işi hiç degılse dar gelırlıler ve emekli- ler için karne usulüyle halletseler de böyle sabah karanlıkları buralarda rezil rüsva olmasak" rt ya- nanlara da rastlanıyordu. Sabahın kör karanlığından akşam saatlerine ka- dar sıra bekliyenler içinde hakiki ih- tiyaç sahiplerinden kumaş alabilen ya beş kişi oluyordu, ya da on. Ve bu kuyruk hikâyesi, hergıın aynı tempo içinde uzayıp gidiyordu. Dertlerden yalnızca biri umaş derdi, vatandaşın başlıca meselesi — olmaktaydı. Eskıde -fazla uzak değil bir sene evvel-, yüz lıraya yaptırılan bir kat elbıse bugün . 400 liradan aşağı yaptı- rılamıyordu Terzilere bakılırsa bir lıyetını yukseltmıştı Böylece, serbest piyasada normalin altında, kötü desen İi bir kumaşı dahi elli lıradan aşağı al- mak kabil değildi. Sümerbankın elin- de eski fiat uzerınden alınmış iplik- ler vardı, nun için mali selmemişti. Fakat bu ipliklerin, stok kumaşların — bitmesi yakındı. — Asıl bundan sonra vatandaşın derdi baş- hyacaktı. Çünkü artık Sümerbank'- tan bile 50 liranın altında kumaş al- mak kabil olmiıyacaktı. Vatandaş b unu bir hissikablelvuku ile seziyor, fakat karaborsacı, eskici ve fırsatçı- lardan sıra bulup da kumaş ihtiyacım gideremiyordu. Kış yaklaşmıştı. Palto ıhtıyacı, kışlık elbise ıhtıyacı sonsuzdu. kat bu mevsim palto almanın, elbıse yaptırmanın imkânsızlığı da aynı de- rece aşikârdı. Eski paltolar tersyuz ediliyor. Erimiş yerler son bir oruluyordu Velhasıl yeni kumaş a mamak için elden gelen yapılıyordu Bu kış elbisesiz geçecekti. Ama ge- lecek kışlar ne olacaktı? Acaba on- lar da aynı güçlüklerle dolu olarak mı gelecekti. Bu soruya kimse kati bir cevap veremezdi. İthalât yapıldı mı? azeteciler geçen hafta Ticaret Vekâletinin kapısını aşındırdılar. Öğrenmek istedikleri yapılacağı bil- dirilen elli milyonluk ithalâtın yapı- hp yapılmadığı, yapılmadıysa duru- mun ne merkezde olduğuydu. Fakat bir hafta boyunca bütün uğraşmala- rına rağmen selâhiyetli ağızlardan ey öğrenemediler. Bir ara selâhi- yetlılerden biri, gazetecilerin maksa- AKİS, 26 EKİM 1957

Bu sayıdan diğer sayfalar: